Suikast Bürosu - Jack London Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Suikast Bürosu kimin eseri? Suikast Bürosu kitabının yazarı kimdir? Suikast Bürosu konusu ve anafikri nedir? Suikast Bürosu kitabı ne anlatıyor? Suikast Bürosu kitabının yazarı Jack London kimdir? İşte Suikast Bürosu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Jack London
Çevirmen: Ahmet Bora Pekiner
Orijinal Adı: The Assasination Bureau Ltd.
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750725098
Sayfa Sayısı: 224
Suikast Bürosu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
New York Times kitap ekinde, "Bu kitap büyük bir keyifle okunmasının yanı sıra yıllardır yazılmış en büyük gerilim romanıdır," diye tanıtılan Suikast Bürosu, 20. yüzyılın en önemli yazarlarından Jack London'ın siyaset dünyasına göndermeler yaptığı ironik bir yapıtıdır.
"London'ın romanı tamamlamadan bırakmasının nedeni, belki de anlatısının ABD imparatorluğunun yöntemleriyle suç ortaklığı içinde olmasından dolayı gittikçe içine saplandığı duygusal ikilemden kaynaklanır.
Robert L. Fish'in 1963'te tamamladığı macera romanı Suikast Bürosu, London'ın ölümünden sonra yayımlanan elyazmalarından biriydi. Kitabın Kennedy suikastının yaşandığı yıl ortaya çıkması, işlenen temayla ulusal güvenlik adına gizli faaliyetlerde bulunan ve seçimle belirlenmemiş yetkililerden oluşan gölge bir hükümetin varlığı birleşince ortaya atılan birçok komplo teorisine tuhaf bir inanılırlık havası katmıştı.
Eğer London, on beş yıl daha yaşamış olsaydı, dayanamaz ve 22 Kasım 1963'te Teksas'ın Dallas kentinde gerçekleşen ve hakkında halen komplo teorileri üretilen bu suikastla ilgili muhakkak bir şeyler yazardı."
(Tanıtım Bülteninden)
Suikast Bürosu Alıntıları - Sözleri
- Siz insanlıkla ilgisi olmayan garip yaratıklarsınız!
- Her insanda, kendisini yaşama mücadelesine iten bir içgüdü vardır. Ama yine hepimizde her fırsatta beliren bir kendi kendini tahrip isteği de vardır.
- İnanmak, günah işlemek değildir.
- Belki de düş kurmaktan başka bir işe yaramam.
- “Doğruluk. Doğruluk ve ahlak. Varımız yoğumuz bu. Zaten bizim için fazlasına gerek yok.”
- “Bir şeyin doğru olduğuna inandığınız sürece yapmayacağınız iş yok.”
- “Hayat denkleminde, beynin kontrol etme ve değerlendirme kudretini aşan tek değişken, geçen yıllardı.”
- “En büyük hayranlık beslediğiniz şeyin tam da en çok korktuğunuz şey olmasının sebebi nedir?”
- “İnsan henüz yokken bile, evrende güzellik vardı. İnsan yok olup gittiğinde de güzellik burada olmaya devam edecek. Güzellik… Onun varlığı pisliğin içinde sürünen meraklı adamlara bağlı değil.”
- “Eğer kendi hayatlarımızı kontrol edemiyorsak, başka hiçbir şeyin kontrolü elimizde değildir.”
- Doğrunun üzerine inşa edilmemiş hiçbir şey var olamaz.
