Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 - M. Ertuğrul Düzdağ Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 kimin eseri? Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 kitabının yazarı kimdir? Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 konusu ve anafikri nedir? Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 kitabı ne anlatıyor? Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 PDF indirme linki var mı? Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 kitabının yazarı M. Ertuğrul Düzdağ kimdir? İşte Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: M. Ertuğrul Düzdağ

Yayın Evi: Med Kitap

İSBN: 9786054816767

Sayfa Sayısı: 400

Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Üstad Ali Ulvi Kurucu, Türkiyemizde ve Müslüman ülkelerde milyonların tanıdığı bir zat... Sevimli çehresi, Muhammedî güzel ahlâkı, ruhlara hitap eden millî, dinî şiirleri ve insanı manevî âlemlere alıp götüren gönül sohbetleri ile bir illim ve irfan önderi... Hayatının ilk yıllarını Konya'da geçirdikten sonra, Kahire'de El Ezher Üniversitesi'nde eğitim gören ve ömrünün geri kalanını Medine-i Münevvire'de geçiren Kurucu, 2002 yılında orada vefat etti. Ali Ulvi Kurucu'nun hatıraları hem Cumhuriyet sonrasındaki dönemde Türkiye'deki dine bakışı, hem Osmanlı'dan sonra dağılan İslam coğrafyasının durumunu, hem de önemli zatların etrafında geçen olayları aktarması bakımından önem arzediyor. Üstad M. Ertuğrul Bey, Üstad Mehmed Âkif üzerine çeyrek asırdan fazla süren deruni ve bereketli çalışmayla birlikte pek çok güzide eserden sonra, yine yüz akı bir çalışmayı başardı. Üstad Ertuğrul Bey’in usta kalemi Üstad Ali Ulvi Kurucu'nun hatıralarına eklenince hatıraların gergefinde önemli ipuçları bir girizgâh gibi önümüze açılıyor.

Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 Alıntıları - Sözleri

  • Dünyayı ahirete tercih ediyorsunuz..! ~√~
  • Selam veren kimse şunu demiş olur: Kardeşim emin ol, benden sana zarar gelmez... ~√~
  • "İhtilaf-ı metali" sebebiyle küre üzerine ezansız zaman yoktur" ~√~
  • "Çilelerin en büyügü peygamberlere, onlardan sonra evliyaya ve derecelerine göre büyüklere gelir.." ~√~
  • "Allahu Teâlâ zulm etmez. Kul, başına gelecekleri hak eder." ~√~
  • Allah'ım senden, faydalı ilim, bol rızık, bütün hastalıklardan da şifa diliyorum.. ~√~
  • Hac unutulmuş, Türk’ün hacca umreye gidebilmesi hayal olmuştu. Türkiye'den hacca tân 1947 yılına kadar resmen izin ve pasaport alarak hiç kimse gidememiştir. Türkler, İslâm dünyasından herşeyleri ile koparılmıştı..Yazısı, tarihi, mazisi, takvimi, kıyafeti, kanunu, cuması ve ezanı ile Türk, diğer Müslüman kardeşlerinden koparılmıştır... ~√~
  • Cenâb-ı Hak, bir nefis kendini değiştirmeden, onun halini değiştirmez. ~√~
  • Allah hiç kimseyi iki kalpli yaratmamıştır.. . ~√~
  • Lüzumsuz geç yatmak, insanın maddi ve manevi varlığına zarar verir. ~√~
  • "Nefsinize ne kadar hakim olursanız, o kadar hür yaşarsınız." ~√~
  • "Ashab-ı kiramım arasında, gerek sureti ve gerek sireti, yani gerek siması ve gerek ahlâkı, bana en çok benzeyen Cafer'dir." Hadis-i Şerif
  • "Çektiklerimiz, amellerimizin cezasıdır..." ~√~
  • Ayaklı kütüphane olmaya lüzum yok. Çok bilgili olmaya lüzum yok. Sahabe-i kirâm, bir rivayette beş âyet, bir rivayette on âyet ezberler; onlarla amel ettikten, onları hayatlarına tatbik ettikten, onlarla yaşamaya başladıktan sonra on birinciye geçerlerdi... Biz çok şeyler biliyoruz. Çok şeyler duyuyoruz. Ama maalesef parasının zekâtını vermeyen zengin gibi, bildiklerimizle amel etmiyoruz.
  • "Kur'an'ı Kerim, kıyamete kadar sönmeyecek bir nurdur, elhamdülillah..." ~√~

Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Şuraya güzel bir sürü söz sıralarım fakat bilirim eksik kalır.Bu kitap bütün güzel insanları bağrına basmış sanki.Kocaman yürekleri barındırmış sayfalarında.Devletim,dinim sözleri ile ve kalbimin orta yerine oturmuş bir sızı ile bitirdim kitabı.Konyalıyım,yıllardır bu güzel insanların bulunduğu camilere yürüme mesafesinde oturuyorum.Onca zaman nasıl kıymet bilmeden bastın o yollara diye kızarım kendime.Haciveyiszade yattığı mezarlıkta yürüme mesafesinde evime, okudukça utandım.Sonra ziyaretine gittim.Özrümü diledim.Dini için vakitlerini hazine gören bu insanların bulunduğu şehirde vakti kıymetsiz olan şeylere esir ettiğim için özür diledim.Duamı ettim.Okuyalım ki kalbimiz şöyle güzel insanları tanısın,dertleri ile dertlensin.İslam'ı yaşatma azmimiz olsun insallah.Dertlenerek okumanız duası ile,Allaha emanet olun (Tuğba Büyüksaraç)

19. yy da ne zâtlar geçmiş bu diyardan... İslam'ı hükümet bu milletten sökmeye çalışırken dökülen gözyaşları.. okudukça ağlayası geliyor insanın.. ve çok değil sadece bi 70-80 yıl önce "yaşayan" müslümanlar varmış çokça.. Bir asır öncesi kapkaranlık bir dönem gibi geliyor bana. Hürriyet deyipte insanlardan hürriyetlerini alan cani hükümeti gördükçe içi acıyor insanın. Nasıl yani bu kadarı da olur mu dedirtiyor kitap okudukça. Hele ki önceki insanların ne kadar güzel yaşadıklarını gördükçe ah diyorsunuz. Ama ümitvarım bu zamanda da var öyleleri; temiz kalıp arayana. Adnan Menderes'ten Mehmet Akif Ersoy'a kadar güzel zâtlardan hatıralarını aktarmış bize Üstad Ali Ulvi Kurucu. Ama ilk ciltte kendisinden pek bahsetmemiş. Merak ediyorum bu kadar çok mübarek zâtla bir arada bulunan bir kul nasıldır. İnşallah kitabın diğer ciltlerinde bunu öğrenebilirim. Son olarak kitaptaki bir hatırattan kısa bir kesit aktarmak istiyorum. Hükümet gözüne kestirdiği camileri, mescitleri yok ederken; Konyada bulunan bir mescidin minaresi kesildiği sırada imamın dilinden dökülen cümleler: "Bıçkın sesini işittikçe, Hazret-i Zekeriya kesiliyor sandım; bana çok dokundu.." (Miraç Akarsu)

Ali Ulvi Kurucu lise yıllarımda hocalarımdan ismini duyduğum derslerde hatırlarından sıkça zikredilen Konya'nın ve Türkiye'nin tanınmış alimlerindendir. Okuma serüvenimin başlangıcı da işte bu derslerde dinlediğim kıssaları merak etmemle oldu.. 9 yıl süresince aralıklarla okuduğum 4 ciltlik hatıratının ilk cildini dördüncü defa bitirmek nasip oldu.. . Ali Ulvi Kurucu 1922 yılında Konya dünyaya gelir. Aile mirası hafızlığını cumhuriyet döneminin en çetrefilli yasaklı yıllarında tamam eder. Babasının babası ve dahi babalarının mesleği hocalık suçtur o devirde. Canlı tanığıdır yaşanan hadiselerin..Hayat şartları Medine'ye hicret etmeye zorlar ailesini.. Bu süreçte yaşadıkları sıkıntılar ve teslimiyetin dimdik misali onu Ali Ulvi Kurucu yapmıştır.. Bu eser bir vesika niteliğindedir. İlk dönem Cumhuriyeti'nin inkılaplarının halk üzerindeki tesirini anlamak isterseniz muhakkak okuyunuz. (Afife)

Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 PDF indirme linki var mı?

