Ulusların Zenginliği - Adam Smith Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Ulusların Zenginliği kimin eseri? Ulusların Zenginliği kitabının yazarı kimdir? Ulusların Zenginliği konusu ve anafikri nedir? Ulusların Zenginliği kitabı ne anlatıyor? Ulusların Zenginliği PDF indirme linki var mı? Ulusların Zenginliği kitabının yazarı Adam Smith kimdir? İşte Ulusların Zenginliği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Adam Smith

Çevirmen: Mehmet Bakırcı

Çevirmen: Ayşe Yunus

Yayın Evi: Yeni Alan Yayıncılık

İSBN: 9789757414476

Sayfa Sayısı: 452

Ulusların Zenginliği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Her bilim dalında, günümüzün ölçülerine oranla eksik ve yer yer yanlış, ama sistemli ilk yapıtlar vardır. Bu yapıtlar klasik niteliğindedir. A Smith'in Ulusların Zenginliği adlı yapıtı da iktisat biliminde böyle bir yer tutar. Bu yapıtın ideolojik mesajını bugünün koşulları içinde beğenmeyebilirsiniz. Ama bu yapıtta, daha önce iktisatla ilgili hiçbir yapıtta bulamıyacağınız bir bütünlük ve çözümleme vardır.

Ulusların Zenginliği Alıntıları - Sözleri

  • Bir kişi harcamalarını, anlamsız nesnelere, ninik giysi vemobilya süslerini, mücevhere, biblolara ve oyuncaklar yöneltdiği zaman, yalnız bir işe yaramazlığın değil,aynı zamanda bencil ve bayağı bir karekterin de göstergesidir.
  • Gelişmemiş toplumlarda bir tek adamın gördüğü işi, ileri toplumlarda bir kaç kişi yapmaktadır.
  • Bir kişinin haftalığı altın yerine bir TL (guina) degerindeki bir kağıtla ödeniyorsa, o kişinin geliri tabii ki o kağıt parcası değil, o kâğıt karşılığında elde edebileceği şeylerden oluşur.
  • Kişinin sermayesi sadece yıllık gelirinden ya da kazancindan artırdıklarıyla büyüyeceğinden, tüm bu kişilerin toplamı demek olan toplumun sermayesi de, ancak bu yolla çoğaltılabilir.
  • Kâr, zengin ülkelerde, doğal olarak düşük, yoksul ülkelerde ise yüksektir.
  • Hiçbir mülk edinemeyen kişinin, alabildiğine yiyip içip, olabildiğince az çalışmaktan başka çıkarı olamaz.
  • Yıkılmaya doğru en hızlı giden ülkelerde ise, kâr her zaman en yüksektir.
  • Yemeğimizi kasabın, biracının ya da fırıncının yardımseverliğinden dolayı değil, onların kendi çıkarlarını gözetmeleri nedeniyle elde ederiz.
  • "Insanoğlunun ne kadar egoist olduğu düşünülürse düşünülsün, yine de doğasında mevcut bazı ilkeler onun başkalarının mutluluğu ile ilgilenmesine ve hiçbir şey elde etmediği halde başkalarının mutluluğunu görmenin kendi mutluluğu için gerekli olduğunu düşünmesine neden olur."
  • Uygar bir toplumda, her an çok sayıda insanın işbirliğine, yardımına gerek duymasına rağmen, insan hayatı, birkaç kişinin dostluğunu kazanmaya ancak yeter.
  • Üretilen mallar, para satın almak yanında pek çok ihtiyacı giderirler, fakat para, malları satın alma dışında herhangi bir ihtiyacı gidermez
  • Bir yıllık ürünün tüm bedeli; rantla geçinen, ücretle geçinen, kârla geçinen üç ayrı halk katmanının gelirini oluşturur. Bunlar her uygar toplumun üç büyük, özgün ve köklü katmanı olup.....
  • İnsan, kibri nedeniyle, hükmetmekten hoşlanır.
  • Her müsrif kişi, halk düşmanı, her tutumlu kişi ise, topluma yararı dokunan kişi olarak görülmelidir.
  • Emek, malların gerçek fiyatıdır.

