Taşrada Düğün Hazırlıkları - Franz Kafka Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Taşrada Düğün Hazırlıkları kimin eseri? Taşrada Düğün Hazırlıkları kitabının yazarı kimdir? Taşrada Düğün Hazırlıkları konusu ve anafikri nedir? Taşrada Düğün Hazırlıkları kitabı ne anlatıyor? Taşrada Düğün Hazırlıkları kitabının yazarı Franz Kafka kimdir? İşte Taşrada Düğün Hazırlıkları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Franz Kafka

Çevirmen: Derya Öztürk

Orijinal Adı: Hochzeitsvorbereitungen auf dem Lande

Yayın Evi: Maviçatı Yayınları

İSBN: 9786052940396

Sayfa Sayısı: 40

Taşrada Düğün Hazırlıkları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kafka, Euard Raban’ın nişanlısı Betty’nin kaldığı yere gidişinde başından geçenleri kendine özgü betimlemelerle anlattığı bu kitabının bir bölümünde, Otobüs otelin önünde durduğunda yağmurun sesi daha fazla duyuluyordu ve muhtemelen bir pencere açık olduğu için oteldeki misafirlerin sesleri de geliyordu. Raban hangisinin daha iyi olduğunu düşündü; hemen dışarı mı çıkmalıydı yoksa otel sahibinin gelmesini mi beklemeliydi. Bu kasabanın adeti, töresi nedir bilmiyordu, ama Betty nişanlısından bahsetmiş olmalıydı. Buraya gelişine göre, burası ya harika ya da kötü bir yerdi, Betty’nin burada ne kadar saygın olduğunu ve dolayısıyla kendisine de saygı gösterilip gösterilmeyeceğini görecekti. Ama Raban, ne buradaki insanların nişanlısı hakkında ne düşündüklerini, ne de Betty’nin onlara kendisi hakkında ne anlattığını biliyordu. Bu yüzden her şey daha nahoş ve zor olacaktı. Cümleleriyle içinde bulunduğu duruma dair ipuçları verir.

Taşrada Düğün Hazırlıkları Alıntıları - Sözleri

  • Yahu söylesene bana, güzel göz nasıl oluyor? Yani bakıştan mı güzel görünüyor?
  • Akşam yemeğinden sonra iyi bir kitap okumak hayatta en sevdiğim şeydir.
  • "Yemekten sonra en sevdiğim şey kitap okumaktır."
  • "İyi bir kitap en iyi dosttur."
  • "Üstelik tehlikeli durumlarla çocukken nasıl baş ettiysem şimdi de aynı şekilde yapamaz mıyım?
  • "... kitaplar her manada faydalıdır, özellikle de insanın hiç beklemeyeceği noktada faydalıdır."
  • İyi kitap en iyi arkadaştır.
  • "Ama başka her şey bir yana, iyi bir kitap akşam yemeğinden sonra en çok sevdiğim şeydir. Ta eskiden beri."
  • İnsanlar ister ona karşı ister ondan yana olsunlar, düpedüz havaya konuşuyorlardı.
  • Geçenlerde bir yazardan yapılan bir alıntıyı okumuştum. "İyi bir kitap en iyi dosttur" ve gerçekten de doğru, öyle, iyi bir kitap en iyi dosttur.
  • "Orada garip insanlar göreceksin! Bir düşünsene, asla uyumuyorlar." "Peki neden?" "Çünkü hiç yorulmuyorlar." "Neden?" "Çünkü aptallar." "Aptallar yorulmaz mı?" "Aptallar nasıl yorulabilir, tanrı aşkına!"
  • "Çünkü insan eski tanıdıklarından bile emin olamıyor."
  • Buradayım, fazlasını bilmiyorum, fazlası elimden gelmez.
  • "İyi kitap en iyi arkadaştır."
  • Bana yardım etmek istemek bir hastalıktır ve yatakta tedavisi gerekir.

