Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar - Abdülbaki Gölpınarlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar kimin eseri? Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar kitabının yazarı kimdir? Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar konusu ve anafikri nedir? Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar kitabı ne anlatıyor? Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar PDF indirme linki var mı? Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar kitabının yazarı Abdülbaki Gölpınarlı kimdir? İşte Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Abdülbaki Gölpınarlı

Yayın Evi: İnkılap Kitabevi

İSBN: 9789751011947

Sayfa Sayısı: 294

Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ünlü bilgin Abdülbaki Gölpınarlı, bu kitap için yazdığı "Sunu"ta şöyle diyor: "Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatler, mezheplerin meydana gelişindeki dini, siyasi, içtimai sebepler, ferdi menfaati körükleyen sömürgen siyasetin, son yüzyıllara kadar kurduğu mezhepler, hatta mezhep altında dinler; hem de uyanlarına "koyun" demekten çekinmeyen, uyanlara, koyunluğu seve seve kabul ettiren dış ve yabancı sömürgenlerin koruduğu uydurma dinler. Tasavvufun bünyeleşmesi, tarikatlerin kuruluşu, tarikatler, tarikatler, tarikatler... Bir değil, on değil, yüz değil; tarikatler, tarikatlerin kolları, kollarının kolları. İzahlarda ana kaynaklara dayanmak, onları incelemek, eleştirmek, değerlendirmek ve hükümlerde tarafsız kalmak. Gerçekten de bu, çok güç bir işti. Bu güç işi başarmaya uğraştık; sanırım ki başardık da..."

Bu kitapta, İslam mezheplerini, bu mezheplerin Türkiye’deki gelişimini, sosyal ve ekonomik hayattaki rollerini, tarikatlerin insani, yahut bağnaz yönlerini adım adım izleyeceksiniz kanısındayız.

Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar Alıntıları - Sözleri

  • Tevhidi ef'alde salik bütün işleri Tanrı işlerinde yok eder; her işi onun işi bilir, görür ve bu bilgiyi, bu görgüyü oluş haline getirir. Tevhidi sıfatta, işlerin sıfatlardan doğduğunu, sıfatların tümününde Tanrı sıfatları olduğunu anlar; gözünden, varlıklara, yaratıklara ait sıfatlar yok olur. Tevhidi zatta her şeyin mecazi ve izafi varlıkla var olduğunu, sıfatların Tanrı zatının tecellisi olduğunu bilir görür ve her şey gözünden silinir; Tanrıdan başka bir varlık göremez ve bu bilgiyi ve görgüyü oluş haline ulaştırır.
  • Tasavvuf, her vakitte, o vakte en uygun ve gerekli şeyle uğraşmasıdır
  • "Sufî yeryüzüne benzer; ona her kötü şey atılır fakat ondan ancak güzel ve temiz şeyler biter üstünde iyi de gezer, kötü de. Bulut gibidir sufî; her yere, her şeye gölge salar; yağmur gibidir, herkesi sular. Sufîyi dışı bezenmiş gördün mü, bil ki içi harap olmuştur."
  • Tasavvuf edepten ibarettir; her vakte ait bir edep,her hale bir edep, her makama ait bir edep vardır. Kim içinde bulunduğu vaktin edeplerine riayet ederse erler derecesine varır; edebi yitirense yaklaşmak istese de uzaklaşır; kabul edilmeyi dilese de reddedilmiştir.
  • Şunu kesinlikle bilmek gerekir ki bizim en büyük noksanımız, ileri geçinenlerimizin dünü bilmemeleri, düne bağlı olanlarımızın da bugünün görüşüyle dünü eleştirmemeleridir.
  • Azıcık bilgisine güvenip "Her bilgi sahibinin üstünde bilen var" ayetinden (Yusuf/76) gaflet ederek gek gek geğiren kişi, bilgisizden daha beterdir. Kendine güvenip doğru diye yapacağı eğri iş, bilgisizin yapacağından çok daha kötü sonuçlar doğurur.
  • Sufi yer yüzüne benzer; ona her kötü şey atılır; fakat ondan ancak güzel ve temiz şeyler biter; üstünde iyi de gezer, kötü de. Bulut gibidir sufi; her yere, her şeye gölge salar; yağmur gibidir; herkesi sular. Sufiyi, dışı bezenmiş gördün mü, bil ki içi harap olmuştur.
  • Tasavvuf iyi huydur; iyi huyların ne kadar çoğalırsa tasavvufta o kadar ilerlemiş olursun.
  • Bilgide aşkta olduğu gibi üçlü vardır. Bilen, bilinen ve bilgi. Aşkta da seven, sevilen ve sevgi vardır. Aşık sevdiğinin vasıflarına bürünürse kendisi de sevdiği de sevgi de yok olur gider. Bilen de bilinene ulaşır, onda kendini yitirirse bilgi de kalmaz,bilen de.
  • Bizce tarikatler ve tasavvuf, bugün bir irfan zevkidir; devrini yaşamış, artık gönüllere mâl olmuş, tarihe intikâl etmiştir; son sözümüz de ancak budur.
  • Güneşin ışığı, güneş olmasa var olamaz, fakat güneşin ışığı, güneş değildir, güneşin bir tecellisidir.
  • Derman sende, fakat senin haberin yok Derdin senden, fakat sen görmüyorsun... -İmam Ali (as)

Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Nur-u Nebi Keremi Ali Pirimiz Hacı Bektaş Veli. Dil bizden nefes Şahı Şehidi Kerbela’dan ola. Hepimizde olur bir rubainin kelimeleri. Hızır yardımcımız olsun. Tuttuğunuz orucun kabulüne gönül birliğiyle diyelim Allah Allah. Beni seven var mı?..diyen çocuğun bakışı. Garib Çoban (Engin Demirci)

Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar PDF indirme linki var mı?

Abdülbaki Gölpınarlı - Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Abdülbaki Gölpınarlı Kimdir?

1900 yılında İstanbul'da doğdu. Asıl adı Mustafa İzzet Baki'dir. Ailesi Azerbaycan'dan göçtü. Menbaü'l-İrfan İdadisinin rüştiye kısmında ve Gelenbevî İdadisinde okudu. Öğretmenlik ve Vezneciler'de kitapçılık yaptı. Bir arkadaşının davetine uyarak Çorum'un Alaca ilçesine öğretmen olarak gitti (1918). 1923'te İstanbul'a döndü. İstanbul Erkek Muallim Mektebini (1927) ve İ.Ü. Edebiyat Fakültesini (1930) bitirdi. Konya, Kayseri, Balıkesir, Kastamonu, Haydarpaşa liselerinde edebiyat öğretmenliği yaptı. A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine Farsça okutmanı olarak tayin edildi. Burada doktorasını verdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde metinler şerhi okuttu. Doçentliğe yükseldi. İ.Ü. Edebiyat Fakültesine geçerek İslâm-Türk tasavvuf tarihi okutmaya başladı. Bu sıra 142. maddeden tutuklandı. Beraat ettikten sonra üniversiteye döndü. 1949'da emekliye ayrıldı. 25 Ağustos 1982'de İstanbul'da öldü.

Abdülbaki Gölpınarlı çalışmalarını Tasavvuf, Mevlevîlik, Şiîlik ve Divan Edebiyatı üzerine yoğunlaştırmış, bu sahalarda dikkate değer eserler vermiştir. Ayrıca devrin gazete ve edebiyat dergileri yanında Türk Ansiklopedisi, İslâm Ansiklopedisi ile Şarkıyat, Türkiyat ve İktisat Fakültesi mecmualarında çok sayıda makalesi çıkmıştır. 60'a yakın eser bıraktı.