M. Ertuğrul Düzdağ - Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı M. Ertuğrul Düzdağ Kimdir?

20 Kasım 1941 tarihinde Bursa'da doğdu. Baba tarafı, 93 (1877) Rus Harbi sırasında Lofça'dan ve Lofça'nın Düzdağ yaylasından gelen, ana tarafı Yenişehir'in yerlisi olan bir ailenin çocuğudur. İlkokulu Yenişehir ve Bursa'da okudu. Haydarpaşa Lisesi'ne yatılı olarak devam etti (1953-59). İstanbul Edebiyat Fakültesi'nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1965). Lisenin birinci sınıfından sonraki yıllarda, o sene edebiyat dersine gelen - Medine kadısı Halim Efendi'nin oğlu, Mehmed Âkif Ersoy'un talebesi, Birinci Millet Meclisi zabıt kâtibi ve MÜ İlâhiyat Fakültesi Tasavvuf ve İrşad dersleri hocası - Muallim Mâhir İz Bey'in (1895-1974) sohbetlerine devam etti; hizmetinde bulundu. Bu sayede müslümanca düşünmeye ve yaşamaya başladı. Fakülte yıllarında haftalık Yeni İstiklâl gazetesi ile basın hayatına girdi (1960). Şûle dergisinin neşrinde çalıştı ve yazdı (1962). İlim Yayma Cemiyeti'nin "İmam-Hatip Okulu'nu bitirme imtihanlarına dışarıdan girecek olan din adamları için" açtığı kurslarda Türkçe dersi verdi. Milliyetçiler Derneği ile Milli Türk Talebe Birliği'nin faaliyetlerine, Risâle-i Nur hizmetine, zamanın tanınmış ilim ve fikir adamlarının sohbetlerine devam etti; her çeşit İslâmî fikrî çalışmalara katıldı. İki yıllık yedek subaylık hizmetinden sonra Mâhir İz Bey'in kurucu müdürlüğünü yaptığı - Özel Fatih Erkek Koleji'nin ilk yıllarında idareci ve öğretmen olarak çalıştı (1967-72). Mehmed Âkif Bey'in kızı Feride Hanım'ın Mâhir İz Bey'en rica etmesi ve onun da kendisini vazifelendirmesi üzerine, o sırada İnkılâb Kitabevi tarafından - tekel olarak - yayınlanmakta olan "Safahat" baskılarının tashihlerini yaptı. Bu vesile ile eser üzerindeki - hâlen devam etmekte bulunan - ilmî çalışmalarına da başlamış oldu. On arkadaşıyla birlikte, üniversite çevrelerine hitap edebilmek gâyesiyle - isim babası olduğu - "Enderun" sahhaf-evinin kuruluşunda bulundu. Ancak hiç bir şekilde ticarete girmek istemediği için, maddî ilişkisini kesti. Fakülte mezuniyet tezi olarak - Eski Türk Edebiyatı dersi hocası ve Türkiyat Enstitüsü müdürü Prof. Fâhir İz Bey'in arzusu üzerine - Şeyhülislâm Ebussuûd Efendi'nin fetvaları üzerinde, Kanunî devrindeki hayatı tesbit maksatlı, "sosyolojik" bir araştırma yapmıştı. Sonraki yıllarda da - Erzurum Edebiyat Fakültesi dekanı Prof. M. Kaya Bilgegil Bey'in yanına çağırması ve doktora yapmasını istemesi üzerine - yüksek lisans tezi olarak "Volkan" gazetesi üzerinde çalıştı. Fakülte yıllarında yaptığı ve hâlen sahalarında tek olan bu çalışmalarını, daha sonra genişleterek yayınladı. Ancak üniversitelerde başlayan sol anarşi yüzünden, fakülteye intisaptan vaz geçti.Yakın tarih sahadaki çalışmalarına özel olarak devam etti. Resmî vazife ihtimalinden sâlim kalınca, sakal bıraktı (1976). Haftalık Sebil gazetesinde yazarlık ve genel yayın müdürlüğü yaptı (1976-80). Kendi kitaplarını neşretmek için MED Yayınevi'ni kurduysa da, sekiz kitap çıkardıktan sonra kapadı (1978-82). Diyânet Vakfı İslâm Ansiklopedisi'nin (İSAM) kuruluşunda vazife alarak çalıştı (1983-84). Altınoluk dergisinin çıkarılmasına yardım etti (1986). MÜ İlâhiyat Fakültesi Vakfı içerisinde Mehmed Âkif Araştırmaları Merkezi'ni kurdu. Âkif Bey'in hayatını yazdı. Safahat'ın ilk defa olarak karşılaştırmalı ilmî neşrini ve halk baskılarını hazırladı. Bu çalışmaları, Mehmed Âkif Bey'in vefatının ellinci yılında Merkez ve Kültür Bakanlığı tarafından yayınlandı. MÜ İlâhiyat Fakültesi Vakfı camiinin altındaki Merkez'in salonunda l960'lı yıllarda Milliyetçiler Derneği'nde başladığı -Safahat Sohbetleri'ne devam etti (1986-89). Günlük Zaman gazetesinde iki yıl (1987-89) ve Millî Gazete'de iki ay kadar (1993) köşe yazarlığı yaptı. Bir ara Zaman'a "yakın tarih" dizileri verdi (1994). Hepsine taraftar ve yardımcı olmakla birlikte, herhangi bir cemaat veya harekete 'tam intisap' edemediği için, daima yalnız çalıştı. Fikrî istiklâlini elinde tutabilmek uğruna, önce büyüklerinden kalanları ve son olarak - elli yıldır seçip topladığı - kütüphanesini sattı. İSAM kütüphanesine yakın olabilmek için Ümraniye'ye taşındı (2006). Siyasete, ticarete ve memuriyete girmedi. Lübnan ile Ürdün'e (1971) ve Londra'ya (1978), İslamî hizmet maksatlı iki kısa seyahatte bulundu.1985'ten sonra Hacc'a ve Umre'ye gitti. 1967'deki evliliğinden - bugün hepsi kendi yuvasını kurmuş olan - altı çocuk sahibi oldu. Yazar, millî elifbenin ve güzel Türkçe'nin tahrip edilmesi yüzünden, geçmişinden kopmuş olan yeni nesilleri, ecdâdın yüksek ahlâk ve fikirleri ile buluşturmayı kendisi için bir vazife ve gâye olarak benimsemiş bulunmaktadır.1960'dan beri yazıları ve 1969'dan itibaren çeşitli yayınevlerinde kitapları yayınlanmakta olan yazar, yakın tarih ve dinî fikrî hayatımız üzerinde araştırmaya ve düşünmeye devam etmektedir.

