Umut Devrimi - Erich Fromm Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Umut Devrimi kimin eseri? Umut Devrimi kitabının yazarı kimdir? Umut Devrimi konusu ve anafikri nedir? Umut Devrimi kitabı ne anlatıyor? Umut Devrimi PDF indirme linki var mı? Umut Devrimi kitabının yazarı Erich Fromm kimdir? İşte Umut Devrimi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Erich Fromm

Çevirmen: Şemsa Yeğin

Yayın Evi: Payel Yayınları

İSBN: 9789753880206

Sayfa Sayısı: 171

Umut Devrimi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"İnsanoğlu, bilimsel hakikatin araştırılması süreci içinde, doğaya egemen olmada yararlanabileceği bilgiye rastladı. Bu alanda büyük başarılar elde etti. Ancak tekniğe ve maddi tüketime tek taraflı ağırlık vermekle, kendisiyle ve yaşamla olan bağını yitirdi... Teknik ve maddi değerler üzerinde yoğunlaştı; derin coşkular duyma yetisini, bu duyguların getirdiği sevinç ve üzüntüyü duyma yetisini yitirdi. İnsanoğlunun inşa ettiği makina öylesine gelişti ki, onun düşünme biçimini saptayan yeni bir güç haline geldi...

(Arka Kapak)

Umut Devrimi Alıntıları - Sözleri

  • Yaşam kararsız ve tutarsızdır, yarının neler getireceği bilinemez; yaşamı yaşamanın tek yolu, onu, mümkün olduğunca ve elden geldiğince korumaktır.
  • Çoğumuz sevilmeyi ummuşuzdur, yalnızca giydirilip beslenmeyi değil, anlaşılmayı, dikkate alınmayı, saygı gösterilmeyi beklemişizdir. Çoğumuz inanabilmeyi ummuşuzdur. Küçükken, o insan buluşu olan yalanı henüz bilmiyorduk, yalnızca sözlerle söylenen yalanı değil, sesle, mimiklerle, gözlerle, yüzsel anlatımla yalan söylemeyi de bilmiyorduk.
  • İnsanı anlayan ve onun iyiliğini erek edinen ruhbilimle, insanı, teknoloji toplumu için daha yararlı hale getirme amacıyla onu bir nesne olarak inceleyen ruhbilim arasında ayrım yapmak yaşamsal önem taşımaktadır.
  • Teknoloji toplumunun insanda hastalık yaratan etkileri arasında iki etmenden daha söz etmeliyiz. Özel yaşamın yok olması ve kişisel insansal ilişkinin yitmesi.
  • Bu toplum pek çok yararsız şey üretmektedir, aynı ölçüde de pek çok yararsız insan üretmektedir. İnsan, bir üretim makinasının çarkının bir dişlisi olarak artık insan olmaktan çıkar, "şey" haline gelir. Vaktini, ilgisini çekmeyen insanlarla, ilgisini çekmeyen işler yapmak, ilgisini çekmeyen, onu ilgilendirmeyen şeyler üretmekle geçirir; üretim yapmadığı süre içindeyse tüketmektedir. SONSUZA DEK EMMEK ÜZERE AĞZI SÜREKLİ AÇIK DURAN, hiçbir çaba harcamaksızın, hiçbir içsel etkinlikte bulunmaksızın sıkıntı giderici (ve sıkıntı üretici) sanayinin ona zorla kabul ettirdiği şeyleri -sigara, içki, sinema, spor, konferans - yalnızca bütçesinin elverdiği ölçüyle sınırlı olmak üzere yutmaktadır. Ama sıkıntı giderme sanayisi yani, yararsız şey satma sanayisi, otomobil sanayisi, sinema, televizyon sanayileri vd.,yalnız ve yalnız, sıkıntının bilinçli hale gelmesini önlemede başarılı olabilirler. Hatta, tuzlu bir içecek nasıl susuzluğu arttırırsa, bunlar da aynı şekilde sıkkınlığı arttırırlar. Ama bilinçsiz de olsa sıkıntı, sıkıntı olarak kalır.
  • İyi hissettiren insanlar bağımlılık yapar...
  • Bu nasıl oldu? Nasıl oldu da, insanoğlu, doğaya karşı kazandığı utkunun doruğundayken, kendi yarattığı şeylerin tutsağı haline geldi, nasıl oldu da, ciddi olarak kendi kendini yok etme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı?
  • Eğer bir kadın , erkek yada Bir yetişkin,her ne yaparsa yapsın,maddi varlığının hiç bir şekilde tehlikeye düşmeyeceginden emin olsa ,insanin özgürlüğünün alanı Büyük ölçüde gelişecek, genişleyecektir.
  • Günümüzdeki kimlik krizi, temelde insanoğlunun giderek artan yabancılaşmasından ve maddeleşmesinden kaynaklanmaktadır.
  • Biz. insanoğlu olarak, daha çok, daha çok üretmek ve daha çok tüketmekten başka amaç gütmüyoruz.
  • Önemli nokta, insanların kendi duyguları konusunda ne düşündükleri değil, gerçekten de ne hissettikleri, ne duyduklarıdır.
  • Uyku, insanın, varlığını sürdürme sorunlarıyla uğraşmak zorunluluğundan kurtulduğu bir varoluş durumudur.
  • Gerçi, insanoğlu hâlâ at gözlükleri takmaktadır