Suikast Bürosu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tek solukta bitirdiğim nadir eserlerden!: Jack London'ı Martin Eden kitabıyla tanıdığımı söyleyerek incelememe başlamak istiyorum. Sanırım bu okuduğum ikinci kitabıydı. Kesinlikle hayran kaldım diyebilirim. Kitabın konusuna gelmek gerekirse, isminden de anlaşıldığı üzere bir cinayet şirketi üzerinden ilerliyor. Cinayet şirketini kiralık katil tutulan bir şirket olarak özetleyebiliriz. Fakat şirketin ciddi bir kuralı var. Öldürülecek kişinin ölmesi için kesinlikle bir sebep olması gerekiyor. Topluma faydalı olduğu düşünülen hiç kimse öldürülmüyor. Bu sebeple şirkete başvuran kişilerin mantıklı bir sebep sunması gerekiyor ve ardından bu sebep araştırılıyor. Eğer doğru bulunursa kiralık katil tutulmuş oluyor. Şirketini tamamen bu ahlâk kuralıyla ilerleten Ivan Dragomiloff bu konuda gerçekten çok sıkı çalışıyor. Ardından ana karakterlerimizden birisi olan Winter Hall şirkete başvuruyor ve Ivan'ın bu ahlâk konusuna ne kadar özen gösterdiğini denemek istiyor. İşte asıl hikâyemiz böyle başlıyor. Anlatımdan bahsetmek gerekirse, akıcı olduğunu söyleyebilirim. Kitabın başlarında karşımıza ciddi bir anlatım çıksa da kısa süre sonra bu samimi cümlelere dönüşüyor ve okuru kitaba bağlıyor. Akıcı olduğunu da söylemek isterim. Ben tek solukta bitirdim. Yaptığım araştırmalara göre Jack London bu romanı yarıda bırakıyor ve devamını Robert Fish getiriyor. Sebebini bilmiyorum. Tek söylemek istediğim bu değişikliğin kitapta hiçbir şekilde belli olmaması. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Umarım beğenirsiniz. Sevgilerimle! (Betül)
Yaşama, ölüme, öldürmeye dair bir Jack London macerası. Bitirmeye kısacık ömrünün yetmediği Cinayet Şirketi, bünyesindeki saygın işadamı, akademisyenlerle para karşılığı cinayetler işleyen bir şirketin enteresan hikayesi. İşin ilginç yanı şu ki, Jack’im London’ım kitabı bitiremeden muammalı bir şekilde vefat edince bıraktığı notlarla tam 47 yıl sonra bir başka yazar Robert L Fish kitabı bitiriyor. Bu da ayrı bir başarı ki, kitabın sonunda nereden devraldığını okuyunca anlıyoruz, yazarın tarzına son derece sadık kalındığı için farkedilmiyor bu fark. (elifmine)
Cinayet şirketi.. Oldukça akıcı, insanı içine çeken bir kitap. Bi solukta okunabilecek türden. Jack London’ın okuduğum ilk eseri. Felsefi konuşmaların da ağır bastığı bir kitap ayrıca. Bir solukta okurken araya virgüller koydurup durup düşünmeye de teşvik ediyor. Okunmaya değer. (Ftma)
Kitabın Yazarı Jack London Kimdir?
12 Ocak 1876’da San Francisco’da doğdu. Gerçek adı John Griffith Chaney’dir. Evlilik dışı bir çocuk olarak dünyaya gelen Jack London, soyadını, henüz sekiz aylıkken annesinin evlendiği John London adlı savaş gazisinden aldı. Maddi sıkıntılar nedeniyle küçük yaşta okulu bırakıp gazete satıcılığı, tayfalık, balıkçılık, istiridye korsanlığı, gazetecilik, sahil koruma devriyeliği gibi çeşitli işlerde çalıştı ve Amerikan işçi sınıfını tanıdı. 1894’te serserilik suçlamasıyla otuz gün hapis yattı. Hapisten çıktıktan sonra hayatını değiştirmek arzusuyla liseye kayıt yaptırdı. Lise öğrenimini bir senede tamamlayarak 1896 yılında Kaliforniya Üniversitesi’ne girdi. Bir dönem okuyabildiği üniversiteden maddi zorluklar sebebiyle ayrıldı. 1897’de Klondike bölgesinde altın arayanlara katıldı ama bir yıl sonra yine yoksul ve işsiz olarak geri döndü. Yoğun bir çalışma programı hazırlayarak şansını yazarlıkta denemeye karar verdi. Soneler, baladlar, nükteli fıkralar, anekdotlar, korku ve serüven öyküleri yazmaya başladı. 1909’da yazdığı Martin Eden bu dönemi yansıtması bakımından otobiyografik izler taşır. İlk kitabı Kurt Dölü (1900) büyük ilgiyle karşılandı. Aynı yıl Elisabeth Maddern ile evlendi ve bu evlilikten iki kızı oldu. Ancak bu beraberlik uzun ömürlü olmadı ve 1904’te sona erdi. Charmian Kittredge ile ikinci evliliğin ardından 1916’da Kaliforniaya’daki çiftliğinde hayatını kaybetti. London yazarlık kariyeri boyunca elliye yakın kitap yazdı ve döneminin en çok okunan yazarlarından biri oldu. Yazdıkları, yaşadıkları etrafında şekillenmiş, sosyalizmin de etkisiyle toplumcu bir dünya görüşüne ulaşmıştır. Başlıca eserleri arasında Beyaz Diş, Martin Eden, Uçurum İnsanları, Vahşetin Çağrısı yer alır.