M. Ertuğrul Düzdağ Kitapları - Eserleri

  • Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1
  • Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 2
  • Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 3
  • Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 4
  • Mehmed Akif Ersoy
  • Barbaros Hayreddin Paşa'nın Hatıraları
  • Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 5
  • Mehmed Akif : Mısır Hayatı ve Kur'an Meali
  • Yakın Tarihimizde Dönmelik ve Dönmeler
  • Yakın Tarihimizde Gizli Çehreler
  • Mehmed Akif Hakkında Araştırmalar - I
  • Yakın Tarihin İçinden
  • Barbaros Hayreddin Paşanın Hatıraları - 2.Cilt
  • Mehmed Akif Hakkında Araştırmalar - II
  • Müslüman Aile
  • Kuleden Çalınan Hazine
  • Yakın Tarih Yazıları
  • Mehmed Akif Hakkında Araştırmalar - III
  • Akdeniz Bizimdi
  • Yakın Tarihimizde Irkçılık
  • Üstadım Mehmed Akif
  • Kayıp Arkadaşlar
  • İslam ve Irkçılık Meselesi / Yakın Tarihimizde
  • Eski Değirmenin Sırlar
  • Tarafsız Değilim
  • Uçurumdaki Ev
  • Mehmet Akif Ersoy Tefsir Yazıları ve Vaazlar
  • Kanuni Devrinde Osmanlı Hayatı
  • Türkiye'de İslam ve Irkçılık Meselesi
  • Dünden Yarına
  • Mehmed Âkif Ersoy
  • Başörtülü Melekler
  • Aman İrtica Olmasın!

