Tarih Nedir? - Edward Hallett Carr Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tarih Nedir? kimin eseri? Tarih Nedir? kitabının yazarı kimdir? Tarih Nedir? konusu ve anafikri nedir? Tarih Nedir? kitabı ne anlatıyor? Tarih Nedir? PDF indirme linki var mı? Tarih Nedir? kitabının yazarı Edward Hallett Carr kimdir? İşte Tarih Nedir? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Edward Hallett Carr
Çevirmen: Misket Gizem Gürtürk
Orijinal Adı: What is History?
Yayın Evi: İletişim Yayıncılık
İSBN: 9789750508097
Sayfa Sayısı: 255
Tarih Nedir? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında diplomasi, tarihyazımı, Bolşevik Devrimi, Sovyetler Birliği, planlı ekonomi, Dostoyevski, Herzen, Marx ve Bakunin biyografileri… Bu başlıklar Edward Hallett Carr’ın ilk akla gelen eserleri. Yalnızca kapsamlarının genişliği ile değil aynı zamanda yöntem ve araştırma süreçleri konusunda da çığır açıcı tarihyazımı örnekleri sunan eserler. Carr’a göre tarihçi, olguları ya da kişisel yorumunu öne çıkarmamalı, tarihçi ile olgular arasındaki karşılıklı ve kesintisiz etkileşim sürecinde, bugün ile geçmiş arasındaki diyaloğu sürekli kılmalıdır. Bu nedenle tarihçi, sunduğu olguların doğruluğunu kanıtlamanın ötesinde, araştırdığı konuyla ilgili bilinen ya da bilinebilecek tüm verileri ele almak zorundadır. Tarih Nedir? büyük bir tarihçinin meslektaşları, öğrenciler, tarihin ne olduğunu merak eden okurlar için kaleme aldığı çarpıcı bir eser.
“...kimi zaman söylendiği gibi olgular kendi adlarına konuşmazlar, ya da konuşsalar bile hangi olguların konuşacağına karar veren tarihçidir – tarihçi meydanı tümüyle onlara bırakamaz. Ve de en bilinçli tarihçinin kararı –ne yaptığının çok iyi bilincinde olan tarihçinin kararı – başkalarının yanlı olarak görebileceği bir bakış açısı tarafından belirlenir.”
EDWARD HALLETT CARR
Tarih Nedir? Alıntıları - Sözleri
- Pusula değerli ve gerçekten vazgeçilmez bir rehberdir. Fakat yol haritası değildir.
- Tarihçi tarih oluşturuyorsa tarihin de aynı şekilde tarihçiyi oluşturduğu gerçektir.
- Toplumun mu bireyin mi önce geldiği sorusu, tavuğun mu yumurtanın mı önce geldiği sorusuna benzer.
- Büyük adamların hemen hepsi kötü adamlardır.
- Bir şeyin gerçekleşmiş olması onu nasıl haklı ya da haksız konuma getirebilir?
- Dünyanın kesin bir felakete gittiği kehanetlerinin ortalıkta dolaştığı ve herkesin üstüne çöktüğü bir dönemde yaşıyoruz.
- Dünyanın kesin bir felakete gittiği kehanetlerinin ortalıkta dolaştığı ve herkesin üstüne çöktüğü bir dönemde yaşıyoruz.
- "Tarihçi yargıç değildir, hele adam asmaya meraklı bir yargıç hiç değildir"
- "Böylesine can sıkıcı olması tuhafıma gidiyor, çünkü çoğu uydurulmuş olmalı."
