Yabancı Kucak - Ian McEwan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Yabancı Kucak kimin eseri? Yabancı Kucak kitabının yazarı kimdir? Yabancı Kucak konusu ve anafikri nedir? Yabancı Kucak kitabı ne anlatıyor? Yabancı Kucak PDF indirme linki var mı? Yabancı Kucak kitabının yazarı Ian McEwan kimdir? İşte Yabancı Kucak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ian McEwan

Çevirmen: Pınar Kür

Orijinal Adı: The Comfort of Strangers

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755394329

Sayfa Sayısı: 125

Yabancı Kucak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Romanları mimari açıdan ele alırım. Kapıdan girildiğinde o kapı öyle inşa edilmiş olmalı ki, okur o anda binanın sağlamlığına güvenmeli," diyen Ian McEwan, yine sağlamlığı garantili bir yapıyla karşımızda. Son dönem İngiliz edebiyatının parlak yazarlarından McEwan, Yabancı Kucak'ta Gotik roman türünü Romantizmin ilk dönemlerinden günümüze taşıyor. Gotik edebiyatın temel özelliklerinden olan tekinsizlik, gizem ve korku havasını yaratmak için de mükemmel bir mekân seçiyor: Ne kadar dolaşırsanız dolaşın, her zaman dönülmemiş bir köşeyi, keşfedilmemiş bir geçidi, kayıp bir binayı, ağza alınmayacak deneyimlerin yaşandığı gizli bir mekânı gözden kaçırabileceğiniz duygusunu veren kadim Venedik kentini. Venedik'in, dış mekân olmasına karşın yarattığı kapanıklık duygusuyla ruhları daraltan Mary ve Colin, turistik gezilerin barındırdığı gözetleme ve kenti tüketme arzusuyla sokaklarda gzeinip dururlar. Bu gezinin, onların cinsellik, ilişkiler ve şiddetin ördüğü ağda gelişip çetrefilleşen bir yaşantıya götüreceğini bilmeksizin...

McEwan'ın romanlarında sinemacıları cezbeden görsel zenginlik burada da kendini gösteriyor. Yabancı Kucak, 1990'da Paul Schrader tarafından sinemaya uyarlandı. Filmin senaryosuna Harold Pinter de katkıda buludu. The Times gazetesinin "bu adanın en iyi yazarı" olarak nitelediği 'ın 1981 yılında Booker Ödülü'ne aday gösterilen romanı Yabancı Kucak, çabuk tüketilmeyecek bir gerilimin "kara ayrıntılar"ını adım adım izlemek isteyenler için...

