Türk Demokrasi Tarihi - Kemal H. Karpat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Türk Demokrasi Tarihi kimin eseri? Türk Demokrasi Tarihi kitabının yazarı kimdir? Türk Demokrasi Tarihi konusu ve anafikri nedir? Türk Demokrasi Tarihi kitabı ne anlatıyor? Türk Demokrasi Tarihi kitabının yazarı Kemal H. Karpat kimdir? İşte Türk Demokrasi Tarihi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Kemal H. Karpat

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9786051141756

Sayfa Sayısı: 560

Türk Demokrasi Tarihi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Tarih disiplininin duayeni Kemal H. Karpat'tan Türk demokrasisinin kuruluş öyküsü...

Tek parti yönetiminden çok partili sisteme geçiş denildiğinde, gözler hemen takvimlerin 1945-46'lı yıllarına döner. Oysa bu geçiş; Osmanlı toprak sisteminin elverir ölçüde değişmesi ve ayanların ortaya çıkmasından bağımsız ya da merkezin ve çevrenin temsil konusunda bugün hâlâ yaşadığı çatışmalardan uzak değildir. Kemal H. Karpat Türk demokrasisinin temel meselelerini ve aktörlerini incelediği bu kitapta demokrasiye geçişin tarihini kapsamlı biçimde kaleme alıyor. Tüm taraflara önyargısız ve korkusuz biçimde yaklaşıyor; siyasal, sosyal ve tarihi bir sentezi başarıyla yapıyor. İlk kez Princeton Üniversitesi tarafından yayınlanan ve birinci baskısı kısa bir sürede tükenen bu temel eser değerini daha yıllarca koruyacak gibi görünüyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda reform hareketi, Osmanlı toplumsal sınıfları ve savaş yılları, Cumhuriyet'in kuruluşu ve Cumhuriyet Halk Fırkası, hürriyetin ilk belirtileri ve muhalif partilerin kuruluşu, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası, Demokrat Parti'nin yükselişi, muhalefetin yaşamasını sağlamak için mücadele, iktidar ve muhalefet partileri içindeki anlaşmazlıklar, milliyetçilik, laiklik, din ve politika, devrimcilik, Batılılaşma ve davranış değişimleri, komünizm ve etkileri… Ve ötesi Kemal H. Karpat'ın kaleminden!

(Tanıtım Bülteninden)

