Ya / Ya Da - Soren Kierkegaard Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Ya / Ya Da kimin eseri? Ya / Ya Da kitabının yazarı kimdir? Ya / Ya Da konusu ve anafikri nedir? Ya / Ya Da kitabı ne anlatıyor? Ya / Ya Da PDF indirme linki var mı? Ya / Ya Da kitabının yazarı Soren Kierkegaard kimdir? İşte Ya / Ya Da kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Soren Kierkegaard

Çevirmen: Nur Beier

Tasarımcı: Füsun T. Elmasoğlu

Orijinal Adı: Enten-Eller

Yayın Evi: Alfa Yayınları

İSBN: 9786050381849

Sayfa Sayısı: 976

Ya / Ya Da Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Varoluşçu felsefenin öncülerinden Danimarkalı filozof Søren Kierkegaard Ya/Ya da’da insan varoluşunun estetik ve etik evrelerine ışık tutuyor. Victor Eremita müstear ismiyle yayımlanan eserin ilk kısmında Kierkegaard, Epikürcü bir hazcılığı savunan genç bir adamın ağzından konuşuyor. Birinci kısımdaki estetik yaşam tarzına cevap niteliğinde olan ikinci kısmın konusunu etik yaşam tarzı oluşturuyor ve Yargıç Wilhelm’in ağzından anlatılıyor. Birinci kısımdaki şiirsel anlatımın yerini somut bir dil alıyor ve görev bilinci ve evlilik kavramlarına yoğunlaşılıyor.

Varoluşçu felsefenin başyapıtlarından Ya/Ya da’da Kierkegaard insan varoluşunun evrelerini gözler önüne seriyor ve etik yaşam tarzının “ya/ya da”yla başladığını, kişinin kendisinin seçmesiyle mümkün olabileceğini belirtiyor.

Ya / Ya Da Alıntıları - Sözleri

  • "Tiyatronun kulisinde yangın çıkmış. Bir soytarı sahneye çıkıp seyircileri haberdar etmiş. Herkes şaka yapıyor sanmış. Ben dünyanın, bunun bir şaka olduğunu sanan cin fikirli şaka severlerin alkışları arasında yok olacağını düşünüyorum."
  • “Zira haliyle bir insanın hayatı yalnız yiyecek içecekten ibaret değil; ruh da ihtiyaçlarının karşılanmasını talep eder.”
  • “Benzer benzerle bilinir.”
  • "Kendini seçmek cesaret ister."
  • “Evet, gelin bir an susalım ve fırtınanın müziğini dinleyelim, kıvrak istikametini, yürekli isyanlarını ve denizin küstahça kükreyişlerini dinleyelim ve ormanın ürkekçe iç çekişini ve ağaçların çaresiz çatırtısını ve çimenlerin bitkin hışırtısını.”
  • “(...) çünkü sadece hatıralardaki aşk mutludur.”
  • “Herkes saltanat sürmek istiyor ama hiç kimse sorumluluk istemiyor.”
  • “Hayata bakışım tek kelimeyle anlamdan yoksun. Kötü bir ruh burnumun üzerine bir gözlük yerleştirdi herhalde, gözlüğün bir camı dev gibi büyütüyor, öbür camı aynı ölçüde küçültüyor.”
  • “Mücadele yoksa aşk sona ermiş demektir.”
  • “sadece hissedecek yüreği olan tabiatlar tarafından anlaşılmak istiyor.”
  • “Şan, ilim, şöhret, Dostluk, zevki sefa ve servet, Hepsi bir yel, bir duman, Daha doğrusu, hepsi bir hiç.”
  • “Hangi ses mutsuzunki kadar cana yakın, hangi ses kendi dertlerini anlatan mutsuzunki kadar büyüleyicidir.”
  • İnsanlar ne kadar garip! Sahip oldukları özgürlükleri hiç kullanmıyorlar da sahip olmadıklarını talep ediyorlar; düşünce özgürlükleri var, onlar ifade özgürlüğünde diretiyor.
  • "..Hiç bir silah anımsama sanatı kadar tehlikeli değildir.!"

