Söz'ün Özü - Dücane Cündioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Söz'ün Özü kimin eseri? Söz'ün Özü kitabının yazarı kimdir? Söz'ün Özü konusu ve anafikri nedir? Söz'ün Özü kitabı ne anlatıyor? Söz'ün Özü PDF indirme linki var mı? Söz'ün Özü kitabının yazarı Dücane Cündioğlu kimdir? İşte Söz'ün Özü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Dücane Cündioğlu
Yayın Evi: Kapı Yayınları
İSBN: 9786054322619
Sayfa Sayısı: 124
Söz'ün Özü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Anlama-yorumlama faaliyetinin sübjektif karakteri gözönüne alındığında ve Tefsir Tarihi'nin ortaya koyduğu örneklerde elimizdeyken, Kur'an'ın herkesçe kabul görecek şekilde tek ve nihaî yorumunun yapılabilme imkânının bulunamayacağı aşikârdır. İlahî vahyin bir noktaya kadar farklı okumaları olacaktır ve kanaatimizce bu tabii de karşılanmalıdır. Ancak okuduğumuz, anlamaya/yorumlamaya çalıştığımız metnin, -tabiri caizse-karşımızda âdeta eli-kolu bağlı bir vaziyette duran ve kişisel ilgilerimize, heyecanlarımıza, indî ve spekülatif yaklaşımlarımıza ses çıkarmayan/çıkaramayan bir mahiyet taşıdığı sanılıyor, bu yüzden de her isteyenin istediği şekilde mânâlar istinbat edebileceği sanılan böylesi bir kelâm'dan çeşitli ilhamlar alınabileceği düşünülüyorsa, tereddüt etmeden söyleyebiliriz ki bu zanlar fevkalâde yanlıştır ve Kur'an-ı Kerim'in rehberlik vasfına halel getirecek derecede cahilce yakıştırmalardır.
Söz'ün Özü Alıntıları - Sözleri
- "Kur'an'dan alarak ilhamı, asrın idrakine söyletmeliyiz İslâmı"
- 'Bugün insanlarla konuşmayacağım.'
- "Ey İbrahim! sakın korkma..."
- İnsanların çoğu genellikle rüyaları, bir gerçekliğe sahip olmayan hayaller yığını olarak görmek temayülündedirler.
- Şimdi bilemiyorum. Yirmili yaşlarımda birçok konuda teoriler öne sürer ve bunları kesinlikle diye başlayan heyecanlı cümlelerle savunurdum. Şimdi kesinlikle sözünü kesinlikle kullanmıyorum. Çünkü dünyada her şeyin görece olduğunu, hiçbir şeyin kesin sayılamayacağını öğrendim.
- Sofizm, mensuplarını önce umutsuzluğa, sonra bir "düşünsel kekemeliğe" sürükler. Ardından da kendisi acı bir sükût ile fenâ bulur.
- Kur'an'a muhatap olan kimselerin, metnin, kendilerine ne söylemek istediğini kavramaya çalışmak yerine, arzularını, beklentilerini, hatta saplantılarını o metinde arayıp bulmaya çalışmaları, hiç de nadir görülür hallerden değildir.
- Toshihiko Izutsu'nun dediği gibi, "İslam, Allah konuştuğu zaman meydana gelmiştir."
- eşya (nesne/er) ve hadisat (olgu/ar), -sanıldığı üzere- kendi başlarına ve kendilerinden menkul bir biçimde anlam taşımazlar; onlara anlamı biz veririz, onları biz anlamlı kılarız.
- ....Bir medeniyetin,kendisine olan güvenini yitirmesi,nasıl ki o medeniyet'in temsil ettiği dünya görüşü'nün artık savunulamaz hale geldiğini ve bu nedenle de zevalinin başladığını gösteriyorsa,bir medeniyet'in tekrar tarih sahnesine çıkışı da aynı şekilde o medeniyet'in mensuplarında köklü bir özgüvenin oluşmasıyla mümkün hale gelir...
- Kur'an'a muhatap olan kimselerin, metnin, kendilerine ne söylemek istediğini kavramaya çalışmak yerine, arzularını, beklentilerini, hatta saplantılarını o metinde arayıp bulmaya çalışmaları, hiç de nadir görülür hallerden değildir.
- Dindar bilinç düşünmeyi bilmez, gücünün de zaaflarının da kökeni budur: düşünmemek, sadece inanmak.