Türk Demokrasi Tarihi Alıntıları - Sözleri

  • Halkın tüketim arzusunu önlemek ve böylece kendi sorumluluğunu üzerinden atmak için zenginliği kötüleyerek bir çeşit "asetizm" (dünyevi zevklerden kaçınma) politikası yürütmüştür.
  • Demokrasi, iktidar ve muhalefet partilerinin ortaklaşa başaracakları bir iş olmalıdır.
  • 1925 Takrir-i Sükun Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yeni bir devrenin başlangıcı sayılabilir. Nüfuzunu memleketin her köşesine yaymış, örgütlü muhalefeti ortadan kaldırmış olan hükümet bundan böyle bütün gücü elinde tutarak iş görebilecek durumdaydı.
  • Hürriyete bir kavuşalım, gerisi kendiliğinden düzelir.
  • Dil, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürel kimliğini belirlemiş; fakat siyasi kimliği çok sonraları, 19. yüzyılın sonunda etkilemeye başlamıştır.
  • III. Selim, kendisi bu reformlardan ancak küçük bir kısmını gerçekleştirebilme imkanı bulabilmiş olmakla birlikte büyük çapta reformlar tasarlamış olan ilk Osmanlı padişahıdır.
  • Demokrasi, hem dostunu hem de düşmanını bir arada yaşatabildiği için başka siyasi rejimlerden üstündür Dolayısıyla bütün bunları olağan karşılamak gerekir, çünkü gerçek demokrasiler muhalefete ve karşı görüşe yer vermekle güçlenir . Osmanlı toplumu çok farklı kişileri , dinleri ve düşünceleri yüzyıllar boyunca bir arada yaşatmıştır, çünkü Osmanlı toplumu, temelde insana hürmet etmiştir.
  • Osmanlıyı hor görerek, aşağılayarak Avrupa kültürüne şeklen gönül bağlayanlar, Türkiye'de ön safta yer alırlar. Oysa Avrupa ve nispeten yeni bir ülke olan ABD, tarihlerine birinci derecede önem verirler. Bu anlayışın karşısında da Batı'yı ve dışarıya açılmayı tümüyle reddeden "dinciler" ve "milliyetçiler" vardır. Bu terimleri tırnak içine aldık, çünkü demokrasi ne dini, ne de milliyeti yadsır, ancak bu temellerden hareket ederek düşünce hürriyetini ve demokrasiyi reddeden ideolojileri mahkum eder.
  • İyi eğitim görmüş, vizyon sahibi bir Türk orta sınıfı hem uzun vadede demokrasinin daha köklü yerleşmesine hem de Türkiye'nin gelişmesine yardım edecektir. Devletin de ekonomik devletçilikten vazgeçip yeni koşullara uygun bir ekonomi politikası geliştirerek yeni bir sosyal program uygulaması gerekmektedir.
  • Savunduğum ana düşünce, Osmanlı medeniyetinin varlığını ve değerini kabul ederek onun bugünkü ihtiyaçlara uygun yönlerini dinamik ve ileriye dönük olarak anlamak, öylece uygulamaktır. Örneğin dinsel ve kültürel Osmanlı hoşgörüsü, bugün tüm dünyanın muhtaç olduğu bir yaşam şartıdır; fakat uygulanmasının Osmanlı'dan farklı olacağı açıktır.
  • Demokrasinin temeli hürriyettir. Bu hürriyetin ilk ve en açık ifadesi, daha önce de belirttiğimiz gibi, kişinin serbest hareket edebilmesi, istediği şekilde yaşamasıdır ki bu yaşam tarzı geleneksel olabileceği kadar yeni kurallara da uygun olabilir İnancını serbestçe ifade etmek; fakat diğerlerinin inançlarına ve kültürüne saygı göstermek yine hürriyetin, demokrasinin kesin koşullarındandır. Demokrasi, hürriyetin bir sonucu ve onun koruyucusudur. Böylesi temel bir hürriyet şekli, kabile toplumlarında, aşiretlerde de vardı. Serbest hareket etmek, istediği zaman ve ihtiyaçlara uyarak başka aşiretlerle işbirliği yapmak veya birleşerek onların kimliğini, hatta dilini kabullenmek aşiretlerin hayatında sık rastlanan olaylardandır.
  • Osmanlı İmparatorluğu'nda sınıflar arası hareketlilik fakir köylülerin ve sıra neferi askerlerin en büyük mevkilere yükselmesine imkan veriyordu. Zamanla bu kişilerin birçoğu, inançlarının gücünden ziyade çıkarları dolayısıyla hakim sınıfa girdiler ve bu yüzden de sınıf standartları düştü.
  • Bir yoksulluk denizi içinde birkaç imtiyaz adası,ekonomik bir kalkınmanın varlığını pek gösteremez.
  • Köy Enstitüleri 1940 yılında, Türk köylerinin cehalet ve maddi geriliğinin kısa zamanda giderilmesi amacıyla kurulmuştu.
  • Tarihi yorumlayanlar olayları kendi görüş ve beklentilerine göre değerlendirebilirlerse de olaylar kendine özgü bir objektif varlığa sahiptir. Olaylar eninde sonunda kendi nedenleri ve doğurdukları sonuçlara göre objektif mantık yolu ile değerlendirilirse başka şekilde algılanabilirler. Tarih, canlı bir ağaç gibidir; yaprakları koparılabilir, dalları kesilebilir, gövdesi yok edilebilir fakat kökleri sağlam kaldıkça yine canlanır ve meyvesini verir; olayları gerçek şekli ile aydınlatır.

