Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) - Bediüzzaman Said Nursî Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) kimin eseri? Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) kitabının yazarı kimdir? Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) konusu ve anafikri nedir? Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) kitabı ne anlatıyor? Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) kitabının yazarı Bediüzzaman Said Nursî kimdir? İşte Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Bediüzzaman Said Nursî

Yayın Evi: Sözler Neşriyat

İSBN: 9789754670277

Sayfa Sayısı: 680

Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tarihçe-i Hayat, 1958'de hazırlanarak Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin nazarından geçmiş, "Şahsıma ait bahislerden ziyade hizmet-i Kur'aniyeye müteallik kısımlar neşredilmeli" diyen Üstad'ın tashih ettiği şekilde neşredilmiştir. Eserin içinde münderiç "Ayetü'l Kübra" ve "Münacat" gibi risalelerin ilavesini ise Bediüzzaman Hazretleri bizzat tensib etmiş ve Risale-i Nur Külliyatından madud bu eser için "Yirmi mecmua kadar ehemmiyeti var" diyerek tavsiyede bulunmuştur.

Bu itibarla, Tarihçe-i Hayat'ta muhterem müellifin son iki senelik hayatı ve dar-ı bekaya irtihalleri bulunmamaktadır.

(Sunuş'tan)

Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) Alıntıları - Sözleri

  • Dünya için din feda olunmaz
  • Mazlumiyetle ölmek, zalimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır.
  • Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, nev-i beşerin dahi bir sabahı, bir baharı olacak inşaallah.
  • Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz, ...
  • Biz muhabbet fedaileriyiz; husumete vaktimiz yoktur.
  • "Bir nefer nöbette iken, başkumandan da gelse, silâhını bırakmıyacak. Ben de, Kur'anın bir hizmetkârı ve bir neferiyim.
  • Risale-i Nur, dinsizliğin belini kırmış ve temel taşlarını târumar etmiştir.
  • Herkes kendi âleminde bir kumandan olduğundan âlem-i asgarında cihad-ı ekber ile mükelleftir. Ve ahlâk-ı Ahmediye ile tahalluk ve Sünnet-i Nebeviyeyi ihya ile muvazzaftır.
  • Herhangi bir iklimde zuhur eden bir ıslahatçının mahiyet ve hakikatını, sadakat ve samimiyetini gösteren en gerçek miyar, davasını ilâna başladığı ilk günlerle, muzaffer olduğu son günler arasında ferdî ve içtimaî, uzvî ve ruhî hayatında vücuda gelen değişiklik farklarıdır, derler. Meselâ: O adam ilk günlerde mütevazi, âlîcenab, feragat ve mahviyetkâr, hülâsa; bütün ahlâk ve fazilet bakımından cidden örnek olan gayet temiz ve son derecede mümtaz bir şahsiyetti. Bakalım, cihadında muzaffer olup hislerde, emellerde, gönüllerde yer tuttuktan sonra yine o eski temiz ve örnek halinde kalabilmiş mi? Yoksa, zafer neş'esiyle birçok büyük sanılan kimseler gibi, yere göğe sığmaz mı olmuş? İşte büyük küçük herhangi bir dava ve gaye sahibinin mahiyet ve hakikatını, şahsiyet ve hüviyetini en hakikî çehresiyle aksettirecek olan en berrak âyine budur.
  • "Elhamdülillahi alâ külli hâl."
  • ..nimet böyle şükür görmezse gider.
  • Haksızlığı hak zanneden adamlara karşı hak dâva etmek, bir nevi haksızlıktır.
  • Gecelerimiz çok karardı ve çok kararan gecelerin sabahları pek yakın olur.

Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli) İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ömrünü iman - inkâr cephesinde hakkı savunmakla geçirmiş , vatan evlâtları uğruna kendi nefsini satmış bir üstâd , kahraman , Bediüzzaman , Peygamber sevdâlısı ve daha nice lakaba muhatap .. Küffar tarafından yirmi bir defa zehirlenen , otuz üç yıl esâretle hayatını sürdürmek zorunda kalan fakat İslam'ın en gür sesi olandır . Onu anlatmak , onu anlamaktan geçer . Bizler buna mukâbil değiliz .. Üstâdım , sana layık talebe olmayı Mevlâ isteyen her kula nasip etsin . İyi ki vardın , iyi ki var ve dâim olacaksın ( biiznillah ) Risale-i Nur külliyatından bir eser olan tarihçe-i hayat üstâdı daha iyi anlayabilmek için bizzat hayatını , sürgünlerini , yaptığı mücadeleyi bize aktaran eserdir . Rabbim anlamayı , anlayıp içleştirmeyi nasip eylesin . Vesselâm .. (Elif)

