Uyanın Artık! - Muazzez İlmiye Çığ Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Uyanın Artık! kimin eseri? Uyanın Artık! kitabının yazarı kimdir? Uyanın Artık! konusu ve anafikri nedir? Uyanın Artık! kitabı ne anlatıyor? Uyanın Artık! kitabının yazarı Muazzez İlmiye Çığ kimdir? İşte Uyanın Artık! kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Muazzez İlmiye Çığ

Yayın Evi: Kaynak Yayınları

İSBN: 9789753438445

Sayfa Sayısı: 288

Uyanın Artık! Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şimdiye kadar hoşgörü, demokrasi diyerek yolu açanlar tehlikeyi ne yazık ki görmediler. Onların arkalarında, Cumhuriyet'i yıkım planı olduğunu, din devletinin de temellerinin atıldığını hâlâ algılamayanlar var. Demokrasi, milletvekillerini Meclis'e soktuktan sonra onları kendi hallerine bırakıp "istediğinizi yapın" demek değildir. Görevlerini yapmadıklarında derhal tepki gösterilmelidir.

Muazzez İlmiye Çığ'dan vatandaşlık tepkileri… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e, Deniz Baykal'a, Kemal Kılıçdaroğlu'na, Doğu Perinçek'e, Devlet Bahçeli'ye, Talat Halman'a, Ertuğrul Günay'a, Süheyl Batum'a, Birgen Keleş'e, Ömer Dinçer'e, Fazıl Say'a, Murat Bardakçı'ya, Fatih Altaylı'ya, Levent Kırca'ya, Çağdaş Cengiz'e mektuplar… Atatürk Devrimleri, laiklik, kadın sorunu ve dil üzerine yazılar...

(Tanıtım Bülteninden)

Uyanın Artık! Alıntıları - Sözleri

  • Allah'ın adına sığınıp, mal üzerine mal, altın üzerine altın koyup ülkeyi soydular.
  • Eğer Türkçesinden Nur Suresi'nin 30. ayetini okusaydınız kendinizi ona göre ayarlar, kadınları insan olarak düşünür, hep seks makinası olarak görmezdiniz.
  • Atatürk, devrimlerini, halkın ayağına gidip, onlara yapacaklarını ve nedenlerini anlatarak başardı. Hiç onlara din yönünden bir şey söylemedi. Eğer halkımız ona inanmasaydı devrimler çoktan yok olurdu. Eğer onlar yok olmaya başladıysa halktan değil yalnız aydın olmayan, aydın görünen okumuş sınıfın yüzündendir.
  • Bu vatan çocuklarımıza bırakmak istediğimiz vatan mı?
  • Ülkem için, halkımız için içim yanıyor. Ülkemiz korkunç bir uçuruma doğru gidiyor. İçimiz, dışımız düşmanlarla sarılı, gemi batmakta. Bunları görmüyor, fark etmiyorsanız keyfinize bakın paşa hazretleri.
  • Atatürk " Türk çalışkandır, zekidir." demiştir. Siz ise başa geçer geçmez alınteri ve büyük bir özveriyle yapılmış o güzel tesisleri satıp satıp yediniz, yedirdiniz.
  • Atatürk için hem kendi onuru hem devletinin onuru her şeyden üstündü. Attığı adımlar ve sarf ettiği sözler de hep hesaplıydı. Aklının estiği gibi hareket etmez ve konuşmazdı. O yüzden bütün dünyada saygı görürdü.
  • Kolay değil ama bu ülke ancak sizin gibi idealist ve çalışkan gençlerin omuzlarında ve önderliğinde rayına oturabilecek.
  • Dininizin görevlerini yapmakta özgürsünüz ama onu başkalarının yaşantısına sokmaya hakkınız olmadığını da düşünün.
  • Doksan beş, yaşlanmak mı demek? Ben yaşlandım diyemem. Bakmayın öyle yüzüme, Yılların izi nedir, diye Yaşlılık bence yüzde değil, gönülde, gönülde
  • İnsanlarımız düşünmeden koyun gibi birinin arkasına takılıyor, o ne yaparsa eyvallah!
  • Laiklik demokrasinin anasıdır; laik olmayan bir ülkede demokrasi yok demektir. Demokrasi, her bireyin kendi sınırı içinde özgür olmasıdır. Bu insan haklarını da içine alır. Ben, başkasının zararına olmadan istediğimi yapmakta özgürüm. Başkası da benim bu özgürlüğüme karışamaz.
  • Ülkemizde Atatürk unutulmakta iken birden canlanmaya başladı. Karşı devrimin ayak sesleri iyice duyulunca birden insanlarımız uyandı. Eskiden konuşmalarımda Sümerlilerden söz etmemi isterlerdi, şimdilerde ise Atatürk ve Türk Devrimi hakkında konuşturuyorlar beni. Atatürk olmasaydı ne dilimizden ne Türklüğümüzden haberimiz olacaktı.
  • Hayatımın son günlerinde ülkem için, halkımız için içim yanıyor. Ülkemiz korkunç bir uçuruma doğru gidiyor. İçimiz, dışımız düşmanlarla sarılı, gemi batmakta. Bunları görmüyor, fark etmiyorsanız keyfinize bakın paşa hazretleri.
  • Gerçek dindarlık abdest namaz değil, dürüst olmak, çalmamak, çalanları, kötülük yapanları korumamak, iftira atmamak, yalan söylememek, devlet malını kendi malın gibi korumaktır. Kadına, kıza kendi kardeşin, kızın gibi bakacaksın.