Türk Demokrasi Tarihi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Türk Demokrasi Tarihi Üzerine İlk Kitap...: Kemal Karpat, Halil İnalcık'tan sonra Türk tarihi üzerine çalışmış en önemli tarihçilerden biriydi. Bilhassa Osmanlı tarihini bütün yönleriyle ele alan, sosyolojik, ideolojik, politik, felsefi açıdan inceleyerek çok önemli tespitlerde bulunana büyük bir Osmanlı-Türk tarihçisiydi. Karpat bu ününü Amerikan üniversitelerinde çalışarak elde etmiş bir tarihçiydi. Zira yurt dışı eğitimi almış olmasa Osmanlı-Türk tarihini tüm boyutlarıyla elen alan bütüncül bir tarih anlayışına ve disiplinine sahip olamazdı. Yurt dışında eğitim almış sosyal bilim akademisyenlerinin ufkunun ne kadar geniş olduğunu Halil İnalcık ve Kemal Karpat örneğine bakarak tespit etmek mümkündür. Kemal Karpat'ın Türk Demokrasi Tarihi isimli abide kitabı ilk defa İngilizce olarak 1959 yılında Amerika'da yayımlanmıştır. Türkiye'de yayımlanma tarihi ise ancak 1967 yılında olmuştur. Yayımlandığından bugüne özellikle tek partili hayattan çok partili hayata geçişi başka bir deyişle demokrasiye geçiş sürecini bütün detayları ve dinamikleriyle incelemiştir Karpat bu kitabında. Yayımlanmasının üzerinde atmış yılı aşkın bir süre geçtiği halde liberal demokratik bir bakış açısından süreci soğukkanlı olarak inceleyen nadir ve detaylı örneklerden biridir Türk Demokrasi Tarihi. 12 Temmuz 1947 Beyannamesi, Demokrat Parti'nin çok partili hayatın gereklerini yerine getirememesi, Türkiye'de komünizm korkusunun demokrasiye geçiş sürecini sekteye uğratması gibi bir çok faktörün detaylı bir biçimde ele alındığı, eleştirel ve ön yargısız olarak incelendiği görülecektir kitapta. İsmet İnönü'nün çok partili hayata geçiş sürecindeki müspet rolü ilk defa Karpat'ın bu kitabında vurgulanmış ve ne kadar önemli olduğu hatırlatılmıştır. Türk Demokrasi Tarihi'ni öğrenciliğim sırasında zevkle ve hayretle okuduğumu, bu kitaptan sonra yapbozun parçalarının yerli yerine oturduğunu ve Türkiye'de demokrasi sürecinin neden sekteye uğradığını ve neden hala Batılı anlamda bir demokratik düzene sahip olamadığımızı idrak ettiğimi hatırlıyorum. Osmanlı'da modernleşme ve Türkiye'de demokrasiye geçiş sürecini bütün yönleriyle incelemek ve öğrenmek isteyen araştırmacıların ve öğrencilerin okumaları gereken ilk kitap Türk Demokrasi Tarihi'dir... (Hasan Hüseyin AKKAŞ)

Kemal Karpat, tarihimizin belki de en çok çalışan tarihçisi. Okurken, yahu bu adam Kemalist gidiyordu derken Osmanlıcı, Liberal mi acaba derken tam bir devletçi olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz. Bu muhtemeldir ki o kişi dönemin ruhuna kaynaklarına tarafsız yaklaşabilecek erdeme kavuşmuştur. Türkiye'de sayılı eserlerden biri olan Türk Demokrasi Tarihi, ülkenin yalnızca bir asırda tebadan, demokratik haklar talep eden bir topluma evrilişinin kısa bir tarihidir. (Tuna Ç)

History: Tek parti yönetiminden çok partili sisteme geçiş denildiğinde, gözler hemen takvimlerin 1945-46’lı yıllarına döner. Oysa bu geçiş; Osmanlı toprak sisteminin elverir ölçüde değişmesi ve ayanların ortaya çıkmasından bağımsız ya da merkezin ve çevrenin temsil konusunda bugün hâlâ yaşadığı çatışmalardan uzak değildir. Kemal H. Karpat Türk demokrasisinin temel meselelerini ve aktörlerini incelediği bu kitapta demokrasiye geçişin tarihini kapsamlı biçimde kaleme alıyor. Tüm taraflara önyargısız ve korkusuz biçimde yaklaşıyor; siyasal, sosyal ve tarihi bir sentezi başarıyla yapıyor. İlk kez Princeton Üniversitesi tarafından yayınlanan ve birinci baskısı kısa bir sürede tükenen bu temel eser değerini daha yıllarca koruyacak gibi görünüyor. Osmanlı İmparatorluğu’nda reform hareketi, Osmanlı toplumsal sınıfları ve savaş yılları, Cumhuriyet’in kuruluşu ve Cumhuriyet Halk Fırkası, hürriyetin ilk belirtileri ve muhalif partilerin kuruluşu, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası, Demokrat Parti’nin yükselişi, muhalefetin yaşamasını sağlamak için mücadele, iktidar ve muhalefet partileri içindeki anlaşmazlıklar, milliyetçilik, laiklik, din ve politika, devrimcilik, Batılılaşma ve davranış değişimleri, komünizm ve etkileri… ve ötesi Kemal H. Karpat’ın kaleminden! (Celâl)

Türk Demokrasi Tarihi PDF indirme linki var mı?

Kemal H. Karpat - Türk Demokrasi Tarihi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türk Demokrasi Tarihi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kemal H. Karpat Kimdir?