Taşrada Düğün Hazırlıkları İncelemesi - Şahsi Yorumlar

kafka’nın 1907-1908 yıllarında yazdığı el yazmalarının birleştirilmesi suretiyle oluşturulan kitap. aslında kitap hakkındaki genel yorumların iyi olmadığını bilmekle beraber sadece “ne kadar kötü olabilir?” şeklindeki merakım ve kitabın da ince olmasının verdiği rahatlık sonucu okumak istedim. şunu söyleyebilirim eğer daha önce franz kafka okumamışsanız kesinlikle bu kitap ile başlamamanızı tavsiye ediyorum. hatta haddim olmayarak şöyle diyebilirim ki “kitap” yerine “müsvedde” olarak tanımlamak daha yerinde olur. her ne kadar eksik ve niteliksiz olarak görsem de dikkatimi çeken bir bölümü eklemek isterim: kafka’nın “ben yatakta yattığım gibi, büyük bir böceğin şeklini almışımdır...” şeklindeki tasviri ile “dönüşüm” kitabının bir nevi ön bilgisi verilmiş. demem o ki kafka’ya ilginiz ve boş vaktiniz yok ise hiç okumayın. şayet “kötü yazılmış bir kitap nasıl olur?” öğrenmek istiyorsanız işte o zaman okumanızı tavsiye ederim. acaba kafka bu eksik el yazmalarının bir kitap olarak basılmasını ister miydi? tamamlama fırsatı olsaydı ne şekilde bir eser karşımıza çıkardı? evet, tüm bunlar bir muamma... (mars metrosunun kızıl kızı)

“İyi bir kitap en iyi dosttur.” Yazarı Kafka olunca beklentim yüksek bir şekilde başlamıştım ancak biraz hüsrana uğradığımı söyleyebilirim. Betimlemeler tam da yazarın kalemine göre yapılmış olsa da yer yer hikayedeki eksik akış ve sonu olmayan bir bitiş okurken biraz sıktı beni. Hikayelerden bir çıkarım bile yapılamıyor ne yazık ki,paylaşılacak üç beş alıntıdan başka. (Elif)

Taşrada düğün hazırlıkları kitabını elinize aldığınızda çok şaşıracaksınız. En azından ben baya bir şaşırdım. Eduard Raban kentten taşraya nişanlısı Betty için gitmek adına kendini yağmur altında buluveriyor. Üstelikte uzun bir aranın ardından edindiği izin gününde! Gidişatın içinde bazı sayfaların bulunamadığını görüyoruz. Bu kısımlar (elyazmasinda dört sayfa eksiktir) şeklinde belirtiliyor. Yazmalar sürekli aynı olayı, farklı biçimlerde anlatılıyor. Bütün elyazmaları aynı başlıyorsa, farkı ne diye sorabilirsiniz. Elyazmaları arasında uzunluk ve betimleme farkı var. Ayrıca bazı ufak değişikliklerde bulunmakta… Örneğin ikinci elyazmasında Eduard Raban bir yaşlı amcayla konuşuyor – bu kitaptaki nadir konuşmalardan biridir- . Üçüncü elyazmasında ise bu amcayla konuşmuyorlar.Şahsen ben betimlemelerin içinde kendimi gerçekten 1900’lerin Avrupa’sında, Eduard Raban’ın bulunduğu o tren istasyonunda hissettim.İkinci elyazmasında Eduard Raban göz göze geldiği bir amca ile konuşmaya dalar. Ancak amca klasik bir tavırla gençleri eleştirmiş, Eduard Raban’da kendini savunmuştur. Üçüncü elyazması ise sadece bir yaprak… Tamamen betimlemeden oluşuyor. Kitap burada, ikinci bölüme geçmeden, iki paragraflık bir bilgilendirme yazısı veriyor. İkinci bölüm: Richard ve Samuel. Bilgi yazısında belirtildiği üzere, Kafka’nın yakın arkadaşı Brod ortaklaşa yazdıkları bir roman girişimi. Ancak sadece bir bölümü yazılmıştır. Birlikle geziye çıkan iki arkadaşı konu alır. Günlük şeklinde yazılmıştır diyebiliriz.Kitabın son kısmı ise: Kafka ve Porno… Bu kısım aslında bir makaleyi andırıyor. Nedenini anlayamadığım bir şekilde numaralandırılmış paragraflardan oluşuyor ve Kafka’nın pek bilinmeyen bir yönünü ortaya koyuyor. 1960 doğumlu James Hawes’in, Kafka hakkında öne sürdüğü “Kafka pornografik dergiler okuyordu hatta yazıyordu” olgusu üzerinden ilerliyor ve genel kültür açısından birçok yararlı bilgi veriyor okurlar. Kafka’nın pornografik dergilerle ilişkisine, bunun yarattığı tartışmalara, tartışan tarafların haklı ve haksız yönlerine değiniyor. Bana tuhaf geldi ama bu makale tarzına benzettiğim yazının sonu Kafka’nın yazılarını dönüp dönüp okumalıyız diye bitiyor. Dediğim gibi, bu kitabı elime aldığımda çok şaşırdım. Okurken ise başta anlayamadım. Betimlemeler aklımı karıştırdı ve ikinci elyazmasında olayların başa dönmesini garipsedim. Ancak nedendir bilmem, kitabı anlamasam bile kitabın içindeydim. Neler olacağını merak etmekten kendimi alamadım. Ancak kitabın içinde ki iki hikâyede bir sonuca bağlanmadı. Sanki Kafka bizlere “Ben başını verdim, sonunu siz tamamlayın” demiş gibi. Kapağını kapattıktan sonra oturup saatlerce hakkında düşünebileceğiniz bir eser. Zaten Kafka denildiğinde susup düşünmüyor mu bir insan? Gerçekten Kafka etkisi diye bir şey var sanırım.Sözlerimi burada sonlandırmak istiyorum ama aklıma şu cümle var: “Yolcunun ancak gideceği yere vardıktan sonra uyanması gerekir (Franz Kafka/Taşrada Düğün Hazırlıkları)” Sanırım Kafka’nın bu cümlesiyle bu eseri tanımlayabiliriz. Kitabı okurken anlamadım, kitabın kapağını kapattık sonra anladım. Size de böyle olur mu bilmem, ama okumaktan pişman olmayacağınız bir eser olduğunu söyleyebilirim. (Nur)

