Suya Düşen Dantel - Cihan Aktaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Suya Düşen Dantel kimin eseri? Suya Düşen Dantel kitabının yazarı kimdir? Suya Düşen Dantel konusu ve anafikri nedir? Suya Düşen Dantel kitabı ne anlatıyor? Suya Düşen Dantel PDF indirme linki var mı? Suya Düşen Dantel kitabının yazarı Cihan Aktaş kimdir? İşte Suya Düşen Dantel kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Cihan Aktaş
Yayın Evi: Kapı Yayınları
İSBN: 9789944486323
Sayfa Sayısı: 112
Suya Düşen Dantel Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ustasının elinde kalem bir dantel gibi işler hikayeyi, en ince ayrıntıları gösterir kelimeler okuruna, kimi soldun bir hayatın kuytuluklarında saklı kederleri, kim yitip giden hayallerin geride bıraktığı ümitleri, ister ki turnalar aksın başımızın üstünden ,aşsın engin denizleri, yalçın dağları, ister ki aşka ve ayrılığa, hasrete ve hüzne dair ne varsa unutulan, anlatsın usul usul sevenlere, ayrı düşenlere, yitip gidenlere… Cihan Aktaş’ın kalemi, bir turna misali, akıp gidiyor hayatımızın ortasından.
Turnam gidersen Aktaş’a
Karlı dağları aşa aşa…
Suya Düşen Dantel Alıntıları - Sözleri
- Her parçam ayrı bir yerdeydi, parçalarımı toparlamak istiyordum.
- Kitaplar insanları benim görebildiğimden daha iyi tanıtıyor.
- Galaktik merkeze en yakın noktadan bakılınca bile, herkesin kullandığı kelimelere dökülen bir aşk, aşk olmaktan çıkmaz mıydı?..
- 'Kadın şen bir kelebek, renkli bir çiçek gibi mi yaşamalı yani?'
- 'Niye sığmıyordu ki dünyaya...'
- Biraz da yaşa, diyorlardı. Nasıl olacaktı yani, ne yapmalıydı ki...
- 'Sevmenin ölçüsü, ölçüsüz sevmektir'
- 'Yaşamak fıtrata uygun hareket etmektir'
- 'Doya doya yaşamak aşık olmaktır.'
- Neyim ben peki? Ham hayalci.
- 'Ask, mükemmele duyduğumuz özlem.'
- 'Görünmeyen yaraları ne yapmalı?'
- 'Ama işte kocaman bir boşluk vardı içinde, bedeninin görünmeyen bir yeri koparılmış gibi bir sızı vardı'
- "Kimseye yetmezdi ya da herkese fazla gelirdi"
- 'İnsanların ve sözcüklerin ucuzlatıldığı bir dünyada aşk mümkün müydü?'
Suya Düşen Dantel İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İsmini ilginç kapağını da güzel bulduğum için almıştım. Tabi arka kapaktaki güzel notu da unutmamalı. Yazarını da tanımıyordum. İyi ki okumuşum diyorum şimdi. Hem güzel bir öykü okumuş oldum hem de güzel bir öykü yazarı tanımış oldum. Güzel akıcı bir dili var insanı çekiyor öykünün içine. (Yasemin Yılmaz)
Kimi zaman ayrılıkları kimi zaman düş kırıklıklarını işlemiş yazar bu kitabında. 8 öyküden oluşan bu kitapta reel hayatın sorunlarını, kadınların dünyasını çok tatlı bir dille anlatmıştır Cihan Aktaş.. (Hazan)
Güzel hikayeler okumanın tadı bir başka. Aşk, ayrılık, hasret, hüzün ne dilerseniz var, derde devadan gayrı. Hele ki bir hikaye var. ''Boşluk'' 80 darbesinde gözaltına alınıp sonrasında kaybolan, tüm çabalara rağmen kendisine ulaşılamayan zehir gibi bir gencin hikâyesi. Annesinin gözünden, dilinden. Acının dili yok. Ne denir bilmiyorum. Belki ''değişmeyen hikayemiz'' dersek, bir nebze anlatmış oluruz. (Tuğba AYDOĞAN)
Suya Düşen Dantel PDF indirme linki var mı?
