Sultan'dan Atatürk'e Türkiye - Andrew Mango Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Sultan'dan Atatürk'e Türkiye kimin eseri? Sultan'dan Atatürk'e Türkiye kitabının yazarı kimdir? Sultan'dan Atatürk'e Türkiye konusu ve anafikri nedir? Sultan'dan Atatürk'e Türkiye kitabı ne anlatıyor? Sultan'dan Atatürk'e Türkiye PDF indirme linki var mı? Sultan'dan Atatürk'e Türkiye kitabının yazarı Andrew Mango kimdir? İşte Sultan'dan Atatürk'e Türkiye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Andrew Mango

Çevirmen: Cem Küçük

Orijinal Adı: From Sultan to Atatürk: Turkey

Yayın Evi: Pegasus Yayınları

İSBN: 9786055360269

Sayfa Sayısı: 224

Sultan'dan Atatürk'e Türkiye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İSTANBUL DOĞUMLU İNGİLİZ YAZAR ANDREW MANGO'DAN TÜRK TARİHİ İLE İLGİLİ BİR BAŞYAPIT!

Birinci Dünya Savaşı yenilgisi, "Avrupa'nın hasta adamı" olan Osmanlı İmparatorluğu'nu ölüm döşeğine getirdi. Paris'te toplanan başlıca İtilaf devletleri, Osmanlı'nın nihai taksimini planlıyorlardı. Yunanlılar, merkezi İzmir olmak üzere Anadolu'nun büyük bir kısmını işgal etmişlerdi. İstanbul, İtilaf devletlerinin yönetimi altındaydı ancak Mustafa Kemal'in askerî zaferi, Türk devletinin kalbinin attığı toprakların bağımsızlığını kazanmasını sağladı.

"Türkler, Libya'nın İtalyanlar tarafından 1911'de işgal edilmesinden itibaren neredeyse aralıksız olarak savaştaydılar. Birinci Dünya Savaşı ve onu izleyen Kurtuluş Savaşı sekiz yıl sürdü. Ancak Ağustos 1922'de, Türklerin galibiyetinden sonra ilerleme hızı arttı. İki hafta sonra Yunan ordusu Anadolu'dan çıktı. Bundan bir ay sonra İtilaf devletleriyle bir ateşkes anlaşması imzalandı.Yedi yüzyıldır ülkeyi idare eden Osmanlı saltanatını ortadan kaldırmak için iki hafta daha gerekti.

Mustafa Kemal tek bir Türk hükümeti var diye ısrar etti: Büyük Millet Meclisi'nin kurduğu Ankara hükümeti. Tevfik Paşa'nın veya nazırlarının yardımına ya da tavsiyelerine ihtiyacı yoktu. Padişah'ın hükümeti geçersizdi ve artık Padişah'ın ve nazırlarının sahneden inme vakti gelmişti."

