Tek Başına - Mehmet Deveci Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tek Başına kimin eseri? Tek Başına kitabının yazarı kimdir? Tek Başına konusu ve anafikri nedir? Tek Başına kitabı ne anlatıyor? Tek Başına PDF indirme linki var mı? Tek Başına kitabının yazarı Mehmet Deveci kimdir? İşte Tek Başına kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Mehmet Deveci
Yayın Evi: Bengisu Yayınları
İSBN: 9786059477819
Sayfa Sayısı: 176
Tek Başına Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ben kendimi göklerin ve yerin, bu ikisi arasındaki her şeyin; ateşin ve suyun, bulutların ve kuşların Rabbine bırakmıştım…
Yanmış bir âşıktım ben. Kurduğunuz tuzaklar, attığınız ateş benim dünya telaşımın bitişi, sevgiliye vuslatın son demiydi.
Heybesinde aşktan başka bir şey taşımayan bir muhacirim ben…
Gün yüzüne çıkmış bir harfim…
İçimdeki alfabenin yalnız cümlesiyim.
Yalnızlığın bir başınalığına teslim olmayan,
Melankolik bir rıhtımın yedivereniyim.
Başağından kuşların, insanın ve medeniyetlerin beslendiği,
Tarih toprağına atılmış bir tohumum ben.
Bir varoluşum…
Çekip gitmeyen bir derdim ben.
Söylenip duran bir sevdayım.
Asırları aşan,
Hayata yeniden başlayan bir aşkım ben…
Ben İbrahim…
Geri döndüm ve buradayım…
(Tanıtım Bülteninden)
Tek Başına Alıntıları - Sözleri
- Birisi ölüyor, birisi yeni doğmuş. Birisi gülüyor, birisi yeni ağlamış. Birisinin gittiği yerden diğeri yeni dönmüş. Birisinin heves ettiği onca şeyi diğeri yeni bitirmiş. Dünya dönüyor. Aynı noktaya geldiğinde bu yuvarlak şey, içindeki sıra değişiyor sadece.
- Üzerine sürekli geceler, karanlıklar, ağırlıklar biniyor. Sonra bir bakıyorsun güneş doğmuş. Aydınlık gelmiş yeniden Haydi, yeniden diyorsun ona bakarak. Yeniden, bir daha... Teslim olmak yok çünkü. Kaybetmek yok...
- Bir ihtimal daha vardır. Bir ihtimal hep olacaktır...
- Şükür, kalpten gelen memnuniyetin dilden dökülmesidir.
- Kendi yürek gemisini inşa edemeyen, oraya sığamayan, gelen afetlerde boğulur...
- Vekil olarak, dost olarak, yardımcı olarak Allah bana yeter!
- Hiç gelmez sandığın yarın kapıdaydı oysa.
- Yaşanmayan hayatlar nasıl bilinsin? Görülmeyen güzellikler nasıl seçilsin?
- Ateş hamı pişirir, kuruyu yakardı. Peki aşığı?
- Dağlara bakıp sadece bir yükseklik görmek de var; onlara bakıp dünyanın direği oluşunu keşfetmek de. Kelebeklerin kanadından düşen ömürlerine hayıflanıp sızlanmak da var, kanat çırpınışlarındaki ince işçiliğinden seslendirdiği tınıyı duymak da…
Tek Başına İncelemesi - Şahsi Yorumlar
en güzel okumak...: Okumak bir dua, bir adım, bir başlangıçtır... kitap okumayı sevmeyen insan var mı? Acaba... vardır mutlaka bakın ne kadar kitap okursa kendini nasıl değiştiğini farkında olursun.. (Oya diler)
Uzun zamandır roman tarzı kitaplarda aradığımı bulamıyorum. Maalesef o kitaplara bir tane daha ekledim. Herkes Mehmet Deveci'nin kaleminin güzelliğinden bahsetti ve ben de kitabı alarak bunu deneyimlemek istedim. Ama o kadar tekrar eden cümleler, imla hataları ve birbirinden kopuk cümleler var ki anlatamam. Bir şey anlatırken konu başka bir şeye gidiyor vs. Eğer Hz. İbrahim ile ilgili kitap okumak isterseniz muhakkak Aşk-ı Sükun ve Zemzem'in Annesi kitaplarını okuyun. Kesinlikle daha derin ve daha güzeller. (Meliz!)