Cihan Aktaş - Suya Düşen Dantel kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Suya Düşen Dantel PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Cihan Aktaş Kimdir?
Yazar Ümit Aktaş'ın kardeşi.Beşikdüzü Öğretmen Lisesi’ni (1978) ve İstanbul DGSA Mimarlık Fakültesi’ni (1982) bitirdi. Mimar, basın danışmanı ve gazeteci olarak çalıştı. Yeni Devir’de köşe yazıları yazdı. Halihazırda Taraf gazetesi ve Dünya Bülteni internet sitesinde köşe yazıları yazıyor. Hayal Perdesi e-dergisinde sinema yazıları, www.sonpeygamber.info'da ise dini içerikli makaleleri yayınlanıyor. 1995’te TYB (Türkiye Yazarlar Birliği), 1997’de Gençlik Dergisi tarafından ‘Yılın Hikayecisi’, 2002’de TYB tarafından yılın romancısı olarak ödüllendirildi. 2009’da “Kusursuz Piknik” isimli hikaye kitabı ESKADER tarafından yılın hikaye kitabı ödülüne lâyık bulundu. Halihazırda Tahran’da Tabatabai Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde dersler veren Aktaş evli ve iki çocuk annesidir.
Cihan Aktaş Kitapları - Eserleri
- Üç İhtilal Çocuğu
- Hz. Zeyneb
- Bana Uzun Mektuplar Yaz
- Kızım Olsan Bilirdin
- Hz. Fatıma
- Duvarsız Odalar
- Bacıdan Bayana
- Suya Düşen Dantel
- Son Büyülü Günler
- Ayak İzlerinde Uğultu
- Halama Benzediğim İçin
- Kusursuz Piknik
- Şark'ın Şiiri: İran Sineması
- Fotoğrafta Ayrı Duran
- Acı Çekmiş Yüzünde
- Sistem İçinde Kadın
- Şirin'in Düğünü
- Ağzı Var, Dili Yok Şehrazat
- Azize'nin Son Günü
- Seni Dinleyen Biri
- Kılık - Kıyafet ve İktidar
- İslamcılık
- Şehir Tutulması
- Modernizmin Evsizliği ve Ailenin Gerekliliği
- Şair ve Gecekuşu
- Unutulmayan
- Bir Hayat Tarzı Eleştirisi: İslamcılık
- Turuncu Günler
- Sınıra Yakın
- Mahremiyetin Tükenişi
- Türbanın Yeniden İcadı
- Kardeşliğin Dili
- Tesettür ve Toplum
- Hayallerin Ötesi
- Hatırladığım Filmler
- Kadının Serüveni
- Dünün Devrimcileri Bugünün Reformistleri
- Vahiy Sürecinde Kadın
- Yakın Yabancı
- İktidar Parantezi
- Veda Hutbesi İnsanın Temel Hakları
- Seattle Günlüğü
- Pakistan Dosyası
- Rüzgarla İyi Geçinmek: Esenler'in Kuruluşu
Cihan Aktaş Alıntıları - Sözleri
- Y a Ümmü Gülsüm? O, Hz. Ali ve Fatıma’- nm ikinci kızlan ve Allah Resulünün öpüp kok- ladığı bir yavru... Küçük yaşta diğer kardeşleri gibi anasını ve dedesini yitiren bu küçük kız, babasının denetiminde büyüdü. (Hz. Fatıma)
- “İlk tanıdığı insana hemen güvenip içinde ne varsa dökmek gibi onu hep belalara sürükleyen bir huyu vardı.” (Acı Çekmiş Yüzünde)
- Mahalle aslında aileden kamuya öğretici bir geçiş rolü üstlenen "sıcak kamu" alanı. (Şehir Tutulması)