Tarih Nedir? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Eveeeeet. Evet, evet. Ciddi bir kitap incelemesi olcak. Dalga geçmicem diğerleri gibi. Tamam başlayalım bakalım. Arkadaşlar evdeki çocuklara aylık kitap okuyup tahlil edelim diye bir fikir attım. Tuttular. Bunu aldırdım ve okuduk. Ayın 8inde tahlilini yapicaz. Size de kitabın bazı yanlarından bahsetmek istiyorum: Öncelikle 60 sayfalık bir girişi var. Bu girişi okumazsaniz kitabı anlayamazsınız. Denenmiştir hee. Bu girişte ne mi var? Kitabımızın yazarı Carr ile İsaiah Berlin arasındaki tarih anlayışının kavgasını görüyoruz. Okuyun burayı adamlar çok güzel felsefe yapmış. Tarih deyince akla geçmişte yaşanan olgu ve olaylar akla geliyordu, neden sonuç ilişkisi falan diyorduk; bu kitap bunun biraz da böyle olmadığını bana gösterdi. Şimdi buraya yazarsam pat diye spoiler yersiniz, bunun için yazmıyorum. "Tarih, toplumların değil; kişilerin tarihidir. Toplumları kişiler yönlendirir, bu kişiler kararlar verirler ve olaylar gelişir. Bu sebeple tarih; toplumu yöneten kişilerin tarihidir. Bu kişilerin verdiği kararlar ruh hallerine ve içinde bulundukları duruma bağlıdır. Tarih de bu durumları bilmek zorunda." Gibi değişik teoriler ve bu teorileri ispatlamaya çalışmalar var kitabın içinde. Alın okuyun. Ortamlarda tarih konuştukları sırada olaya çok değişik açılardan bakarak çok doğru çıkarımlar yaparsınız. Egonuz da tatmin olur. "Vay be gardaşim! Sen neymişsin" derler ki bu da denenmiştir . Güzel kitap yav. Valla... (Çağlar)
Tarih sadece genel kültür olmayışı ve bizlere tarihçi vasıflarını bir kılavuz olarak bırakmış olduğu eser . Bence tarih insana hayatı için bir kılavuz sadece savaşları anlaşmaları anlatmak genel kültür verirken Ankara savaşının Filleri ile meşhur edildi ama kimse ego uğruna iletişim bozukluğu hakkında kendine ders çıkartmadı .kitaba dönecek olursak objektif bakmak , yargıda bulunmak değil olguları kendi dönemine göre neden sonuç ilişkisinin önemini anlattığı her tarihçinin defalarca okuması gerektiği bir kitap (gökhan selçuk)
Edward Hallett Carr / Tarih Nedir. 28 Haziran 1892’de Londra’da doğdu. 3 Kasım 1982’de Cambridge’de öldü. 1916’da Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. 1919’da İngiliz delegasyonuyla Versailles Konferansı’na katıldı. İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nda kurulan Sovyetler Birliği Dairesi’nde çalışmalarını sürdürdü. 1936’da bakanlıktan ayrılarak, çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği yaptı. 1941-46 yılları arasında The Times’da yayın yönetmen yardımcısı olarak çalıştı. Carr’a göre tarihçi, olguları ya da kişisel yorumunu öne çıkarmamalı, tarihçi ile olgular arasındaki karşılıklı ve kesintisiz etkileşim sürecinde, bugün ile geçmiş arasındaki diyaloğu sürekli kılmalıdır. Bu nedenle tarihçi, sunduğu olguların doğruluğunu kanıtlamanın ötesinde, araştırdığı konuyla ilgili bilinen ya da bilinebilecek tüm verileri ele almak zorundadır. Kitap, yazarın Ocak-Mart 1961'de Cambridge Üniversitesinde verilmiş olan George Macaulay Travelyan konferanslarında; özellikle tarihin tanımı, tarih felsefesi, tarihçilerle ilgili değerlendirmeler yaptığı seri konferansların yazılı metin haline getirilmiş halidir. Tarihçi ve tarihi araştırmayı sevenlerin okuması gereken bir kitaptır. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur. (Mustafa Parlatan)
Tarih Nedir? PDF indirme linki var mı?
Edward Hallett Carr - Tarih Nedir? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tarih Nedir? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Edward Hallett Carr Kimdir?
Edward Hallett Carr 1892 yılında Londra'da doğdu. Merchant Taylors School ve Cambridge Trinity College'da öğrenim gördü. 1916'da Dışişleri Bakanlığı'nda çalışmaya başladı. 1927'de Moskova'ya ilk gezisini yaptı. 1936'da Dışişleri Bakanlığı'ndan ayrıldı ve 1936-47 arasında Aberstwyth'deki Wales Üniversitesi'nde uluslararası politika profesörü olarak ders verdi. 1941-46 arasında The Times gazetesinin yayın yönetmeni yardımcılığını yaptı. 1953-55 arasında Oxford Üniversitesi'ne bağlı Balliol College'da, 1955'ten sonra da Trinity College'da çeşitli akademik görevler üstlendi. Birçok kitabı arasında başlıcaları şunlardır: The Romantic Exiles (1933), The Twenty Years' Crisis, 1919-1939 (1939), Conditions of Peace (1942), The Soviet Impact on the Western World (1946), The New Society (1951), What is History? (Tarih Nedir?) (1961) ve Sovyet Rusya Tarihi adlı dizide The Bolshevik Revolution 1917-1923 (3 cilt), Interregnum 1923-1924 (1 cilt) ve Socialism in One Country 1924-1926 (3 cilt).
