Tezkiretü'l Evliya - Feridüddin Attar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Tezkiretü'l Evliya kimin eseri? Tezkiretü'l Evliya kitabının yazarı kimdir? Tezkiretü'l Evliya konusu ve anafikri nedir? Tezkiretü'l Evliya kitabı ne anlatıyor? Tezkiretü'l Evliya PDF indirme linki var mı? Tezkiretü'l Evliya kitabının yazarı Feridüddin Attar kimdir? İşte Tezkiretü'l Evliya kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Feridüddin Attar
Çevirmen: Süleyman Uludağ
Yayın Evi: Semerkand Yayıncılık
İSBN: 9786055078355
Sayfa Sayısı: 1000
Tezkiretü'l Evliya Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Feridüddin Attar'ın (k.s) meşhur eseri Tezkiretü'l-Evliya, Prof. Dr. Süleyman Uludağ'ın çevirisiyle Semerkand Yayınları tarafından yayına hazırlandı. Asırların eskitemediği bu eserde Allah dostlarının hayat hikâyeleri, ibret verici menkıbeleri yer alıyor. Tasavvufî ve ahlâkî bilgiler ansiklopedisi niteliğindeki bu eser Ehl-i sünnet?in temel tasavvuf kaynaklarındandır.
Tezkiretü'l-Evliya'da engin bir insan sevgisi, ırk ve inanç farkı gözetmeyen bir insanperverlik, derin bir dinî müsamaha vardır. İnsanlığın gösterdiği farklı tezahürler bir yana bırakılarak, bütün insanlarda bir ve aynı olan öz ve cevher üzerinde ısrarla durulmuş ve bu husus ifade edilmeye gayret edilmiştir. Tasavvufî ve ahlâkî bilgiler, umumiyetle menkıbeler biçiminde sade, anlaşılır ve beliğ bir şekilde ifade edilmiştir.
Bu kaynak eser, Semerkand Yayınları'nın temel eserlerimize verdiği önemi göstermesi açısından da önemli bir kıstas oluyor.
Tezkiretü'l Evliya Alıntıları - Sözleri
- "Eğer bildiğinle amel etmiyorsan, ne diye bilmediğini bellemek istiyorsun? "
- "Kulun Allah korkusu, Allah'ı bildiği kadardır."
- "İbret ton tondur. İbret alanlar gram gram!"
- "Neyim varsa onun lütfundandır, kendi fiilimden değil!"
- Kalbine dikkat etmelisin. Ta ki O’na, O’ndan başkası yol bulmasın.
- - Muhabbetin sonu olmaz, dedi. - Niçin? dedim. - Sevgili sonsuz da ondan, dedi.
- "Kul, şu ana kadar zâyi ettiği zamanlar hariç başka hiçbir şeye ağlamasa, bu bile ölünceye kadar onun için tam bir derddir."
- Amelin nasıl diye soranlara : Ah! Yol uzun, azık yok!.. diye cevap verdi.
- Allah benimledir, Allah nâzırımdır, Allah şahidimdir..
- "Şimdi biz az edebe, çok bilgiden daha fazla muhtacız!"
- "Kulun Allah korkusu, Allah'ı bildiği kadardır."
- Şu devir, inziva köşesine çekilip sükût etme zamanıdır.
- İki kişiden herbiri diğerine: Ey Ben (olan sen!) diye hitab etmedikçe, aralarındaki muhabbet sıhhatli olmaz.
- Allah'ım! Bizi, bedenle dua edip kalble kaçanlardan kılma! Ey katımızda en değerli olan! Bizi katında en değersiz kılma!
- -Gönül neden ölür, dedim. +Dünyayı sevmekten, dedi.