- “Bir zamanlar düşler, ümitler, sunulmayı bekleyen sevgiler vardı. Geçmiş diye bir zaman yoktu, her şey gelecekti bir zamanlar. Geleceğin renkleri canlı, pırıl pırıldı. O zamanlar...” (Üç İhtilal Çocuğu)
- Konuşmak istediği, kendisini anlayabilecek, kendisine destek verebilecek birinin özlemi içinde. (Üç İhtilal Çocuğu)
- "Icsellestirilmemis, şekilde kalan bir dindarlıkla veya dini fanatizmle ruhsal iflas arasındaki mesafe çok kısadır. Ne kadar ilkelerimize bağlı olduğumuzu söylersek söyleyelim, bu bağlılığın sahiciligi ancak, ilkelerimizin sınandığı seçim ve karar anlarında anlaşılacaktır. (Bacıdan Bayana)
- Gerçek insanlar tanımak istiyorum, diye haykırmış babasının yüzüne; bunu duymuştum. (Duvarsız Odalar)
- "Çok çok oku, senin süsün okuduğun kitaplar olsun," diyor babam... (Son Büyülü Günler)
- “İran sineması ile ilgili bilinçli bir cehaletin sürüldüğü görüşü yaygındır.” (Şark'ın Şiiri: İran Sineması)
- Kadının örtünmesi, cinsi içgüdünün tahrikine, kışkırtılmasına meydan vermeyen bir korunma biçimidir ve örtülü bir kadının toplumsal katılımı, gerçekçi bir gözle bakılacak olursa, daha çok yararlı olacaktır insanlığa (Sistem İçinde Kadın)
- Bu dünyada kurduğu hayallere tamamen kavuşan insan var mıdır bilmiyorum. (Şair ve Gecekuşu)
- Dünyevileşme ve mahremiyetin yitimiyle aşk da anlam kaybına uğramıştır. (Mahremiyetin Tükenişi)
- Örtülü Üniveriste Mezunları adına da Dr. Aysel Çelikkol Sadi Irmak'a şöyle yazmıştı: .... Şuna emin olmanızı isteriz ki, Türk halkı kızının " imanla yaşamak mı?" yoksa "tahsil mi?" tercihine mecbur tutulmazsa, ilmin kadın ve erkek her Müslüman'a farz olduğu bilinci içinde yavrusunu okutacak, yurdumuzda tek cahil fert kalmayacaktır. (Türbanın Yeniden İcadı)
- '...büyük hayaller kurmadığı için mutlu olmayı başarmış bir adam, diye düşündü.' (Son Büyülü Günler)
- "...korkunçtu hayat... Gelecek ne, belirsizdi. Ürperdi; insan yükü ağır olur, derdi annesi hep. Başkalarına muhtaç, sığıntı, göze diken olan yaşlı bir kadın olarak yaşmak düşüncesi bile böyle ağırken ne zordu kim bilir?" (Acı Çekmiş Yüzünde)
- Birine kendini sevdirip sonra da ondan uzaklaşmanın bir cezası olmalı, bu dünyada olmasa bile, öteki dünyada. (Duvarsız Odalar)
- Ulaşılması zor, yasak, yanlış bir yerde duruyordun. (Son Büyülü Günler)
- Gelecek kuşaklara daha hafif binalar ve şehirler borçluyuz. (Şehir Tutulması)
- Kadını çalışma hayatına zorlayan sistem, bununla birlikte gerekli hizmetleri vermediği için; çalışma hayatı Türkiyeli kadınların ekseriyeti için yorucu ve yıpratıcı, para kazanmak ve emekli olmak üzere katlanılan bir yük, bir çile anlamına geliyor. (Modernizmin Evsizliği ve Ailenin Gerekliliği)
- “Haram yemek tatlıdır.” (Şark'ın Şiiri: İran Sineması)