Uyanın Artık! İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Uyanın Artık!" isimli eser Mustafa Kemal Atatürk'ün sadık takipçilerinden biri olan Son Sümer Kraliçesi Muazzez İlmiye Çığ'ın; Atatürk devrimleri, laiklik, türban, Türkçe, Sümer tarihi gibi konulardaki yazılarının yanı sıra AKP Genel Başkanı Recep Tayyip'e, Doğu Perinçek'e, Devlet Bahçeli'ye, Necdet Özel'e ve kendi arkadaşlarına yazdığı kimi mektupları ihtiva etmektedir. Muazzez Hanım'ın özellikle siyasilere yazdığı mektupları ve laiklik hakkındaki görüşlerini faydalı buldum. Yakın geçmişimizde olan olayları tekrar hatırlamak ve bu olaylar üzerine yüz asırlık bir çınarın yorumlarını okumak isteyen herkese bu eseri gönül rahatlığıyla önerebilirim. (—A—)

Sayin Muazzez hanım Yazdığı bu kitapta aslinda bize hem gördüklerine kayitsiz kalmamayi ve vatanini seven herkesin bunu nasil takip etmesi gerektiğini de öğretiyor. Sayin Muazzez hanim. Tüm hayatini Turkiyenin Tarihini ve daha ileriye gitmesi için çıkarımlarini paylasarak ve öğreterek geçirmiş... (mesut Demirtaş)

Kitabın Yazarı Muazzez İlmiye Çığ Kimdir?

Muazzez İlmiye Çığ, (20 Haziran 1914, Bursa), Türk sümerolog.

Biyografi

Ailesi köken olarak Kırımlı göçmenlerden olup babası Kırım'dan Amasya, Merzifon'a, annesi ise Kırım'dan Bursa'ya göçmüştür. Ailesi İzmir'de yaşamaktayken, 15 Mayıs 1919 tarihinde meydana gelen İzmir'in işgali ardından daha güvenli bir yer olan Çorum'a yerleşti.

Eğitim ve kariyer

İlkokula Çorum'da başladı. Daha sonra ailece Bursa'ya taşındılar. Bursa'da özel bir okul olan Bizim Mektep'te Fransızca ve keman dersleri aldı. 1926'da sınavla Bursa Kız Muallim Mektebi'ne (Bursa Kız Öğretmen Okulu) girdi. 1931 yılında mezun oldu ve babasının da öğretmenlik yapmakta olduğu Eskişehir'e tayin oldu. Eskişehir'de öğretmenlik mesleğini dört buçuk yıl yaptı.

