Şu Acayip İnsan Vücudu - Özkan Öze (Tarık Uslu) Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şu Acayip İnsan Vücudu kimin eseri? Şu Acayip İnsan Vücudu kitabının yazarı kimdir? Şu Acayip İnsan Vücudu konusu ve anafikri nedir? Şu Acayip İnsan Vücudu kitabı ne anlatıyor? Şu Acayip İnsan Vücudu PDF indirme linki var mı? Şu Acayip İnsan Vücudu kitabının yazarı Özkan Öze (Tarık Uslu) kimdir? İşte Şu Acayip İnsan Vücudu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Özkan Öze (Tarık Uslu)
Yayın Evi: Uğurböceği Yayınları
İSBN: 9786055523039
Sayfa Sayısı: 155
Şu Acayip İnsan Vücudu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Eskiden çocuklar, anne babalarına dünyaya nasıl geldiklerini sorduklarında, çok acayip cevaplar alırlardı:
"Anne ben nasıl dünyaya geldim?"
"Biz babanla dere kenarında dolaşıyorduk, birden taşların kayaların arasında sen gördük. Ay o kadar şirindin ki, alıp eve getirdik!"
"Hadi ya..!"
"Yaa..."
"Çok şirindim demek?"
"Çoook..."
Ve taşların arasındaydım öyle mi?
"Öyle..."
Elbette anne ve babalar, çocukların sorularını geçiştirmek için savurdukları bu palavralara inanmıyorlardı. Tabii, muhtemelen çocuklar da inanmıyorlardı...
Şu Acayip İnsan Vücudu Alıntıları - Sözleri
- İlk kez bir serçe gördüğüm günü... İlk kez bir papatya gördüğüm günü... İlk kez yıldızları ve ayı gördüğüm günü... İlk kez gökyüzünün masmavi teninde akıp giden bulutları farkettiğim günü de hatırlamak ve bir daha asla unutmamak isterdim...
- İlk kez bir serçe gördüğüm günü... İlk kez bir papatya gördüğüm günü... İlk kez yıldızları ve ayı gördüğüm günü... İlk kez gökyüzünün masmavi teninde akıp giden bulutları farkettiğim günü de hatırlamak ve bir daha asla unutmamak isterdim...
- Bir ceviz ağacından taze koparılmış bir cevizin en dışında yeşil bir kabuk vardır. Bu yeşil yumuşak kabuğu kafa derimiz kabul edersek, hemen altındaki sert kabuk da, kafatasımızla eşleşir. Ama asıl benzerlik bundan sonra görünür. Ceviz, kıvrımlı yapısıyla beynimize çok benzer. Ayrıca ceviz içi tıpkı beynimiz gibi iki yarıdan oluşur. Ceviz içinin üzeri incecik bir zarla kaplıdır. Beynimiz de adına korteks denen ince ama son derece önemli beyin zarıyla sarılmıştır. Asıl ilginç olan, Meyveler arasında içinde gümüş iyonu taşıyan tek meyve cevizdir. Ve vücudumuzda gümüş iyonuna ihtiyaç duyan tek organ da beyindir! Yani ceviz her haliyle "Ben beyin için yaratıldım" demektedir.
- Nefes almak nasıl zahmetsizce ve farkına bile varmadan yaptığımız bir işse, nefes vermek de öyledir.
- Her bir kıl için derimizin altında bir kıl kökü vardır. Bu kıl kökü, kılın ya da saçın beslenmesini ve uzamasını sağlar. Ancak saçlarımız onları kesmediğimiz sürece uzayabildiği kadar uzadığı halde, kaşlarımız, kirpiklerimiz belli bir uzunluğa geldiklerinde daha uzamazlar. Tüm saçlar ve kıllar aynı maddeden yaratıldığı halde, hepsinin aynı şekilde uzamaması gerçekten ilginç bir durumdur. Eğer kirpiklerimiz saçlarımız gibi uzayacak olsaydı başımız gerçekten büyük belada demekti. Aynı şey kaşlarımız için de geçerli, onlarda kafalarına göre uzamazlar. Allah yeryüzünde yarattığı her şeye, belli bir ölçü koymuştur. Ne okyanuslar sınırlarını aşabilir, ne yıldızlar kafalarına esen yörüngelerde uçabilir, ne de tek bir kıl, istediği kadar uzayabilir.