Andrew Mango

Sultan'dan Atatürk'e Türkiye Alıntıları - Sözleri

  • Saldırılarında başarılı olamayan Türk ordusu, daha sonra savunma savaşlarında iki dikkate değer zafer kazandı. 1915 yılında Çanakkale Boğazı'nı geçip İstanbul'a girmeyi hedefleyen İngiliz-Anzaklarını ve Fransızları yenilgiye uğrattılar, bir sonraki yıl İngilizlerin Basra'dan Bağdat'a ilerlemesini durdurdular ve İngiliz kuvvetlerini kuşatarak, onları Kut ül-Amare'de teslim olmaya zorladılar. Osmanlıların savaş alanında ulaştığı en yüksek nokta buydu ve itilaf devletlerinin algıları üzerinde etkili oldu.
  • Her iki tarafın da ölü ve yaralı olarak çeyrek milyon asker kayıp verdiği, kanlı Çanakkale savaşları politik hırslara sahip, genç bir Türk komutanının yükselişine zemin oluşturdu. Kurmay Albay Mustafa Kemal o dönemde 34 yaşındaydı ve İngiliz ve Anzak birlikleri 25 Nisan 1915 tarihinde çıkarma yapmadan önce, yarımadada ihtiyatta duran bir tümenin komutasını zorlukla elde etmişti.
  • ... Bütün bunlara rağmen, Ermenilerin Hristiyan olmaları nedeniyle Müslüman Türklere kıyasla Ruslar ile daha fazla ortak yönleri vardı ve 19. yüzyıl sonuna gelindiğinde hem Osmanlı'da hem de Çarlık Rusyası'nda konumları gayet iyiydi. Fakat Çar imparatorluğu daha ileri düzeydeydi ve bu nedenle sunduğu fırsatlar diğerine kıyasla daha fazla gelecek vadediyordu.
  • Hamdi adındaki Makedonyalı bir Türk telgraf memuru, Ankara hattını açık tutarak ve Mustafa Kemal'in karargahına İngiliz işgal kuvvetlerinin ilerlemesiyle ilgili bilgi vererek ulusal bir üne kavuştu.
  • Atatürk'ün modern Türkiye'yi kurma çalışmaları tamamlanmıştı. Ülkenin daha sonraki tarihi, atılan temelin sağlam olduğunu göstermiştir.
  • İngiliz yüksek komiseri Sör Horace Rumbold, İstanbul'dan Lozan Barış Konferansı için ayrılmaya hazırlanırken Kemalist Türkleri canlandıran ruhun "Avrupa'ya karşı Asya" diye özetlenebileceğini yazmıştı. Yanılıyordu. Atatürk'ün ileri görüşü küreselleşmeye ve bilgi temelli evrensel bir medeniyete bakıyordu, yani bugün içinde yaşadığımız dünyaya.
  • Mustafa Kemal unutulmaz sözünü söyledi. "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz"
  • Uygar uluslar topluluğu arasında tam bağımsız, istikrarlı bir Türk ulus devletinin ortaya çıkışı, Batı dünyasını parçalayan bir iç savaş olduğunu ancak şimdi anladığımız Birinci Dünya Savaşı'ndan galip çıkanların politikalarının, amaçlanmamış ancak hayırlı sonucuydu.
  • Kesin rakamlara göre, Ermenilerden daha fazla sayıda Müslüman Anadolu'da can vermişti. Fakat Ermeniler arasında tüm nedenler göz önüne alındığında ölenlerin sayısı Ermeni topluluğunun üçte biri kadarını meydana getirirken Müslümanlarda ise bu oran, toplam Müslüman nüfusunun beşte biri kadardı. Toprakların hakimiyeti de Müslümanların elinde kaldı. Aynı zamanda Ermenilerin çektikleri sıkıntılar da gayet iyi belgelenmişti. Amerika Birleşik Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşa girmediği için bölgede Amerikan misyonerler ve konsoloslar da bulunuyordu. Alman askerler ve siviller de Ermenilere karşı işlenen mezalime tanık oldular. Ancak Müslüman nüfusun yaşadığı sıkıntılar Batılı gözlemciler tarafından büyük ölçüde görmezden gelindi.
  • Mustafa Kemal'in cepheye gelişinden bir ay sonra İngilizler, cephe yarma harekatı başlattı. Bundan sonra Mustafa Kemal'in asıl amacı tutsak edilmekten kurtulmak ve Anadolu savunması için Osmanlı ordusunun arta kalanını geri çekmekti.
  • Yapılan ateşkese göre tüm savaş harekatı 31 Ekim 1918 tarihinde sona erdirilecekti. Bu yeterince açıktı. Fakat anlaşmada yanlış yorumlanmaya açık maddeler bulunuyordu. İşte bunlardan biri de İtilaf devletlerine, kendi güvenliklerini tehdit altında gördüklerinde stratejik noktaları işgal etme hakkı veriyordu.
  • Belki "işgal"kelimesinden özellikle kaçınılıyordu fakat tüm Osmanlı nezaretleri ve polisi, İtilaf güçlerinin kontrol subaylarına bağlanmıştı. İtilaf güçlerinin kendi polisleri, mahkeme ve hapishaneleri vardı. Ayrıca birçok yerel istihbaratçının görevlendirildiği ve birbirleriyle rekabet eden ya da örtüşen istihbarat servisleri da vardı.
  • Savaş ilerledikçe, Müttefikler birbirleriyle çatışan taleplerini uzlaştırabilmek adına yeni anlaşmalar imzalıyor ve bu anlaşmaları daha sonra yeniden gözden geçiriyorlardı.
  • "Müdafaa-i Hukuk" terimi, Başkan Wilson'ın ABD kongresinde yaptığı konuşmada kullandığı "milletlerin hakları" ifadesinden türemişti. Fakat aynı zamanda, 1789'da Fransız Ulusal Meclisi'nde oylanan İnsan Hakları Bildirgesi'nin 3. maddesini anımsatan derin ve devrimci bir çağrışımı da vardı. Bu isim, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesini olan ediyordu.
  • ... Fakat her şeyden önce liderliğe ve örgütlenmeye ihtiyacı vardı. İşte, Mustafa Kemal'de bunu sağladı.