Ulusların Zenginliği İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İki ciltlik serinin ilk kitabı, 450 sayfa ve besinci baski. Adam Smith'in bu eseri ilk olarak 1776'da yayınlanmistir ki onun yaşadığı bu donemde İngiltere'de, ticari sermayeden sinai kapitalizmine geçiş süreci, yani sanayi devriminin ilk dönemleri yaşanıyordu. Bu surecte tarimdan, sanai'ye, bankacilıktan, kredi sistemine, bir cok değisiklikler oluyordu. Devlet, bu gelismeleri serbest mi birakmalıydı, yoksa toplumsal refah amaciyla sinirlandirmalı ve denetlemeli miydi? Adam Smith serbestten yana oldu ve piyasa ekonomisini butun ayrintilariyla, ozelliklede İngiltere uzerinden örneklerle bu kitapda açıkladı. Laissez-faire sanirim bu kitabın özü diyebilirim. Bireylerin sahsi menfaatinin, görunmez el ile toplumun refahini saglayacagı teorisinin aciklamasi serinin ilk kitabı bunda cok net olarak işlenmistir. Ancak bu kadar serbestlik yanlısi olmasina ragmen Smith, tacirlere ve genel olarak is adamlarına büyük bir güven de duymazdı, kitaptaki şu cumle bunu acikca gosteriyor; " Aynı ticaretle meşgul olanlar, hatta eğlence ve vakit geçirmek için bile pek az bir araya gelirler ve toplandıkları zaman da konuşma çok kez halkın menfaatini zedeleyecek planlar, ya da fiyatları yükseltmek için anlaşmlar yapmakla sonuclanır." Smith kitabinda, Merkantilist iktisatçıların tersine, kiymetli madenleri ulusların zenginliğinin bir nedeni olarak kabul etmemiş, tuketim ve yatırım malları gibi reel akımlara onem vermiştir. Kitaptaki şu cumle uretimin önemini anlatan en vurucu cumledir bence; "Mallar, para satin almak yanında pek çok ihtiyacı giderir, fakat para, mallar satınalma dışında herhangi bir ihtiayıcı gidermez." Yine kitapta Smith, iktisadi buyümede nüfus artışının, piyasalarin genişlemesi ve iş bölümünün artmasının, sermaye birikiminin oynadığı rolü büyük bir açıklıkla göstermiştir. Kitabı, gunümuz ekonomisini ve kapitalizmini anlamak isteyen okuyuculara ve tum iktisat ögrencilerine tavsiye ederim. (Murat)

İKTİSATIN BABASI: Yazılmış ve yazılamayacak en değerli kitaplardan biri. Bu kitap iktisatın temel gereksinimlerini bir ülke elkomomisinim yapabileceği en iyi şeyin kriterlerini vb. iktisat ve ekonomi üzerine yazılmış en iyi kitap. (ALİ)

Kitabın dili biraz ağır olmasına rağmen terimleri öğrenerek ve dikkatli okuyarak öğrenmeyi seven okuyucular için güzel bir eser ki kitap günümüz kapitalizm sisteminin temellerini anlatan ender kitaplardan.altın ve gümüş değerleri üzerinden paranın değerini anlatan kitap serbest piyasanın yararlarını da kendince doğru şekilde anlatıyor. Mesela kitapta geçen bir mantık çok hoşuma gitti.bir ülkede bir ürün ya da meta iyi yetişiyorsa o ürünü diğer bir ülkedeki bir ürün ya da meta ticaret yaparak değiştirmek fikri bana çok mantıklı geldi. İthalat ve ihracat üzerine anlatılan şeyler gayet bilgili oldu bana ve ekonomi üzerine daha da öğrenmeye hevesli yaptı. İyi okumalar dilerim. (ANTALYA dan Biri)

Ulusların Zenginliği PDF indirme linki var mı?

Adam Smith - Ulusların Zenginliği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ulusların Zenginliği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Adam Smith Kimdir?

Adam Smith (16 Haziran 1723 – 17 Temmuz 1790), İskoç filozof. Ahlak felsefesi profesörü olması nedeniyle ekonomik açıklamalarında bu bilim dalının etkileri yoğun görülür. Ekonomide ve doğal olaylarda bir düzen olduğunu ve bunun gözlem ve ahlâk hissi ile tespit edilebileceğini söyler.

Adam Smith, İskoçya'nın Kirkcaldy şehrinde çalışan bir gümrük denetleyicisinin oğlu olarak dünyaya geldi. Kesin doğum tarihi kayıtlarda olmasa da 5 Haziran 1723'te, babasının ölümünden 6 ay sonra vaftiz edilmiştir. Yaklaşık 4 yaşlarında bir çingene çetesi tarafından kaçırılmış, ama kısa zamanda amcası tarafından kurtarılıp annesine geri teslim edilmiştir. Smith bu sıkıntıyı kısa sürede atlatıp annesi ile eski yakınlığını kısa zamanda yakalamıştır.

