Yanık Buğdaylar - Ahmed Günbay Yıldız Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yanık Buğdaylar kimin eseri? Yanık Buğdaylar kitabının yazarı kimdir? Yanık Buğdaylar konusu ve anafikri nedir? Yanık Buğdaylar kitabı ne anlatıyor? Yanık Buğdaylar PDF indirme linki var mı? Yanık Buğdaylar kitabının yazarı Ahmed Günbay Yıldız kimdir? İşte Yanık Buğdaylar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ahmed Günbay Yıldız
Tasarımcı: Ravza Kızıltuğ
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9789757544111
Sayfa Sayısı: 464
Yanık Buğdaylar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Her şey bir depremle başladı. Şiddetli bir yer sarsıntısının sebeb olduğu bir felaket... Ve felaketten pay alanlarla çıkar sağlayanlar.
İyi ile kötünün bitmeyen kavgasına ayna tutan bu romanda bize ait izler bulurken, bazı şeyleri yeniden keşfetmenin de tadını yaşayacaksınız.
Bir asra yakın dönemdir içinde bulunduğumuz sosyal atmosferin ve olguların minyatürünü sunan bu romanı bir solukta okuyacaksınız.
(Arka Kapak)
Yanık Buğdaylar Alıntıları - Sözleri
- -Şahidin var mı? + Allah...
- "Sen gelecek birisinin yollarını bekliyorsun. Ben dönüşü olmayan bir yolcuya kavuşmayı." ... ~...
- "Sen gelecek birisinin yollarını bekliyorsun. Ben dönüşü olmayan bir yolcuya kavuşmayı."
- "..Sen ne kadar saklarsan, gözlerin sözlerini yalanlar.."
- Kader bana hiç gülmedi
- "Ve insan kendi içinde, kendi nefsi ile yaptığı muharebede mağlup olursa... İşte harplerin en amansızına mağlup olmuş bir zavallı olurdu..."
- Hasret nasıl çekilmez bir yükmüş...B
- "Bir insan öldürülerek zararsız hale gelmiş olmaz. Arkasından kalanlar da senin düşündüğün gibi yapar. Bana kalırsa kurşunla susturmak yerine ıslah edip İslam'ın safında tövbekar olarak görmek daha iyidir"
- İnsan, kemik iskeletinin üzerine yerleştirilmiş et, sinir, kan ve sudan ibaret. Dünyada kalacak şey bunlar... Ama düşündüren, yol veren, yön veren bir gizli olmalı? Hani nerede o?
- "İnsan aptal değilse dünyaya gelişindeki sebebi bulup ona göre çalışmalı."
- Meğer huzur, Allah'a ibadetin ta kendisiymiş.
- "Beyin, hayaller ülkesine gömülünce gözler dünyaya kör kör bakardı."
- Hayata küskün bir zavallı..
- İnsan,aptal değilse,dünyaya gelişindeki sebebi bulup ona göre çalışmalı
- "Dinde namaz vücutta baş gibidir."
Yanık Buğdaylar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ahmet Günbay Yıldız'ın okuduğum ilk kitabı. Bir yeşilçam dramı tadında geçen köy romanı. Ahlaki yozlaşma, kan davaları ve bütün bunlara meydan okuyan bir genç: öğretmen olup köyüne gelen Dikçe Mehmet. Daha çok muhafazakar kesime hitap eden, İslam ahlakı konu edinilerek yazılmış bir eser. (Raci)
Yazarın okuduğum ilk kitabı ama inanın elimden bırakamadım. Harika bir eser bana göre. İyi ki okudum diyorum. Olaylar kısaca değinmek gerekirse yeşildere isimli bir köyde geçiyor. Herşey köyde yaşanan depremden sonra oluyor. Deprem sonrası yaşanan o hengame bir yandan kurtarılmaya çalışılan canlar diğer yanda bunu fırsat bilip her yeri talan etmeye çalışan duygusuz insanlar. Ve depremde onca canı kurtarırken aklını kaybeden Sinan. Olaylar Sinanın aklını kaybetmesi ve köyde artık deli olarak gezmesi hırsızlarınsa deprem de çaldıkları ile sonradan köyün zenginleri olması ile devam ediyor. Haksız yere vurulan yitip giden canlar kısaca kan davası şeklinde devam ediyor olaylar. Ve bu kan davasının ortasında yeşeren umut olan öğretmen olup köye dönen dikçe bütün gidişatı değiştiriyor imanlı göğsü gördüğü eğitim ve karşısında azılı kan davalıları olaylar böyle gidiyor heyecan ihanet dökülen kanlar köyde onca yaşanan gelişmeler hepsi ayrı bir heyecan... Keyifle okuyun inşallah... (Umut Zübeyde)