Ya / Ya Da İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İkinci kez okuduğum kafamda depremler yaratan bu hazineyi inceleme cesaretinde bulunuyorum.... Kierkegaard tanıştığım günden beri ruhumu saran ve etkisinden çıkamadığım nadir isimlerden.... Hem düşünür hem şair olması oldukça etkileyici. Kierkegaard.... Kierkegaard kitaplarının yayınında da maskesini çıkartmaz. Hep müstear adla kitaplarını yayınlar. Onun eserlerinde niçin müstear isim kullandığı hakkında çeşitli yorumlar vardır. Bunlardan en tutarlısı kendisinin gerçeklik görüşüyle bağdaşan olanıdır. O, gerçekliğin ya da hakikat denen şeyin başkalarına bildiremeyen bir şey olduğu inancındadır. Yani bir şey gerçeklik olarak başkasına anlatılabiliyorsa o şey gerçek değildir. Hakikatin özü zaten başkalarına anlatılamaz oluşudur. Bu bağlamda o kitaplarında takma isim kullanarak eserlerinde hakikati bildirdiği iddiasında olma kaygısından kendisini kurtarmak istemiştir. hayattaki gerçek problemler pratik tek tek sorulardır. Sorulması gereken soru bunun ya da şunun yapılması gerekir mi sorusu olmayıp; aksine ben’in yani belirli bir insanın belirli bir durumda bunu ya da şunu yapmak zorunda mıdır sorusudur. Bu tür problemler varoluşa dair problemlerdir. Felsefe anlamlı olmak istiyorsa kendisini varoluşa ait bu sorulara vermelidir. ”Sadece varoluşa dair bilgi gerçek bilgidir”. O, Hegelvari bir sentezin sadece soyut düşüncede ve fikirde olduğu, buna karşın gerçek yaşamda zıtlıkların her zaman etkin olduğu görüşünü savunur. Bunun yanında etik alanında her zaman “ya / ya da” arasında radikal bir karar verme sürecinin etkili olduğuna inanır. Bu bağlamda özsel varoluşla, insanın meslekle, gelirle, beslenmeyle koruduğu dışsal varoluş arasında bir ilişki söz konusu değildir. Varoluş, en içsel öz, tek tek bireyin anlaşılmaz olan özü, mistik anlamda kendi olmaktır. ''Kendi olmak, sonsuzluk ve sonluluktan oluşan bir sentezdir.'' Kitap aslında insanın varoluş evrelerini farklı boyutlardan ele alıyor. Kierkargaard'ın kendi sözüyle kitabı özetleyecek olursam'' İnsan kendi seçimlerinin ürünüdür.'' (eda)

Vee beklediğim o an gelmiş bulunuyor, yaklaşık 6 ay önce öneri üzerine aldığım kitaplardan biriydi ve kendi kendime asla bitmeyecek diye evhamlanıyordum ama sonunda bitirdim ve mutluyum. Kitap başlı başına melankolik bir zihinle yazılmış bu şaşırtmadı elbette ama müziğe olan aşkına çok şaşırdım, beni en çok bu etkilemiştir. Okumak isteyenlere tek tavsiyem: Hemen bitmesi için çabalamak yerine sayfaların tadını çıkarın çünkü hemen bitmiyor :)) (Mert kılıç)