M. Ertuğrul Düzdağ Alıntıları - Sözleri

  • Kaçanı çok koğucu olma, ihtimal ki zarar edersin. (Barbaros Hayreddin Paşanın Hatıraları - 2.Cilt)
  • Gençliğinde her haltı yemiş herife, anası kız ararken namazında niyazında, namuslu kız olsun istiyor. Senin oğlun namaz kılar mı, içkisi filan var mı, diye sorulduğunda, "Çok iyidir çok." deyip geçiştiriyor. (Müslüman Aile)
  • Rıza Nur, Hatırat' ının başka yerlerinde de Sabatayistlerden bahsetmektedir... Talât Paşa, Rahmi ve arkadaşları Selânik' te İtalyan Mason locasına girmişlerdi... Meşrutiyet ilân olununca, Rahmi, Talât ve arkadaşlarından çoğu İstanbul' a gelince, derhal İstanbul' da Mason locaları açtılar. Birçok Türkleri localara kaydettiler. Bunların mühim bir kısmı da Dönmeler idi.(c.1, s.260) Enver, Harb-i Umûmî ' de Harbiye Nazırlığı' nda müthiş bir irtikâp yapmıştır. Şuna buna binlerce altın vermiştir. Bunları sırf kendi emriyle Harbiye bütçesinden vermiştir. Bu paralar bu adamların yed-i irtikâbında kalmıştır. Bilhassa Dönmeler, çok paralar alıp yemişlerdir... İttihatçılar niçin düştüler, niçin mahv ü perişan oldular, niçin memleketi inkıraz mezarına koydular? İşte reculleri böyle ahmaktı. Hem ahmak, hem de cahildiler. Hem de Dönmelerin, Yahudiler'in avucunda idiler.(c.3, s. 928) (Yakın Tarihimizde Dönmelik ve Dönmeler)
  • O zamanlarda [1946-1952] 100 Türk Lirası 125 riyal ederdi. (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 2)
  • “ Olacak olsa gerek çar ü naçar, Gerek kalbin gen tut, gerek dar. “ (Barbaros Hayreddin Paşa'nın Hatıraları)
  • "Çektiklerimiz, amellerimizin cezasıdır..." ~√~ (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1)
  • Güneş batar, batan güneş tekrar doğar. (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 2)
  • "Sürahi kırılırsa kadeh ortada kalmaz; ey saki, baş gitse ayak payidar olmaz." (Barbaros Hayreddin Paşa'nın Hatıraları)
  • ... Dönmeler aslen ve ırken Yahudi olmakla beraber rûhen ve vicdânen dahi din-i İslâm' la bir alâkaları yoktur. Diğer Yahudiler gibi iki üç asırdan beri Türk ve İslamlarla kat'iyyen ihtilât etmeyerek ( kaynaşmayarak) kendi cemaatleriyle, âyin ve vicdan-ı husûsîleriyle ancemaatin ( toplu halde) yaşaya gelmişlerdir. ... Bin türlü riyâ ve sahte tavır ve kıyafetlerle büyük Türk kitlesi arasına sokularak pek çok servet kazanmışlar, memleketin büyük ticaret ve iktisat noktalarını elde ederek mühim ve mühlik (tehlikeli) bir âmil olagelmişlerdir. (Yakın Tarihimizde Dönmelik ve Dönmeler)
  • "Bu gibi bahislere "mezâlik-i akdâm” denir. Mezalik, mezlaka'nın cemi' hâli. Mezlaka, “kaygan yer” demektir. "Mezlaka-i akdam," ayakların kaydığı yer, mecazen, ilmî bahislerde hata yapılma ihtimali çok büyük olan, nazik, tehlikeli meseleler demektir. Kader meselesi de öyledir. Dinî, ilmî meselelerde yüzbinlerce bahis vardır. Âlimler bunların hepsinde ittifak ederler, beraberdirler. Fakat birkaçı önemli, çoğu teferruata dair birkaç yüz mesele de vardır ki, onlarda anlaşamazlar. Bunlara dair hepsinin kendisine göre haklı delilleri vardır." (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 2)
  • "İhtilaf-ı metali" sebebiyle küre üzerine ezansız zaman yoktur" ~√~ (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1)
  • Ya Resulallah! Senin gelip geçtiğin yolların tozunu, gözlerime sürme diye çektim. O mübarek yolların tozuyla sürmelenen gözlerimi Batı dünyasının yaldızlı dalaleti, gafleti boyayamadı, kamaştıramadı. Batının ilmini aldım, tekniğini aldım, fakat ruhunu almadım. Çünkü ruhu yoktu... Ruh, mana, aşk, vecd, senin yolunda senin dinindedir. Ne bahtiyardır o gönül ki, sana bir aşkla baglıdır. O aşkla yanar ve o aşkla yaşar. (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 3)
  • "Esasen ben heyecanla yazı yazamam. Her söz, her yerde ve her zamanda söylenmez. Düşüne düşüne yazmak lâzımdır. Müsvedde yaparım, üzerinde çalışırım... Yani her gün yazmam mümkün değildir. (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 4)
  • Ne hicrandır ki: En şevketli bir mâzî serâb olsun; O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun! (Mehmed Akif Ersoy)
  • "Sürahi kırılırsa kadeh ortada kalmaz; ey saki, baş gitse ayak payidar olmaz" (Barbaros Hayreddin Paşanın Hatıraları - 2.Cilt)
  • "Tarihte bu kadar zulme, bu kadar hıyanete uğramış bir hanedan daha var mıdır? (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 2)
  • "Sürahi kırılırsa kadeh ortada kalmaz; ey saki, baş gitse ayak payidar olmaz" (Barbaros Hayreddin Paşa'nın Hatıraları)
  • Selam veren kimse şunu demiş olur: Kardeşim emin ol, benden sana zarar gelmez... ~√~ (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 1)
  • Fakir bazı şeylerden mahrumdur, cimri her şeyden. (Müslüman Aile)
  • İşte bu sefil dünyada o bahtiyarlardan olmak emeliyle sürünmedeyiz. (Üstad Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar 5)