- Doğduğumuzda vücudumuzda 360'a yakın kemik vardı. Ama zaman içinde bazıları bazılarıyla kaynașıp birleşti ve bu sayı 206'a indi. Şuan, vücudumuzda irili ufaklı tam 206 parça kemik vardır. İskeletimiz işte bu 206 parça kemiğin bir araya getirilmesiyle yaratılmıştır. Bu mükemmel ötesi bir sistemdir.
- Dünyanın en berbat seslerinden bir tanesi bir kapı menteșesinin, kapı her açılıp kapandığında çıkardığı ses olsa gerek. Peki kapılar neden zaman içinde gıcırdamaya başlar? Gün içinde onlarca kez açılıp kapanan kapının menteșeleri metaldir ve metal her açılıp kapandığında birbirine sürte sürte aşınır pürtüklenir ve sürtünme yepisyeni zamanlarındakinden daha zor bir hal alır. Bunun tek çaresi kapıyı bir güzel yağlamaktır. Yağ, menteşenin aşınmış metal yüzeyindeki minik girinti çıkıntıları doldurur ve sürtünmenin etkisini ortadan kaldırır. O yüzden gıcırdayan kapılara kızıp köpüreceğinize, kalkıp yağlayın onlar.. Acaba, dizlerimiz, bileklerimiz gibi eklem yerlerimiz hayatımız boyunca yüzbinlerce kez açılıp kapandığı halde neden gıcırdamaz? Bunun cevabı son derece basittir ama bir o kadar da mucizedir. Çünkü kemiklerimizi bir araya getirip iskeletimizi yaratan Rabbimiz, eklem yerlerimiz arasında bir boşluk bırakmıştır. Bu boşluk da adına eklem sıvısı denen bir sıvı ile doludur. Eklem sıvısı olağanüstü derecede kaygan ve yağlı bir sıvıdır. Böylece kemiklerimiz hareket ederken birbirine sürtünüp așınmaz. Bunun dışında özellikle dizlerimiz gibi çok yük binen eklem yerlerimiz de, kemiklerin uç kısımlarında kemik kadar sert olmayan kıkırdak bir yapı ile kaplanmıștır. Dizimize binen yük arttığında bu kıkırdak yapının hemen altında bulunan yoğun bir yağ tabakasından, kemikler arasına ekstra bir yağ sızar. Bu yağ, iki kemiğin hareket ederken, kelimenin tam anlamıyla yağ gibi kaymasını sağlar..
- Havanın burundan sonraki durağı soluk borusudur. Hava, burun içinde her ne kadar iyice temizlendiyse de, bir takım bakteriler, bu mükemmel klimanın elinden kurtulmuştur diye bir başka kontrol noktası daha, nefes borusunun iç çeperinde göreve hazır beklemektedir. Nefes borusunun içi, mikroskobik tüycüklerle kaplıdır. Ve bu tüycükler devamlı akciğerlerin ters yönüne doğru bir kamçı gibi hareket ederler. Böylece içimize çektiğimiz hava, her türlü toz ve mikroptan bir kez daha arındırılır. Tüycükler tarafından yakalananlar ise, elden ele taşınarak yukarıya doğru itilir ve yemek borusundan aşağıya yuvarlanır. Biz de onları yutarız. Doğruca midenize giden bu maddeler, mide asiti tarafından tamamen etkisiz hale getirilirler. Hadi bunlar da yetmedi ve yine de nefes borumuza bir takım teröristler sızmayı başardı. İşte o zaman öksürürüz! Ve saatteki hızı neredeyse 1000 km'yi bulan bir hava harekatı, bu zararlı maddeleri, bilgisayarınız monitörüne yapıştırır. Tabii ağzınızı elinizle kapatmadıysanız.. Ve bütün bu işlemler, her nefes aldığınızda tekrar tekrar yapılır. Her nefes aldığınızda..