Jack London Kitapları - Eserleri
- Beyaz Diş
- John Barleycorn
- Martin Eden
- Demir Ökçe
- Ay Vadisi
- Demiryolu Serserileri
- Vahşetin Çağrısı
- Deniz Kurdu
- Uçurum İnsanları
- Alın Teri
- Şampiyon
- Dehşet Ülkesi
- Güneşin Oğlu
- Yanan Günışığı
- Kız, Kar ve Kan
- Düş Ülkelerine Yolculuk
- Sevginin Katıksızı
- Tanrılar ve Köpekler
- Suikast Bürosu
- Kurt Dölü
- Denizin Çağrısı
- Midas'ın Müritleri
- Yıldız Gezgini
- Ölüme Boyun Eğmeyen Adam
- Ataların Tanrısı
- Beyaz Sessizlik
- Can Yoldaşı
- Devrim
- Dönek
- Gece Doğan
- Halk Avcısı
- İnsanın Sadakati
- Meksikalı
- San Fransisco'nun Güneyi
- Sınıf Farkı
- Makaloa Hasırı Üzerinde
- Bana Göre Hayatın Anlamı
- Hawaii Öyküleri
- Büyük Serüven
- Kurt Kanı
- Yakalanış
- Öyküler
- Uzak Diyarlarda
- Bir Kuzey Macerası
- Gece Geçen Serseriler
- Gemide İsyan
- Geleceğin Hikayeleri
- Beyaz Cehennem
- Büyük Evin Küçük Hanımefendisi
- Beyaz Diş - Madam Bovary
- Şafak Kızı
- Beyaz Diş - Esrarlı Ada
- Yumruk
- Buzun Çocukları
- Bin Düzine Yumurta
- Adem'den Önce
- Oyun
- Ateş Yakmak
- Acemi Gece
- Vahşetin Çağrısı (Çizgi Roman)
- Kumarbazlar Cenneti
- Vahşetin Çağrısı - Beyaz Diş
- Ateş Yakmak
- Hayatın Kanunu
- Demir Yolu Çocukları
- Kızıl Veba
- Büyük Sorgu
- Mapuhi’nin Evi
- Ölümcül Dalgalar
- Kadın Denen Mucize
- İlk Savaş, İlk Zafer
- İnsanlığın Sürüklenişi
- Kepaze
- Çinago
- Bütün Dünyanın Düşmanı
- Alice Ruhunu Açınca
- Kahekili’nin Kemikleri
- Dağ Adamı
- Bir Dilim Biftek
- Kırmızı
- Tek Özgürlüğüm
- Güneşe Doğru
- Lost Face And Other Stories
- Theft
- Tom Pomplun
- Kaval Kemikleri
Jack London Alıntıları - Sözleri
- “Sanki kendimin dışında durmuş da kuşkuyla kendime bakıyor gibiydim.” (Deniz Kurdu)
- Henüz çıldırmadım ama çıldırmaya başladığım zaman beni görün;))) (Büyük Evin Küçük Hanımefendisi)
- Yaşlılık zamanlarımızda dine ihtiyaç duyarız Alice. Din bizi yumuşatır, diğer insanların zayıflıklarına, özellikle de nerede sabah orada akşam hovardalık ettikleri ve ne yaptıklarını bilmedikleri gençlik zamanlarında gösterdikleri zayıflıklara karşı daha hoşgörülü ve affedici olmamızı sağlar. (Alice Ruhunu Açınca)
- Ömrüm boyunca gövdemle hayvan gibi çalıştım ve ne kadar çok çalıştıysam çukurun dibine o kadar fazla yaklaştım. (Tom Pomplun)
- °• İnsan her zaman hayattan talep ettiğinin daha azını alır . (Uçurum İnsanları)
