Yaralı Bilinç - Daryush Shayegan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yaralı Bilinç kimin eseri? Yaralı Bilinç kitabının yazarı kimdir? Yaralı Bilinç konusu ve anafikri nedir? Yaralı Bilinç kitabı ne anlatıyor? Yaralı Bilinç PDF indirme linki var mı? Yaralı Bilinç kitabının yazarı Daryush Shayegan kimdir? İşte Yaralı Bilinç kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Daryush Shayegan
Çevirmen: Haldun Bayrı
Orijinal Adı: Le Regard Mutile
Yayın Evi: Metis Yayıncılık
İSBN: 9789753423564
Sayfa Sayısı: 208
Yaralı Bilinç Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yaralı Bilinç, tarihte geride kalmış ve değişimler şenliğine katılmamış uygarlıklardaki zihin çarpıklıkları üzerine bir denemedir. Varlığını İrani - İslami dünyadaki kişisel deneyime borçlu olmasına rağmen, bu kitabın menzilinin yalnız o dünyayla sınırlı olmadığını ve bir bakıma, zihinsel yapıları hâlâ geleneğe bağlı olan ve modernliği sindirmekte güçlük çeken uygarlıkların çoğunu ilgilendirdiğini düşünüyorum. Biz periferi insanları, farklı bilgi blokları arasındaki çelişkilerin zamanında yaşıyoruz. Birbirlerini iten ve karşılıklı olarak biçimsizleştiren bağdaşmaz dünyalar arasındaki çatlağa düşmüşüz. Zihin açıklığıyla ve hınç duymadan üstlenildiğinde bu iki yanlılık bizi zenginleştirebilir; oysa bilginin eleştirel alanından dışlandığında, aynı iki yanlılık duraklamalara neden olmakta, bakışı sakatlamakta ve tıpkı kırık bir aynada olduğu gibi, dünya gerçekliğini ve tinsel imgeleri biçimsizleştirmektedir.
Yaralı Bilinç Alıntıları - Sözleri
- "Hep bir yerlerde karanlık kalan bir şeyler, doldurulması gereken bir boşluk vardır; ve bu boşluklar, bilgilerin dokusunda pot yapan delikler gibidirler."
- "Hep bir yerlerde karanlık kalan bir şeyler, doldurulması gereken bir boşluk vardır; ve bu boşluklar, bilgilerin dokusunda pot yapan delikler gibidirler."
- İnsanın doğal karakterini değiştiren ve onu, tutkuları ve tatmin edilmemiş arzularıyla yaşayan yabancılaşmış bir varlık haline getiren bizzat toplumdur.
- "Kendimde nereye baksam aynı ezeli temaların, aynı nakaratların, aynı kısır sloganların can sıkıcı tekrarını görürüm, tıpkı çölde aynı kumu durmadan yer değiştirerek oluşturduğu oynak kumullar gibi. Aynı sorulara hep aynı cevaplar çıkar. Sanki, ne kadar uzağa gidersem gideyim, aynı başlangıç noktasına varıyormuşum gibi. "
- Bütün toplumsal evrimler birer yabancılaşma sürecidir.
- İnsanın sonluluğu modernliğin özünü teşkil eder: "Sonluluk sonsuz bir şekilde kendine göndererek düşünüldüğü gün, kültürümüz modernliğimizi tanıyabilmemizi sağlayan eşiği aşmış oldu."
- Şeylerin Yaratıcısı'nın elinden çıktığında her şey iyidir; insanın elinde her şey yozlaşır.
- Bir yerlerde bir şeyler değişmek zorundaysa, bu değişim, kafaların içinde, temeller düzeyinde, hatta en derin ve en mutsuz bilinç düzeyinde olmalıdır. Altyapılardaki biçim değişiklikleriyle kafalar değiştirilemez, bizzat kafaların altüst edilmesi gerekir.
- İnsan, "suyun sınırında kuma çizilmiş bir çehre gibi" bir gün silinip gidebilecek ölümlü bir varlıktır.
- Gerek insan bilimleri, gerek doğa bilimleri alanında yüzyıllardan beri düşünülmüş, yazılmış ve keşfedilmiş her şey Müslüman'a ancak çeviriler aracılığıyla ulaşabilmektedir ve çeviriler de günümüzdeki haliyle gerçekten acınacak durumdadır.
- Estetik zevke ilişkin her türlü çoşku , iktidarın gözünde cinsel açıdan kuşkulu bir hava yaymaktadır . Müzik , zarafet ve güzellik gibi şeylerin münasebetsizliği , muzırlığı , hatta gizli bir sapkınlığın aldatıcı yaldızlarını yaydığı düşünülür.
- Kültürlü Müslüman, Avrupa dillerinden birini iyi bilmiyorsa Batı'nın yarattığı büyük eserlere kesinlikle güvenilir bir giriş yapamaz.Ona kendi dilinin sunduğu, genellikle klâsik dönemin büyük eserleriyle sınırlıdır.
- Devleti ve toplumu örgütleyen bir yasa olarak belirdiği zaman her dinin gericileştiğini düşünüyorum.
