Türkiye Tarihi 2 - Metin Kunt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Türkiye Tarihi 2 kimin eseri? Türkiye Tarihi 2 kitabının yazarı kimdir? Türkiye Tarihi 2 konusu ve anafikri nedir? Türkiye Tarihi 2 kitabı ne anlatıyor? Türkiye Tarihi 2 PDF indirme linki var mı? Türkiye Tarihi 2 kitabının yazarı Metin Kunt kimdir? İşte Türkiye Tarihi 2 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ayla Ödekan

Yazar: Metin Kunt

Yazar: Hüseyin Gazi Yurdaydın

Yazar: Suraiya Faroqhi

Yayın Evi: Cem Yayınevi

İSBN: 9789754065640

Sayfa Sayısı: 416

Türkiye Tarihi 2 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkiye Tarihi, Oğuz Akkan ile Sina Akşin'in 1980 yılında oluşturdukları bir tasarının ve uzunca bir çalışma ve hazırlık döneminin ürünüdür. Türkiye Tarihi 5 ciltten oluşmaktadır. Her ciltte, dönemin siyaset, iktisat, düşünce, mimarlık ve sanat tarihleri ayrı bölümlerde incelenmektedir. 1. Cilt Osmanlı Devleti öncesindeki Türkleri ele almaktadır. 2. Cilt Osmanlı Tarihini 1600 yılına değin gözden geçirmektedir. 3. Cilt 1600-1908 yıllarını kapsıyor. 4. Cilt 1908-1980 dönemini inceliyor. 5. Cilt 1980-1995 dönemini, yani şimdiki Türkiye'yi ele alıyor.

Sina Akşin yazarlar kadrosunu oluşturmuş ve yayın yönetmenliğini üstlenmiştir. Siyaset Tarihi bölümlerinin yazarları Ümit Hassan, Metin Kunt, Sina Akşin, Mete Tunçay, Cemil Koçak, Hikmet Özdemir, Bülent Tanör'dür. İktisat Tarihi bölümlerini Halil Berktay, Suraiya Faroqhi, Korkut Boratav, Zafer Toprak yazmışlardır. Düşünce Tarihi bölümleri Ümit Hassan, Hüseyin Yurdaydın, Sina Akşin, Selahattin Hilav, Murat Katoğlu tarafından kaleme alınmıştır. Mimarlık ve Sanat tarihi bölümlerinin tek yazarı Ayla Ödekan'dır.

Sina Akşin Türkiye Tarihi'nin amacını şöyle açıklamaktadır: "... Türkiye'de okullarda ve üniversitelerde okutulan tarih genellikle yüzeysel bir tarihtir. Okullarda öğrenciler için tarih en çekilmez, ezbere dayalı, anlamsız ders durumundadır. Üniversite tarih bölümlerinin puanları, yani tarihçiliğe rağbet, çok düşüktür. Tarih, birçoklarımızın gözünde gerçeğin araştırılacağı, heyecan verici bir bilim dalı değil, kabul edilmiş belirli ideolojik ya da siyasal tutumları destekleyecek kanıtların derleneceği bir alandan ibarettir. İşte biz, bu kitabın, ülkemiz tarihçiliğini hal-i pur melalinden kurtarmaya belki mütevazi bir katkısı olur diye düşündük."

Elinizdeki bu cilt, 1300-1600 dönemi Osmanlı Tarihi'nin ilk üç yüzyılı için vazgeçilmez bir kaynak niteliğindedir.

(Arka Kapak)