Ondört yaşında Glasgow Üniversitesi'nde ahlak felsefesi konusunda, Francis Hutcheson'ın yanında eğitim görmeye başlamıştır. Özgürlük, hukuk ve ifade özgürlüğü konularındaki tutkusu burada alevlenmiştir. 1740 yılında Oxford'daki Balliol Koleji'nde okumaya başlamış fakat 1746 yılında okulu terkedip Oxford'un imtiyaz denetimi konusunda eleştirmenlik yapmaya başlamıştır. 1748 yılında Edinburgh Üniversitesi'nde Lord Kames'in koruması altında kamu konferansları vermiş, konuşma sanatı ve belles-lettres konularına değinmiştir. Sonraları "servet yönetimi" konusunu ele almış ve bu dönemde, yani yirmili yaşlarının sonlarına doğru, daha sonra 'Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations' adlı kitabında dünyaya açıklayacağı "doğal özgürlüğün açık ve basit sistemi" konusuna el atmıştır. 1750 yılı civarlarında ileride çok yakın arkadaş olacağı David Hume ile burada tanışmıştır. İskoç Aydınlanması'nın ortaya çıkışında önemli rol oynayan diğer arkadaşları ile Edinburgh Poker Kulübü'nün müdavimi olmuştur.

Smith'in hristiyan olan babası dinine çok bağlıydı ve İskoç Kilisesi'nin ılımlı kanadına üyeydi. Smith'in İngiltere'ye gidişinin arkasındaki sebebin İngiltere Kilisesi'nde kariyer yapmak istemesi olduğu soylense de bu konu hakkinda kesin bir kanit yoktur ve aksine Smith'in İskoçya'ya deizm yanlısı olarak döndüğü bilinmektedir. Ayrıca çocukken babası tarafından gönderildiği kiliseden kaçarak geri dönmüştür. Smith, felsefi olarak dinin ekonominin önünde bir engel olarak görmüş ve ateizm üzerinden düşünmüştür. Birçok yönden Darwin ile aynı görüştedir.

1751 yılında Smith Glasgow Üniversitesi'nin mantık profesörü, ertesi sene de ahlak felsefesi profesörü olarak atanmıştır. Derslerinde etik, konuşma sanatı, hukuk, politik ekonomi ve "polis ve gelir" konularını işlemiştir. 1759'da Glasgow'daki bazı konferanslarını bir araya getirdiği The Theory of Moral Sentiments adlı kitabını yayınlamıştır. Bu kitap çıktığı dönemde Smith'in itibarının yayılmasını sağlamıştır. Kitabın ana teması insan ilişkilerinin verici ve alıcılar (yani birey ve toplumun diğer üyeleri) arasındaki sempatiye ve anlayışa ne kadar bağlı olduğu üzerineydi. Lord Monboddo'nun 14 yıl sonra yayımlanan Of the Origin and Progress of Language kitabındaki detaylı incelemesinde gösterildiği üzere, Smith'in bu ilk kitabındaki dil evrimi analizi yüzeyseldi. Yine de Smith'in akıcı ve ikna edici savunmaları belagatlı olsa da tartışılmazdır. Smith açıklamalarını Lord Shaftesbury ve Hutcheson gibi "ahlak duygusu" ya da Hume gibi faydaya (en:utility) değil, anlayışa dayatmaktadır.

Smith bu dönemden sonra konferanslarında ahlak teorilerinden hukuk ve ekonomi konularına ağırlık vermeye başladı. Bir öğrencisinin 1763 civarından konferans notlarından Edwin Cannan tarafından derlenip yayınlanan 'Lectures on Justice, Police, Revenue and Arms' adlı kitapta Adam Smith'in politik ekonomi hakkındaki fikirlerinin gelişimi hakkında bir izlenim edinilebilir. Bu kitabın daha kapsamlı bir uyarlaması 1976 yılında Lectures on Jurisprudence adlı Glasgow baskısı tarafından yayımlanmıştır.