- Yediğimiz yemekler yolunu şaşırıp, yemek borusuna değil de soluk borusuna giderse? Gün içinde yüzlerce kez yutkunur ve bir şeyler yutarız. Ama böyle bir durum neredeyse hiç başımıza gelmez. Çünkü soluk borusunun başladığı yerde, küçük bir kapakçık yaratılmıştır. Bu kapakçık yutkunmamız sırasında kapanır. Böylece midenize gitmesi gereken sıvılar ve katı yiyecekler soluk borumuza kaçmaz. Yutkunma işlemi biter bitmez de kapak tekrar açılır ve nefes alıp vermeye kaldığımız yerden devam ederiz. Ve gönül rahatlığıyla, boğulma korkusu yaşamadan yer içeriz. Eğer Allah boğazımızda böyle bir sistem yaramamış olsaydı, yemek yerken bir bomba imha uzmanı kadar dikkatli olmamız gerekirdi. Ancak bu dikkat bile çoğumuzu sofra başlarında telef olup gitmekten kurtaramazdı.
- Ceviz ve Beyin Bir ceviz ağacından taze koparılmış bir cevizin en dışında yeşil bir kabuk vardır. Bu yeşil yumuşak kabuğu kafa derimiz kabul edersek, hemen altındaki sert kabuk da, kafatasımızla eşleşir. Ama asıl benzerlik bundan sonra görünür. Ceviz, kıvrımlı yapısıyla beynimize çok benzer. Ayrıca ceviz içi tıpkı beynimiz gibi iki yarıdan oluşur. Ceviz içinin üzeri incecik bir zarla kaplıdır. Beynimiz de adına korteks denen ince ama son derece önemli beyin zariyla sarılmıştır. Asıl ilginç olan, Meyveler arasında içinde gümüş iyonu taşıyan tek meyve cevizdir. Ve vücudumuzda gümüş iyonuna ihtiyaç duyan tek organ da beyindir! Yani ceviz her haliyle "Ben beyin için yaratıldım" demektedir.
- Kanımız damarlarımızda durgun bir su gibi durmadığına göre onun dişimizden tırnağımıza kadar kusursuz bir şekilde akışını sağlayan güç nedir? Eğer bedenimiz bir kum saati gibi yaratılmış olsaydı, bunun tek bir yolu vardı: Her beş dakikada bir amuda kalkmak!
- Bazen bir çiçeğin ismi olarak çıkar ağızınızdan o "kirli" hava...
Şu Acayip İnsan Vücudu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Alak 1-2 "Yaratan Rabbinin adıyla oku. O insanı bir kan pıhtısıdan (Alâk) yarattı." 1=NUTFE- 2=ALEKA- 3=MUDGA 1: su damlasi 2:bir yere asılma, tutunma, sülük, kan pıhtısı 3:ağızda çiğnenmiş lokma (F.nur Guvenmedi)
Konu : Eskiden çocuklar, anne babalarına dünyaya nasıl geldiklerini sorduklarında, çok acayip cevaplar alırlardı:"Anne ben nasıl dünyaya geldim?""Biz babanla dere kenarında dolaşıyorduk, birden taşların kayaların arasında sen gördük. Ay o kadar şirindin ki, alıp eve getirdik!""Hadi ya...!""Yaa...""Çok şirindim demek?""Çoook..."Ve taşların arasındaydım öyle mi?"Öyle..."Elbette anne ve babalar, çocukların sorularını geçiştirmek için savurdukları bu palavralara inanmıyorlardı. Tabii, muhtemelen çocuklar da inanmıyorlardı... Yorum : çok güzel bir kitap . (Ş.ö)
Şu evrendeki en büyük mucize nedir diye sorsanız cevabı mutlaka her aynaya baktığınızda gördüğünüz şeydir yani kendi bedeninizdir! İnsan vücudundaki mükemmel işleyiş ince ayrıntılarına kadar anlatılmış .Kanımızdaki hücrelerden beynimizdeki nöronlara,kemiklerimizin yapısıdan fasulyeye benzeyen böbreklerimize kadar ve daha sayamadığım birçok şey kitapta var.Fen,biyoloji derslerinden anlamıyorsanız ya da insan vücudu size çok karmaşık geliyorsa bu kitap size yardımcı olabilir.Size hem eğlenerek öğretiyor bilgiyi hem de hikayeleştirerek daha iyi aklınızda kalıyor.Bu kitaptan sonra Şu Acayip Şeyler dizisindeki diğer kitapları da okumayı düşünüyorum. (Elif Asmin Arslan)
Şu Acayip İnsan Vücudu PDF indirme linki var mı?