Eserlerini okuduğum bir müellifin talebeleri tarafından kaleme alınmış tarihçe-i hayatını okumak çok güzel hissetirdi. Üstat Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini tanıdıkça Risale-i Nura olan iştiyakım daha da arttı. Daha çok sevdim, daha çok sevdikçe daha çok tanımak istedim. Bu insan ilişkelerinde de böyledir ya bir insanı tanıdıkça; yaşadığı hayatı, yaptığı işleri gördükçe ona olan duygularınız kuvvetlenir. Bu duygu kimi zaman sevgi kimi zaman öfke kimi zaman gıbta gibi çeşitlendirililebilir. Benim burada Bediüzzaman'a karşı hissettiğim ise hayranlık galiba :) Zira Bu Tarihçe-i Hayat; Üstadın ömrü boyunca nasıl gayesi uğruna mücadeleler verdiğini, çok ağır şerait altında türlü işkencelere maruz bırakılmasına karşı yılmamasını, bin türlü mahrumiyetler içerisinde yorulmak bilmeyen bir azim ve kararlılıkla maksadına vasıl oluşunu çok güzel ve ince bir lisan ile 7den 70e herkese hitap eden bir üslupla açıklamış. Kendisinin dava adamı oluşunu ve hayatını insanların selametine adadığını anladığım kendi sözleriyle incelememi bitirmek istiyorum: Bana: "Sen şuna buna niçin sataştın?" diyorlar. Farkında değilim; karşımda müthiş bir yangın var, alevleri göklere yükseliyor, içinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış, ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler..." (Mahzun)

Siz yeni bir hayata başlarken Hayatın nasıl veya ne olduğunu bakar sonra hayatı yasarsiniz. İşte benim de hayatım bu oldu. Bu hayata başlarken bu kitaptan hayatı anladım ve başladım. Sizde bu hayata girmek isterseniz buyur (Hayrullah doğal)

Kitabın Yazarı Bediüzzaman Said Nursî Kimdir?

Bediüzzaman Said Nursî (Mart 1878, Bitlis - 23 Mart 1960, Şanlıurfa), İslam alimi, düşünürü.

1892'de Bitlis'te Şeyh Emin Efendi ve diğer İslam alimlerinin de bulunduğu ilim meclisinde yapılan imtihan ve münazara sonunda Molla Fethullah tarafından Bediüzzaman unvanı verilmiş; diğer alimler tarafından da kabul görmüş ve bu isimle anılmaya başlanmıştır.

I. Dünya Savaşı'nda gönüllü alay komutanı olarak Kafkas Cephesi'nde mücadele etti. Savaş sırasında birçok öğrencisi ölmüş, kendisi ise gazi olmuştur. Başarılarından dolayı kendisine Harp madalyası verildi. Ordu-yu Hümâyun'un tavsiyesi ile Dar'ül-Hikmet'ül İslamiye azası olarak atandı. 1922'ye kadar görevini yerine getirdi.

1923 yılında TBMM'nin daveti üzerine Ankara'ya gelen Nursî, Ankara'da aradığı atmosferi bulamaz. Van'a dönerek inzivaya çekilir ve daha sonraları bu dönüşünü Yeni Said'in başlangıcı olarak nitelendirir. Bu dönemde sosyal ve siyasi meselelerden uzaklaşır. En önemli vazifenin imanı kuvvetlendirmek olduğunu söyler. Şiddetle karşı çıktığı ama silah çekmediği Cumhuriyet idaresi tarafından bu dönem zarfında uzun yıllar sürgün, gözetim ve yer yer hapis hayatı yaşatılacak ve zorunlu ikamete tabi tutulacaktır. Büyük çoğunluğunun Isparta Barla'da yazıldığı Risale-i Nur külliyatının yazımı ve Nur Cemaati'nin oluşumu bu dönemde yaşanmıştır.