Umut Devrimi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabın içeriği ile ilgili şunu söylemem hemen bir fikir verecektir sanıyorum: Orwell'in 1984'ü ve Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sının ötesine geçmek istiyorsanız okuyun. Bir roman değil, o nedenle hızlı okuma yapılamayabilir fakat buna değeceğini düşünüyorum. Erich Fromm bir eserinde daha çarpıcı tespitleriyle okura zihin orgazmı yaşatmayı başarıyor. Bu çarpıcılık gözlem, analiz ve sonuç çıkarmalarla olduğu kadar kelimeleri kullanma başarısıyla da dikkat çekiyor. (viveka)

Umut Devrimi: UMUT DEVRİMİ İnsancıllaşmış Bir Teknolojiye Doğru Yaşayan her şeye katılan kişi için vardır umut. Bu sözlerle başlamış umdu anlatmaya. Farkında olmadan gittikçe, hatırlamaktan çok unuttuğumuzu, üretmekten çok tükettiğimizi, teknoloji çağına çok çabuk ve çok fazla uyduğumuzu anlatan çok güzel , ibret alınacak bir kitap. Çağdaş insan dediğimiz nedir ? Nereye doğru yürüyor ve tehlikenin farkında mi? Hep daha iyisini, daha kalitelisini, daha pahalısını isterken ne hal aldığımızın farkında değiliz. (Viyan)

Erich Fromm, 1968’de yazdığı Umut Devrimi kitabını yazmaktaki maksadını, o dönem insanlığın içinde bulunduğu durumu gözler önüne sermek ve kurtuluş yolu üretmek. Fromm, bence bu kitapta nokta atışı yapmış. Kapitalist modern dünyanın içine düştüğü, üretim ve tüketim çılgınlığının, bilgisayarlar tarafından kontrol edilen; toplumun makinalaştığı; her anlamda en iyi olan, her şeyi aklı eren, ancak insani duyguları yok olmuş ve insani olarak etkin olmayan 1968 Amerika’sına bir eleştiri yapıyor. Bu durumun eleştirisini yaptıktan sonra da kurtuluş yolu arayışı için insanlara çağrı da bulunuyor. Günümüz dünyasında bu durum daha da vahim. Yapay zekanın gittikçe kontrolü ele aldığı, insani duyguların neredeyse tamama İle kaybolduğu, üretim ve tüketim çılgınlığının en üst düzeye çıktığı bir dönemdeyiz. Bu çılgınlık dünyamızı bir teknoloji çöplüğüne çevirmiş durumda. Doğa tahribatının en fazla olduğu bu dönemde - ki ülkemiz bu konuda dünyada en önlerde - insanlık kendi kendini yok etmenin eşiğinde; hayvanların doğal ortamlarının tahrip edildiği ve yaşam alanlarının yok edildiği en aşağılık bir dönemde yaşamaktayız. Erich Fromm, bu düzenin değişebileceğini söyleyerek “Umut Devrimi”mi anlatıyor bizlere. Mutlaka okunmasını tavsiye ediyorum. Felsefe okuyun, düşünün, Felsefe İle Kalın... (Kör Kayıkçı)