Tezkiretü'l Evliya İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ulu Çınarlar Resmi Geçidi: Kitap İslam dünyasının büyüklerini bir kaç sayfa halinde kısa özgeçmişleriyle anlatıyor. Bu insanlara ait onları veli mertebesine getiren hallerini ya da olayları kısa öyküleriyle anlatarak kitabı hem heyecanlı hem de ibret dolu bir hale getiriyor. Attar zaten tasavvuf dünyasının en seçkinlerinden ve elbette Tasavvuf Edebiyatının da en ilham verenlerinden. Onun düz yazı tek kitabıysa Tezkiretül Evliya. Eseri bugünün Türkçesiyle sadeleştirilmiş, kolay okunacak şekilde istiyorsanız bu nüshayı tavsiye ederim. (İrfan Gürkan Çelebi)
Filozoflara kapak: Özellikle Efendimizden ve 4 halife dönemiden sonra, feth edilen topraklarda, Ehli Beytin ve Alimlerin düzen, adalet, sevgi, saygı, edeb, takva gibi hayatla ilgili her alanda gerekli çalışmaları olmakla beraber İslamı gerçek anlamda yaşayan yani Efendimizin hayatını bizzatihi tatbik edenler olmuştur. Evliya demek sadece duası kabul olunan zat değildir. Bu konuyu şöyle değerlendirebiliriz. İbni Semmak ve Harun Reşid'in konuştukları konular gibi.. Bu kitabın içinde ki Zatlar yaşamış olup döneminde bir çok bilim ilim adamlarına, devlet adamlarına, halktakilere fiiliyatın nasıl olması gerektiğini göstermişlerdir. Ne yazık ki bizler özür diliyoruz ki kitapta adı geçen Zat ları gerektiği kadar tanımamış ve tanıtamamışızdır. Fakat ulemanın şeriatı öğrendiği adamlar bu adamlardır. Ya da bir devlet adamının düzen için gerektiren gerekli ilmi öğrendiği, yada bir ayakkabıcının mesleğin erbabı olmak için bu Zat ların tornalarından geçmesi gibidir. Çünkü Ticaret sadece al sat değildir. Alım satımın içinde güven(çek-senet), mala olan duygu( Alman malı abi hiç bir şey olmaz), yada helal ( faiz) noktasında öğrenmemiz gereken bir çok şey vardır. Anlıyoruz ki bu adamlar Efendimizin yaşantısını kendilerine bir hakikat kabul edip öyle yaşamışlardır ki onlardan nice adamlar yetişip Osmanlı gibi 600 sene hakimiyet kurmuş ve oldukları yerde düzen adalet sevgi saygı olmuştur. En yakın tarih olduğu için söylenmektedir. Tabi kide sanayi devriminin ardından geliştirilen spekilasyonlar ve yalancı şeyhlerden dolayı bizler şeyh kelimesini duyduğumuzda korkumuz olmaktadır. Halbuki korkulacak değildir mesela Sultan 2. Abdulhamid hakkında bir çok kötü şey söylenmiştir, fakat teknolojiyi almış kullanmış ve kullandırtmıştır( hicaz demir yolları gibi), çünkü İbni Semmak Hz Sultan Harun Reşid'e şu sözünden anlaşılmaktadır ki "Sendeki alçakgönüllülük nice şereflerin üstündedir." Şimdi baktığımızda bu zat ki altın çağını yaşayan bir devletin başında ki adama alçakgönüllükten bahsediyor. Eğer alçakgönüllülük varsa bir olay içerisinde zorlanma vardır. Eyvallah demektir. Yani devletin başında ki adama eyvallah dedirten insanlar, firavun ve Musa hikayesi gibi bir çok noktada kibir ve çeşitleriyle karşılaştığımızı görmekteyiz. Kibir insanı zalim yapar. Zalim olanın niyeti kendisi içindir. Halbuki halkı düşünen bir düşünce sistemi her zaman kazançlı olmuştur herkes için. İşte olayın özü özeti bu Zatların hayatları bizim için çok değerlidir ki, orta doğunun tekrar kalkınmasında ve hepimizin beraberce kardeşçe yaşayabilmemizin araçlarından biridir. Bu arada felsefe dediğimiz şey bize ne olduğunu söyler ama yolu göstermez. Halbuki elimiz bardağı kaldırıp su içmek için bizim için bir araçtır. Su içmem gerektiğini söylemez felsefe. Sadece konuşurlar:) (Doğukan Canbulat)
Hak dostlarının hayat hikayelerinin ve tefekkür dünyamıza farklı bakış açısı kazandıran öğütlerinin yer aldığı, bu alanda yazılmış en zirve eserlerdendir. Özellikle söz konusu zâtların ufuklarına, yaşam biçimlerine dair, etkileyici tespitlere yer verilmiş. Kitabın Öz Türkçe ile yazılmış şiirsel bir anlatıma sahip olmasından ayrı bir zevk ... Kitapta yer alan bazı isimler şöyle: Câfer-i Sâdık, Veysel Karani, Hasan Basri, Zunnun Mısri, İmam Ebu Hanife, Haris Muhasibi, Cüneyd Bağdadi, Hallac-ı Mansur, Rabia el-Adeviyye.. (ismail)
Tezkiretü'l Evliya PDF indirme linki var mı?