Türkiye Tarihi 2 Alıntıları - Sözleri

  • Kuzeyde konstantiniyeyeye hücum etmek daha orhan bey’in genç devletinin başaramayacağı kadar zor idi.
  • Ertuğrul Bey öldüğünde, kardeşi Dündar Bey'in beylikte gözü olduğu halde toplum, daha doğrusu toplumda sözü geçen kişiler, Ertuğrul oğlu Osman Bey'i desteklemişlerdi. Buna rağmen Dündar Bey'in beylik hırsından vazgeçmediği, yeğeninden kurtulmak için hatta Bizanslı tekfurlarla anlaştığı, bunun üzerine Osman Bey'in tetik davranarak amcasını kendi ellleriyle öldürmek zorunda kaldığı Osmanlı tarihlerinde anlatılır.
  • ... Ali Kuşçu, Azerbaycan'a hicret etmiş, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın maiyetine girmiş, onun tarafından Fatih'e elçi olarak gönderilmişti. Bu sırada Fatih'in kendisini günde 200 akçe ile Ayasofya Medresesi'ne tayin etmek istemesi üzerine, Uzun Hasan'ın yanına dönerek elçilik görevini tamamladıktan sonra, ailesi ve adamlarıyla İstanbul'a geldi. Bu yolculuğunda kendisine günde 1000akçe yolluk verildi. Bu yolluğun fazlalığı Fatih'in bilginlere verdiği önemi ortaya koymaktadır.
  • Fatih, İstanbul'un alınmasından sonra Hristiyanlık ile de ilgilenmiştir. Fetih sırasında İstanbul Patriği bulunan ve Latin kilisesine karşı düşünceleri ile tanınan Gennadios ile Hristiyan inançları üzerine tartışmaya girişmiş, Hristiyanlık inançlarının açıkça ve cesaretle anlatılmasını ve bu anlatılanların yazıya dökülmesini istemiştir.
  • İstanbul'u almasıyla diye anılan bu padişahın, oğullarına ve torunlarına kalan diğer bir ünvanı ise (iki kıtanın sultanı ve iki denizin hakanı).
  • Demek ki enderun/iç ve birun/dış, konaklardaki harem-selamlık gibi kadınlarla erkekler arasında bir ayırım değil, padişah sarayında iç oğlanlarının eğitimi ile böyle eğitilmiş ya da başka yollardan yükselmiş devlet görevlileri ve padişah tarafından devletin yönetilmesi işlevlerinin ayırımı.
  • Kapıkulları içinde en büyük grup yeniçerilerdi, ama en nüfuzlu olanlar kapıkulu atlıları idi. Altı bölükten oluştuğu için <> diye de anılan kapıkulu sipahilerine saraylarda eğitilmiş iç oğlanları ya da ödülendirilen yeniçeriler katılıyordu. Kapıkulu sipahilerine taşrada dirlik verildiğinde yeniçerilerin alabileceğinden daha büyük oluyordu bu dirlikler.
  • ... Bu adalet kavramına göre toplumun düzeni ise İslam siyasal düşüncesindeki "daire-i adalet" tanımlaması ile şöyle açıklanıyor: hükümdarın otoritesini kurması için askere gerek var; asker beslemek için * gerekli olması lazım; geliri sağlayan ise üretici reaya, yani halk; hükümdar adaleti ile halkının refahını sağlıyor; adalet ahenkli bir düzenle oluşuyor; devlet toplumun koruyucusu; devletin direği kanun; kanunun üstünlüğü ise hükümdarın gücü ile sağlanıyor. Sonunda tekrar daire-i adalet sıralamasının başına, hükümdarın gücünü sağlaması için askere gerek olduğu noktasına dönüyoruz. Daire-i adalet, hükümdarın güçlü olması gerektiğinin, hükümdarın toplumda odak noktası olduğunun özlü bir ifadesi.
  • Batı Asya siyasal hayatında yüzlerce, hatta binlerce yıllık geçmişi olan hükümdarlık görüşüne göre, ancak çok yüce bir imparator toplumsal dengenin fakir ve güçsüz halkın aleyhine bozulmasını, rütbe sahibi ve zengin kişilerin, önde gelenlerin sade halkı ezmesini önleyebilirdi. Adalet, halkı korumak demekti; adaleti sağlasın diye hükümdar yüceltiliyordu.

Türkiye Tarihi 2 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tarih ders kitaplarından biraz daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız güzel bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Kronolojik olarak padişahlar dönemindeki olaylara değinilmiş biraz daha detaylıca incelenmiş kuruluş dönemi padişahları dönemleriyle ilgili sınırlı sayıda bilgiye sahip olmamızdan dolayı bu bilgiler biraz kısıtlı eğer bir kaynak ve referans değilde bir merak giderme dur bir bakayım şu osmanlıda neler olmuş diye merak edenler için fazlasıyla yeterli bir kaynak. (Efe)

Türkiye Tarihi 2 PDF indirme linki var mı?

Metin Kunt - Türkiye Tarihi 2 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türkiye Tarihi 2 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Metin Kunt Kimdir?