Edward Hallett Carr Kitapları - Eserleri
- Tarih Nedir?
- Dostoyevski
- Lenin'den Stalin'e Rus Devrimi 1917-1929
- Bolşevik Devrimi 1
- Milliyetçilik ve Sonrası
- Yirmi Yıl Krizi
- Bolşevik Devrimi 2
- Karl Marx
- Romantik Sürgünler
- Bolşevik Devrimi 3
- Komintern ve İspanya İç Savaşı
- Michael Bakunin
- 1917 Öncesi ve Sonrası
- Komintern'in Alacakaranlığı
Edward Hallett Carr Alıntıları - Sözleri
- Sonunda bu ilahi uyumu kendi ailemde buldum . . . Sizler benim sadece doğal kan bağlarımız sebebiyle değil, aynı zamanda türdeş ruhlarımızın varlığıyla, ebedi gayelerimizin benzerliğiyle kardeşlerimsiniz. (Michael Bakunin)
- Türkiye, izni olmadan yabancı savaş gemilerinin Boğazlardan geçişini egemenliğinin ihlali olarak gördüğünü ilan etmişti. Deniz kuvvetleri tükenmiş olan ve Karadeniz'de gerçekleşebilecek bir yabancı saldırıdan korkan Sovyet Rusya ise bu ilanı heyecanla onaylamıştı. Batılı devletler ile Türkiye arasındaki barış koşullarını görüşmek üzere 1922 güzünde Lozan'da toplanan konferansta bu konunun gündeme gelmesi kaçınılmazdı ve hiç beklenmedik bir biçimde Sovyet hükümeti de "Boğazlar meselesinin müzakeresine" katılmak için konferansa davet edildi. Sovyet delegasyonuna Çiçerin başkanlık ediyordu. O zamanlar doğuda İngiliz emperyalizminin en büyük adamı olarak görülen Curzon'la Çiçerin'in tartışmaları basında geniş yer buldu. Boğazlar meselesinde belli bir uzlaşmaya varıldı ve bunun sonucunda ortaya çıkan anlaşmayı Sovyet hükümeti de imzatadı ama hiçbir zaman onaylamadı. Burada elde edilen başarı, Sov- yet Rusya'nın eski Rus İmparatorluğu'nun hak ve çıkarlarının mirasçısı olduğunun genel kabulüydü. (Lenin'den Stalin'e Rus Devrimi 1917-1929)
- in the field of action, realism tends to emphasise the irresistible strength of existing forces and the inevitable character of existing tendencies, and to insist that the highest wisdom lies in accepting, and adapting oneself to, these forces and these tendencies. such an attitude, though advocated in the name of “objective” thought, may no doubt be carried to a point where it results in the sterilisation of thought and the negation of action. but there is a stage where realism is the necessary corrective to the exuberance of utopianism, just as in other periods utopianism must be invoked to counteract the barrenness of realism. immature thought is predominantly purposive and utopian. thought which rejects purpose altogether is the thought of old age. mature thought combines purpose with observation and analysis. utopia and reality are thus the two facets of political science. sound political thought and sound political life will be found only where both have their place. (Yirmi Yıl Krizi)
- Devrimler olmaksızın sözde demokratik bir barış, darkafalı bir ütopyadan başka bir şey değildir. (Lenin'den Stalin'e Rus Devrimi 1917-1929)
- 500 grevcinin askeri birlikler tarafından öldürüldüğü - "Kanlı Pazar"dan sonra en dehşet verici katliam - Lena altın madeninde patlak veren ciddi kavga, sanayi kesimindeki huzursuzluklarda yeni bir dönemi başlattı; 1914'te savaşın patlamasından önceki iki yılda nükseden köylü ayaklanmaları da belirleyici oldu. (Bolşevik Devrimi 2)
- Rus düşünürlerinin çoğu metafizikten çok etikten hoşlanmışlardır. (Michael Bakunin)