Smith ile David Hume sayesinde tanışan Charles Townshend, 1763 yılı sonunda Smith'ten üvey oğlu genç Buccleuch Dükü'ne özel ders vermesini rica etti. Smith, gelecek iki sene boyunca talebesi ile, çoğunlukla Fransa'da yaptığı yolculuklar sırasında Turgot, Jean D'Alembert, André Morellet, Helvétius, ve özellikle çalışmalarına itibar ettiği fizyokratik düşüncenin başkanı François Quesnay gibi öncü aydınlarla tanıştı. Kirkcaldy'ye döndükten sonrataki 10 seneyi An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations (Yaratılışın Sorgulanması ve Ulusların Zenginliğinin Nedenleri) adlı, 1776'da yayımlanan başyapıtı üzerinde çalışarak geçirdi. Kitap büyük çoğunluk tarafından hüsnükabul gördü ve revaçta kalarak Smith'in meşhur olmasını sağladı. 1778'de Smith İskoçya'da vergiden sorumlu bir devlet bakanı olarak atandı, Edinburgh'ya annesinin yanına yerleşti. 17 Haziran 1790 yılında ağır bir hastalık sonrası yaşamını yitirdi. Bilindiği kadarıyla gelirinin büyük bir kısmını gizli yardım fonlarına bırakmıştır.

Smith'in edebi vasiyetini yerine getirenler İskoç akademik dünyasından iki eski arkadaşıdır: fizikçi/kimyacı Joseph Black ve öncü yerbilimci James Hutton. Yazar arkasında pek çok not ve yayımlanmamış yazılar bırakmıştır ama yayımlanmaya uygun olmayan her şeyin imha edilmesi için talimat vermiştir. History of Astronomy adlı yayımlanmamış bir makalesini basıma uygun görmüştür ve bununla beraber diğer eserleri Essays on Philosophical Subjects adlı kitapta 1795 yılında okuyucuyla buluşturulmuştur.

Adam Smith Kitapları - Eserleri

  • Milletlerin Zenginliği
  • Ulusların Zenginliği
  • Ulusların Zenginliği
  • Ahlaki Duygular Kuramı
  • Hukuk Üzerine