15 Şubat 1936 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Hititoloji bölümüne kaydoldu. Nazi Almanyası'ndan Türkiye'ye iltica etmiş olan ve Ankara Üniversitesi'nde dersler veren Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock'dan Hitit Dili ve Kültürü derslerini, Prof. Dr. Benno Landsberger'den Sümer ve Akad Dilleri ve Mezopotamya Kültürü derslerini aldı. 1940 yılında Ankara Üniversitesinden mezun olduktan sonra İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivine uzman olarak atandı. Aynı yıl Kemal Çığ ile evlenmişti. Müzede çalıştığı 31 yıl boyunca meslektaşı Hatice Kızılay ve Dr. F. R. Kraus ile birlikte müzenin deposunda bulunan Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip, sınıflandırıp numaralandırdı, 74.000 tabletten oluşan çivi yazılı belgeler arşivini oluşturdu, 3.000 tabletin kopyasını yapıp katalog halinde yayımladı.

1957'de Münih'teki Oryantalistler Kongresi'ne katıldı. 1960'da Heidelberg Üniversitesi'nde altı aylık bir çalışma yaptı. 1965'de Roma'da sergilenen Hitit sergisini bu şehirden alarak Londra'ya götürdü. 1972'de emekliye ayrıldı.

Emeklilikten sonra bir süre yurtdışında yaşayan Muazzez İlmiye Çığ, 1988'de Philadelphia'daki Asuroloji kongresine katıldı. Prof. Kramer'in History Begins at Sumer adlı kitabını Türkçeye çevirdi ve kitap 1990'da “Tarih Sümerle Başlar” adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı. Kitabın çok ilgi görmesi üzerine 1993'te çocuklara yönelik Zaman Tüneliyle Sümerlere Yolculuk da dahil Sümer ve Hitit kültürlerini tanıtan 13 kitap yazdı.

Muazzez İlmiye Çığ Kitapları - Eserleri

  • Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni
  • Gilgameş
  • Sumerli Ludingirra
  • İnanna'nın Aşkı
  • İbrahim Peygamber
  • Uygarlığın Kökeni Sumerliler - 1

  • Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği
  • Sumerlilerde Tufan Tufan'da Türkler
  • Hititler ve Hattuşa
  • Atatürk ve Sumerliler
  • Uygarlığın Kökeni Sümerliler 2
  • Zaman Tüneliyle Sümer'e Yolculuk
  • Ortadoğu Uygarlık Mirası -1

  • Sumerliler Türklerin Bir Koludur
  • Ortadoğu Uygarlık Mirası -2
  • Atatürk Düşünüyor
  • Uyanın Artık!
  • Vatandaşlık Tepkilerim
  • Sümer Hayvan Masalları
  • Atatürk Düşünüyor