Feridüddin Attar - Tezkiretü'l Evliya kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Tezkiretü'l Evliya PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Feridüddin Attar Kimdir?
Feridüddin Attar, (Farsça: فرید الدین عطار, Farīdo d-Dīn 'Attār) Horasan'nın en önemli dört şehrinden biri olan Nişabur'da 1136 yılında doğmuş 1221 yılında vefat etmiş ünlü bir İranlı şair ve mutasavvıftır. Hekim ve eczacı olmasından dolayı Attar olarak anılmaktadır.
Mevlânâ, Şeyh Galip ve diğer mutasavvıflar tarafından yüceltilen Attar, çoğu günümüze kadar ulaşan pek çok eser bırakmıştır.
Attar'ın yaşamı hakkında bilgiler çok azdır. Attar belki de değişik alanlarda da eğitim almış bir eczacının oğludur,
Feridüddin Attar Kitapları - Eserleri
- Mantık Al-Tayr
- Pendname
- Tezkiretü'l Evliya
- İlahiname
- Esrârnâme
- Merhaba Hüdhüd
- Karıncanın Aşkı
- Bu Soyut Nakış Nedir?
- Arasan Gizlidir Aramasan Aşikar
- Cevahirname
- Aşkname
- Tezkiretü'l Evliya
- İlahiname II
- Kuşların Sessiz Bilgeliği
- Tezkiratül Evliya
- Musibetname
Feridüddin Attar Alıntıları - Sözleri
- Hak yolunun yolcuları herkese yüce gönüllülükle insaf eder de, kimseden insaf beklemezler. (Mantık Al-Tayr)
- "Kul, şu ana kadar zâyi ettiği zamanlar hariç başka hiçbir şeye ağlamasa, bu bile ölünceye kadar onun için tam bir derddir." (Tezkiretü'l Evliya)
- Hiç kimsenin yolu yordamı aynı değil, vardır bir farkı Çünkü kiminin tene-bedene bağlıyken, kiminin cana aşkı (Merhaba Hüdhüd)
- Allah'tan korkmayanı, Allah her şeyden korkutur. (Cevahirname)
- Derdimle kederimle dolanırdım zaman içinde Kimse yoktu benimle işimin, efkârımın içinde (Merhaba Hüdhüd)
- Allah yolunda ne verdinse, öz malın odur. Geri kalan ancak canının belasıdır. (Cevahirname)
- Eğer bugün senden yarına ait bir gam, dert, tasa varsa bugün elinde olan hayatı boşa harcadın, elden çıkardın demektir. (Karıncanın Aşkı)
- Bu nefsi bir devekuşu gibi farz et, ne yük taşır ne de havada uçabilir. Uç dediğin zaman deveyim der, yük vursan kuş olduğunu söyler. (Cevahirname)
- yüz türlü faydasız işle meşgul olsan, bunlar ancak namaz kılarken aklına gelir. namazın böyle mecâzi olursa, o namaz, namaz sayılmaz! (İlahiname)
- azgın bir köpeğin nefesi bile insana tesir ediyors, yol eri olan bir büyüğün nefesi nasıl tesir etmez. onlarla düş kalk! elbette onların tesiri daha fazla olacaktır. (İlahiname)
- Ama ümitsiz değilim, olur ya Belki de lütfedersin bana... (Arasan Gizlidir Aramasan Aşikar)
- Ey can ki bu dünyada sensin yaşayan Ne zamana dek kalacaksın böyle yaşayan Yaşamanın sonu nihayetinde ölümündür Ölmeden öl ki kalasın hep böyle yaşayan (Bu Soyut Nakış Nedir?)