Selam Yanık Buğdaylar kitabını okumak, benim için oldukça hüzün verici bir yolculuktu. Birçok duyguyu aynı anda yaşadım. İlk sayfalarının sabır ile okunması gerektiğinden yanayım. Birçok kez bırakmaya niyetlendim lakin, kitap böyle umut kırıcı devam edemez düşüncesiyle ilerleyerek yeniden umut dolu sayfalara kavuştum. Yeşildere köyünde bir deprem oluyor. Bu deprem esnasında yerle bir olan köyde iki fırsatçı Çivi Salih ve Çil Rasim can kurtarmak yerine geride kalan halkın mallarına el koyuyorlar. Yıllar sonra köyde zalimce iş yapmaya başladılar. Halkı soyup soğana çeviren ikili bir gün köyün meczup birisi tarafından suikaste uğradı. Aslında Sinan'ın meczup olmasına sebep bu ikisi olmuştur. Sinan'da böylece intikamını almış oldu. Onların ölümüne sebep olanın Sinan olduğuna inanmayanlar, masum bir adama iftira attılar. Köy halkının da zalimlerden yana olması masum insanların ölümüne sebep olmuştu. Meydanda işlenen cinayetler, korkularından susan halk, dul kalan kadınlar, yetim kalan çocuklar.. Bu kısma kadar zor ilerlemişti ve sonrası güzel ilerledi. Eğilmezlerden iki kardeş, baba ve oğlu öldürünce, Dikçe Mehmed gözleri önünde annesine uzanan ayağı görünce küçük yaşta intikam için adam yaralıyor. Ve bunun sonunda hapse düşüyor. Hapisten çıkan Mehmet bir adamın korumasına girer ve öğretmen olarak köyüne geri döner. Yenilmezler Mehmet'in güçlü bir devlet adamı olduğunu düşünür ve haince onu öldürmeye kalkarlar. Birçok girişimde bulunan zalimler bu işte başarılı olamaz. Hem Mehmet'in köye gelişi ile korkan halk yeniden uyanır ve hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Tabii ki bu uyanış çok zor süreçlerden geçerek olur. Dikçe Mehmed in mücadelesi unutulacak gibi değildir. Zalimin silahına karşı ilim ile daima mücadele etti. Kan davasını bitirdi lakin bu uğurda bir can verdi. Ne demek istediğini kitabı okuyunca anlayacaksınız. Keyifli okumalar. kitap/yanik-bugdaylar--1863 (Türkan Kılıç)
Yanık Buğdaylar PDF indirme linki var mı?
Ahmed Günbay Yıldız - Yanık Buğdaylar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yanık Buğdaylar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ahmed Günbay Yıldız Kimdir?
1941 yılında Tokat iline bağlı Reşadiye ilçesinin Kızılcaören köyünde dünyaya gelmiştir. Annesi Saniye Hanım, babası Haydar Bey'dir. Öğrenimine köyünde başladı ve on yaşına kadar orada sürdürdü. Daha sonra babasının işi dolayısıyla Ankara'ya yerleşen bir ailenin ferdi olarak, eğitimine burada devam etti.
Bu arada edebiyata ilgi duydu ve şiirler yazdı. Başlangıçta şiir bir tutku haline gelmişken, zamanla edebiyatın diğer dallarına da ilgi duymaya başladı. Hikayeleri ve makaleleri muhtelif dergi ve gazetelerde yayınlandı.
Yazar asıl yükselişini romanla yaptı ve romanda karar kıldı. "Çiçekler Susayınca", "Yanık Buğdaylar" ve "Figan" romanları çeşitli gazetelerde seri halinde yazıldı ve daha sonra kitaplaştırıldı. Bunu diğer romanları takip etti. Eserlerinde Türk toplumunun her kesimini ele aldı ve işledi. İyi ve kötü yönleriyle insan ve toplum arasında etkileşimin ötesindeki sebepleri tespit ederek gözler önüne serdi ve çözüme yönelik ip uçları da verdi.
Türkiye Yazarlar Birliği'nin kurucusu olan yazar, kitaplarının basıldığı Timaş Yayınları'nın da kurucusudur.
Yazarın yurtdışında özellikle Almanya da büyük bir okuyucu kitlesi vardır. Ayrıca yazara dış basının da ilgisi büyüktür.
Ahmed Günbay Yıldız Kitapları - Eserleri
- Yanık Buğdaylar
- Sitem
- Boşluk
- Çiçekler Susayınca
- Mavi Gözyaşı
- Figan
- Dallar Meyveye Durdu
- Ekinler Yeşerdikçe
- Günahın Rengi
- Benim Çiçeklerim Ateşte Açar
- Azat Kuşları
- Aynada Batan Güneş
- Gurbeti Ben Yaşadım
- O'na Secde Yakışıyor
- Sevdalar Sözde Kaldı
- Afedersin Hayat
- Sevmekten Korkuyorum
- Siyah Güller
- Babamdan Sonra
- Gönül Yarası
- Seni Unutmaya Gücüm Yetmedi
- Bir Dünya Yıkıldı
- Aşka Uyanmak
- Kelebekler Gamsız Uçar
- Üç Deniz Ötesi
- Sokağa Açılan Kapı
- Kendimi Unutup Sana Ağladım
- Sular Durulursa
- İstanbul Yüzlü Kadın
- Ülkemin Açmayan Çiçekleri
- Güneşe Matem Düştü
- Kayıp Sabahlar
- Kiralık Hayaller
- Orada da Yıldızlar Kayar mı?