BİR KİERKEGAARD KOLAY YETİŞMİYOR...: Bu kitapta neyi beğenebilirsiniz? -Kierkegaard, okuyucunun kendi yolunu bulmasını istemiş. Ya şöyle Ya da böyle rehberliği biraz da oradan geliyor. Bu anlamda, bu rehberlik çok hoş. -Hegel'e alternatif olma mahiyetinde yazdığı bir metin.Ben pek ahım şahım bir felsefe okuru değilim ancak Hegel gerçekten çok anlaşılmaz. Ahım şahım felsefenin içinde olmak lazım. Tercih meselesi. -Kierkegaard'ın en aşık döneminde kaleme alınış. Aşk ve evlilik ile ilgili çok ama çok fazla malzeme var. Ancaaaaaak; Bu kitapta ne hoşunuza gitmeyebilir? Dediğimizde... -O ne Don Giovanni güzellemesi öyle yahu. Başladı Don Giovanni bitti Don Giovanni...eh ama. -900 Küsur sayfa...Ben, bir boşluk bulduğum zaman okuyayım diye kitap çantamdadır. Bu kitap mobil değil. Bildiğin tuğla gibi. -Ve dolayısıyla çok fazla "gereksizlik" barındırıyor. -Bu konuda ahkam kesebiliyorum çünkü, Kierkegaard, kalemine sakınmamış, yazmışta yazmış. Dönemin eleştirmenleri de buradan vurmuş hatta onu en çok bu eleştiriler üzmüş...? -Bir de tam bir kaçak dövüş izliyorsunuz. Konunun özü bir cümle, açılım -zaman zaman- 80-90 sayfayı bulabiliyor...tahammül gerekli. -Kitabı okumadan önce, Kirkegaard'ın hayatına oldu ki göz gezdirmediniz...bir çok şeyi anlamakta güçlük çekebilirsiniz. En çok, hiç bir yerinde bahsetmediği Babasının etkisi tabii ki. Ezcümle, Neden 10 verdin o halde; Bu gibi kitapların bence tek notu var; 10! Ha sen 9 verip, Kartezyen bir akılla bunun ontolojisini de hem de burada açıklarsın, boyun ona yetiyordur...o halde buralarda ne ararsın. Yani bence 10 harici not; olmaması "bak burada buna dikkat etmen lazım" değil de; "Elbette, 'Ben' daha iyisini yazardım anlamına geliyor -benim için-de ondan. Bir kere geri dönüp baştan okumam. (yukarıda saydığım sebeplerden dolayı) fakat ara sıra bazı yerlerine yeniden dönüş yapabilirim. Kötü tarafı bol diye de yerlere vurmayalım. Sonuçta bir Kierkegaard kolay yetişmiyor. (Arda)

Ya / Ya Da PDF indirme linki var mı?

Soren Kierkegaard - Ya / Ya Da kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ya / Ya Da PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Soren Kierkegaard Kimdir?

Soren Aabye Kierkegaard (1813-1855), Danimarkalı filozof ve teolog.

Kierkegaard dindar babasının etkisiyle din eğitimi alarak ve katı bir dini atmosfer içinde yetişti.Tüm yaşamında bu çocukluğun etkisi görülür.Kendisi de dinsel düşünceleri olan birisi olmakla birlikte sürekli din adamlarıyla, kurumlarıyla ve düşünceleriyle çatışma halinde oldu. Mevcut Hıristiyanlığın yozlaşmış olduğunu ileri sürdü ve Hıristiyan inancinin tamamen yenilenmesine yönelik eleştiriler geliştirdi. Kierkegaard, din ve Tanrıyı tamamen bireysel bir konu olarak değerlendirdi. Bu yönde giderek sistematik felsefenin bireyi göz ardı eden bütüncüllüğünü de reddetti. Felsefesinde bireyi merkeze aldı.

Felsefesi

Kierkegaard, varoluşçuluğun öncülerinden sayılır.Varoluşçu felsefe bir bakıma her varoluşçu filozofta kendine özgü bir nitelik kazanarak ayrıca tanımlanır, ancak bilinen genel nitelikleri ve felsefi özgürlüğü açısından varoluşçuluğun kurucu isimlerinin başında Kierkegaard sayılmaktadır. Kierkegaard'ın belli bir felsefî sistematik geliştirmediği doğru olmakla birlikte (Kierkegaard bu anlamda Nietzsche gibi bağımsız ve dizgesiz filozoflardandır), kullandığı kavramlar ve felsefe yapma tarzı sonradan varoluşçu felsefelerde görülen nitelikleri barındırır. Kierkegaard'ın itiraz ettiği ve sürekli eleştirdiği filozof Hegel'dir. Hegel'in rasyonalist ve sistematik felsefesi Kierkegaard için kabul edilemezdir.Varoluşçu felsefelerde görülen kavramların çoğunluğu öncül olarak Kierkegaard'da görülür: saçma, bunaltı, korku ve kaygı.Kierkegaard'ın felsefî sorunsalı bir bakıma mevcut Hıristiyanlık içinde ve hatta karşısında nasıl iyi bir Hıristiyan olunacağı noktasına da bağlıdır. Kierkegaard, felsefe tarihinin soyut mantıksal kurgularla geliştiğini ve bu nedenle bireyi, bireyin gerçek yaşamını gözden kaçırdığını düşünür.Ona göre varoluş, somut ve öznel insanın yaşamıdır.Bu nedenle felsefe somut düşünmeye, yani varoluşa yönelmelidir.