  • Çam Bayramı
  • Sevgili Çocuklar
  • Yandı İçim

Muazzez İlmiye Çığ Alıntıları - Sözleri

  • "Babil kulesinin, Mezopotamya'nın ziguratları olduğuna kuşku yok. İbraniler onları yıkılmış halde gördüler. Bu yıkılmış ve harap olmuş kule kalıntılarının, insanların korumasızlığını, güce karşı duyulan isteğin insanlara verdiği üzüntüleri sembolize ettiğini söylüyor." (Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni)
  • Ayrıca Türk gençliğini laikliğin dışında yetiştirmeye yeltenecek olanlar, bu devlete, bu ulusa en büyük kötülüğü yapmış olacaklardır. (Atatürk Düşünüyor)
  • El ele uyumak iyidir. Kalp kalbe uyumak daha tatlıdır (İnanna'nın Aşkı)
  • Alım satım, borçlanma, kira, miras bölüştürme gibi her türlü hukuksal işlerin birer yazılı antlaşma ile yapılması ilk Sümerlilerde başlamıştır. Evlenme boşanmalar da, yasal sayılması için yazılı bir antlaşma ile kanıtlanmalıydı. Taşınmaz mallar ilk olarak bir kadastro yoluyla Sümer'de güvenceye alınmıştır. Vergi dengesizliğini, kırtasiyeciliği, zorbalığı, rüşveti önlemek, kadın ve erkeğin eşit işe eşit ücret almasını sağlamak amacıyla ilk reform yapan yine Sümerliler olmuştur. (Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni)
  • "Evrenin yaratılışı hakkındaki bilgiler, çeşitli şiirlerin giriş kısımlarından alınmıştır. Bu yazılara göre ilk önce büyük bir karışıklık gerçekleşiyor ve her tarafı şu kaplıyor. Bu suyun Namma adlı bir tanrıçası vardı. Bu tanrıça bu sudan bir dağ çıkarıyor. Bu dağın üstü gök, altı yerdir. Bu ikisinin birleşmesinden Hava Tanrısı Enlil oluyor. Enlil bu dağı ikiye ayırıyor ve üstünü Gök Tanrısı An, altını da Yer Tanrıçası Ninki ile Enlil alıyorlar. Yer dişi olarak algılanıyor. Böylece yer, gök ve hava yaratılmış oluyor. Enlil adındaki lil hava, soluk ve ruh anlamına gelmektedir. Genişleyen hareket eden bir varlık olan lil bizim atmosferimizle özdeş. İlginç olanı, tanrının yazdırdığına inanılan hiçbir din kitabında, havadan söz edilmemesidir. Güneş, ay, gezegenler ve yıldızların hemen hepsi aynı maddeden oluşmuşlar, fakat ayrıca çeşitli aydınlatma ile donatılmışlar. Gök ve yeri her taraftan kuşatan bir deniz vardı ki, hepsi bunun içinde sanki hareket etmeden duruyorlardı. Gök, kubbe şeklinde tek bir maddeyle örtülmüş olarak algılanmış. Bu maddenin ne olduğu bilinmiyor. Fakat Sumerliler kalaya gök madeni dediklerine göre belki göğü kalaydan oluşmuş gibi düşünmüşlerdir. Göğe büyük yüksek, deniyor. Burada gök ve yeryüzü tanrıları oturuyor. Yer de, yeryüzü ile onun altından oluşuyor ki, buna da büyük aşağı deniyor. Burada da yeraltı tanrıları bulunuyor." (Uygarlığın Kökeni Sumerliler - 1)
  • Bütün bu görevlerin üstünde en önemli görev rahibelerin tapınak fahişeliği idi. Bu rahibeler tanrı namına seks yaptıkları için kutsal sayılıyordu. Bu yüzden onların diğer kadınlardan ayrılmaları için başlarını örtmeleri zorunlu idi. Bu baş örtmeyi İÖ 1600 yıllarında bir Asur kralı yaptığı kanunda evli ve dul kadınlara da uygulamaya başlamıştır ki, böylece onları da meşru seks yapan kutsal kadın sınıfına sokmuştur. Bu adet daha sonra Yahudi kadınlarına uygulanmış. Hıristiyanlıkta rahibelerin baş örtmesi şeklinde sürmüş. Müslümanlıkta ise erkekten kaçma haline dönüşmüştür. (Uygarlığın Kökeni Sümerliler 2)

  • Bilmem biliyor musunuz, suyu ve sıcağı bol olan bizim ülkede hurma ağacı pek çoktur.En önemli meyvemizdir hurma .Üzüm bağlarımız da var ,fakat üzümü daha çok şarap yapmak için kullanıyorlar . (Zaman Tüneliyle Sümer'e Yolculuk)
  • Dumuzi, bir elini İnanna'nın kalbine koyarak "El ele uyumak tatlıdır, kalp kalbe uyumak daha tatlıdır" diyor. (İnanna'nın Aşkı)
  • Sumerliler gökyüzünü incelemişler; ayın hareketlerine göre seneyi otuzar günlük 12 aya bölmüşler. Güneş sistemine göre de her yıl artan 10 günleri toplayarak üç yılda bir seneyi 13 ay yapmışlar. (Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni)
  • Kral Hammurabi ( biz hâlâ "kanun, kanun" diye uğraşaduralım) meşhur kanununda, kira ile ilgili maddeleri sıralayıvermiş bile. Kiradan sonra bina ile ilgili diğer hususları da ihmal etmemiş. Çamurdan yapıp pişirdiği ve çivi ile yazdırdığı kanun kitabında inşaatçıların hileye sapmalarını önlemek için için de demiş ki: "Eğer bir mimar, bir şahsa bir ev yapar da sağlam olmadığı için yıkılırsa ve bu suretle evin sahibinin ölümüne sebep olursa kendisi de öldürülecek, sahibinin oğlu ölürse mimarın da oğlu öldürülecek, kölesi ölürse yerine başka bir köle verilecek, eğer eşyalara zarar vermişse bütün eşyaları tazmin edecek ve evi sağlam yapmadığı için yıkıldığından tekrar onu yapacak ve ev sahibinden para istemeyecektir. " (Ortadoğu Uygarlık Mirası -2)
  • "El ele uyumak tatlıdır,kalp kalbe uyumak daha tatlıdır." (İnanna'nın Aşkı)
  • Bizim devletimizin ve halkımızın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Onları bir bir anlatmaya kalksam kitaplar almaz. (Sumerli Ludingirra)
  • Zaman zaman Dada'ya "Ben öğrendiklerimi sana anlatıyorum. Acaba seni sıkıyor muyum?" diye sorardı. Arkasından "Atalarımız 'Biliyorsan neden öğretmiyorsun?' demiş, ben de bildiğimi birine anlatmazsam rahat edemiyorum." diye eklerdi. (Zaman Tüneliyle Sümer'e Yolculuk)