23 Mart 1960'ta Şanlıurfa’da vefat etti.

Detaylı bilgi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Said_Nursî

Bediüzzaman Said Nursî Kitapları - Eserleri

  • Sözler
  • Gençlik Rehberi
  • Lem'alar
  • Namaz Risalesi
  • Hanımlar Rehberi
  • Asa-yı Musa (Büyük Boy)

  • İman ve Küfür Muvazeneleri
  • Hizmet Rehberi
  • Mektubat
  • Şualar
  • Barla Lahikası
  • Kastamonu Lahikası
  • Emirdağ Lahikası

  • İşaratü'l-İ'caz
  • Mesnevi-i Nuriye
  • Sikke-i Tasdik-i Gaybi
  • Zülfikar
  • Tılsımlar Mecmuası
  • Tarihçe-i Hayat (Büyük Boy-Ciltli)
  • Muhakemat

  • Münazarat
  • Hutbe-i Şamiye
  • Divan-ı Harb-i Örfî
  • Sünnet-i Seniyye Risalesi
  • Mu'cizât-i Ahmediye Risalesi
  • Tabiat Risalesi
  • Münacat

  • Namaz ve Hikmetleri Risalesi
  • Miftahü'l İman
  • El-hüccetüz Zehra
  • Tiryak
  • Beyanat ve Tenvirler
  • Nur'un İlk Kapısı
  • Nur Aleminin Bir Anahtarı

  • Latif Nükteler
  • Ayet'ül Kübra
  • Otuz Üç Pencere
  • İman Hakikatleri
  • Haşir Risalesi
  • Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri
  • İhtiyarlar Risalesi

  • Meyve Risalesi
  • Sünuhat
  • Hastalar Risalesi
  • İhlâs Risaleleri
  • Uhuvvet Risalesi
  • Küçük Sözler
  • Vesvese Risalesi

  • Risale-i Nur'dan Dualar
  • Kader Risalesi
  • Yirmiüçüncü Söz
  • Risale-i Nura Giriş
  • Bediüzzaman Cevap Veriyor
  • Müdafaalar
  • İçtimai Dersler

  • Fihrist Risalesi
  • Asar-ı Bediiyye
  • Said Nursi'nin Kendi Dilinden Nesebi
  • Dersên Civakî
  • Telvihat-ı Tis’a
  • Mucizat-ı Kur`âniye Risalesi
  • İsm-i Âzam Risalesi

  • Mirac Ve Şakk-ı Kamer Risaleleri
  • Hakikat Nurları
  • Rahmet Ve Şefkat İlâçları
  • İçtihad Risalesi
  • Ene Ve Zerre Risalesi
  • Risale-i Nur Hakkında verilen Bir Konferans
  • Zühretünnur

  • Açıklamalı Cevşenü'l Kebir
  • Siracü'n-Nur
  • Hakkı Müdafaa Cephesi
  • Hutuvat-ı Sitte
  • Sevgi Risalesi
  • Hizmet Düsturları
  • Beş Risale

  • Mektubat Mecmuası-1 (Osmanlıca)
  • Mektubat Mecmuası 2 (Osmanlıca)
  • Eski Said Dönemi Eserleri
  • Mirkat-üs Sünnet
  • Mektubat (Osmanlıca - Orta Boy)
  • Ezkar-ı Nuriye
  • Hizbul Kur'âni Ekber ve Virdül Kur'âni Elazım

  • Bediüzzaman Said Nursi'nin İlk Dönem Eserleri
  • Tefekkürname
  • Mektubat Mecmuası 1. Kısım
  • Mektubat Mecmuası 2. Kısım
  • Şualar Mecmuası 2. Kısım
  • Tasavvuf Risalesi
  • Otuzuncu Lem'a Esma-i Sitte

  • Hikmetü'l-İstiaze Risalesi
  • Yirmi Dördüncü Söz
  • İçtihad Sahabe ve Cennet Risalesi
  • Münacat ve Hasbiye Risaleleri
  • Mi'rac Risalesi
  • Otuzikinci Söz
  • Nurlardan Seçmeler - 2

  • Beka-yı Ruh Melaike ve Haşr Risalesi
  • İkinci Şua - Tevhide Dair
  • Peyven Biçuk Peyva Bistu Seyemin Mektubata Bistemin
  • Medrese-i Yusufiye Risalesi
  • Sünuhat - Tuluat - İşarat
  • Emirdağ Lahikası Mecmuası Cilt -1
  • Nur Çeşmesi

  • Emirdağ Lahikası 2.cilt
  • Risale Günlüğüm
  • Keşfü'l-Envar Külliyatından Arabi İşaratü'l-İcaz Meal ve Şerhi 4
  • Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinden Hulusi Ağabey'e Gönderilen ve Neşredilmeyen Mektuplardan 
  • Usko ja Ihminen
  • Viisaita Sanoja
  • Totuus Luonnosta