İçimizde bastırıp durduğumuz duygularımız içimizden konuştuklarımız kendimize bile söyleyemediklerimiz ne kadar üstünü örtsekte farkında olmadığımız bir anda gün yüzüne çıkıverirler. Kitapları okurken altını çizecek satırlar ararım, aslında o satırlarda kaybettiğim kendimi arıyormuşum onu farkettim. Her kitabı bitirdiğimde çizdiğim satırlardan içimdeki beni okuyorum. Ruh halime göre olan ve kalemine yabancı olmadığım yazarların kitabını daha fazla benimserim. Hz ibrahimin hayatını defalarca okumuş ve dahi anlatmış biri olarak edebi açıdan okumak elbette daha farklı bir etki bıraktı bende. Duygu dünyamda fırtınalar koparan istediğimiz ve sevdiğimiz şeylerin bizlere her zaman bir imtihan olduğunu, şu dünya hayatında sadece doğduk yaşadık öldük değil de bir vazifemizin olduğunu düşünerek, idrak ederek şuuruna vararak kulluk bilincinde olmayı, inanmayanların karşısında inananların daha dirayetli ve güçlü olması gerektiği, putların aslında her devirde var olduğunu dünya sürgününde gerekirse tek başına ümmet olabilmek bilincine erişmeyi ve ateşin ortasındaki H.z İbrahimin “ hasbünallah ve nimel vekil” dediğinde iman gücünün ne kadar müthiş bir güç olduğunu... Sare ve Hacer validelerimizin imtihanını ve Hz. İbrahimin her ikisiyle ve evladıyla imtihanı.. Yazarken bile ne kadar ağır Allah’ım... Ya bunları yaşamak... İşte kitap tüm bunlardan bahsediyor.Ruhumu fazlasıyla doyuran gözyaşlarımı tutamadığım bir kitap okudum. Bazı kitaplar içimi yıkıyor gerçekten, duruluyorum, sadeleşiyorum. Tek kelime bile edesim gelmiyor dünyaya dair.. Bu yazdıklarım mı? Bunlar iç sesim... (Yağmur)
Tek Başına PDF indirme linki var mı?
Mehmet Deveci - Tek Başına kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tek Başına PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mehmet Deveci Kimdir?
1974’ün bir güz ayında, G. Antep’in İslahiye ilçesinde doğdu. Yazmaya ilkokulda başladı.
Sonra babasının bakkal dükkânındaki veresiye defterinde devam etti.
Okul tatillerinde; bakkal, tüpçü, mobilyacı ve ayakkabı mağazalarında çalıştı.
Bir dönem annesine de pay vererek dolapta dondurduğu eskimoları mahalle aralarında satarak ticarete atıldı. Yaz aylarında hiç bağırmadan sessizce simit sattı.
Okul çıkışlarında ideali olan futbolcu olma idmanları ile babasının bakkalı arasında gidip geldi.
İmam – Hatip Lisesi yıllarında, matematik defterinin arka sayfasına hayatın özüne dair afişe sözler karalamaya başladı.
Kompozisyon derslerinde şehrin en yeşil alanlarının mezarlıklar olduğunu, mahalle aralarını ve şehir yollarının çamurlarını anlattığı yazısı öğretmenleri tarafından eleştiri alıp, öğrenci arkadaşları tarafından beğeni topladı.
Okul etkinliklerinde sesi gür çıktığı için şiirler okudu.
Ders süresinin bittiği fakat vaktin henüz bitmediği kısa sürelerde öğretmenleri tarafından kaldırılıp tek kişilik gösteriye zorlanıp içinden ne geliyorsa anlatması sağlandı.
Dernek ve vakıf bünyesinde çıkardıkları duvar gazeteleri ve bültenlerinde kendince bir şeyler karalamaya başladı.
Bir süre yerel bir radyoda program yaptı.
Bir dönem amatör olarak tiyatroculuk yaptı. İskilipli Atıf’ı canlandırıp şehit oldu, Amerikan askerini canlandırıp sakız çiğnedi ve mahalle düğünlerinde evlerin damlarına kurdukları sahnelerde mezar notları kitabındaki “deli hoca” rollerini oynadı.
Bir süre pazarcılık yaptı.
Yazı serüveni askere gittiğinde günlük ve mektuplar ile devam etti.
Bilkent arkeoloji ve sanat tarihi ile başlayan üniversite hayatını kader kısmet kontenjanından hep yarıda bıraktı.
Evlendi. İki kız ve bir oğul sahibi oldu.
Çeşitli dernek ve vakıflarda yöneticilik yaptı.
İnternet medyacılığının yoğunlaştığı dönemlerde birçok sitede hayatın özüne dair yazılar yazmaya başladı. Kimi zaman bir dilenciyi, kimi zaman sokak aralıklarında unutulmuş sade yüzleri, kimi zaman da bir kenarda unutulmuş ağacı yazıp bitkilerle konuştu.
Sosyal medyada bu kadar yazar ve şairin bulunduğunu bilmeden bir kaza ve ısrarlar sonucu yazılarını burada da paylaşmaya başladı.
Yazılarının altına ismini ilk “med” olarak yazdı. Daha sonra bir dostunun tavsiyesi ile gerçek ismini kullanmaya başladı.
Rabbinin karşısına çıkardığı güzel yüreklerle buradaki çalışmalarına devam etti.
İlk kitabı ve ilk baskısı kısa sürede biten “Yazının Şahitliği,” bunca anlatılan özgeçmişinde yaşadığı, biriktirdiği, duyduğu, ağladığı, düşündüğü şeylerin kitabı olarak okuruyla buluştu.
İkinci kitabı “Bizimkiler” ile yazım hayatına devam etti.
Hiç farkında olmadan söyleyip bir yerlere karaladığı “Yazının Şahitliği Elimizden Tutsun Diye” sözü, yazılarının niyeti ve sloganı oldu.
Şimdilerde TYBG Şubesi Üyesi ve baskıya hazır birçok kitap projesi var.
Düşünerek, hüzünlenerek, susarak, yazarak, namaz kılarak, çay içerek, yürüyerek, kırılarak, alınarak, sinirlenerek, denk geldiği yerde ağlayarak hayatına devam ediyor.
Ölünce cennete gitmek, Rabbine sunabilecek bir yüz hazırlamak ve ardından gelecek iyi şeyler bırakmak en büyük ideali.
(Yazar hakkındaki bu bilgiler Mehmet Deveci'nin kendi adına açılmış olan siteden alınmıştır.)
Mehmet Deveci Kitapları - Eserleri
- Yürüyelim Mi Biraz
- Ey Kudüs!
- Yazının Şahitliği
- Sevgili Yalnızlığım
- Bizimkiler
- Sevdiğine Yenilmek
- Özlemek Güzel
- Suskunluğun Rafları
- Onsuz Olmaz
- Tek Başına
- İlham Perisi
- Benim Hayal Dünyam
- Sevimli Dostlar
Mehmet Deveci Alıntıları - Sözleri
- Gürültüde yitip, sessizlikte kendimi yeniden buluyorum. (Sevgili Yalnızlığım)
- İşaret parmağına dolanmışlığıyla Filistin Sevdam… O, bende “bad-ı saba” hali Bilirsin nasıl da üşütür içerisini ıslak yüreğimin Ve estikçe büyütür içimdeki inkılabı… (Ey Kudüs!)
- Kendi yürek gemisini inşa edemeyen, oraya sığamayan, gelen afetlerde boğulur... (Tek Başına)
- Kalkıp gidemediğiniz yerlere, dalıp gidersiniz... (Yürüyelim Mi Biraz)
- "İçimin çınar yaprakları bir bir kendinden geçerken, yamacımdan gelip geçen adımlarına uğramak ne güzel bir tevafuk, ey gecemin küçük, yüreğimin büyük telaşı. Beni görmeyişin, üzerime basıp geçişin, sanma ki çıtırtılarımın ağrısını çoğaltır. Fevkalade sevinirim de çiğnenişime, bunu un ufak oluşuma çevirir, yerlere saçılan küçük parçacıklardan adını yazarım, bir karınca yolu gibi..." (İlham Perisi)
- Kalkıp gidemediğiniz yerlere, dalıp gidersiniz.. (Yürüyelim Mi Biraz)
- Yerini sevmeyen bitki bile kuruyor. (Onsuz Olmaz)
- Yarım kalmış bir kitap gibi hemen elini ona uzatmak, Hemen ona gitmek, Durup onda dinlenmek, kalmak onda, Kendini unutmak istediği dostları olmalı insanın (Onsuz Olmaz)
- Kaçmalı insan. Bedenen olmasa da ruhen... (Onsuz Olmaz)
- İnsanın yüreğine usulca dokunan şeyler vardır.Bunlar ne gözle görülür ne de elle tutulur sadece hissedilir Bunlar anlatılmaz,da Tarif te yetersiz kalınır (Sevgili Yalnızlığım)
- Dağlara bakıp sadece bir yükseklik görmek de var; onlara bakıp dünyanın direği oluşunu keşfetmek de. Kelebeklerin kanadından düşen ömürlerine hayıflanıp sızlanmak da var, kanat çırpınışlarındaki ince işçiliğinden seslendirdiği tınıyı duymak da… (Tek Başına)
- Ne güzel tariftir; kendi gibi.. (Yürüyelim Mi Biraz)
- •Yaralıyım ben yaralı (Özlemek Güzel)
- Allah'ım! İçimizin denizlerine, Musa'ya açtığın yollardan ver.. 'Amin' (Bizimkiler)
- "Dünyayı sırtından indirince daha hızlı koşarsın, Bak kuşlara…" (Bizimkiler)
- O kadar çok yorgunuz ki; Bir adım ötemiz dünya ve bizim o bir adımı atacak ne hevesimiz ne de iştahımız var. (Sevdiğine Yenilmek)
- Bir şeyler eksik Allah’ım, bir şeyler çok eksik Bu fazlalıklar ondan.. (Bizimkiler)
- Yeter ki güzel şeyler yapmak için adım atalım, arkası geliyor. (Sevimli Dostlar)
- Kudüs sevdasını, ağrısını mahşere bırakmayın! Yaşıyorken, hayattayken sevin Kudüs'ü, özleyin, dua edin. (Ey Kudüs!)
- Birisi ölüyor, birisi yeni doğmuş. Birisi gülüyor, birisi yeni ağlamış. Birisinin gittiği yerden diğeri yeni dönmüş. Birisinin heves ettiği onca şeyi diğeri yeni bitirmiş. Dünya dönüyor. Aynı noktaya geldiğinde bu yuvarlak şey, içindeki sıra değişiyor sadece. (Tek Başına)