Abdülbaki Gölpınarlı Kitapları - Eserleri

  • Yunus Emre - Hayatı ve Bütün Şiirleri
  • Pir Sultan Abdal
  • Nehcü'l Belaga
  • Yunus Emre
  • Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri
  • Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar
  • Nedim Divanı
  • Hayyam ve Rubaileri
  • 100 Soruda Tasavvuf
  • Melamilik ve Melamiler
  • Şeyh Galip
  • Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 1-2
  • Mevlana Celaleddin-i Rumi
  • Tasavvuf
  • Nasreddin Hoca
  • Mevlana'dan Sonra Mevlevilik
  • Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik
  • Baki
  • Mevlana Celaleddin
  • Divan Edebiyatı Beyanındadır
  • Mevlevi Adab ve Erkanı
  • On İki İmam
  • Yeni Gülzar-ı Haseneyn - Kerbela Vak'ası
  • Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri
  • Sosyal Açıdan İslâm Tarihi
  • Müminlerin Emiri Hz. Ali
  • Yunus Emre
  • Yunus Emre Ve Tasavvuf
  • Kaygusuz Abdal, Hatayi, Kul Himmet
  • Mevlana Celaleddin Mektuplar
  • Alevi Bektaşi Nefesleri
  • Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 5-6
  • Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 3-4
  • Şeyh Bedreddin ve Manakıbı
  • Mevlana Adı Aşk
  • Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar
  • Nesimi Usuli Ruhi
  • Hz. Muhammed ve Hadisleri
  • Hafız
  • 100 Soruda Türkiye'de Mezhepler Ve Tarikatler
  • Mevlana
  • Fuzuli
  • Şeyh Galib Divanı'ndan Seçmeler
  • Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi
  • Yurt Bilgisi
  • Hafız Hayatı Sanatı Eserleri
  • Nail-i Kadim
  • Ramazan Geldi Hoş Geldi
  • Mesnevi Şerhi - Cilt 1
  • Kur'an-ı Kerim ve Meali
  • Yunus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri
  • Yunus ile Âşık Paşa ve Yunus'un Bâtıniliği
  • Fuzûlî Dîvânı
  • Mevlana
  • Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin ve Menakıbı
  • Kaygusuz Vizeli Alaeddin
  • Yeni Gülzar-ı Haseneyn
  • Mesnevi Şerhi - Cilt 6
  • Mesnevi Şerhi - Cilt 5
  • Mesnevi Şerhi - Cilt 4
  • Mesnevi Şerhi - Cilt 2
  • Mesnevi Şerhi Cilt 3
  • Divan Şiiri XV-XVI. Yüzyıllar