Sultan'dan Atatürk'e Türkiye İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşına girmesi ve savaş sonrasında yeni ülkenin kurulduğu süreci anlatıyor, çok geniş bir tarih aralığı olmasa da bu süreci detaylı bir şekilde anlatmış. Kitabı beğendim, yabancı bir yazar olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğunu güzel ve tarafsız bir şekilde anlatmış. Sadece birkaç yerde anlayamadığım durumlar vardı, o da muhtemelen benim bilgim olmadığı için. (Snowdrop)

I. Dünya Savaşı’ndan cumhuriyetin ilk yıllarına kadar olan dönemi hızlıca gözden geçirmek için okunabilir. Daha zengin bir kaynakçası olabilirdi ama ileri okuma önerileri dikkate değer. Dönemle ilgili temel bilgileri olmayan okuyucular için sıkıcı ve anlaşılmaz olabilir. Ancak vukufiyeti olanlar için zihinleri/bilgilerini tazelemek adına öneriyorum. (Gamze Ertuğrul)

Sultan'dan Atatürk'e Türkiye PDF indirme linki var mı?

Andrew Mango - Sultan'dan Atatürk'e Türkiye kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sultan'dan Atatürk'e Türkiye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Andrew Mango Kimdir?

Andrew Mango (d. 1926, İstanbul) İngiliz-Rus kökenli varlıklı bir ailenin üç oğlundan biri olan İngiliz yazar. BBC'de on dört yıl boyunca Türkçe Yayınlar bölümünün yöneticiliğinde bulundu.

Andrew Mango İstanbul'da doğdu. Dil öğrenimini, Londra'daki School of Oriental Studies'de Farsça ve Arapça öğrenerek geliştirdi. Büyük İskender olayının İslamiyet içinde yer alan biçimleri üzerine yaptığı araştırmayla doktorasını verdi. 1947'de öğrenciyken katıldığı BBC'de on dört yıl boyunca Türkçe Yayınlar bölümünün yöneticiliğinde bulundu. Burada Güney Avrupa ve Fransızca Yayınlar Müdürüyken 1986'da emekliye ayrıldı. O günden bu yana, bütün çalışmalarını Türkiye'yle ilgili konularda araştırmalara ayırıyor. Sık sık Türkiye'yi ziyaret eden Andrew Mango Londra'da oturuyor. Mango'nun, Türkiye'yle ilgili ilk yazısı 1957 yılında Political Quarterly adlı dergide yayınlandı. Turkey ve Discovering Turkey adlı tanıtıcı çalışmalarını Turkey: The Challenge of a New Role (1994) adlı kitabı izledi. Türkçede Atatürk (Modern Türkiye'nin Kurucusu) 2000 yılında yayımlandı.

Bizans İmparatorluğu'nun tarih, sanat ve mimarisi hakkında uzman olan Cyril Mango'nun kardeşidir.