- Devrimler olmaksızın sözde demokratik bir barış, darkafalı bir ütopyadan başka bir şey değildir. (Lenin'den Stalin'e Rus Devrimi 1917-1929)
- Franko, "İspanya'yı yüce duygularla seven" herkese hitap eden bir çağrı yaptı. "Hükümetin atadığı yetkililer" ve "dış mihrakların emirlerini... yerine getiren devrimci güruhların" kışkırttığı anarşiden İspanya kurtarılmalıydı. (Komintern ve İspanya İç Savaşı)
- Toprak mülkiyetinin en köklü biçimde yeniden dağıtımıyla da olsa hiçbir burjuva demokratik devrimi Rusya'yı besleyemezdi: Toprak mülkiyetine en etkili darbeyi ancak sosyalizm indirebilirdi. (Bolşevik Devrimi 2)
- Milliyetçilik, ne özgürlüğü ne de refahı amaçlar; her ikisini de ulusu, devletin kalıbı ve ölçütü haline getirmesinin zorunlu gerekliliğine feda eder. Gelişmesi, hem manevî hem de maddî yıkımla damgalanacaktır.” (Milliyetçilik ve Sonrası)
- Gayri meşru aşkın öteki dünyadan onay aldığını varsaymak, aslında daha çok sonraki Romantiklere özgüydü. Emma Bovary ilk sevgilisi Rodolphe’e, “Eminim cennetteki annelerimiz aşkımızı kutsuyordur.” diyordu. (Romantik Sürgünler)
- Lenin, Komintern'in birinci yıldönümü vesilesiyle yaptığı bir konuşmada "Alman Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi'nin onların saflarını terk edip proletarya diktatörlüğünü ve Sovyet iktidarını tanıması İkinci Enternasyonal'e indirilen son ölümcül darbeydi," "İkinci Enternasyonal öldü" ve "Almanya, İngiltere ve Fransa'daki işçi kitleleri komünistlerin tarafına geçiyorlar" diye övünüyordu. O dönemde yazdığı bir yazıda USPD'yi(Alman Sosyal Demokrat Partisi), Fransa ve İngiltere'deki muadilleriyle, her ikisi de savaşa karşı çıkmış ve kendilerinin de kısa bir süre içinde ışığı göreceğini ummuş olan Fransız Sosyalist Partisi'ndeki Longuet grubu ILP(Bağımsız İşçi Partisi) ile karşılaştırıyordu. (Bolşevik Devrimi 3)
- İlk kez Dostoyevski’yi okumaya giriştiğim gece yaşamımın en önemli olayıydı. İlk aşkımdan bile daha önemli bir olay… (Dostoyevski)
- İspanyol Bask'ı koyu Katolik'ti ama özerklik taleplerini geri çeviren monarşiye karşı geleneksel bir düşmanlığı vardı. Ayrıca şiddetli Franco karşıtıydı. 1 Ekim 1936'da, yeniden yapılandırılmış Cumhuriyet hükümeti bir kararname çıkararak Bask'a otonomi tanıdı ve Bask hükümeti kuruldu. (Komintern ve İspanya İç Savaşı)
- ...Nasıl ki Osuga nehri ben niye Volga değilim diye şikayet edemezse serf de ben niye efendi değilim diye hayıflanmamalıdır. (Michael Bakunin)
- 1830'larda romantizm revaçtaydı, ağırkanlı Rusya'da bile. (Michael Bakunin)
- Eğer ertelediğin şey mutluluğun ise, Kaybedeceğin şey, koca bir hayat olur. (Dostoyevski)
- Dostoyevski ölüm döşeğinde iken karısına son kez baktı ve şöyle dedi: “Seni düşüncemde bile hiç aldatmadım.” (Dostoyevski)
- Kapitalizmden sosyalizme geçişin, yönetici sınıf olarak burjuvazinin yerini proletaryanın almasını gerektireceğine ve en azından bir-çok ülkede, bu yeni düzenin şiddete başvurmadan gerçekleşmesinin düşünülemeyeceğine inandığı için, Marx'ın görüşü siyasi ve devrimci bir görüştü. Fakat aynı zamanda bilimsel ve evrimci bir görüştü bu. (Bolşevik Devrimi 2)
- Çok az olmamız felaket değil, milyonlar bizimle olacak... (Lenin'den Stalin'e Rus Devrimi 1917-1929)