Kitabın Yazarı Franz Kafka Kimdir?

Yahudi bir tüccar aileden gelen, Almancaya da hâkim olan bir yazardı. Kafka'nın en önemli eserlerini, üç romanının (Dava, Şato ve Kayıp) yanı sıra; ortaya koyduğu birçok hikâyeleri oluşturuyor.

Kafka'nın eserlerinin büyük bölümü ancak Kafka'nın ölümünden sonra meslektaşı ve yakın arkadaşı Max Brod tarafından yayımlandı ve bu eserler 20. yüzyılda dünya edebiyatında kalıcı bir etki bıraktı.

1883 yılında Prag'da doğdu. Taşralı Çek proletaryasından gelip zengin bir tüccar konumuna yükselmiş bir baba ile zengin ve aydın bir Alman Yahudi'si annenin çocuğu olan Franz Kafka'nın, içedönük ve huzursuz kişiliğini büyük ölçüde annesine borçlu olduğu söylenir. Ailenin en büyük çocuğu olan Kafka'nın iki erkek kardeşi küçük yaşta hayatlarını kaybettiler. Kız kardeşleri Elli, Valli ve Ottla ise Nazi Almanyası'nın organize ettiği Yahudi katliamı Holocaust'da hayatlarını kaybettiler. Kafka, çeşitli ailevi ve toplumsal sebepler yüzünden çevresine yabancılaşarak büyüdü. Ailesinin Prag'daki Alman toplumuyla kaynaşma çabaları sonucunda Alman okullarında okudu.

1893 yılında öğrenim görmeye başladığı Avusturya Lisesi, yalnızlığını ve kendi içine kapanmasında büyük etken oldu. Çek kökenli bir aileden geldiği halde Almancayı anadili olarak kullandığı için tam bir Çek sayılmayan Kafka'yı, Almanlar da tam anlamıyla kendilerinden görmediler. Ufak yaşlarda da Çekçe konuşan Kafka gittiği Alman okullarının da etkisiyle Almancada ustalaştı.

1901 yılında Altstädter Gymnasium lisesini bitirdikten sonra Prag'daki Karl Ferdinand Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi'ne girdi. Buradaki eğitimi sırasında Alman edebiyatı derslerini takip etmeye başladı. Öğrenciliği sırasında Yiddiş tiyatro çalışmalarında yer aldı ve bu çalışmalara destek verdi. Kafka ilk eseri olan 'Bir Savaşın Tasviri' adlı öyküsünü bu dönemde yazdı.

1902 yılında Max Brod'la tanıştı. Max Brod, Kafka'nın yaşamında önemli rol oynayan isimlerden biri olacaktı.

1906 yılında hukuk öğrenimini doktora ile tamamladı ve bir yıl süren avukatlık stajını yaptı.

1907'de Sigorta Şirketi'nde memur olarak çalışmaya başladı. Gündüzleri sigorta şirketinde sürdürdüğü çalışma hayatının yanı sıra geceleri ölümden bile daha derin bir uykuya benzettiği yazma işine yoğunlaşıyordu. Aynı yıl 'Taşrada Düğün Hazırlıkları' adlı öyküsünü kaleme aldı.