Andrew Mango Kitapları - Eserleri

  • Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu
  • Sultan'dan Atatürk'e Türkiye
  • Türkiye ve Türkler
  • Modern Ortadoğu’nun Kuruluşu
  • Türkiye'nin Yeni Rolü
  • Türkiye’nin Terörle Savaşı
  • Türkiye'de Liderler ve Demokrasi

Andrew Mango Alıntıları - Sözleri

  • Uygar uluslar topluluğu arasında tam bağımsız, istikrarlı bir Türk ulus devletinin ortaya çıkışı, Batı dünyasını parçalayan bir iç savaş olduğunu ancak şimdi anladığımız Birinci Dünya Savaşı'ndan galip çıkanların politikalarının, amaçlanmamış ancak hayırlı sonucuydu. (Sultan'dan Atatürk'e Türkiye)
  • Mustafa Kemal unutulmaz sözünü söyledi. "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz" (Sultan'dan Atatürk'e Türkiye)
  • İngiliz yüksek komiseri Sör Horace Rumbold, İstanbul'dan Lozan Barış Konferansı için ayrılmaya hazırlanırken Kemalist Türkleri canlandıran ruhun "Avrupa'ya karşı Asya" diye özetlenebileceğini yazmıştı. Yanılıyordu. Atatürk'ün ileri görüşü küreselleşmeye ve bilgi temelli evrensel bir medeniyete bakıyordu, yani bugün içinde yaşadığımız dünyaya. (Sultan'dan Atatürk'e Türkiye)
  • Kesin rakamlara göre, Ermenilerden daha fazla sayıda Müslüman Anadolu'da can vermişti. Fakat Ermeniler arasında tüm nedenler göz önüne alındığında ölenlerin sayısı Ermeni topluluğunun üçte biri kadarını meydana getirirken Müslümanlarda ise bu oran, toplam Müslüman nüfusunun beşte biri kadardı. Toprakların hakimiyeti de Müslümanların elinde kaldı. Aynı zamanda Ermenilerin çektikleri sıkıntılar da gayet iyi belgelenmişti. Amerika Birleşik Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşa girmediği için bölgede Amerikan misyonerler ve konsoloslar da bulunuyordu. Alman askerler ve siviller de Ermenilere karşı işlenen mezalime tanık oldular. Ancak Müslüman nüfusun yaşadığı sıkıntılar Batılı gözlemciler tarafından büyük ölçüde görmezden gelindi. (Sultan'dan Atatürk'e Türkiye)
  • Atatürk'ün modern Türkiye'yi kurma çalışmaları tamamlanmıştı. Ülkenin daha sonraki tarihi, atılan temelin sağlam olduğunu göstermiştir. (Sultan'dan Atatürk'e Türkiye)
  • Atatürk, Makedonya' nın sulak kırsalında yetişmiş olduğundan yeni başkentin kurulduğu kurak topraklara yeşil bir görünüm kazandırmaya çabalıyordu. (Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu)
  • Türkiye, henüz bütün sorunlarının üstesinden gelememiştir.Ancak Avrupa Birliği ile Pasifik Havzası arasında uzanan bu geniş bölgede bunu başaran başka bir ülke yoktur.İstikrar görelidir; Türkiye'nin zayıflığına dikkat çekenler,bölgede dünya düzenine yardımcı olabilecek daha istikrarlı bir ülke bulunmadığını göz önüne almalıdır. (Türkiye'nin Yeni Rolü)
  • Türkiye'yi anlamak için şu iki gerçeğin kabul edilmesi gerekir: Türklerin çoğu,batının özgür ve rahat bir hayata kavuşma hedefini paylaşmaktadır. Ayrıca,seçilen hükümetler, bu hedef için çalışmak zorunda bırakılmaktadır.Ulusal çıkarın bu biçimde algılanması Türkiye'nin dış politikasını etkilemektedir.Bu ihtiyatlı politika,yurtdışı serüvenlere karşıdır.Aynı düşünceden müttefiklerle ortak çıkar bulmaya çalışır.Margaret Thatcher'in Mihail Gorbacov'a gönderme yaparak bir zamanlar söylediği gibi,Türkiye kendisiyle iş yapılabilecek bir ülkedir. (Türkiye'nin Yeni Rolü)
  • Of his cunning, they would say, " İsmet can keep a hundred foxes in his had and stop their tails from becoming entangled." He was the man who gave away nothing. It was a useful attribute in the years of the Second World War. (Türkiye ve Türkler)