- Yüreğimde tuhaf bir şey var ki sorma O şeye boğulmuş ki sorma İşte kitaplarda gördüğün ne varsa Ben "onu" bilirim, "bunu" da sorma (Bu Soyut Nakış Nedir?)
- “Dürüst olmayan insanların bulunduğu meclis, ruh için bir eza ve cefa yeridir.” (Pendname)
- Cenâb-ı Hak ile kalbi diri olanlar, ahiret gözüyle görürler. sen de böyle bir göze sahip olursan, her şeyi ahiret gözüyle görürsün. zahirî gözün, aldatıcı işlemeler yüzünden kıl ucu nakkaşla ilgilenmez. unutma ki nakkaşın mesleği, nakışlarını gizlemektir. (İlahiname)
- Bir hem-dem bulamam, uzun bir yol içinde Susarım, sırdaşım olmaz, sırrım kalır içimde Sevgilimdir, nefsimi kılına ilkbahar Mis kokusunu zülfünden, aleme saçar Mutluluğu onunla bulur ancak gönlüm Onun talihiyle çözülür her müşkülüm Tekrar görünmez olunca sevgili yarim Şeyda bülbül olup, sözüm kalmaz, susarım Gül olmazsa kim bilir bülbülün halini, sırlarını Bilen var mı gülden özge bülbülün esrarını Ben nasıl ki gülün aşkına batmışım, boğulmuşum Yok olup vücudunda, mutlak yokluk olmuşum Başımda gül aşkından gelen sevda* yeter Ben güle aşığım, bana gül varsa yeter Simurga gitmeye gücü yetmez bülbülün Çünkü bülbüle yeter de artar, aşkı gülün (Merhaba Hüdhüd)
- Kuşlar gönülsüz olup, meselesiz kaldılar Yarım besmeleyle besmelesiz kaldılar (Merhaba Hüdhüd)
- Şüphesiz adet edinmişse bir kuş, sağa sola bakmayı Beceremez ne yürümeyi hiçbir zaman ne de uçmayı (Merhaba Hüdhüd)
- Dönemin önemli âlimlerinden olan Cendli Hoca'ya, - Sen mi daha yücesin, yoksa bir köpek mi, diye sordu adamın biri. - Cendli Hoca'nın yanında bulunan öğrencileri bu soru üzerine o adama kızdılar ve üzerine yürüdüler. Hoca, öğrencilerinin adama bir kötülük yapmalarına engel oldu ve o adama şöyle cevap verdi: - Takdiri bilmem ki... Kaza ve kader malumum değil. Nasıl söz söyleyeyim, sana ne cevap vereyim ben! Yol hırsızından imanımı kurtarabilirsem köpekten yüceyim, üstünüm, iyiyim diyebilirim. Yok, hırsızdan imanımı kurtaramazsam keşke köpeğin bir kılı olsaydım, derim. Mademki önümdeki perde açılmamıştır, kendimi köpekten üstün tutmam, dedi. (Karıncanın Aşkı)
- Güneş, gülümsemesinin kölesidir. (İlahiname)