Özkan Öze (Tarık Uslu) - Şu Acayip İnsan Vücudu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şu Acayip İnsan Vücudu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Özkan Öze (Tarık Uslu) Kimdir?
1974 yılında Adapazarı’nda doğdu. Milli Eğitim hayatı lise son sınıfa kadar sürdü. Bütün bu süre içinde okumak ve yazmaktan daha önemli bir şey öğrenemedi. Lise yıllarında Zafer Dergisi’nin yazı işlerinde çalışmaya başladı. Uzun bir süre derginin yazı işleri müdürlüğünü yaptı.
Şu anda, Zafer Yayınları, Uğurböceği Yayınları ve İlkgençlik Yayınları’ndan oluşan Zafer Yayın Grubu’nun editörüdür. Hem kendi ismiyle (Özkan Öze) hem de Tarık Uslu ismiyle pek çok kitabı yayınlandı. Yazı çalışmalarına aralıksız sürdüren yazar, evli ve iki çocuk babasıdır.
Özkan Öze (Tarık Uslu) Kitapları - Eserleri
- Çaylak ile Filozof
- Çaylak ile Filozof 2
- Hüzünlü Tebessümler
- Şu Acayip Uzay
- Şu Acayip İnsan Vücudu
- Çaylak ile Filozof 3
- Şu Acayip Hayvanlar
- Şu Acayip Yeryüzü
- Şu Acayip Gökyüzü
- Şu Acayip Atom
- Şu Acayip Hücre
- Allah'ı Merak Ediyorum
- Şu Acayip Bitkiler
- Şu Acayip Anneler
- Şu Acayip Arılar
- Çarp Yoksa Ben Çarparım!
- Dersimiz - Amentü
- Şu Acayip Böcekler
- Çocuklar Allah'ı Sorduğunda
- Şu Acayip Kuşlar
- Çaylak ile Filozof - 4
- Büyük Karanlığın Sırrı
- Şu Acayip Karıncalar
- Genç Adam ve Allah
- Şu Acayip Balıklar
- Allah'ı Merak Ediyorum 2
- Dersimiz Namaz
- Şu Acayip Gözler
- Bilim Öyküleri
- Şu Acayip Işık ve Renk
- Kur'an'ı Merak Ediyorum
- Dersimiz Güzel Ahlak
- Peygamberin Genç Arkadaşları
- Şu Acayip Beyin
- Şu Acayip Kelebekler
- Peygamberimi Merak Ediyorum
- Cenneti Merak Ediyorum
- Daha da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum (5 Kitap Tek Cilt)
- Kaderi Merak Ediyorum
- Şu Acayip Ağaçlar
- Şu Acayip Sürüngenler
- Melekleri Merak Ediyorum
- Mucizeler Fabrikası
- Küçük Sahabiler Seti (4 Kitap)
- Peygamberin (s.a.v.) Genç Arkadaşları 2 / Medine Gençleri
- Şu Acayip Kulaklar
- İsmail Hal ve Gidişat: Zayıf
- Rabbim Allah
- Peygamber Efendimiz
- Küçük Sahabiler 1
- Hüzünlü Tebessümler 2
- Küçük Sahabiler Seti 2
- Küçük Sahabiler 3
- Ölmek Ne Demek?