Metin Kunt Kitapları - Eserleri

  • Türkiye Tarihi 2
  • Kanuni ve Çağı
  • Sancaktan Eyalete

Metin Kunt Alıntıları - Sözleri

  • Fatih, İstanbul'un alınmasından sonra Hristiyanlık ile de ilgilenmiştir. Fetih sırasında İstanbul Patriği bulunan ve Latin kilisesine karşı düşünceleri ile tanınan Gennadios ile Hristiyan inançları üzerine tartışmaya girişmiş, Hristiyanlık inançlarının açıkça ve cesaretle anlatılmasını ve bu anlatılanların yazıya dökülmesini istemiştir. (Türkiye Tarihi 2)
  • İstanbul'u almasıyla diye anılan bu padişahın, oğullarına ve torunlarına kalan diğer bir ünvanı ise (iki kıtanın sultanı ve iki denizin hakanı). (Türkiye Tarihi 2)
  • ... Ali Kuşçu, Azerbaycan'a hicret etmiş, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın maiyetine girmiş, onun tarafından Fatih'e elçi olarak gönderilmişti. Bu sırada Fatih'in kendisini günde 200 akçe ile Ayasofya Medresesi'ne tayin etmek istemesi üzerine, Uzun Hasan'ın yanına dönerek elçilik görevini tamamladıktan sonra, ailesi ve adamlarıyla İstanbul'a geldi. Bu yolculuğunda kendisine günde 1000akçe yolluk verildi. Bu yolluğun fazlalığı Fatih'in bilginlere verdiği önemi ortaya koymaktadır. (Türkiye Tarihi 2)
  • Ertuğrul Bey öldüğünde, kardeşi Dündar Bey'in beylikte gözü olduğu halde toplum, daha doğrusu toplumda sözü geçen kişiler, Ertuğrul oğlu Osman Bey'i desteklemişlerdi. Buna rağmen Dündar Bey'in beylik hırsından vazgeçmediği, yeğeninden kurtulmak için hatta Bizanslı tekfurlarla anlaştığı, bunun üzerine Osman Bey'in tetik davranarak amcasını kendi ellleriyle öldürmek zorunda kaldığı Osmanlı tarihlerinde anlatılır. (Türkiye Tarihi 2)
  • Demek ki enderun/iç ve birun/dış, konaklardaki harem-selamlık gibi kadınlarla erkekler arasında bir ayırım değil, padişah sarayında iç oğlanlarının eğitimi ile böyle eğitilmiş ya da başka yollardan yükselmiş devlet görevlileri ve padişah tarafından devletin yönetilmesi işlevlerinin ayırımı. (Türkiye Tarihi 2)
  • ... Bu adalet kavramına göre toplumun düzeni ise İslam siyasal düşüncesindeki "daire-i adalet" tanımlaması ile şöyle açıklanıyor: hükümdarın otoritesini kurması için askere gerek var; asker beslemek için * gerekli olması lazım; geliri sağlayan ise üretici reaya, yani halk; hükümdar adaleti ile halkının refahını sağlıyor; adalet ahenkli bir düzenle oluşuyor; devlet toplumun koruyucusu; devletin direği kanun; kanunun üstünlüğü ise hükümdarın gücü ile sağlanıyor. Sonunda tekrar daire-i adalet sıralamasının başına, hükümdarın gücünü sağlaması için askere gerek olduğu noktasına dönüyoruz. Daire-i adalet, hükümdarın güçlü olması gerektiğinin, hükümdarın toplumda odak noktası olduğunun özlü bir ifadesi. (Türkiye Tarihi 2)
  • Batı Asya siyasal hayatında yüzlerce, hatta binlerce yıllık geçmişi olan hükümdarlık görüşüne göre, ancak çok yüce bir imparator toplumsal dengenin fakir ve güçsüz halkın aleyhine bozulmasını, rütbe sahibi ve zengin kişilerin, önde gelenlerin sade halkı ezmesini önleyebilirdi. Adalet, halkı korumak demekti; adaleti sağlasın diye hükümdar yüceltiliyordu. (Türkiye Tarihi 2)
  • Kapıkulları içinde en büyük grup yeniçerilerdi, ama en nüfuzlu olanlar kapıkulu atlıları idi. Altı bölükten oluştuğu için <> diye de anılan kapıkulu sipahilerine saraylarda eğitilmiş iç oğlanları ya da ödülendirilen yeniçeriler katılıyordu. Kapıkulu sipahilerine taşrada dirlik verildiğinde yeniçerilerin alabileceğinden daha büyük oluyordu bu dirlikler. (Türkiye Tarihi 2)
  • Kuzeyde konstantiniyeyeye hücum etmek daha orhan bey’in genç devletinin başaramayacağı kadar zor idi. (Türkiye Tarihi 2)
  • Osmanlılar, Macar eyaleti boyunca, Macar yargıçların yanı sıra, kendi kadılarını da istihdam ettiler. (Kanuni ve Çağı)