  • Yirmi Dördüncü Mektup
  • Risalei Nur Külliyatından Namaz
  • Fatiha Tefsiri
  • Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi - Ondokuzuncu Mektup
  • Risale-i Nur
  • İhlas ve Kardeşlik
  • On Birinci Söz'ün Şerhi

  • Ene Risalesi'nin Şerhi
  • Tesettür Risalesi
  • Hüve Nüktesi
  • Dua Risalesi
  •  Vesvese ve Hikmetü'l İstiâze Risâleleri
  • Sabır Risalesi
  • Risale-i Nur Külliyatından Misbahu'l-İman

  • Ehl-i Beyt Risalesi
  • Hastalar Risalesi ve Çocuk Taziyenamesi Risale-i Nur Külliyatından (Cep Boy)
  • Emirdağ Lahikası Mecmuası-3
  • Hukuk-u Valideyn (mini boy)
  • Makalât-ı Hulûsiyye - 2
  • İkinci Şua
  • Rîsaleya Lem'eyan

  • Rumuzat-ı Semaniye
  • Namaz Tesbihatı
  • Nurlardan Seçmeler -1
  • Hakikat Çekirdekleri
  • Türkçe Açıklamalı Kaside-i Celcelutiye ve Hizbü’l-Ekberi’n-Nuri
  • Namaz Risalesi
  • Mu'cizât-ı Ahmediye (asm) Risalesi

  • Sırr-ı İnna A'tayna Risalesi
  • Hastalar Risalesi
  • Hutuvat-ı Sitte Risalesi
  • Risale-i Nur Külliyatından Aile Risalesi
  • Çekirdekler Çiçekleri
  • Müsbet Hareket
  • Risale-i Nur Külliyatı

  • Vesvese Bahsi

Bediüzzaman Said Nursî Alıntıları - Sözleri

  • Kelâmullah olan Kur'an o kadar hayatdar ve kıymetdardır ki, onu dinleyen, işiten kulakların adedini ve o kulaklara giren o kudsî kelimelerin sayısını, bütün denizler mürekkep ve melaikeler kâtib ve zerreler, nutfeler ve nebatlar ve kıllar kalemler olsa bitiremezler. (Latif Nükteler)
  • Mahlukatın en zalimi insandır. (Mesnevi-i Nuriye)
  • Hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. (Hizmet Rehberi)
  • Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku... Yoksa hayvan ve taş-toprak hükmünde cansız bir insan olma ihtimalin var! (Otuz Üç Pencere)
  • Bununla beraber, meşâgil-i dünyeviye dediğin, çoğu sana ait olmayan ve fuzulî bir surette karıştığın ve karıştırdığın malâyani meşgalelerdir. En elzemini bırakıp, güya binler sene ömrün var gibi en lüzumsuz ve malûmat ile vakit geçiriyorsun. (Namaz ve Hikmetleri Risalesi)
  • Evet, Kur'an der ki: "Eğer yerdeki ağaçlar kalem olup denizler mürekkep olsa Cenab-ı Hakk'ın kelimatını yazsalar, bitiremezler." (Zülfikar)