- Allah'ın Güzel İsimleri
- Küçük Sahabiler 2
- Sormagir Mahallesi Hikayeleri 1 - Olağanüstü Parlak Bir Fikir - Ucuz Roket Yakıtı
- Elveda Ağustos Böceği
- Küçük Sahabiler 4
- Küçük Sahabiler 8
- Daha Da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum 1
- Küçük Sahabiler 5
- Küçük Sahabiler 6
- Küçük Sahabiler 7
- Ali Gel ve Maceraları 1
- Peygamberimizin Özellikleri ve Güzellikleri 2 - Güzel Ahlak
- İbn Tufeyl ile Akıl Adasında Bir Başına
- Kur'an Okumayı Neden Öğrenmeliyim?
- Peygamberimizin Özellikleri ve Güzellikleri - Temizlik
- Saadet Asrından Neşeli Hatıralar
- Allah'ın Güzel İsimleri 1: Vedud
- Peygamber Hikayeleri Okul Öncesi (10 Kitap Set)
- Ali Gel ve Maceraları 3
- Ali Gel ve Maceraları 2
- Daha Da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum
- Ali Gel ve Maceraları 4
- Ali Gel ve Maceraları
- Şu Acayip Işık ve Renk
- Daha da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum - 4
- Allah'ın Güzel İsimleri 99 Esma-i Hüsna
- Peygamberin Küçük Arkadaşları
- Ali Gel ve Maceraları 5
- Yunus Peygamber
- Allah'ın Güzel İsimleri 4
- Allah'ın Güzel İsimleri 2
- Cennet Nasıl Bir Yer?
- Şu Acayip Kediler
- Merak Ediyorum (7 Kitap Takım)
- Daha Da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum - 5
- Allah'ın Güzel İsimleri 5
- Peygamber Hikayeleri Okul Öncesi
- Melekler Kız mı, Erkek mi?
- Allah'ın Güzel İsimleri 3
- Adem Peygamber
- Allah'ın Güzel İsimlerini Neden Öğrenmeliyim?
- Allah’in Güzel İsimleri 6
- İbrahim Peygamber
- Nuh Peygamber
- Daha Da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum - 3
- İsa Peygamber
- Allah’ın Güzel İsimleri 9
- Şu Acayip Burunlar
- Allah’ın Güzel İsimleri 7
- Daha da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum
- Şu Acayip Kurbağalar
- Şu Acayip Dinozorlar
- Küçüklerin Büyük Soruları Seti
- Şu Acayip Balinalar
- Şu Acayip Salyangozlar
- Yusuf Peygamber
- Allah’ın Güzel İsimleri 10
- Şu Acayip Dünya
- Şu Acayip Ay
- Peygamberin (s.a.v.) Genç Arkadaşları / Mekke Gençleri
- Kur'an Okumayı Neden Öğrenmeliyim?
- Cennet Nasıl Bir Yer?
- Melekler Kız mı, Erkek mi?
- Allah'ın Güzel İsimlerini Neden Öğrenmeliyim?