Soren Kierkegaard Kitapları - Eserleri

  • Baştan Çıkarıcının Günlüğü
  • Korku ve Titreme
  • Ölümcül Hastalık Umutsuzluk
  • Kahkaha Benden Yana
  • Kaygı Kavramı
  • Felsefe Parçaları ya da Bir Parça Felsefe
  • Kendinizi Sevmeyi Unutmayın
  • Hakikat Şaraptadır
  • Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş
  • Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir
  • Aforizmalar
  • Meseller
  • Tanrı'ya İhtiyaç Duymak
  • Tekerrür
  • Evliliğin Estetik Geçerliliği
  • Ya / Ya Da
  • Etik-Estetik Dengesi
  • İroni Kavramı
  • Şimdiki Çağ-Başkaldırının Ölümü Üzerine
  • Müzikal Erotik
  • Sevginin İşleri
  • Günlüklerden ve Makalelerden Seçmeler
  • Ölüme Götüren Hastalık
  • Evliliğin Estetik Geçerliği / Korku ve Titreme
  • Toplu Eserler 1
  • İtirazlara Cevaben Evlilik Üzerine Muhtelif Gözlemler-Bir Kocanın Kaleminden
  • Dolayımsız Erotik veya Müzikal Erotik Evreler
  • Kierkegaard Yazılarından Seçmeler
  • Fear and Trembling and The Sickness Unto Death
  • For Self-Examination
  • Suçlu mu? Suçsuz mu?
  • The Difference Between a Genius and an Apostle
  • Aşk Eserleri