- Sahibini Arayan Mektuplar
- Leyl Işıkları
- Anılar da Yakılır
- Yıllar Geriye Dönse
- Gidersen Veda Etme
- Yürekte Büyümek
- Hülyalar Hüzün Açtı
- Beyaz Atlı
- Kaderin Çağırdığı Yerdeyim
- Leyla Yokuşu
- Kalbime Sensizliği Anlatamadım
- Sarı Mendil Mavi Oya
- Son Kale
- Aşk Diye Bir Şey
- Issız Evin Kedisi
- Cemre Önce Kalbe Düşer
- Al Yüreğim Senin Olsun
- Gün Solar Akşamın Mateminden
- Bahçemde Hazan
- Hayata Dair Notlar
- Gelirim
- Gül ve Hüzün
- Efkar Vakti
- Yeşil Çığlık
- Uzak Umutlar Şehri
Ahmed Günbay Yıldız Alıntıları - Sözleri
- "..Sen ne kadar saklarsan, gözlerin sözlerini yalanlar.." (Yanık Buğdaylar)
- Unutma, zaman kendisini ihmal edenlerden daima intikam almıştır. (Bir Dünya Yıkıldı)
- Hayat, aşkı gönlümde, eli boğazımdadır, Bir hayat yaşarım ki yüreğim ağzımdadır. (Üç Deniz Ötesi)
- "Nedense insanlar, hata yapıp arkalarına bile bakmadan giderlerken, dönüşlerinde bıraktıklarını yerinde bulamayacaklarını düşünmek bile istemiyorlar. Bu da hataların bir başka yüzü işte..." (Yıllar Geriye Dönse)
- İnsan bazı şeyleri umut edemediği için beyninde kurgusunu bile yapamaz. (İstanbul Yüzlü Kadın)
- Şair yeryüzünde üzüntüsüz insan yoktur diyor, şayet varsa o da insan değildir. (Aynada Batan Güneş)
- " Talihsizlik sayar insan imtihanlarını..." (Son Kale)
- Güneş sensiz batıyor, sensiz sökecek şafak, Bahar yalnız bitiyor, sensiz solacak yaprak, Ömür dediğin ne ki , hasretinle tükensin? Güller solmadan gel ki , vuslatın gecikmesin. (Leyla Yokuşu)
- "Vedalar ne kadar hazin olursa olsun, doğuşlar kadar batışlara da kaptırırdı yüreğini." (Babamdan Sonra)
- Ve her hikâye bitmeye yazgılıdır ,kalem tükenince ..." (Sarı Mendil Mavi Oya)
- Bulutlar kuşattı yine gökleri, Çileye arzunun, manası başka.... Neden bilmem efkâr bastı her yeri Diyorum, yeniden başlasam aşka.... (Bahçemde Hazan)
- Birbirinin benzeri renksiz, aksiyonsuz günler kadar azap verici bir ömür olamazdı. Çile Müslüman'ın pişeceği kap değil miydi? (Hülyalar Hüzün Açtı)
- Hakikaten hayat, çözümü güç bir denklemdir. Dün, bugünden çok uzak. Yarın, okunmamış bir kitaba benzer. (Çiçekler Susayınca)
- İnsanın şahsiyet kazanması, ahlaka verdiği üstün değerlerle mümkün olabiliyormuş... (Sevmekten Korkuyorum)
- "Yalnız seccademin yönünde şefkat, Beni kimsecikler anlamaz madem, Öp beni alnımdan, sen öp seccadem. " (Leyl Işıkları)
- "...en yakın arkadaşlıklar bile karşılıklı menfaatlerin üzerine kurulmuştu." (Sokağa Açılan Kapı)
- Her geçen gün biraz daha bozulup, dünler yerini gergin yarınlara devrederek geçiyordu... (Azat Kuşları)
- Lakin hayaller hakikatlerin o kadar zıttı ki (Gurbeti Ben Yaşadım)
- "Güzel odur iffet gülün soldurmaz, Yiğit odur gönül sırrın sızdırmaz..." (Sarı Mendil Mavi Oya)
- İnsan bazı kere hatırına gelen bir hayali tanıyamaz,o kadar güzeldir; Zihninde açan bir fikre yetişemez,o kadar yüksektir; Kalbinde doğan bir hissi bulamaz, o kadar derindir. Bu aczi ile bir feryat koparır, yahut pek karanlık bir şey söyler, yahut hiçbir şey söyleyemez... (Bir Dünya Yıkıldı)