- Yoksula, yetime, esire seve seve yedirirler; "Size sadece Allah rızası için yediriyoruz, sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz, o suratsız kara günde Rabbimizin azabından korkarız" derler (İnsan: 8- 1 0)
Söz'ün Özü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yazarın Şura 51. ayetten hareketle "vahiy şekilleri"ni incelediği bir eser. Ben çok faydalandım, tavsiye ederim. Eserdeki ilginç iddia Şura 51. ayetteki "vahyen" şeklini rüya addederek buradan hareketle Alak ilk beş ayet ve Necm suresinin rüya yoluyla vahiy olduğunu söylemesidir. Fakat konuyu işlerken şu an okumakta olduğum İlahi Hitabın Tabiatı ile bir konuda çok büyük benzerlik gördüm, döndüm tekrar okudum hatta. Muhtemelen aynı düşünüyorlar :) (Sümeyra N.)
Söz'ün Özü hem Dücane Cündioğlu'nun ilk okuduğum eseri hem de okuduğum ilk dini kitap oldu. Büyük bir araştırma sonucunda ortaya çıkmış olduğu çok açık. Kuran-ı Kerim'in daha doğru bir biçimde anlaşılabilmesi için vahiy, ruh, tenzil gibi kelimelerin anlamlarını derinden ve açıkça anlatmış. Ayeti kerimlerle örnekler verip desteklemiş Cündioğlu. En çok etkilendiğim yer giriş kısmı oldu. Kuranı- Kerim'i öznelci ve çoğunlukçu fikirlere göre yorumlamaya karşı çıkmış, onu nasıl anlamamız lazım geldiğinden bahsetmiş. Okunmaya değer (Sebahat)
Dücane Cündioğlu hocamızın Kuran tedkikleri dizisinin üçüncü kitabıdır. Özellikle Kuran'ın modern muhataplarının, içinde bulundukları çağın, zihinlerinde oluşturduğu hayat tarzına bir dayanak olarak Kuran'ı kullanıyor olmalarını ve bu durumun Kelam-ı İlahi'nin tabiatıyla büyük bir çelişki oluşturduğunu, çok güzel bir şekilde ortaya koymuştur. Giriş bölümünde yer alan şu cümleler eserin amacını ortaya koymaktadır. "Söz'ün Özü adlı bu eserimizde, Kelam-ı İlahi'nin tabiatına dair sahih bir tasavvura nasıl sahip olunabileceği soruşturulup, Kelam-ı İlahi'yi, Kelam-ı Beşeri'den ayıran hususiyetler açık ve seçik olarak ortaya konulmaya çalışıldı. Allah Teala'nın genelde kullarına, özelde peygamberlerine nasıl hitap ettiği, hitabını ve tarzını hangi terimlerle ve ne maksatla tanımladığı tedkik edildi." Şimdiden iyi okumalar. (erkam)
Söz'ün Özü PDF indirme linki var mı?
Dücane Cündioğlu - Söz'ün Özü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Söz'ün Özü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Dücane Cündioğlu Kimdir?
1962 yılında İstanbul Üsküdar'da doğdu. 2 Nisan 1980 tarihinde başladığı yazı hayatına çeşitli dergi ve gazetelerde makaleler yazarak devam etti. 1981 yılında Kur’an ilimlerini temel uğraş alanı olarak seçti. Yorumbilim'in (İlm-i Tefsir) yanı sıra uzun yıllar Tarih, Dilbilim (İlm-i Belâğat), Düşüncebilim (İlm-i Mantık) ve Felsefe dersleri verdi. Şubat 1998’ten 2011'e kadar Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 5 Şubat 2011 tarihinde 'Son Günah' adlı son yazısı ile gazetedeki yazılarına son verdi. 1993 yılında Elmalılı Hamdi Yazır’ın 'Hak Dini Kur’an Dili: Kur’ân ve Meâlini' hazırlayıp notlandırdı.