Adam Smith Alıntıları - Sözleri

  • Demek ki, emek, her şeyin mübadele değerinin gerçek ölçüsüdür. (Milletlerin Zenginliği)
  • İnsanlara hitap ederken bir süre herkesin gönlünü ve onayını kazanmak için safça imkansız ve saçma işler yaparız. Kısa zaman içinde de tecrübe edinip herkesi memnun etmenin mümkün olmadığını görürüz. (Ahlaki Duygular Kuramı)
  • İnsanın faniliği başına pek çok felaket getirir. (Ahlaki Duygular Kuramı)
  • Bir yıllık ürünün tüm bedeli; rantla geçinen, ücretle geçinen, kârla geçinen üç ayrı halk katmanının gelirini oluşturur. Bunlar her uygar toplumun üç büyük, özgün ve köklü katmanı olup..... (Ulusların Zenginliği)
  • Adam Simith'e gore tüccarlar, ulusu zenginleştiren, ama surekli olarak tüm diger vatandaşlara göre karşı kendileri için ayricalıklar peşinde koşan ve asla yönetimde mamaları gereken bir sınıftır. (Ulusların Zenginliği)
  • ...her milletin bütün faaliyetlerine kılavuzluk edip yol gösterenler,ister istemez, büyük ticaret sermayesine sahip bulunanlardır. (Milletlerin Zenginliği)
  • İleri giden uygar milletlerde ise, bunun tersine, epey kimse hiç iş görmez. Bunlardan çoğu, çalışan çoğunluğun tükettiğinin on katı, hatta pek çok kez, yüz katı emek ürünü yoğaltır. Yine de, topluluğun tüm emek ürünü pek büyük olduğundan, orada, herkes çokluk gereksinmesini bol bol sağlar. (Milletlerin Zenginliği)
  • Başkalarının aşırı kazançlarından şikayet ederler fakat kendilerininki hakkında bir şey söylemezler. (Ulusların Zenginliği)
  • Kişinin sermayesi sadece yıllık gelirinden ya da kazancindan artırdıklarıyla büyüyeceğinden, tüm bu kişilerin toplamı demek olan toplumun sermayesi de, ancak bu yolla çoğaltılabilir. (Ulusların Zenginliği)
  • (…) dürüstlük en büyük erdemdir (Ahlaki Duygular Kuramı)
  • Uygar bir toplumda, her an çok sayıda insanın işbirliğine, yardımına gerek duymasına rağmen, insan hayatı, birkaç kişinin dostluğunu kazanmaya ancak yeter. (Ulusların Zenginliği)
  • "Elemi ya da hıncı için evinde oturup düşüncelere dalmaya eğilimli olan, inzivaya ve derin kurgulara kendini teslim eden insanlar genellikle daha insancıl, daha cömert ve daha iyi bir şeref anlayışına sahip olsalar da dünyayla hemhal olmuş insanlarda oldukça yaygın olan itidal erdemine nadiren sahiplerdir." (Ahlaki Duygular Kuramı)
  • Solon kanunu uyarınca, kendilerine kazançlı bir zanaat yahut iş öğretmeyi ihmal etmiş olan ana babaya, yaşlandıkları zaman bakmaktan, çocuklar affedilmişlerdi. (Milletlerin Zenginliği)
  • Cumhuriyetçi bir yönetimin doğması için bir ülkenin şartlarının; yalnızca toprağın ekilmesi ile ilgili olanların değil, diğer ticaret alanlarının gelişmişlik seviyesinin de elverişli olması gerekir. (Hukuk Üzerine)
  • Büyükbaş ve küçükbaş hayvan sürülerinin paylaşılması ilk kez servet eşitsizliğini meydana getirerek anladığımız şekliyle yönetimin ortaya çıkmasının ilk sebebi olmuştu. ... Zenginle fakir arasındaki ayrımı ortaya çıkaran bu servet eşitsizliği, zenginlere de fakirler üzerinde daha fazla etki sahibi olmayı sağladı. Zira sürü sahibi olmayanlar sürüsü olanlara bağımlıydı. (Hukuk Üzerine)
  • Hemen hemen bütün memleketlerde hükümdarın geliri,halkın gelirinden elde edilir. (Milletlerin Zenginliği)
  • Üretimin tek sonucu ve amacı tüketimdir ve üreticinin çıkarı, ancak tüketicinin çıkarını sağladığı oranda desteklenmelidir. (Ulusların Zenginliği)
  • 'İnsanları sivil toplumu kurmaya iten iki prensip vardır. Biz bu prensipleri otorite ve yararlılık olarak isimlendiriyoruz.... Her yönetimde bu her iki prensip de belli oranlarda bulunur. Fakat bir monarşide otorite prensibi hakimken demokraside faydalılık prensibi hakimdir. Karma bir yönetime sahip olan Britanya'da ise Whig ve Tory ismiyle uzun zaman önce şekillenen hizipler bu prensiplerden etkilenmiştir. Whig'ler yönetime faydalılığını ve avantajlarını dikkate alarak itaat ederken Tory'ler sanki yönetim ilahi bir kurummuşçasına, ona başkaldırmak bir çocuğun ebeveynlerine asilik etmesine benzer bir suçmuş gibi davranırlar.' (Hukuk Üzerine)
  • İşbölümünün olmadığı, mübadelenin nadiren yapıldığı, her insanın ihtiyacını kendi başına sağladığı o gelişmemiş halinde, toplumun işlerinin yürümesi için önceden bir stok/sermaye biriktirmeye veya yığmaya lüzum yoktur. Her insan, zaman zaman ortaya çıkan ihtiyaçlarını, sırasıyla ve kendi çabasıyla gidermeye çalışır. Acıkınca, avlanmak üzere ormana gider; giysileri eskiyince, ilk öldüreceği hayvanın derisi ile giyinir. Harap olmaya yüz tuttuğunda, kulübesini en yakındaki ağaçlarla ve çim tezeği ile elinden geldiği kadar onarır. Hâlbuki işbölümü iyiden iyice bir kez yerleşince, bir insanın kendi emeği, zaman zaman ortaya çıkan ihtiyaçlarının çok azını karşılayabilir. Bu ihtiyaçların pek çoğu, başka insanların emeğinin ürünü ile sağlanır; o da bunları kendi emeğinin bedeli ile satın alır. (Milletlerin Zenginliği)
  • "Toprağın paylaşılmadığı, insanların yanlarında taşıyabildikleri barakalarda yaşadığı yerlerde, canlı mallardan oluşan tüm mülklerini yanlarında taşıyabilen insanlar toprakla herhangi bir yakınlık kuramazlar. Bu yüzden barbar toplumlar ülkelerini terk etmeye çok eğilimlidir." (Hukuk Üzerine)