  • Her iki tarafın da ölü ve yaralı olarak çeyrek milyon asker kayıp verdiği, kanlı Çanakkale savaşları politik hırslara sahip, genç bir Türk komutanının yükselişine zemin oluşturdu. Kurmay Albay Mustafa Kemal o dönemde 34 yaşındaydı ve İngiliz ve Anzak birlikleri 25 Nisan 1915 tarihinde çıkarma yapmadan önce, yarımadada ihtiyatta duran bir tümenin komutasını zorlukla elde etmişti. (Sultan'dan Atatürk'e Türkiye)
  • Atatürk yaşamına, Hz. Muhammed'e verilen "Seçilmiş Kişi" anlamına gelen Mustafa ismiyle başladı. (Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu)
  • ... Bütün bunlara rağmen, Ermenilerin Hristiyan olmaları nedeniyle Müslüman Türklere kıyasla Ruslar ile daha fazla ortak yönleri vardı ve 19. yüzyıl sonuna gelindiğinde hem Osmanlı'da hem de Çarlık Rusyası'nda konumları gayet iyiydi. Fakat Çar imparatorluğu daha ileri düzeydeydi ve bu nedenle sunduğu fırsatlar diğerine kıyasla daha fazla gelecek vadediyordu. (Sultan'dan Atatürk'e Türkiye)
  • 70 yıl boyunca Türkiye'de iki askeri darbe ve bir sınırlı askeri müdahale olmuştur.Ancak bu üç askeri dönem,dış güçlerin baskısıyla sona erdirilebilen,Yunanistan'daki Albaylar rejiminden(1967-1974) daha kısa sürmüştür.Türkiye'de ılımlılar daima radikallerden daha güçlü olduklarını göstermişlerdir.Ayrıca,kararlı demokratik kurumların gelişmesi,batının yardımları bir yana büyük oranda iç dinamiklere bağlıdır. (Türkiye'nin Yeni Rolü)
  • Mustafa Kemal'in cepheye gelişinden bir ay sonra İngilizler, cephe yarma harekatı başlattı. Bundan sonra Mustafa Kemal'in asıl amacı tutsak edilmekten kurtulmak ve Anadolu savunması için Osmanlı ordusunun arta kalanını geri çekmekti. (Sultan'dan Atatürk'e Türkiye)
  • Bandırma Gemi limandan ayrılmadan önce itilaf devletlerinin denetim görevlileri kaçak malzeme olup olmadığını kontrol ettiler. Kontrol sırasında Mustafa Kemal’in, “ Ahmaklar! Biz kaçak eşya veya silah götürmüyoruz, azim ve iman götürüyoruz. Bunlar bir milletin istiklal aşkını ve mücadele azmini takdir edemezler. Bütün güvendikleri maddi kuvvettir,” diye bağırdığı anlatılır. (Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu)
  • Dini siyasete alet edenlerin vatana ihanet suçunu işlemiş olduğu kararı mecliste oybirliği ile alındı. (Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu)
  • ... Yıllar sonra yakın arkadaşı Nuri Conker, Selanik’te Mustafa Kemâl’in kendisini başbakan yapmaya nasıl söz verdiğini anlatacaktı, “ Ya sen ne olacaksın? diye sormuştu Nuri ve Mustafa Kemâl, “ Bir adamı başvekil yapabilecek adam.” yanıtını vermişti. Mustafa Kemâl, fikirleri, hırsları ve alışkanlıkları konusunda çok açıktı. İşine ve giyimine de çok düşkündü... (Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu)
  • Öğretmenler de eğitim ordusunun subaylarıydı. Halkın üzerine çökmüş olan cehalet bulutlarını kaldırma yeteneklerine sonsuz güveni vardı. (Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu)
  • Yapılan ateşkese göre tüm savaş harekatı 31 Ekim 1918 tarihinde sona erdirilecekti. Bu yeterince açıktı. Fakat anlaşmada yanlış yorumlanmaya açık maddeler bulunuyordu. İşte bunlardan biri de İtilaf devletlerine, kendi güvenliklerini tehdit altında gördüklerinde stratejik noktaları işgal etme hakkı veriyordu. (Sultan'dan Atatürk'e Türkiye)
  • Eşsiz kahraman Atatürk; vatan sana minnettardir. (Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu)