Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar - Tezer Özlü Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar kimin eseri? Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar kitabının yazarı kimdir? Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar konusu ve anafikri nedir? Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar kitabı ne anlatıyor? Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar kitabının yazarı Tezer Özlü kimdir? İşte Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Tezer Özlü
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789753632591
Sayfa Sayısı: 72
Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Duyguların, doyumların, düşüncelerin dolaysız, sade, birebir aktarımıdır mektuplar. Hele de "en yakın" arkadaşa, bir "can dostu"na yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlü'yse...Yazarının coşku dolu, yoğun bir sevgiyle, sevecenlikle yüklü, zaman zaman da "taşkın" duyarlılığını yansıtan bu mektuplar, okuru bir başka boyuta taşıyacak, Tezer Özlü'nün Bütün Eserleri'nin ufkunu genişletecek...
Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar Alıntıları - Sözleri
- Zaman zaman kendimi çok iyi, zaman zaman da kötü duyuyorum. İki durum da uzun sürmüyor, böylece bir denge kuruluyor.
- Türkiye'de de edebiyat cahillerin elinde. Cümle kurma estetiği olmayan, düşünceleri de bunamayı kanıtlayan herkes tuttu. Şaşılacak şey..
- Burası deli bir ülke, ama deliliği güzelleştirici değil, anlamsız ve katı, iliklerine kadar satılmış..
- Artık iki yüzlü ilişkileri yürütemeyeceğim. Geçmiş ola.
- • İnsanın sevgi özleminin doyurulması o denli başka bir duygu ki... •
- "burası bizim yurdumuz değil ki, burası bizi öldürmek isteyenlerin yurdu!"
- "Burası deli bir ülke, ama deliliği güzelleştirici değil, anlamsız ve katı, iliklerine kadar satılmış"
- "Derdi kişiler değil, zihniyetlerdi"
- "Akıl ve çılgınlık arasındaki ufak, yıldırım hızına sahip atlayışı sözcüklerle nasıl anlatabilirim."
- "Bazen hiçbir şeyden yılmayacak kadar gücüm oluyor. Bazen çok aciz oluyorum."
- Bazen hiçbir şeyden yılmayacak kadar gücüm oluyor. Bazen çok aciz oluyorum..
- Bütün bu düşüncelerim, bir yıla yaklaşan sürenin sonunda vardığım çıkış yolu yalnız ve yalnız edebiyat. Sevdiğim kitapları yeniden okumak, sözcükler, dünyayı sözcüklere çevirerek algılamak. Bunun dışında her birey bana çözümlenmeyecek bir dünya gibi görünüyor.
- Ama her şeyden önemli olan, yaşayabilmek… Biz, kimse ile yaşayamıyorsak da, kendimizle yaşayan, kendi içimizde gece gündüz mücadele eden insanlarız.
- Bazen hiçbir şeyden yılmayacak kadar gücüm oluyor. Bazen çok aciz oluyorum.
- Sevdiğim kitapları yeniden okumak, sözcükler, dünyayı sözcüklere çevirerek algılamak. Bunun dışında her birey bana çözümlenmeyecek bir dünya gibi görünüyor.
Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tezer Özlü ile iki konuda birbirimize söz vermiştik. İlki, evlilik kurumunu, kocaları, daha çok eşlerimizi anlatacak birer roman yazmaktı. İkinci sözümüz ise, mektuplarımızı yayımlamaktı.Tezer Özlü ve Leyla Erbil… Türk edebiyatının iki kadını, iki kadın yazarı, iki güçlü kadını. Aynı zamanda iki dost ve sırdaş. Leyla Erbil, dostuna olan sevgisini ve özlemini bu kitap ile gideriyor. İki arkadaşın birbirine evvel zamanda söz verdiği gibi, Tezer Özlü ışıklara yürüse de Leyla Erbil dostuna ve dostluk mektuplarına sahip çıkıp sözünü yerine getiriyor. Kitabı ilk araladığınızda bu iki arkadaşın sıcak ve üzüntü dolu dünyası ile karşılaşıyorsunuz. Tezer Özlü, böylece bir şimşek hızıyla çaktı geçti dünyamızdan. Güzel duygularla, kimsenin bozamadığı düşüncelerle donanmış yaşamından ve yazılarından değerli bir sarmal bırakarak. Keyifli okumalar... (FIRAT SUBAŞI)
İlk gençliğimde olsa gerek, çok verimsiz geçirdiğim bir okuma dönemim var. Elime ne gelirse okuduğum, üstünde durup düşünmediğim, ayrıntılarına inmediğim... Kitaplığıma bakıyorum da bazı kitapları okuduğumu bilsem de hiçbir şey kalmamış aklımda. Yeniden okunacaklar listesine alıyorum söz konusu kitapları. Hakkını vermek lazım. Tezer Özlü de onlardan biri. Kitaplarına dair hiçbir şey hatırlayamasam da müthiş bir yakınlık duyuyorum ona karşı. Öyle tanıdık ki. Sanki yıllardır görüşmediğim eski bir dostum hakkında konuşur gibi. Olur ya hani, fotoğraflarına bakarsınız birden aklınızdan hızlıca bir hesaplama yapıverirsiniz. Belki 8 belki 10 senedir görmüyorsunuz. 10 senede insanın hayatında neler neler değişir. Kim bilir neler yaşadı o dönemde siz yokken. Ama bir o kadar tanıdık size bir o kadar yabancı. Öyleyiz sevgili Tezer Özlü ile. Bu kitap, çok güzel olmuş. Tezer Özlü'yü tanımak yahut benim gibi yeniden hatırlamak isteyenler için harika bir -Leylâ Erbil'in kendi deyimiyle- kitapçık olmuş. "Bu mektupları mutlaka bastırmalıyız" dermiş Tezer Özlü hep. Bir nevi vasiyet olmuş yani. O sebeple Leylâ Erbil de özenle seçmiş mektupları. Dostlukları seriliyor gözler önüne. Tezer Özlü'nün hayatının belirli noktaları net bir şekilde görülüyor. Aynı zamanda hayata bakış açısı da. Diğer yazarlar hakkında görüşleri de. Olumsuz eleştirilerde bulunduğu yazarların isimleri gizlenmiş haliyle. Ama Tezer Özlü'yü bu kadar kızdıran da kimmiş demeden edemiyor insan :) "Bütününde bir kadının kişiliğini veren bir şeyler yazmaya çabalıyorum." Diyor kitabı hakkında Tezer Özlü. Ve yine "Ama gene küçük bir kitap yazarsam, okuyana bir şey versin, içini dalgalandırsın, onu huzursuz etsin istiyorum..." diyor. Başarmışsın sevgili Tezer. Kitabın konusunu bile hatırlayamasam da beni huzursuz ettiğini net hatırlıyorum mesela. Bu da bir başarı mıdır? "Bazen hiçbir şeyden yılmayacak kadar gücüm oluyor. Bazen çok aciz oluyorum." Diyorsun ya. Sen çok güçlüydün hep. Sana uymayan bütün o kurallara nasıl da baş kaldırdın. Mecburiyet olmasa kimseyle evlenmeyecek kendi başına yaşayacak kadar da güçlüydün tabii. Bir tek dünya çok ağır geliyordu sana. Farkındayım. Yine de muhteşem bir yaşamak çıkarmışsın ortaya sevgili Tezer. Kim ne derse desin. Hoş, hiç umrunda da olmamış ya zaten. Kitaba dair tek olumsuz eleştirim, yetersiz oluşu. Mektuplardan önce Tezer Özlü ile anılarını anlattığı bir bölüm yazmış sevgili Leylâ Erbil. Aynı şekilde mektupların ardından da bir açıklama bölümü beklemiştim doğrusu. Mektuplarda bahsedilen bazı noktaları açığa çıkarması açısından en azından. (Meltek)
"Almanlar doğrusu çok çalışmaya çalışıyor. İyi niyetlileri de çok. Kitaplıklar, okumalar, kültür haftaları, ama bakıyorsun bizimkilere, yemyeşil bir cami kuruyor..." Tezer Özlü, yazın edebiyatının en değerli döneminde kaybettiğimiz bir kalem. Yorgundu Tezer, bu ülkeye daha fazla dayanamadı. Katıldığı 1mayıs eyleminde 50 küsur kişiyi polis öldürdüğünü gördükten sonra "burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi" diyerek terketti bu ülkeyi. Almanya'ya taşındı. Burada her şey çok ucuz diyordu Leyla'ya. Tezer Özlü'nün Leylasına. Edebiyatımızda yepyeni bir biçem getirdi Leyla Erbil, Türkiye de kadını yazan ilk kadın denildi onun için. Cahiller anlamasa da Tezer dostu Leyla'ya her zaman destek oldu. Tezer'in kitapları kalın değildir. "Küçük bir kitap olsun yeter. A. gibi, aklından her geçen bokun bir cevher olduğuna inanan bir insan değilim," derdi Tezer. Mektup okumayı seven bir insanım. Hele ki mektubu yazan sevdiğim bir yazar ve mektup yazılan en sevdiğim yazarsa. Tezer Özlü'yü tanımak isteyenler için bulunmaz bir eser. Dilerim okur ve okurken keyif alırsınız. (Samet Güzel)
Kitabın Yazarı Tezer Özlü Kimdir?
Tezer Özlü (d. 10 Eylül 1943; Simav, Kütahya - ö. 18 Şubat 1986; Zürih, İsviçre), Türk yazar. Başta Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk olmak üzere az sayıda kitabıyla tanınır. Yazar Demir Özlü ve yazar-çevirmen Sezer Duru'nun kardeşidir.
Yaşamı
Simav'da doğdu. Çocukluğu anne babasının görev yaptığı Simav, Ödemiş ve Gerede'de geçti. İstanbul'a 10 yaşındayken geldi. Avusturya Kız Lisesi'ne gitti; ancak mezun olmadı. 1961'de yurt dışına çıktı. 1962 - 1963 yıllarında otostopla Avrupa'yı gezdi. Paris'te tanıştığı tiyatrocu ve yazar Güner Sümer'le 1964 yılında evlendi. Birlikte Ankara'ya yerleştiler. Sümer'in AST'ta çalıştığı bu dönemde Özlü, Almanca çevirmenlik yaptı. AST'ta 1963-64 sezonunda Sümer'in yönettiği Brendan Behan'ın Gizli Ordu oyununda oynadı. Sümer'den ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle kesintili olarak 1967 - 1972 yılları arasında İstanbul'da farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde kaldı. Çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını ve klinikte kaldığı bu dönemleri Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabında yazdı.
1968 yılında yönetmen Erden Kıral'la evlendi. Bu evlilikten 1973'te kızı Deniz doğdu. Bir burs alarak 1981'de Berlin'e gitti. Bu arada Kıral'dan ayrıldı. Kanada'da yaşayan İsviçre asıllı sanatçı Hans Peter Marti ile tanıştı ve 1984'te Marti'yle evlenerek Zürih'e yerleşti. Göğüs kanseri nedeniyle 18 Şubat 1986'da burada vefat etti. Mezarı Aşiyan Mezarlığı'ndadır.
Özlü, eski eşi Erden Kıral'ın Yol filminin çekimi döneminde yaşananları anlattığı filmi Yolda'da Yelda Reynaud tarafından canlandırıldı.
Eserleri
İlk kitabı 1963'ten itibaren dergilerde yayımlanan öykülerinden oluşan Eski Bahçe'dir. Kitap ilk kez 1978'de basıldı. 1980'de ilk romanı olan Çocukluğun Soğuk Geceleri yayımlandı. Kendisini derinden etkilemiş üç yazar olan Svevo, Kafka ve Pavese'nin izinden giderek yazdığı ikinci romanı 1983'te Auf den Spuren eines Selbstmords (Bir İntiharın İzinde) adıyla yayımlandı. 1983 Marburg Yazın Ödülü'nü kazanan kitap, yazar tarafından Yaşamın Ucuna Yolculuk adıyla Türkçe olarak bir anlamda yeniden yazıldı ve bu hâliyle 1984'te basıldı. İlk öykü kitabı Eski Bahçe yazarın ölümünün ardından, daha sonra yazdığı öykülerle birlikte Eski Bahçe - Eski Sevgi adıyla 1987'de okurla buluştu. Gergedan Dergisi 13. sayısında yazar anısına bir "fotobiyografi" yayımladı. Günce ve anlatılarından bazı parçalar ise Kalanlar (1990) adlı küçük bir kitapçıkta bir araya getirildi. Bu kitapta yer alan çoğu Almanca yazılmış metinler, Sezer Duru tarafından Türkçeye çevrildi. Özlü'nün yayımlanmamış senaryosu Zaman Dışı Yaşam da yazarın tüm yapıtlarını yayımlayan Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından 1993'te basıldı. Bu seride, yazarın dostu Leyla Erbil'e yazdığı mektuplardan oluşan Tezer Özlü’den Leyla Erbil’e Mektuplar (1995) da bulunmaktadır. Ayrıca Özlü'nün yazar arkadaşı Ferit Edgü'yle mektuplaşmalarından oluşan Her Şeyin Sonundayım adlı kitabı da 2010'da SEL Yayıncılık etiketiyle basılmıştır. Wolfgang Hildesheimer'in "Bay Walser'in Kargaları" adlı eserini Türkçeye çevirmiştir ve radyoya uyarlamıştır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Tezer_Özlü
Tezer Özlü Kitapları - Eserleri
- Çocukluğun Soğuk Geceleri
- Yaşamın Ucuna Yolculuk
- Kalanlar
- Eski Bahçe Eski Sevgi
- Yeryüzüne Dayanabilmek İçin
- Zaman Dışı Yaşam
- Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar
- Eski Bahçe
Tezer Özlü Alıntıları - Sözleri
- Eski aşklara geri dönemezsin, ama eski kitaplara dönebilirsin. (Kalanlar)
- “Yaşam, şöyle bir yaşanıp geçmek için varolmak değildir. Aksine insanları, en insancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildiği bir olgudur. Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir. Bir anlamda aileyi yöneten, çocuklarını yetiştiren kadınlar da olduğuna göre, aydın Türk kadınının en büyük görevi, diğer kadınları bilinçlendirmek olmalıdır.” (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)
- Dünya nasıl olması gerekiyorsa öyle. Kendi kendini kurtaramayanı hiç kimse kurtaramaz. (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
- Yaşamım, ölümün tüm yaşamı, tüm aşkları ve tüm ölümleri kapsamalı. (Zaman Dışı Yaşam)
- Hiç kimseyle birlikte yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile. (Kalanlar)
- Büyümenin yaşlanmak demek olduğunu bilmiyordum (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
- • İnsanın sevgi özleminin doyurulması o denli başka bir duygu ki... • (Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar)
- "Yalnızlık, bana hiçbir an eksilmeyen bir güç veriyor." Kafka (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)
- Her gece ölüyorum. Sonra ölümden kaçıp yeniden canlanıyorum. Her yirmi dört saat,hem yaşam,hem ölüm. Tezer Özlü (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
- Neden edebiyat? Yeryüzüne dayanabilmek için… (Yeryüzüne Dayanabilmek İçin)
- Sevdiğim kitapları yeniden okumak, sözcükler, dünyayı sözcüklere çevirerek algılamak. Bunun dışında her birey bana çözümlenmeyecek bir dünya gibi görünüyor. (Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar)
- Kitabın sonunda, "Ne kadar can sıkıcısınız hepiniz" diyor. (Kalanlar)
- Kafamı yorganın altından çıkaramıyorum. Çıkarırsam düşlerim yok oluyorlar. (Eski Bahçe)
- Çevremde, çocukluğumun geçtiği kentlerde, insanlarda bir tatsızlık, bir anlamsızlık var. (Eski Bahçe Eski Sevgi)
- -Sensiz yaşayamam. -Yaşarsın. Herkes herkessiz yaşayabilir. (Çocukluğun Soğuk Geceleri)
- " Yitmeyen , eksilmeyen , giderek güçlenen, bizi aşan karamsarlık." (Yaşamın Ucuna Yolculuk)
- "Aranması gereken insanlar ve gidilecek yerler vardır." (Eski Bahçe)
- — Siz çocuğunuza nasıl baktınız? — Hiç dayak atmayarak, sevgi ile... (Kalanlar)
- ''Bu günlerde sokağa çıktığımda kendimi yaşamın, çağın, kentin, insanların, her şeyin çok dışında buluyordum." (Eski Bahçe Eski Sevgi)
- Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur.. (Kalanlar)