Umut Devrimi PDF indirme linki var mı?

Erich Fromm - Umut Devrimi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Umut Devrimi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Erich Fromm Kimdir?

Erich Fromm (23 Mart 1900, Frankfurt - 18 Mart 1980), Musevi kökenli Almanya doğumlu Amerikalı ünlü bir psikanalist ve sosyologdur. Ruh bilimine Marksist - Sosyalist ve insancıl yaklaşımın en önemli temsilcilerindendir.

Hayatı

Heidelberg ve Münih Üniversiteleri'nde toplum bilim ve psikanaliz eğitimleri gördü. 1922 yılında Heidelberg Üniversitesi'nde doktora öğrenimini tamamladı. Münih'te ruh hekimliği ve ruh bilim üzerine ek incelemeler yaptıktan sonra, Berlin Psikanaliz Enstitüsü'nde eğitim gördü ve 1931 yılında mezun oldu.

30'lu yılların başlarında Almanya'da Nazi hareketinin güçlemesi nedeni ile İsviçre'nin Cenevre şehrine yerleşti. 1933 yılında Chicago Ruh çözümleme Enstitüsü'nden aldığı davet üzerine Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. 1934 yılında , 1938'e kadar kadrosunda bir uzman olarak görev aldığı Frankfurt Toplumsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte New York'a taşındı. Özel çalışmalarını sürdürdü ve Columbia Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

1946 yılında William Alonson White Ruh Hekimliği , Ruh Çözümleme ve Ruh Bilim Enstitüsü'nün kurucuları arasında yer aldı. Yale Üniversitesi , New York Üniversitesi Bennington Koleji , Michigan Eyalet Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

1949 yılında Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi'nden gelen bir profesörlük önerisini kabul etti ve tıp fakültesi lisansüstü bölümünde ruh çözümleme şubesini kurdu , 1965 yılında emekli olana kadar orada çalıştı.

Emeklilik yıllarını geçirdiği 1980 yılında İsviçre'de öldü.

Marxist ve sosyalist , insancıl dünya görüşünü benimseyen Fromm , batı kapitalizmi ve SSCB komünizmini reddetmiştir.

Biyofili hipotezine olan katkıları, evrimsel psikoloji konusundaki araştırmalara temel sağlamıştır.

Erich Fromm'un çalışmaları birçok dile çevrilmiştir.

Erich Fromm Kitapları - Eserleri

  • Kendini Savunan İnsan
  • Sahip Olmak ya da Olmak
  • Sevme Sanatı
  • Özgürlükten Kaçış
  • Barışın Tekniği ve Stratejisi
  • İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri
  • İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri (İkinci Kitap)
  • Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları
  • Hayatı Sevmek
  • Sağlıklı Toplum
  • İtaatsizlik Üzerine
  • Özgürlük Korkusu
  • Sevginin ve Şiddetin Kaynağı
  • Umut Devrimi
  • Psikanaliz ve Din
  • Psikanalizin Bunalımı
  • Psikanaliz ve Zen Budizm
  • Rüyalar, Masallar, Mitler
  • Çağımızın Özgürlük Sorunu
  • Marx'ın İnsan Anlayışı
  • Yaşama Sanatı
  • Yanılsama Zinciri
  • Yeni Bir İnsan Yeni Bir Toplum
  • Erdem ve Mutluluk
  • Cinsellik ve Cinsel Sapmalar
  • Tanrılar Gibi Olacaksınız
  • Olma Sanatı
  • Sigmund Freud’un Misyonu
  • İsa Dogması
  • İnsan Bilgisi ve Hümanist Planlama
  • Çağdaş Toplumların Geleceği
  • Psikanalize Yeni Bir Bakış
  • Toplumsal Bilinçaltının Araştırılması
  • Dinleme Sanatı
  • Anaerkil Toplum ve Kadın Hakları
  • İnsan Olmak Üzerine
  • Çağımızda Kişilik Sorunu
  • İnsanlık Başarabilecek mi?
  • Die Kunst des Liebens
  • Kendini Savunan İnsan - Ahlak Felsefesinin Psikolojisine İlişkin Bir Araştırma
  • Psixoanaliz ve Din
  • Liebe, Sexualität und Matriarchat