  • Türkiye'de Atatürk Devrimi'yle birlikte tam üç devrim birden yaptık. 1- Rönesans, 2- Sanayi Devrimi, 3- Fransız Devrimi. (Atatürk ve Sumerliler)
  • Benim için sevgi her şeyden üstün. Saygı sevgiyle olursa değeri var. Korkudan gelen saygının hiç önemi yok. (Atatürk Düşünüyor)
  • Cinsel gücü sağlamak için, ister kadın, ister erkek olsun, ona siyahlar giydiriyor büyü yapan. Orasına burasına siyah yünler bağlıyor. Sonra onların hepsini çıkartıp nehre atıyor ve "Bunları bu kimsenin üzerinden aldığım gibi, o her ne günahtan bu hale geldiyse, onun günahı da böylece üzerinden alınsın!" diyor. (Hititler ve Hattuşa)
  • Tanrı adına insanlari sömürmek. Tarih boyunca ya Tanrılar adına ya da yö- neticiler adına insanlar sömürülmüş, durmuş" dedi. (Hititler ve Hattuşa)
  • Sümerlilerin 6000 yıl önce Asya topraklarından gelip yerleştikleri yer, bugünkü Bağdat şehrinin biraz kuzeyinden başlayarak Basra Körfezi'ne kadar uzanan Mezopotamya'nın alt yarısını kaplamaktadır. Burada iklim çok sıcak ve kurak. Toprağı kuru ve verimsiz. Nehirlerin geçtiği dümdüz bir arazi. Ne maden, ne de taş görünüyor etrafta. Bol kamışlık ve sazlıkla kaplı. İşte böyle bir yere gelip yerleşen Sümerliler, bir zaman sonra üstün yetenekleri ve çalışkanlıkları ile kanallar açarak kuru toprağı sulamışlar, bataklıkları kurutmuşlar, orasını her türlü ürünü elde edebilecekleri tarlalar ve bahçelerle donatmışlar. (Uygarlığın Kökeni Sümerliler 2)
  • Cumhuriyet sonrası verilen Ekim, Kasım, Aralık, Ocak ay adları dışında diğer ay adları çeşitli kültürlerden gelmedir. Şubat-Akadca, Mart-Latince, Nisan/Nisag - Sumerce, Mayıs-Latince ( Hermes'in annesi Maya'dan geliyor), Haziran-Aramice, Temmuz/ Dumuzi- Sumerce, Ağustos- Latince, Eylül- Akadca. (Ortadoğu Uygarlık Mirası -2)
  • Bizim annelerimiz ve babalarımız hep öğretmene saygılı olmamızı, okulu sevmemizi söylerler. Öğretmenler kutsal kimselerdir bizim için. Sizce de öyle değil mi? Bize okumayı yazmayı bütün bilgileri, büyük bir özveri ile öğreten onlar. Ama bazen onların bu değerini unutup arkalarından söylendiğimiz de olmuyor değil. (Zaman Tüneliyle Sümer'e Yolculuk)