Yabancı Kucak Alıntıları - Sözleri

  • "Birini bu kadar sevmek neden bu kadar korkutucu? Neden bu kadar ürkütücü?"
  • “İnsanların kafasını, düşünce tarzlarını biçimleyen dünyadır.”
  • Nasıl unutabilmişlerdi bu kadar kolayca?
  • “Yalnız önce şunu da söyleyeyim ki, babamın gözdesi olmama karşın, bana yasak olan pek çok şey vardı. Özellikle tatlı şeyler yemek ya da içmek yasaktı, çikolata yok, limonata yok. Büyükbabam, babamın meyve dışında herhangi bir tatlı yemesine izin vermezmiş. Bunlar insanın midesini bozarmış ama daha da önemlisi, tatlı şeyler, özellikle de çikolata erkek çocuklarını bozarmış. Erkekleri de kızlar gibi zayıf karakterli yaparmış.”
  • Karşılıklı anlayışlarının derinliğini ve birbirlerini bu kadar iyi tanımalarına karşın hâlâ böylesine olağanüstü bir tutku yaşayabilmelerini kutladılar.
  • "Özellikle de çikolata erkek çocuklarını bozarmış. Erkekleri de kızlar gibi zayıf karakterli yaparmış."
  • “Üst katta, bir odadan ötekine geçen annemle Caroline’ın annesinin seslerini işitebiliyorduk. Birden Eva sordu: ‘Bayan Caroline, annenizle mi yatarsınız?’ Caroline ‘Hayır’ dedi, ‘ya siz?’ Bunun üzerine Eva, ‘Biz değil ama Robert yatar’ diye karşılık verdi. Kıpkırmızı kesildim, az daha fırlayıp kaçacaktım odadan. Ama Caroline bana dönerek gülümsedi ve ‘Ne kadar şeker’ dedi. O anda âşık oldum ona ve bir daha annemin yatağında yatmadım. Altı yıl sonra Caroline ile yeniden karşılaştık, ondan iki yıl sonra da evlendik.”
  • Birini bu kadar sevmek neden bu kadar korkutucu? Neden bu kadar ürkütücü?
  • “Sevişmenin keyfi, acelesiz bir dostluğun, alışılmış davranışların, dokunuşların, birbirine tıpatıp uyan gövdelerin ve uzuvların rahatlatıcı güvencesinin sonucuydu. İkisi de cömert ve acelesizdi, birbirlerinden aşırı bir şey istemiyorlar, hemen hemen hiç patırtı yapmıyorlardı. Sevişmelerinin kesin bir başlangıcı ya da sonu yoktu, çoğu kez işin sonunda ya da ortasında uykuya dalıyorlardı. (…) Birbirlerine baktıklarında hafif puslu bir aynaya bakar gibiydiler.”
  • "Burada kadınlar daha radikal. Hem de daha iyi örgütlenmişler."
  • Uyuduğunuz sırada odanıza gelip sizi izledim. Yarım saat kadar sandığın üstünde oturdum. Kızmadınız ya...
  • Kendi kendilerine yalanlar atıyorlar, özgürlükten söz ediyorlar, ama kölelik hayalleri içinde yaşıyorlar.
  • Sevişmenin keyfi, acelesiz bir dostluğun, alışılmış davranışların, dokunuşların, birbirine tıpatıp uyan gövdelerin ve uzuvların rahatlatıcı güvencesinin sonucuydu.
  • İnsanların kafasını, düşünce tarzını biçimleyen dünyadır. Dünyayı ise erkekler biçimlendirmiştir.

Yabancı Kucak İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yazarla tanışma kitabım "Yabancı Kucak". Bu konuda doğru bir seçim mi yaptım bilmiyorum. Karakterlerin hem içsel hem fiziksel tasvirlerinin harikalığı, su gibi akan anlatımı, ilmek ilmek işlenen ve yavaşça yükselen gerilim ile çok iyi ilerleyen kitap birden bıçak gibi bir sonla bitiyor. Sanki baska başka bir son bulunamamış da bitsin artık diye yazılmış gibi. Kitabın bütün büyüsü son bölümde yerle bir oluyor. Ama diğer bölümler yazarı okumaya devam etmem icin neyseki yeterli. (SİNEM ERKAN)

#okudumbitti Colin ile Mary başbaşa tatile çıkmış ,birbirlerine bağlı bir çift...Yazar şehir adı vermese bile ayrıntılardan anlaşılıyor ki , Venedik'teler...Bir gece yemek yiyebilecekleri bir yer ararken ,şehrin labirente benzeyen sokaklarında kayboluyorlar , ansızın karşılarına çıkan Robert isimli yabancı her şeyi değiştiriyor...Onları sahibi olduğu bara götürüyor, ve anlattıkça uzayan ,uzadıkça insanı geren bir takım hikâyeler anlatıyor...Robert'la karşılaştıkları ilk an birşeylerin ters gideceği hissiyatına kapılıyorsunuz ama bunun nasıl olacağını kestirmek açıkçası son 10 sayfaya kadar çok da mümkün olmuyor ... Robert karakteri,baskıcı , ataerkil bir babanın beş kızından sonra doğan tek erkek çocuğu... Aşırı disiplinle ama aynı zamanda erkekliğinin bir güç ve iktidar kaynağı olduğunu düşünerek büyütülmüş ve yetişkin olduğunda ve evlendiğinde , bu güç ona sapkın bir kişiliğe dönüşmesini sağlamış... Baskı ve itaat her zaman isyanla sonuçlanır, bazen itaat ettiğinizi deliler gibi sever ve saygı duyarsınız ,bazen nefret edersiniz ama bir şekilde bu karakterinize iyileştirilemez yaralar açar ,alt metinde anlatılan benim çıkardığım sonuç da bu kitaba dair bu.. Çocuk Yasası kadar başarılı bulmadım açıkçası, özellikle sonu sanki aceleye gelmiş gibi geldi,özellikle de kitap boyunca harika betimlemeler okuyunca, gene de farklı bir kitap olduğunu söyleyebilirim Kitapla kalın sevgili dostlar ,huzurlu pazarlar ️ (Betül)

Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar der Tolstoy: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir. Ian McEwan’ın “Yabancı Kucak” adlı eserinde Colin ve Mary, kitapta adı söylenmeyen bir şehre(Meydan isimlerinden Venedik olduğu anlaşılıyor.) tatile giderler. Yanlarına harita almayan, birbirlerine tutkuyla bağlı bu çift, şehrin sokaklarında kaybolur ve Robert adında gizemli bir adama rastlarlar. Ürküten ve gerilim içeren gizemli sayfalar buradan sonra başlar. Robert’ın hikâyesine baktığımızda çocuklukta yaşadığı travmanın sonraki hayatına yansıdığını görürüz. Onun ruhunun derinliklerinde hissettiği iktidar sorunsalını dışarıya şiddet olarak yansıttığına tanık oluruz. Man Booker Ödüllü yazar McEwan, eser boyunca yaptığı tasvirlerle bütün bu gerilimi sanata dönüştürmeyi başarır. (Berna Karakaya)

Yabancı Kucak PDF indirme linki var mı?

Ian McEwan - Yabancı Kucak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yabancı Kucak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ian McEwan Kimdir?

İngiltere’nin Aldershot kasabasında doğan McEwan çocukluğunun büyük bir kısmını subay olan İskoç babası David McEwan’ın atandığı Doğu Asya, Almanya ve Kuzey Afrika’da geçirdi. Woolverstone Hall School, University of Sussex ve University of East Anglia’da öğrenip gören yazar, Malcolm Bradbury’nin öncülük ettiği “Yaratıcı Yazarlık Kursu”nun ilk mezunlarından biri oldu.

İki kere evlenen McEwan’ın ikinci eşi olan Annalena McAfee The Guardian’ın eleştiri bölümünün eski editörlerindendir. 1999 yılında ilk eşi olan Penny Allen vesayeti tıpkı 15 yaşındaki abisi gibi babaları McEwan’a verilen 13 yaşındaki küçük oğulları ile birlikte kaçtı.[1]

2004’ün Mart ve Nisan aylarında - Britanya Devleti, yazarı Amerika’nın First Lady’si Laura Bush’la yemek yemeye davet ettikten hemen sonra - McEwan’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne girişi uygun vizeye sahip olmadığı için reddedildi.[2] Britanya basınında yapılan yayınların arkasından McEwan Birleşik Devletler’e “Sizi hala kabul etmek istemiyoruz ama dışarıda olmanız pek çok uygunsuz yayına sebep oluyor” açıklaması ile kabul edildi.[3] Daha sonra Birleşik Devletler kendisine bir özür mektubu yolladı.[4]

Royal Society of Literature, Royal Society of Arts, American Academy of Arts and Science McEwan’ın üye olduğu bazı gruplardır. 1999 yılında Hamburg’da Alfred Toepher Vakfı tarafından Shakespeare Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca British Humanist Association’ın seçkin destekçilerinden olan McEwan 2000 senesinde İngiliz Şövalyelik Ödülü ile ödüllendirildi.