Abdülbaki Gölpınarlı Alıntıları - Sözleri

  • İnanmayanlara de ki: Gücünüzün yettiğini yapın, şüphe yok ki biz de yapmadayız. Ve bekleyin, şüphe yok ki biz de beklemedeyiz. (Kur'an-ı Kerim ve Meali)
  • Hiç buğday ekersin de arpa biter mi? Attan sıpa doğduğunu gördün mü hiç? (Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 1-2)
  • 1.Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile 2. Devr-i meclis bana girdâb-i belâdır sensiz Mey-i zehrâb-i sitem sâgar-i gerdânı bile 3. Bâğa sensiz bakamam çeşmime âteş görünür Gül-i handânı değil, serv-i hirâmâm bile 4. Sineden derd ile bir âhedeyim kim dönsün Aksine çerh-i felek mihr-i dırahşanı bile 5. Hâr-i firkatle Neşâti-i hazînin vâhayf Dâmen-i ülfeti çakoldu girîbânı bile (Divan Şiiri XV-XVI. Yüzyıllar)
  • Gel gel beru ki savm ü salatın kazası var Sensiz geçen zaman ı hayatın kazası yok (Gel gel beri ki orucun da namazın da kazası var ama sensiz geçen zamanın kazası yok) (Nesimi Usuli Ruhi)
  • Hoca, bir köye konuk olmuş. Köy ağası, Hoca'ya sormuş; — Padişah mı büyük, çiftçi mi? Hoca cevap verir. — Elbette çiftçi büyük. Çiftçi buğday vermese padişah acından ölür. (Nasreddin Hoca)
  • ? Allah'ın ihsânı ve acıması olmasaydı pek azınız müstesna, Şeytan'a uyup gitmiştiniz. (Kur'an-ı Kerim ve Meali)
  • Sen seher yelisin gider gelmezsin Gelirsen de bana bâki kalmazsın Seni uçuranlar murad almasın Seni kim uçurdu gölünden sunam (Pir Sultan Abdal)
  • , Bunalıp sana geldim halimi bil Mededin var ise gözüm yaşın sil. ... (Yunus Emre Ve Tasavvuf)
  • Onun Sana Şeker Gibi Olmasını İstiyorsan Ona Aşıkların Gözüyle Bak, Güzele Sen Kendi Gözünle Bakma İstenilene Onu İsteyenin Gözüyle Bak..(mesnevi) (Mevlana Celaleddin-i Rumi)
  • Ya Râb âleme yayılan bu acı nedir; dünya halkının hepsi yas ve mateme girdi Yerden bir kıyamet kopuyor,göğe bir sur sesi yükseliyor Âlemleri gam vadisine salan bu karanlık sabah,hangi tan vakti doğmaktadır Sanki güneş batıdan doğdu,dünyadaki bütün zerreler birbirine girdi #Aşura (Yeni Gülzar-ı Haseneyn - Kerbela Vak'ası)
  • Hz. Rasul-i Ekrem (S.M), "Her peygamberin bir vasisi ve varisi vardır; Ali, benim vasim ve var isimdir" buyurmuşlardır. (Künuzü'l Hakaık; 2 , s.148). (Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik)
  • Hz Peygamber (S.M), Ali'yi (A.M), ilminin, hükmrtinin kapısı olarak bildirmişler, "Ali bendendir, ben O'ndanım" buyurmuşlar, O'nu, "Hayırlı, iyi kişilerin imamı, kafirlerin öldürücüsü" olarak övmüşler, O'nun Kur'an'la beraber olduğunu beyan etmişler.... (Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik)
  • "Bir günah işlediğinde hemen tövbe et. İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur." -Hz. Mevlânâ (k.s) (Mevlana Adı Aşk)
  • Ortodoks Müslümanlık insanları inanışlarına göre sınıflandırırken tasavvuf, büyük bir müsamahayla dinlerin üstüne çıkıyor, herkesi bir görüyor, ârifin, yâni gerçeği bilip anlayan kişinin su gibi, bulunduğu kabın renk ve şeklini alacağını söylüyor, hattâ bununla da kalmıyor, hayrı, şerri nisbî ve izafî kabul edip herkesten zuhur eden işin, istidada göre doğru ve yerinde olduğunu telkin ediyordu. (Mevlana Celaleddin)
  • Görmezler mi ki onlar her yıl bir, yahut iki kere musibetlere uğratılırlar da gene ne tövbe ederler, ne ibret alırlar. (Kur'an-ı Kerim ve Meali)
  • Bir yağ parçasıyla gören, bir et parçasıyla konuşan, bir kemikle işiten ve bir delikten teneffüs eden şu insana şaşırın doğrusu! (Onun yaratılışı hakkında düşünün.) (Nehcü'l Belaga)
  • Muradım olsun diye iplikler bağlanmış,üfürükçülerin elleri öpülmüştür.Ölüye kandil,mum,elektrik yapmaktansa parasıyla vatanın evlatlarına okul açılsa elektrikler konferans salonlarında yakılsa olmaz mıydı ? Hiç doktor bakmazsa,ilaç alınmazsa,iplik bağlamakla hastalık geçer mi ? (Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri)
  • Ben özümden bîhaber mecnûn iken verdi hıraş Akl edip şâgird-i nâ kabil Felâtun'u bana Ben, kendinden haberi bile olmayan bir deliyken akıl, tuttu da Eflatun'u, bana kanikiyetsiz bir öğrenci yaptı... (Nail-i Kadim)
  • Din dersinin zorunlu olması kuşkusuz laikliğe aykırıdır. (Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri)
  • Birinci karısı ihtiyarlayınca genç bir kadınla evlenmiştir. Lâkin gene kabak, Hoca’nın başına patlar... Her gün, Hoca’ya, hangimizi daha çok seviyorsun diye sorarlar. Hoca’yı, cevap ver­meye mecbur etmek için bir gün, suali şöyle tekrar ederler; İkimiz bir­den suya düşsek hangimizi daha evvel kurtarırsın? O zaman Hoca, ihti­yar karısına dönerek, tatlılıkla, sen biraz yüzme biliyorsun, değil mi der. (Nasreddin Hoca)