Dücane Cündioğlu Kitapları - Eserleri
- Hz. İnsan
- Göz İzi
- Ölümün Dört Rengi
- Cenab-ı Aşk
- Motto
- Düşünce Düşlenir
- Daire'ye Dair
- Hakikat ve Hurafe
- Kur'an'ı Anlama'nın Anlamı
- Sanat ve Felsefe
- Sinema ve Felsefe
- Mimarlık ve Felsefe
- Akif'e Dair
- Söz'ün Özü
- Keşf-i Kadim
- Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an
- Felsefenin Türkçesi
- Anlam'ın Tarihi
- Kur'an Çevirilerinin Dünyası
- Bir Mabed Bekçisi
- Arasokakların Tarihi
- Philo Sophia Loren
- Bir Mabed Savaşçısı
- Başörtü Risalesi
- Bir Kur'an Şairi
- Bir Mabed İşçisi
- Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e Din ve Siyaset
- Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi
- Mehmet Akif'in Kur'an Tercümeleri
- Kur'an ve Dil'e Dair
- Bir Siyasi Proje Olarak Türkçe İbadet
- Tarih ve Siyaset'e Dair
- Bir Mabed İşçisi
- Bir Mabed Bekçisi
- Bir Mabed Savaşçısı
Dücane Cündioğlu Alıntıları - Sözleri
- Ne var ki bu genç adam yalnızlık duygusundan hiç sıyrılamayacak, kendisini hep ayrı, aykırı hissedecek(…) (Bir Mabed Bekçisi)
- -Nurullah Ataç’a ithafen- “Nesir yok artık. Beyaz sayfaları kirleten kelime leşleri. Mabedin enkazı üzerinde hora tepen binlerce deli ve başlarında başsız bir heyulâ: Ataç” (Bir Mabed Bekçisi)
- Bil ki Kur’an, Arap Dili ve Arap Dili’nin üslub ve belâğatıyla nazil olmuştur. O nazil olduğunda Arapların hepsi Kur’an’ı anlıyorlardı ve onun bütün ayrı ayrı kelime ve terkiblerindeki mânâları biliyorlardı. Kur’an, tevhid’i ve dinî vecibeleri hâdiselere uygun olarak beyan etmek maksadıyla cümle cümle, ayet ayet inzâl ediliyordu...(İbn Haldun, 438) (Kur'an'ı Anlama'nın Anlamı)
- Eller karıncalanmış. Karıncalar kanlanmış. Kabalar kalabalıklaşmış. Kalabalıklar kabalaşmış... (Hakikat ve Hurafe)
- Rüzgarda unutulmuş bir mum gibi hisseder hep kendisini; fânussuz, yani kimsesiz, yani çaresiz… (Bir Mabed Bekçisi)
- "İmam-ı Azam hazretleri ,"Kur'an'ı doğru okuyamayanlar için Kur'an'ın tercümesiyle namaz câiz olur " demiştir." (Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi)
- Modernleşme/Dünyevileşme projesinin dindarlık anlayışı, Maûn Sûresi'nde kendisine veyl olunan o gafletin ve riyakârlığın eşlik ettiği öte dünyada hesaba çekilme bilincinden yoksun, gösteriş meraklısı ortakkoşucuların dindarlık anlayışının aynısıdır. (Philo Sophia Loren)
- Dindar bilinç düşünmeyi bilmez, gücünün de zaaflarının da kökeni budur: düşünmemek, sadece inanmak. (Söz'ün Özü)
- Ülkemizde ne yazık ki fikirlere değil, sloganlara rağbet etmek daha revaçta. Slogan atmak daha cazip, daha kârlı, daha masrafsız bir yol; üstelik etkileyici de. Düşünen değil, etkilenen insanlar... Tartışan değil, saldıran hasımlar... Öğretmeye veya öğrenmeye talip olmak yerine aldâtmaya veya aldatılmaya müheyya aydınlar... (Keşf-i Kadim)
- Sizin anlayacağınız, aşılacak çok tepe var ve fakat henüz talib yok! (Kur'an Çevirilerinin Dünyası)
- ' daha insancıl, daha adil bir düzen istedim. Direndim, insanları daha mutlu görebilmek için. Yaşam da bu değil mi zaten ? Ben de yaşadım insan gibi. ' (Arasokakların Tarihi)
- Sanatın en başından itibaren yasayla, düzenle, genel ahlakla, hatta toplumla başının belada olmasının en temel nedeni bu serazadlığı değilse nedir? (Sanat ve Felsefe)
- Kimse sana sende olmayanı veremez; bu nedenle sen sende olanı bulmalı, bulman gerekeni sen kendinde aramalısın. (Cenab-ı Aşk)
- Yarım kalmışlık yaşamın özüdür, telafi edilemez. İtiraf etmek çok zor ama ne yazık ki böyle: tüm varlığımızla yinelenemez ve yenilenemez bir çevrimin içindeyiz. (Ölümün Dört Rengi)
- Hakikatte ise sevgi elbette yaşamın özüdür... (Sinema ve Felsefe)
- “Sanat halk içindir” tekerlemesi, “köylü efendimizdir” gibi bir klişe. Puşkin “mabedimden çekil” diyor sürüye; “sen tekmeden ve küfürden anlarsın.” | CM ~ Fildişi Kule’den (Bir Mabed Bekçisi)
- Şiirin arkasında kalmak başka, şiirin arkasına saklanmak daha başka. (Akif'e Dair)
- ... "kimi gülistan da gonca gül olur" imiş; kimi gonca güle har [diken] olur gider" imiş... (Daire'ye Dair)
- Yoksula, yetime, esire seve seve yedirirler; "Size sadece Allah rızası için yediriyoruz, sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz, o suratsız kara günde Rabbimizin azabından korkarız" derler (İnsan: 8- 1 0) (Söz'ün Özü)
- İnsan insanı insanda tanır. (Hz. İnsan)