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Washington ve Rewington üniversitelerinde siyasal ve sosyal bilimler üzerine master ve doktora yaptı. Romanya'da tarih ihtisasının ardından Amerikan tarihi, Rus tarihi, Ortadoğu tarihi ve Osmanlı tarihi konularında çeşitli kurslara katıldı. 20 ülkede yayımlanmış 130 makalesi ve 16 kitabı bulunmaktadır. Amerika'daki Türk Araştırmaları Cemiyeti'nin kurucusu ve başkanı, Orta Asya Cemiyeti'nin (ACAS) kurucusu. Şu anda İstanbul Şehir Üniversitesi Tarih Bölümünde Tarih Profesörü olarak çalıştı. Türk Tarih Kurumu şeref üyesi ünvanı aldı.

Yurtdışında en çok ilgi gören eseri Ottoman Population adlı çalışmasıdır. Kitap, Wisconsin Üniversitesi tarafından basıldı. TBMM Onur Ödülü aldı.

Kemal H. Karpat Kitapları - Eserleri

  • Türk Siyasi Tarihi
  • Kısa Türkiye Tarihi
  • Türk Demokrasi Tarihi
  • Osmanlı Modernleşmesi
  • Dağı Delen Irmak
  • Osmanlı ve Dünya
  • Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji
  • Türk Dış Politikası Tarihi
  • Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din
  • Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum
  • İslamın Siyasallaşması
  • Türkiye'de Toplumsal Dönüşüm
  • Osmanlı Nüfusu 1830-1914
  • Osmanlı'dan Günümüze Etnik Yapılanma ve Göçler
  • Acıyı Bal Eylemek
  • Balkanlar'da Osmanlı Mirası ve Milliyetçilik
  • Osmanlı'dan Günümüze Ortadoğu'da Millet, Milliyet, Milliyetçilik
  • Osmanlı'dan Günümüze Asker ve Siyaset
  • Osmanlı’da Milliyetçiliğin Toplumsal Temelleri
  • Türkiye ve Orta Asya
  • Osmanlı Devleti’nin Kısa Sosyal Tarihi
  • Bir Ömrün İnsanları
  • Türk Edebiyatında Sosyal Konular
  • Osmanlı Hoşgörüsü
  • Türkiye'de Toplumsal Dönüşüm
  • Ortadoğu'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk
  • Osmanlı'da Değişim, Modernleşme ve Uluslaşma
  • Sarı Saltuk Diyarı Babadağı
  • Türkiye’de Siyasal Sistemin Evrimi 1876-1980

Kemal H. Karpat Alıntıları - Sözleri

  • İnsanlar arasındaki farklılıklar, aslında onların meslekleri arasındaki farklılıklardan dogar; çünkü, insan birliklerinin kendisi geçinmeyi güvence altına almada işbirligi yapma ihtiyacında kaynaklanır. (Ortadoğu'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk)
  • Ahilikte temel esas elinin emeği ve alnının teri ile minnetsiz yaşamak ve AHLAKLI olmaktır. (Osmanlı Devleti’nin Kısa Sosyal Tarihi)
  • Sonunda modernizm, inanca benzer bir ideoloji haline geldi. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
  • Özellik ve kimliklerini muhafaza edemeyen medeniyetler, başka medeniyetler içinde eriyip yok olur, giderler. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
  • Özellikle liderleri Rusya'da yetişmiş olan Bulgar İsyanı,en başından itibaren İslam ve Türk karşıtı bir özellik kazandı. Bu donemde Balkanlarda "Müslüman" ve "Türk" sözcükleri eş anlamlı hale gelmişti ki bugün de durum değişmemiştir. (Türk Dış Politikası Tarihi)
  • Kökleri eski zamanlara dayanan bir alışkanlıkla eğitimi, yükselmek için en iyi yol olarak görüyorlardı hâlâ. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)