  • Bedevîlikte beşer üç dört şeye muhtaç oluyordu. O üç dört hâcâtını tedarik etmeyen, on adette ancak ikisiydi. Şimdiki garp medeniyet-i zâlime-i hâzırası, su-i istimâlât ve israfat ve hevesatı tehyiç ve havâic-i gayr-ı zaruriyeyi, zarurî hâcatlar hükmüne getirip görenek ve tiryakilik cihetiyle, şimdiki o medenî insanın tam muhtaç olduğu dört hâcâtı yerine, yirmi şeye bu zamanda muhtaç oluyor. O yirmi hâcâtı tam helâl bir tarzda tedarik edecek, yirmiden ancak ikisi olabilir; on sekizi muhtaç hükmünde kalır. Demek, bu medeniyet-i hâzıra insanı çok fakir ediyor. O ihtiyaç cihetinde beşeri zulme, başka haram kazanmaya sevk etmiş. (Hizmet Düsturları)
  • Kardeşlerimden rica ederim ki: Sıkıntı veya ruh darlığından veya titizlikten veya nefis ve şeytanın desiselerine kapılmaktan veya şuursuzluktan arkadaşlardan sudûr eden fena ve çirkin sözleriyle birbirine küsmesinler ve "Haysiyetime dokundu" demesinler. Ben, o fena sözleri kendime alıyorum. Damarınıza dokunmasın. Bin haysiyetim olsa, kardeşlerimin mabeynindeki muhabbete ve samimiyete feda ederim. (Medrese-i Yusufiye Risalesi)
  • Her gün yirmi dört saat sermaye-i hayatı Hâlık'ımız bize ihsan ediyor; tâ ki, iki hayatımıza lâzım şeyler o sermaye ile alınsın. Biz kısacık hayat-ı dünyeviyeye yirmi üç saatı sarfedip, beş farz namaza kâfi gelen bir saati, pek çok uzun olan hayat-ı uhreviyemize sarfetmezsek; ne kadar hilâf-ı akıl bir hata ve o hatanın cezası olarak hem kalbî, hem ruhî sıkıntıları çekmek ve o sıkıntılar yüzünden ahlâkını bozmak ve meyûsane hayatını geçirmek sebebiyle, değil terbiye almak, belki terbiyenin aksine gitmekle ne derece hasâret ederiz, kıyâs edilsin. (Meyve Risalesi)
  • . Ey göz, güzel bak! (Küçük Sözler)
  • Bir sinek, elime kondu. Emanetullah olan gözünü, yüzünü, kanatlarını güzelce temizlemeye başladı. Bir neferin mîrî silâhını, elbisesini güzelce temizlediği gibi, sinek de temizliyordu. Nefsime dedim: "Bak!" Baktı, tam ders aldı. O sinek ise, mağrur ve tenbel nefsime hoca ve muallim oldu. (Latif Nükteler)
  • ...mahlûkatın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp huzûr-u Rahmân'a gitmek; bin can ile arzu edilir bir seyahattir, belki bir saadettir. (Tiryak)
  • حَسْبُنَا اللَّهُ وَ نِعْمَ الْوَ كِيلُ Onun bekası bize yeter" dedim. (Şualar)

  • "İhtiyarın cüz'î ise; kendi mâlikinin irâde-i külliyesine işini bırak. İktidarın küçük ise, Kadîr-i Mutlak'ın kudretine itimad et. Hayatın az ise, hayât-ı bâkiyeyi düşün. Ömrün kısa ise; ebedî bir ömrün var, merak etme. Fikrin sönük ise; Kur'ân'ın güneşi altına gir, îmanın nuruyla bak ki; yıldız böceği olan fikrin yerine herbir âyet-i Kur'ân, birer yıldız misillû sana ışık verir. Hem hadsiz emellerin, elemlerin varsa, nihayetsiz bir sevap ve hadsiz bir rahmet seni bekliyor. Hem hadsiz arzuların, makasıdın varsa, onları düşünüp muztarip olma. Onlar bu dünyaya sığışmaz. Onların yerleri başka diyardır ve onları veren de başkadır." (Ayet'ül Kübra)
  • Ey rahmet ve keremi, sonsuzluğa uzanan bütün ümitlere tükenmez bir hazine olan ve her ne halde olunursa olunsun Kendisinden asla ümit kesilmeyen yüce Recâ (Açıklamalı Cevşenü'l Kebir)
  • Tevafuk birkaç cihette bir şeyi gösterse, delalet derecesinde bir işarettir. Bazan bir tek tevafuk, bazı karainle delalet hükmüne geçer. (Latif Nükteler)
  • İşte enva-ı dalalet derecatına göre az çok kâinatın yaratılmasındaki hikmet-i Rabbaniyeye ve dünyanın bekasındaki makasıd-ı Sübhaniyeye zarar verdiği için ehl-i isyana ve ehl-i dalalete karşı kâinat hiddete geliyor, mevcudat kızıyor, mahlukat öfkeleniyor. (İman Hakikatleri)
  • Hem kat'iyyen biliniz ki; bu hayat-ı dünyeviyede hakikî lezzet, iman dairesindedir ve imandadır. (Hanımlar Rehberi)
  • Artık bütün insanları kardeş yaparak yemyeşil cennetlerin nurlu ufuklarından esen refah ve saadet, huzur ve asayiş rüzgârıyla dalgalanan âlemşümul bir bayrak altında toplayacak olan yegâne kuvvet, İslâmdır. Zira beşeriyetin bugünkü hali, tıpkı İslâmdan evvelki insan cem'iyetlerinin acıklı halidir. Bunun için insanlığı o günkü ebedî felâketten kurtaran İslâm, bugün de kurtarabilir... (Nur Aleminin Bir Anahtarı)
  • Zira bir müslimin herbir sıfatı İslâmiyetten neş'et etmek lâzım gelmez. (Muhakemat)