Ian McEwan, 2002 yılında II. Dünya Savaşı sırasında başka bir aileye evlat olarak verilen bir erkek kardeşe sahip olduğunu öğrendi ve bu hikâye 2007 yılında kamuoyu tarafından duyuldu.[5] McEwan’dan 6 yaş büyük olan ve aynı anne babaya sahip olan duvar ustası David Sharpe, McEwan’ın ebeveynlerinin evlenmeden önce yaşadıkları yasak aşkın meyvesi olarak dünyaya geldi. McEwan’ın annesi aşığıyla ilk kocası savaşta öldükten sonra evlenebildi. Ian ise bu nikahtan birkaç sene sonra dünyaya geldi.

McEwan’ın yayınlanan ilk eseri 1976 yılında Somerset Maugham Ödülü’nü kazandığı kısa hikâyelerinden oluşan İlk Aşk, Son Törenler (First Love, Last Rites, 1975) isimli kitabıdır. Bu kitabı iki ilk roman sayılabilecek The Cement Garden (1978) ve Yabancı Kucak (The Comfort of Strangers, 1981) isimli eserler takip etti. Bu iki roman McEwan’ın edebiyat dünyasında “Ian Macabre” olarak anılmasına sebep oldu.

1997’den yayınlanan ve erotomani hastalığına yakalanmış bir insanı konu alan Sonsuz Aşk (Enduring Love) isimli romanı Man Booker Ödülü aday listesinde yer alamamasına rağmen pekçokları tarafından bir başyapıt olarak nitelendirildi. McEwan Booker Ödülü’nü 1998 yılında Amsterdam’da Düello (Amsterdam) isimli romanı ile aldı. Bir sonraki romanı Kefaret (Atonoment, 2002) de çok büyük beğeni kazandı. Time Dergisi eseri 2002 yılının en iyi romanı ilan etti ve roman Booker Ödülü aday listesine girdi.

2005 yılında yayınlanan romanı Cumartesi’de (Saturday, 2005) başarılı bir beyin cerrahının bir cumartesi günü yaşadıklarını işledi. Romanın ana karakteri olan Cerrah Henry Perowne’un evi Londra’nın merkezinde ünlü bir meydandadır. McEwan da Oxford’dan Londra’ya geri taşındıktan sonra aynı meydanda bulunan evinde yaşamaktadır. “Cumartesi” James Tait Black Memorial Prize ile ödüllendirildi. An itibarı ile son kitabı olan On Chesil Beach, 2007 senesinde çıktı ve aynı sene Booker Ödülü adaylarından biri oldu.

McEwan ayrıca pek çok film senaryosuna, bir adet sahnelenmiş oyuna ve bir oratoryaya imzasını atmıştır. 2007 Ağustos’unda “For You” isimli operanın metinlerini yazmaya başlayan McEwan’ın bu eseri Michael Berkeley tarafından bestelenecek ve 2008 yılı içinde icra edilecektir.2006 yılı sonunda, McEwan’ın büyük beğeni kazanan romanı Kefaret’i Lucilla Andrews’ın otobiyografisi “No Time for Romance”’den yaptığı intihalle yazdığı iddia edildi. Yazar masumiyetini The Guardian’da savundu, Andrews’un çalışmasından Kefaret’i yazdıktan sonra haberi olduğunu söyledi. McEwan, Amerikalı büyük yazar Thomas Pynchon’ın da içinde bulunduğu pek çok önemli yazar tarafından da savunuldu.

İlk romanı The Cement Garden’ın orijinalliği hakkında da yorumlar yapılan McEwan’ı son olarak Claire Henderson-Davis “On Chesil Beach”’de annesinin ismini kullanıp ebeveynlerinin hayat öykülerini anlatmakla suçladı. McEwan bütün bu suçlamaları da reddetmektedir.