  • "Ortaçağ Osmanlı sosyal ve iktisadî yapılanması (soyal tabakalar sistemi) etnik ve dinî sınırların ötesine geçerek imparatorluk tebaasını birleştirmiş; dinî-cemaat örgütlenmesiyle (millet sistemi) nüfusun çeşitli kesimlerini, meslekî statülerini göz ardı ederek, dinlerine ve hatta etni-dilsel aidiyetlerine göre gruplandırmıştır." (Osmanlı’da Milliyetçiliğin Toplumsal Temelleri)
  • Küçüklüğümde okuduğum sayısız edebi eser ben de insanları ve sosyal ortamı anlamak merakını uyandırdığı gibi, bana bu anlamayı kolaylaştıracak bir yaklaşım ve anlayış vermiştir. (Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum)
  • Eğer bir çocuğu tümüyle şartlandırmak niyetindeyseniz onun ailevi arka planıyla bütün bağlarını koparın. (Osmanlı ve Dünya)
  • Köy Enstitüleri 1940 yılında, Türk köylerinin cehalet ve maddi geriliğinin kısa zamanda giderilmesi amacıyla kurulmuştu. (Türk Demokrasi Tarihi)
  • Bugün genç Türklerin kafalarına ve kalblerine ülkenin gerçeklerine göre şekil veren toplumu demokratik gelişme yolunda ilerlemeye hazırlayan gerçek bir Türk edebiyatı vardır . (Türk Edebiyatında Sosyal Konular)
  • Din temelli devletlerlerin yok olmasının mukadder olduğunu ibn Haldun uzun uzadıya anlatır, çünkü bu devletler kendilerini kendi güçleriyle yenilemekten mahrumdurlar. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
  • Şunu da belirtmek gerekir ki, ilk milli müze - bugün Türkiye'nin başlıca arkeoloji müzesi-de Abdülhamid zamanında ünlü Osman Hamdi Bey tarafından açılmıştır. (İslamın Siyasallaşması)

  • Türklerin nüfusu askerlik hizmetine alınmaları nedeniyle azalmıştır. Müslüman zanaatkarlar ve tüccarlar askerlik hizmetinden döndüklerinde yerlerini Hıristiyanların almış olduğunu görmektedirler. (Balkanlar'da Osmanlı Mirası ve Milliyetçilik)
  • Sultan Abdülhamit modern eğitim sisteminin yayılmasını teşvik etti. Öyle ki ona "maarifperver" hükümdar deniliyordu. Ne var ki bu rasyonalist eğitim sistemi onun halife olarak prestijini aşındıracak ve bu okullardan mezun olanlar onu tahttan indirecekti. (Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji)
  • Osmanlı sayımlarındaki ortak kusur, genelde nüfusun, özellikle de kadınların her zaman noksan sayılmış olmasıdır. (Osmanlı Nüfusu 1830-1914)
  • Ayşe Sultan'a göre, Abdülhamid'in dört kadıefendisi yani nikâhlı karısı ve sekiz ikbali yani gözdesi vardı. Çok şehvetli bir adam olan Abdülhamid'in birçok da cariyesi ve şu veya bu şekilde aşk ilişkileri olmuştur. (İslamın Siyasallaşması)
  • 2. Büyük Müslüman ta­rihçi, Mesudi ya da Arapların Heredotu olarak bilinen Ali bin Hüseyin (ölümü 956), bütün kaynaklardan bil­gi toplamı ve bu bilgiyi, açık fikirlilikle ve tarafsızlıkla otuz ciltlik Ahbarü'z Zaman (Zamanların Haberleri) adlı eserinde yazmak için gezilerini kullandı. Bu gele­neği, 14. yüzyılda lbni Batuta ve 17. yüzyılda Osmanlı döneminde Ortadoğu ve Balkan­lar'ın nüfus ve kent tarihi için çok önemli bir kaynak olan Seyahatname'siyle Evliya Çelebi izledi. Tarihe eleştirel yaklaşım, lbni Kuteybe (ölümü 889), el-Yaku­bi ve diğerleri tarafından temsil edilmektedir. Tarih ve coğrafya arasında bir ortaçağ toplumsal bilim tarihi -devletin toplumsal bir olgu olduğu görüşünü- oluş­turmak amacıyla geliştirilen mükemmel sentez, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde, lbni Haldun (1332-1406) tarafından Kitabü'llber (Numuneler Kita­bı) adlı muazzam genel tarih kitabının ilk cildi olan Mukaddime (Önsöz) adlı eseriyle temsil edilmektedir. (Ortadoğu'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk)
  • Çünkü hiçbir eğitim alanı insanın kafasını ve ruhunu geliştirmekte edebiyat kadar etkili değildir . (Türk Edebiyatında Sosyal Konular)
  • Ülkendeki tüccarlara iyi davran; her zaman onları kolla; kim senin onlara zarar vermesine izin verme; kim senin onların düzenini bozmasına izin verme çünkü onların ticaretiyle memleket zenginleşir, ve onların malları sayesinde dünyada ucuzluk yayılır; onlar aracılığıyla Sultanın yüce şöhreti çevredeki ülkelere taşınır ve onlar tarafından ülkenin zenginliği artar. (Osmanlı ve Dünya)