1912 yılında nişanlısı Felice Bauer'le tanıştı. Onunla ilişkisini, üç kez ayrılıp yeniden nişanlanarak,

1919'a kadar sürdürdü. Evlenmemesine neden olarak hastalığını gösteriyordu. Oysa güncesinde evliliği bir burjuva bağı olanak nitelendirmiş ve edebiyat hayatını sürdürebilmesi için yalnızlığa ihtiyacı olduğunu vurgulamıştır. Nişanlısıyla bu ilişkisinden geriye beş yüzün üzerinde mektup kalmıştır. Bunlar, Kafka'nın ölümünden çok sonra 1967'de 'Felice'ye Mektuplar' adıyla yayınlandı.

1917'de Kafka, verem olduğunu öğrendi.

1919 yılında geçirdiği ağır gripten dolayı hastaneye kaldırıldı.

1920 yılında Milena Jesenska ile tanıştı. Mektuplaştığı dört kadın arasında en ciddi ve önemli olan Milena Jesenska'ydi. Milena'yla mektuplaşmaları önce bir arkadaşlık gibi başladı, daha sonra tutkulu bir aşka dönüştü. Fakat Milena evli olduğundan bu mutsuz ve imkânsız ask Kafka'yı derin acılara sürükledi. Mektuplaştıkları üç yıl boyunca sadece iki üç kez görüşebildiler ve bu görüşmeler Kafka'yı üzmekten başka bir işe yaramadı, yine de onun yaratıcılığını olumlu yönde etkilediği rahatlıkla söylenebilir. Daha sonraları edebiyat tarihinin güzide eserlerinden biri sayılacak olan "Milena'ya Mektupları”nda Kafka şöyle dile getirir durumunu;

"En çok seni seviyorum diyorum ama gerçek sevgi bu değil sanırım, sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki..."

Milena bu mektupları 1939 yılında yayınlaması için yakın arkadaşı Willy Haas'a verdi ve kendisi 17 Mayıs 1944'te Almanya'da toplama kampında öldü.

1922'de emekli oldu, maddi durumu kötüydü ve sağlığı gittikçe bozuluyordu.

1923`de ailesinin etkisinden kaçmak ve yazmaya yoğunlaşmak için Berlin'e taşındı, orada da Dora Dymant adında bir sevgilisi oldu. Dora, Milena`dan daha şanslıydı Nazi Almanya'sına direndi ve 1952`de Londra'da öldü.

1924 yılı 3 Haziran gecesi, 1917 senesinde kaldırıldığı Viyana yakınlarındaki Keirling sanatoryumunda hayata gözlerini yumdu.

Kafka'nın eserlerinin hepsinde görülen yabancılaşma olgusu, onun kendi yaşamında da belirgin bir biçimde izlenir. Ona göre ne kadar küçük ve basit bir yaşamı olursa o kadar mutlu ve sorunsuz olacaktır. Nazilerin Çekoslovakya'yı işgali sırasında Kafka ile ilgili birçok belge yok edildi. 20 yıl süren dostluklarının sonunda Kafka bütün yazdıklarını ölümünden sonra yakması için Max Brod'a vermişti. Yazdıklarının gereğinden fazla kişisel ve değersiz olduğunu düşünüyordu. Tabii Max onunla ayni fikirde değildi ve Kafka'nın ölümünden sonra, karışık halde bulunan binlerce sayfa metni toplayıp düzenleyerek yayınladı.

Yaşamının ve yapıtlarının ortak yani, Camus'nün dediği gibi, "Her şeyi göstermek ve hiçbir şeyi teyit etmemektir".

Çünkü yaşamayı bir savaş, ama önceden yitirilmiş bir savaş olarak görür. Çünkü bir insan olarak yaşamak ve doğru yolda ilerlemek hemen hemen olanaksızdır.

Franz Kafka Kitapları - Eserleri

  • Dava
  • Şato
  • Dönüşüm
  • Milena'ya Mektuplar
  • Babaya Mektup
  • Mavi Oktav Defterleri

  • Ceza Sömürgesi
  • Açlık Sanatçısı
  • Aforizmalar
  • Çin Seddi'nin İnşası
  • Amerika
  • Akbaba
  • Bir Savaşın Tasviri

  • Bütün Öyküler
  • Günlükler
  • Hayvan Öyküleri
  • Kovalı Süvari
  • Ottla’ya ve Aileye Mektuplar
  • Özdeyişler
  • Bir Köy Hekimi