Erich Fromm Alıntıları - Sözleri

  • Ama eğer yaşamıyorsam nasıl erdemli olabilirim? Ve eğer hiçbir şeyin bilincinde değilsem nasıl iyi bir törelbilincim olabiillir? (Yeni Bir İnsan Yeni Bir Toplum)
  • Peygamber hakikati vahiy eder, Lao-tse ve Buda da böyle yapmıştı. Ancak peygamber aynı zamanda siyasal bir liderdir, siyasal eylem ve sosyal adaletle çok yakından ilgilenmektedir. (Tanrılar Gibi Olacaksınız)
  • "... anaerkil ilke; hayat, birlik ve huzurdur... anaerkilliğin ilkesi evrenselliktir." (Anaerkil Toplum ve Kadın Hakları)
  • Cinsel sevgi iki kişilik yalnızlıktır. Oysa sevdiği kişide insan tüm insanlığı, yaşayan ne varsa hepsini sever. (Sevme Sanatı)
  • Verilen şey yitirilmez, tam tersine sıkı sıkıya tutulan şeylerdir biten ve yok olanlar. (Sahip Olmak ya da Olmak)
  • İnsanlar yeni tanıştıkları kişiler hakkında ilk anda çoğunlukla doğru olan görüşler elde ederler ve o esnada oluşan karmaşık bireysel işleyişlerin de hiç farkına varmazlar. (Rüyalar, Masallar, Mitler)
  • Bugüne değin herhangi bir sıradan insandan bile daha az sevme yeteneğine sahipmiş gibi görünüyordun. Bu aşk nasıl olabiliyor? Madem bu kadar aşıksın, kadının fikirleriyle çelişen ilkelerinden neden vazgeçmiyor, fedakarlık yapmıyorsun? Neden daima kendinden ve kendi kaderinden söz ediyor, ama sevdiğin kadının duygularına pek aldırmıyorsun? (Yanılsama Zinciri)
  • "Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı." (Tanrılar Gibi Olacaksınız)
  • Yoksa zihinsel olarak 20.yüzyılda ama duygusal olarak taş devrinde mi yaşıyoruz? (İnsan Olmak Üzerine)
  • Erkek kibri neler yapabileceğini, hiçbir zaman başarısız olmayacağını gösterir. Buna karşı kadınlara özgü kibir esas olarak cezp etme ve kendi kendine cazip olduğunu kanıtlama ihtiyacından kaynaklanmaktadır. (İsa Dogması)
  • Biz neden her ay yeniden âşık olmuyoruz ? Çünkü her ayrılıkta , yüreğimizden bir parça da birlikte ayrılıp gidiyor . Biz neden herkesle arkadaş olmuyoruz ? Çünkü onun kaybı ve mutsuzluğu da bizi derinden etkileyecektir . (Sigmund Freud’un Misyonu)
  • “karakter insanın kaderidir”. (Çağımızın Özgürlük Sorunu)
  • Özgür insan ölümü, her şeyden az düşünür; onun bilgeliği, ölüme değil yaşama yoğunlaşmasından doğar (Sevginin ve Şiddetin Kaynağı)
  • Insan bir nesneye dönüştürülüp nesne gibi yönetildiğinde onun yöneticileri de nesne haline gelir; nesnelerin iradesi yoktur, vizyonu yoktur, planı yoktur. (İnsanlık Başarabilecek mi?)
  • ... canlı bir varlığı acıya tahammül etmeye zorlamaktan daha büyük bir güç gösterisi yoktur. (Cinsellik ve Cinsel Sapmalar)