- Dünyaya egemen olan kanunu iyi biliyordu: zayıflar ezilir, güçlülere itaat edilirdi. (Beyaz Diş)
- “Bana o gözleriyle bir dakika içinde, bin yılda kitaplarda okuyabileceğimden daha çok şey söylüyordu.” (Büyük Sorgu)
- Bundan şu çıkıyordu ki bir kişi dostluğun d'sini bile bilmez ama soylu biri olabilir! (Uzak Diyarlarda)
- İnsanlar neden şarap içer, at biner, aktristleri tutar, papaz ya da kitap kurdu olur? Öyle isterler de ondan. İşte sana cevap. Hepimiz, elimizdeyse, hoşlandığımız şeyleri yapmak isteriz, elde edelim etmeyelim, istediğimiz şeylerin peşinden koşarız. (Sevginin Katıksızı)
- Güneş her sabah doğar. (Makaloa Hasırı Üzerinde)
- Korkak olduğu için, zorbalığı da korkaklığıyla uyumluydu. (Can Yoldaşı)
- Derler ki, bu aşk hayattan bile daha kıymetliymiş, aşık olanlar böyle söyler. Bir kadın ya da erkek, birini dünyadaki herkesten daha fazla severse, o zaman aşık olduğunu anlar. Böyle denir ama kelimelerle açıklamak fazlasıyla zor. Sadece bilirsin işte, o kadar. (Kadın Denen Mucize)
- “Kalbimde sana duyduğum hisler yıldızlar kadar parlak ve çok, bunu ifade edebilecek bir dil yok. Sana nasıl anlatabilirim ki? Oradalar... Görüyor musun?" (Kadın Denen Mucize)
- Tekdüzelikten uzak olması belki de serseri yaşantısının en güzel yanıdır. Topluluklar hâlinde yaşayan serserilerin ülkesinde, yaşamın yüzü sık sık biçim değistirir. (Demir Yolu Çocukları)
- Yaşamaktan mutluyum, kendi akıl ve gücümden mutluyum, işleri yapmaktan mutluyum, kendim için yapmaktan. Bundan başka yaşamak için bir neden olabilir mi? Kendimden ve yaptığım işlerden keyif almayacaksam, neden yaşayayım? (Buzun Çocukları)
- “Aramızda küçük bir tartışma yaşadık ve yapabileceğimiz en iyi şey, bunun bu kadarla kalmasını sağlamak.” (Vahşetin Çağrısı (Çizgi Roman))
- Kötü olan iyi olanı bozar, her şey birlikte iltihaplanır. (Uçurum İnsanları)
- Bugün n'oluyor, ilkokuldan sonra ortaokul, lise, sonra üniversite, sonra ya memur oluyoruz ya doktor moktor, bildiğimiz serüvenleri de sadece kitaplardan öğreniyoruz. (İlk Savaş, İlk Zafer)
- Hayat hayal kırıklıklarıyla dolu ve öyle olmalı zaten. En tatlı et kıtlıktan sonra gelen ve en yumuşak yatak da zor bir avdan sonra yatılandır. (İnsanın Sadakati)
- Kazanılacak bir oyun gibi gördükleri şeyi yıllarca oynayan insanları izledim. Sonunda kaybettiler... (Dönek)