Soren Kierkegaard Alıntıları - Sözleri

  • Benim için önemli olan, uğrunda yaşayıp uğrunda ölmek istediğim fikri bulmaktır. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
  • "Her insanda, kendisine karşı tamamen şeffaf olmaktan bir derece alıkoyan bir şeyler var. Bu şeffaflıktan uzak olma, kişinin kendi dışında yer alan yaşam şartları yumağına açıklanamaz bir şekilde dâhil olması ve bu yüzden neredeyse kendisini açıklayamaz hale gelmesi ölçüsünde gerçekleşmektedir. Kendisini açıklayamayan kişi sevemez ve sevemeyen kişi tüm insanların en mutsuzudur. Ve sen aynı serkeşlikle kendini herkese karşı bir bilmece olma sanatında eğitiyorsun. Genç dostum! Peki ya hiç kimse senin bilmeceni çözme zahmetine katlanmazsa O zaman yaptığının ne zevki kalacak? Ama her şeyden önce kendin için, kendi kurtuluşun için bu vahşi kaçışı, içinde kabaran bu imha etme hırsını durdur. Senin yapmak istediğin bu; sen her şeyi yok etmek yaşama dair kuşku açlığını doyurmak istiyorsun. Kendini bu amaca göre yetiştiriyorsun. Zihnini buna göre eğitiyorsun. Memnuniyetle kabul edeceğin gibi, başka hiçbir şeyde iyi olmasan da bunda iyisin. Sana zevk veren her şey yaşamın etrafını yedi kez dolanıyor ve borusunu üflüyor ve böylece her şeyin tepe taklak oluyor ki senin ruhun huzur bulabilsin. Evet ne üzücü ki yankı yapıyorsun ve yankı ancak boşlukta işitilebilir." (Toplu Eserler 1)
  • Asıl mesele kendimi anlamak, Tanrının gerçekten benden ne yapmamı istediğini görmek; asıl mesele, benim için doğru olan bir hakikati bulmak, uğrunda yaşayıp öleceğim fikri bulmak. (Kahkaha Benden Yana)
  • Evlenirsen pişman olursun; evlenmezsen yine pişman olursun. Evlen ya da evlenme, ikisinden de pişman olursun. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
  • Deliler ve gençler insan için her şeyin mümkün olduğunu düşünürler. Yanlış! (Korku ve Titreme)
  • "Korkaklığın en korktuğu şey karardır, zira karar, bir anlığına olsun, sisleri daima dağıtır. Bu yüzden korkaklık en sevdiği düşüncenin ardına saklanır: Zamanın koltuk değneği. Korkaklık ve zaman acele etmemek için "Bugün değil yarın " demeye daima bir neden bulur. Oysa göklerdeki Tanrı ve ebediyet der ki : "Bugün yap. Kurtuluş günü şimdidir." (Tanrı'ya İhtiyaç Duymak)
  • Kendi olmayı istememek, kendi ben 'inden kurtulmayı istemek, ve bu da şu anlama gelmektedir; kendi olmanın umutsuz istenci. (Ölümcül Hastalık Umutsuzluk)
  • . Aslında artık her şey için elkitapları var, yakın zamanda eğitim, tüm dünya çapında, az ya da çok sayıda ezbere yorumun öğrenilmesinden oluşacaktır. Baskı makinesinin mektupları tek elden çıkarması gibi, insanlar da muhtelif olguların arasından uygun olanı seçip çıkarma kapasitelerine bağlı olarak başarı gösterecekler, bu arada hiçbir şeyin anlamından haberleri olmayacak. . (Şimdiki Çağ-Başkaldırının Ölümü Üzerine)
  • Benim için önemli olan, uğrunda yaşayıp uğrunda ölmek istediğim fikri bulmaktır. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
  • Hayat nasıl da boş ve anlamsız. (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
  • Aşk en üstün neşe olsa bile ondan vazgeçiyorum, birini gocundurmayı ya da kıskandırmayı istemeden; ve eğer aşk hayal edilebilecek en büyük faydayı bağışlama hali olsa bile bana onun için verilen fırsatı reddediyorum -fakat düşüncelerimi fahişeliğe sunmadım. (Kierkegaard Yazılarından Seçmeler)
  • “Ben kendim için acı çekerken tutunacak bir şeyim olabilsin diye ızdırabın yoluna işaretler yerleştiririm, ama başkası için acı çektiğim vakit, yolumu kaybederim, zira başkasının aslında nerede olduğunu haliyle bilemem ve her an sil baştan başlamam, bir sonraki an herhangi bir şeyi es geçmemek için kabusuna dayanmak zorunda olduğum daha da korkunç bir ihtimali düşünebilmeye hazırlıklı olmam gerekir.” (Suçlu mu? Suçsuz mu?)
  • “Oğul, babanın kendi yansımasını gördüğü bir ayna ve baba ise, oğulun kendisinin gelecekte ne olacağını gördüğü bir aynadır.” (Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir)
  • İnsan konuşabiliyor diye, tam da bunun içindir ki susabilmek bir hünerdir. (Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş)
  • “sevgi her şeye inanır - ve yine de hiçbir zaman aldanmaz..” (Sevginin İşleri)
  • Hiç kimse sahici ben olmaya cesaret edemiyor. Herkes bir tür "beraberlik" içerisinde gizleniyor. Duyarlı organların bedenden korunduğu ve nesnelerde doğrudan temas içinde olmayışı gibi biz sıradan insanlar da ebedi olana kişisel, dolaysız bir temasa girmeye korkuyoruz. Bunun yerine geleneklere ve başkalarının sesine bel bağlıyoruz. Hakikatin önünde bireysel sorumluluktan korunan bir yaşam süren bir numune ya da nüsha olmaktan memnunuz.. (Tanrı'ya İhtiyaç Duymak)
  • “Hayata bakışım tek kelimeyle anlamdan yoksun. Kötü bir ruh burnumun üzerine bir gözlük yerleştirdi herhalde, gözlüğün bir camı dev gibi büyütüyor, öbür camı aynı ölçüde küçültüyor.” (Ya / Ya Da)
  • . Kendini kaybetmişleri veya her anlamda bütünüyle yoldan çıkmış olanları anmayacağım bile: Onlar para için köpek rolünü oynayanlardır... . (Şimdiki Çağ-Başkaldırının Ölümü Üzerine)
  • Belki de sana karşı aşırı derecede yumuşak sözlerle konuşuyorum. Belki de sana çok fazla katlanıyorum. Belki de tüm gururuna karşı üzerinde kullandığım otoriteyi artırmalıydım. Ya da belki seni bu konuya hiç katmamalıydım, zîra sen bir çok yönüyle tehlikeli bir kişisin ve bir kimse seninle ne kadar birlikte olursa, o kadar kötüleşir... (Evliliğin Estetik Geçerliği / Korku ve Titreme)
  • Herkes kendisi tarafından kandırılır. (Kaygı Kavramı)