  • İnsan nesnelliğini ne ölçüde geliştirirse, gerçeklikle ne ölçüde ilişki kurabilirse, ne denli olgunlaşırsa, içinde rahat edebileceği insancıl bir dünya yaratmaya o denli yaklaşmış olur. (Sağlıklı Toplum)
  • “Geçmişe yönelik tutum minnettarlık, âna yönelik tutum hizmet, geleceğe yönelik tutum sorumluluk olmalıdır. Zen’de yaşamak … yolunuza çıkan her şeyi ekonomik ve ahlaki açıdan eksiksiz kullanmak demektir. Zen’in amacı … eksiksiz bir emniyet ve korkusuzluğa erişmek, esaretten özgürlüğe ilerlemektir. Zen … akıl değil karakter meselesidir, bu da Zen’in yaşamın ilk prensibi olarak iradeden doğması demektir.” (Psikanaliz ve Zen Budizm)
  • Artık yabancılaşma yalnızca el emeği ile çalışan insanlarda görülmüyor; yabancılaşma memurlar, pazarlamacılar ya da profesyonel yöneticiler arasında bile hızla yayılıyor. Hatta bunlar belki de basit bir ustabaşından daha çok yabancılaşmış insanlardır. Çünkü bir ustabaşının emeği, yine de beceri, güvenilirlik ve benzeri kişisel özelliklere bağlıdır. Yetenekli bir ustabaşı; kişiliğini, gülümseyişini ve kendi fikirlerini, demin saydığımız insanların aksine, iş sözleşmeleri nedeniyle satmak durumunda değildir. Öte yandan, insanları ve toplumsal değerleri (simgeleri) etkileyip bunları yönlendirmekle görevli kişiler, kendilerini işverenlerine yalnızca becerileri için satmaz. Ayrıca onlardan uyumlu ve "istenilen kişilik tipi"ni taşımaları, rahat yönlendirilip etkilenebilir olmaları da beklenir. İşte bunlara, "örgütlenmiş (organize edilmiş) insanlar" diyoruz. Bu insanların kendilerine özgü belirli bir idealleri yoktur; idealleri, çalıştıkları şirketlerin çıkarları ve idealleri ile aynı olmuştur. Günümüzde bir el emekçisi ile bir masa başı emekçisinin (çalışanının) tüketim kalıp ve davranışlarında bir benzerlik görülmektedir. Çünkü bu insanların hepsi tek bir arzuyla yanıp tutuşmaktadır. O da, daha yeni eşyalara ya da piyasaya çıkan en son şeylere sahip olmak ve bunları kullanıp tüketmek arzusudur. Bu insanlar; edilgen, kabul edici ve tüketicidir. Onlar, yapay olarak yaratılan ihtiyaçlarını tatmin eden eşyaların buyundurukları altına girmiş olan güçsüz insanlardır. (Marx'ın İnsan Anlayışı)
  • Ve ilerleyen yaşımızla beraber, hayret etme yeteneğimiz de giderek azalır. Genelde önem verdiğimiz husus, her zaman en doğru cevabı vermektir. Ama doğru soruları sormayı bilmek, sanki daha az önemsizmiş gibi gelir bize. (Rüyalar, Masallar, Mitler)
  • " Çoğa sahip olabilen değil de, çok şey olabilen insan, bütünüyle gelişmiş ve gerçekten beşeri olan insandır." (Çağımızda Kişilik Sorunu)