Ian McEwan Kitapları - Eserleri

  • Çocuk Yasası
  • Fındık Kabuğu
  • Kefaret
  • Sahilde
  • Yabancı Kucak
  • Sonsuz Aşk
  • Amsterdam'da Düello
  • Benim Gibi Makineler
  • Hamamböceği
  • Beton Bahçe
  • Cumartesi
  • Kayıp
  • Masumiyet ya da Özel İlişki
  • Beton Bahçe - İlk Aşk, Son Ayin
  • Siyah Köpekler
  • Bir Parmak Bal
  • Düş Yolcusu
  • Solar
  • İlk Aşk, Son Törenler
  • İlişkiler

Ian McEwan Alıntıları - Sözleri

  • “Babamı ben öldürmedim, ama işini kolaylaştırdığımı hissettim zaman zaman.” (Beton Bahçe)
  • Can sıkıntısıyla, mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına.. (Fındık Kabuğu)
  • Oğlan olsun kız olsun, bir insan için en alçaltıcı şey, iyi bir eğitimden ve düzgün bir işte çalışma onurundan mahkum edilmekti... (Çocuk Yasası)
  • "Hayal görmek hakkında hayal kuruyordun." (Düş Yolcusu)
  • Bazen bir haksızlık üzerine fazla kafa yoran insanlarda öç hırsı bir tür yükümlülük duygusuyla karışır. (Amsterdam'da Düello)
  • Dünyanın böyle ayrıntılarla, böylesine minik insani zaaflarla dolu olması onu boğuyordu.. (Çocuk Yasası)
  • Önemsenmeyen şimdiki zaman döne döne uzaklaşıyor bizden .. (Fındık Kabuğu)
  • Beden yalan söyleyemez , ama zihin başka bir ülkedir . (Fındık Kabuğu)
  • "Herşeyi derinden hissediyorum. Söyleyebileceklerimden daha fazla." (Benim Gibi Makineler)
  • Sürekli olması gereken,hiçbir zaman üzerinden atamadığın bir sevgi nasıl her zaman merhametli olabilir ki?Bu bir ısı,bir sıcaklık,Joe ve seni yakabilir.Seni yakıp kül edebilir. (Sonsuz Aşk)
  • ... Kendimizi şimdiki zamanı yaşamak için özgür kılamazken, başkalarını özgürleştirmek üzerine düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzlukları hakkında düşünmek istiyorduk. Kendi sefilliğimizi örtbas etmek için, onlarınkini kullanıyorduk. Bizim sefilliğimiz de, hayatın bize sunduğu basit güzellikleri kabul edemeyişimiz ve onlardan mutlu olamayışımızdı... (Siyah Köpekler)
  • “Kendini eylemle uyuşturuyordu.” (Kayıp)
  • Biz ışıktan kaçan varlıklarız. Biz karanlığı anlar ve severiz. Hamamböceği (Hamamböceği)
  • Latince ‘hamamböceği’. (Hamamböceği)
  • “Kabul edilemeyen şey ırkçı olmaktır.” (Amsterdam'da Düello)
  • Hayat, hayat kurtarmaktan öte bir şey olmalı. (Cumartesi)
  • Ağlamaları arasında Julie’yle Sue anlaşılmaz şeyler söylüyordu, belki kendi kendilerine, belki birbirlerine. Ben de onlar gibi kendimi bırakabilmeyi istedim, ama biri beni seyrediyor gibi hissettim. Gidip aynada kendime bakmak istedim. (Beton Bahçe)
  • Kendimizi içinde bulunduğumuz ana bırakamıyorduk. Onun yerine başka insanları özgür bırakmayı düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzluğunu düşünmek istiyorduk. Kendimizinkini gizlemek için onların sefilliğini kullandık. Ve bizim sefilliğimiz,yaşamın bize sunuğu basit, güzel şeyleri kabul edip onlara sahip olmaktan mutluluk duymayı beceremediğimizdendi. (Siyah Köpekler)
  • Karşılıklı anlayışlarının derinliğini ve birbirlerini bu kadar iyi tanımalarına karşın hâlâ böylesine olağanüstü bir tutku yaşayabilmelerini kutladılar. (Yabancı Kucak)
  • Can sıkıntısıyla mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına. (Fındık Kabuğu)