- İsa Peygamberin Hikayesi
- Allah’ın Güzel İsimleri 8
- Was Ich Schon Immer Über Allah Wissen Wollte 2
- Acayip Şeyler Seti - 22 Kitap
- Allah'ın Güzel İsimleri 99 Esma-i Hüsna
- Allah'ın Güzel İsimleri
- İbn Tufeyl ile Akıl Adasında Bir Başına
Özkan Öze (Tarık Uslu) Alıntıları - Sözleri
- Allahu Ekber! Allahu Ekber! "Allahu Ekber ne demek biliyor musun Meryem?" diye sordu babası. "Galiba bilmiyorum" dedi Meryem. "Sadece Allah büyüktür!" demek diye cevapverdi babası. "Sadece Allah büyüktür ve Allah en büyüktür!" (Daha Da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum - 3)
- Allah zehirli bir sineğin eliyle balı, elsiz bir böceğin eliyle de ipeği gönderir bizlere. (Şu Acayip Böcekler)
- Kim güzel, kim çirkin? Ancak bedenimiz bizim için bir elbise gibidir cocuklar.Ve ister güzel olsun, ister cirkin, bir gün mutlaka eskiyecek, bir gun mutlaka çıkarıp toprağın altına bırakıp gideceğimiz bir elbise. (Dersimiz Güzel Ahlak)
- Ağaçlar ağaçlara, balıklar balıklara, bulutlar bulutlara, sincaplar sincaplara, elmalar elmalara, patlamış mısırlar da patlamış mısırlara benziyor. Yani her şey bir şeye benziyor ya.. Peki Allah neye benziyor? (Daha da Küçükler İçin Allah'ı Merak Ediyorum (5 Kitap Tek Cilt))
- Çoğu insan, zaman zaman bir başkası olmak ister. (Çaylak ile Filozof)
- Albert Einstein "Ya her şey bir mucizedir, ya da hiçbir şey." (Şu Acayip Hücre)
- VEHHAB olan Allah'a şükürler olsun. (Allah'ın Güzel İsimleri 99 Esma-i Hüsna)
- Güzel kitap (Şu Acayip Anneler)
- Bizi yoktan var eden. Hiçbir mecburiyeti olmadığı halde varlığımızı yokluğumuza tercih eden O’dur. (Dersimiz Namaz)
- Çünkü bir canlıya başka bir canı kendi canından daha çok sevdiren bir şeydir annelik.... (Şu Acayip Anneler)
- Pazardan elma, armut, üzüm alırken iyisini, tazesini, olgununu seçecek kadar aklı olan herkes, yaptığı bu seçimlerde, kaderin kendisini zorlamadığını gayet iyi bilir.. Çünkü neyin doğru, neyin yanlış, neyin çürük, neyin sağlam..olduğunu aklımız bize söyler, kalbimiz söyler, vicdanımız söyler.. Peygamberimiz söyler, Ku'ran söyler.. İster onları dinlemeyi seçeriz, ister dinlememeyi.. (Kaderi Merak Ediyorum)
- "Sahip olmak" ile "sahibi olmak" arasında büyük fark vardır! Çocuklarınıza, sahipleri olmadığınızı unutmadan sahip olun.. (Hüzünlü Tebessümler 2)
- Kısaca demek istiyorum ki, anlamak istemeyene kimse bir şey anlatamaz. (Genç Adam ve Allah)
- Bilmeden ezip geçtiklerim o karıncalar için, bu minicik çalışkan hayvancıkların Rabbinin beni affedeceğini ümit ediyorum! (Şu Acayip Karıncalar)
- "Hiç bilmemek, yanlış bilmekten daha iyi..." (Şu Acayip Uzay)
- Nokta bir sondur evet, ama aynı zamanda başlangıçtır.. Bütün güzel cümleler , büyük harflerden önce , küçücük bir nokta ile başlar.. (Çocuklar Allah'ı Sorduğunda)
- İnsan kulağı için 0 desibel sessizlik demektir. Kar yağarken çıkan ses 0 desibeldir. Fısıltı 30, alçak sesle konuşma 50 desibeldir. Tabii bazılarının sesinin ayarı yoktur! “Bağırma, sağır değilim!” Dersiniz ama size, “Bağırmıyorum ki!” Diye cevap verirler ve seslerini kısarak konuşmayı asla beceremezler. Aslında bu insanların üzerine çok gitmemek lazım çünkü yaratılıştan yüksek desibelli bir sese sahiptirler. (Şu Acayip Kulaklar)
- Yusuf çok yakışıklı bir delikanlı oldu. Onu bir gören,bir daha bakıyordu.Ve bir daha bakan,bir daha bakmadan yapamıyordu. (Yusuf Peygamber)
- Genç sahabi, acı içinde çökerken, iman dolu gönlü, dağ gibi ayaktaydı."Allah birdir ve Allah'tan başka ilah yoktur!"diye inledi. (Peygamberin Genç Arkadaşları)
- Doğru düzgün bir uçuşun sırları, kuşların eşsiz yaratılışında gizliydi... (Şu Acayip Kuşlar)