  • Dava (Çizgi Roman)
  • Felice'ye Mektuplar
  • Yeni Bulunmuş Mektuplar
  • Bir Köpeğin Araştırmaları
  • Bir Kardeş Cinayeti
  • Küçük Bir Kadın
  • Öyküler

  • Kafka Öyküler 1
  • Kafka Öyküler 2
  • Ofis Yazıları
  • Üç Uzun Hikaye
  • Şarkıcı Josefine ya da Fare Ulusu
  • Hayata Yön Veren Sözler
  • Ceza Sömürgesi (Çizgi Roman)

  • Mutsuzluk
  • Kafka
  • Yakılmamış Öyküler
  • Seçme Eserleri
  • Taşrada Düğün Hazırlıkları
  • Günlük'ten Seçmeler
  • Dönüşüm

  • Anlatılar
  • Köy Öğretmeni - Ateşçi
  • Seçme Yazılar
  • Kanun Önünde
  • The Sons
  • Ateşçi
  • İn

  • Grete Bloch'a Mektuplar
  • Dönüşüm ve Diğer Hikayeler
  • Dönüşüm (The Metamorphosis)
  • Bir Dostluk
  • Kafka'nın Kedisi
  • Contemplation
  • Günlükler 2

  • Gammaz Yürek - Dönüşüm (2 Kitap Birden)
  • Yargı
  • Vəsiyyət
  • Blumfeld: Geçkin Bir Bekar
  • Kafkadan Rilkeyə qədər 12 Hekayə
  • İmparatordan Bir Haber
  • On Bir Oğul

  • Kararlar
  • Milena'ya Mektuplar, Cilt 2
  • Erzählungen
  • Dönüşüm
  • The Metamorphosis

Franz Kafka Alıntıları - Sözleri

  • Hiç eksiğim yok. Kendime muhtacım yalnızca. (Hayata Yön Veren Sözler)
  • "Evet, dünyada hâlâ sadakat diye bir şey var." (Amerika)
  • Değer vaktinde bilinmeli. (Dönüşüm (The Metamorphosis))
  • "İyi kitap en iyi arkadaştır." (Taşrada Düğün Hazırlıkları)
  • Oysa biliyorum, uyuyamayacağım. Sana yazmaktan vazgeçtiğim için uyuyamayacağım. (Milena'ya Mektuplar)
  • "Yargılama adaletsizlik kokuyordu, infaz da insanlık dışıydı." (Ceza Sömürgesi)

  • hiç senin dengin değildim; (Babaya Mektup)
  • Adalet rahat olmalı, yoksa terazi sallanır ve adil bir hüküm verilemez. (Dava)
  • Keşke varlığımı unutsaydı.. (Açlık Sanatçısı)
  • Gittiğim her yerde benden önce bir şairin orada bulunduğunu görüyorum. (Hayata Yön Veren Sözler)
  • Kanepeye yatsın, ona kimse dokunmasın, yaşam boyu tavana bakıp dursun, daha ne ister? (Bir Köy Hekimi)
  • "Hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri. Şeytan görsün hepsinin yüzünü!” (Dönüşüm)
  • Bizde in­sanlar şimdiki zamanı yok etmeye bu kadar ha­zırdır işte. (Akbaba)

  • Pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim. (Kafka)
  • Evlilik korkusunun bazen, kişinin kendi ebeveynine karşı işlediği günahlarının acısını ileride kendi çocuklarının ondan çıkaracağı yolunda duyduğu endişeden kaynaklandığına dair bir görüş vardır. (Babaya Mektup)
  • Dünyanın fakir insanlardan beklediği her şeyi yerine getiriyordu. (Dönüşüm ve Diğer Hikayeler)
  • Bırakın, boş sokaklar mutsuz kılacaktır onları, biliyorum. (Anlatılar)
  • "Ah" dedi fare, "Dünya daralıyor günden güne. Başlangıçta o kadar genişti ki, korkuyordum, koştukça koşuyor ve nihayet uzakta, sağlı sollu duvarlar görünce mutlu oluyordum; ama bu uzun duvarlar o kadar hızla birbirine yaklaşıyor ki, son odaya gelmişim bile, şu köşede de koşup gireceğim tuzak duruyor." (Kararlar)
  • Sizi çok iyi tanımak benim koruma altında olmam anlamına gelmez, sadece sizi önümde numara yapma zahmetinden kurtarır. (Ateşçi)
  • Pencereyi açıp kendimi dışarıya atmak çok yararlı bir şey gibi görünürdü bana. (Felice'ye Mektuplar)