Yaralı Bilinç İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yaralı Bilinç Zanlının Robot Resmini Çiziyor: Evet zor bir kitaptı. Ancak uzun süre bellekte kalabilecek kullanılabilecek bilgiler mevcut. Bunun için notlar almadan kitap altı çizmeden pek mümkün görünmüyor. Shayegan bize modern ile gelenekselin, İslam toplumu (Şii iran) üzerinden karşılaştırmasını yapıyor. Bu karşılaştırma bilim üzerinden başlayıp siyasi felsefi ve intelenjiansiya üzerinden devam ediyor. Kitap için Mollalar devleti olan İran Şii rejiminin yukarıda saydığım alanlar üzerinden eleştiri de diyebiliriz. Ancak kitap çok yönlü. Eleştiri kuru bir şekilde yapılmıyor. Sosyolojik, psikolojik, dini ve felsefi bir sahada eleştiri yapmayı başarabiliyor. Dediğim gibi kuru bir eleştiri yok modernizm de aynı şekilde eleştirilmektedir. Öğrenilecek çok şey var. Ancak girişte dediğim gibi zor bir kitap. (UO)
Kitabın Yorumu İran asıllı felsefeci Daryush Shayegan’ın “Yaralı Bilinç” adlı kitabı; geleneksel (doğu) toplumların, moderniteye (batıya) yaklaşımlarındaki çarpıklıkların, felsefi ve teorik düzlemde ele alındığı bir denemedir. 1935 doğumlu olan ve bu yılın (2018) Mart ayında İran’da vefat eden yazar, Tahran üniversitesinde Hint dili ve felsefe dersleri verirken, 1979 İran Devrimi üzerine ülkesinden ayrılarak Paris’e yerleşmiş, 1991’de yine İran’a dönmüş ve Doğu-Batı medeniyetleri üzerine çalışmalarına ülkesinde devam etmiştir. Yazarın; kitaplarından ikisi “Yaralı Bilinç” ve “Melez Bilinç” isimleriyle Türkçeye çevrilmiştir. “Yaralı Bilinç”; ağır bir dile, soyut ve felsefi anlatım tarzına sahip, zor bir metindir. Uzun cümlelerle fakat etkileyici olarak anlatılan konular, okurdan batı düşünce tarihi ve felsefe alanlarında belirli bir alt yapı da istiyor. Yazar, kitabında; - En bariz özelliği eleştirel düşünme tarzı olan Batı medeniyetinin, modernliğin tek adresi olduğu, - Modernliğe ayak uyduramayan (İslam medeniyeti, İran, Hint, Çin veya batı dışı herhangi bir medeniyet) medeniyetlerin, batının yaşadığı tarihi süreci (aydınlanma çağını) yaşamadığını, bu nedenle; geri kalan medeniyetlerin batıyla ilişkilerinde her düzlemde (yaşam tarzı, teknoloji, eğitim, fikir, sanat, bilim vb.) kaçınılmaz olarak binlerce çarpıklık görüldüğü, - 200 yıllık batılılaşma gayretlerinin batının sadece teknolojisini veya gelişmiş imkânlarını hedeflemesi nedeniyle yüzeysel olduğu, - Modern olabilmek için; batının eleştirel aklı önceleyen mantığının, felsefesinin, fikirlerinin kabulü gerektiği, - Bütün bunlar için de; geleneksel inanç, fikir ve eylemlere yönelik radikal eleştirinin şart olduğu, tezlerini savunmaktadır. Anlatımları, felsefi ve soyuttur. Verilen somut örnekler; öncelikle İran, bazen de Hint Medeniyeti ve İslam ülkelerindendir. Birkaç yerde de, Osmanlı’da ve Tanzimat Dönemi’ndeki batılılaşma gayretlerinden bahsedilmektedir. Öncelikle, kitabın; 1980’lerdeki dünyaya bakışı yansıttığını, yani son 30 yılda artan modernleşme ve hızlanan küreselleşmeyi kapsamadığını belirtmemiz gerekiyor. Bu nedenle, kitaptaki bazı tespitlerin günceli yansıtmadığı (1940’lı, 1950’li yılları anımsattığı), geçen zamanın ise kitaptaki öngörüleri doğrulamadığı görülüyor. Yazarın 1979 Devrimi sonucu ülkeyi terk etmesi; örneklerin çoğunun İran’dan verilmesini ve eleştirilerinin sertliğini de açıklıyor gibi. “Yaralı Bilinç”te pozitivist bir köktencilikle konulara yaklaşan SHAYEGAN’ın; son yıllarda, geleneği reddeden keskin fikirlerinde belirli bir yumuşama olduğu anlaşılıyor. Bu kapsamda; İran’ın büyük yazarlarını batıya ve batının yazarlarını da İran’a tanıtan çalışmalarda bulunduğu biliniyor. Nitekim 04 Aralık 2008’de verdiği bir röportajında da; İran başta olmak üzere Arap ülkelerinden ümitli olduğunu ifade ediyor ve geleneksel yaklaşımları dışlamıyor. Kitap; Batı’yı değişmeyen sabit bir değer olarak kabulü, modernliğin gelişmesi için doğuda bir aydınlanma çağının gerekliliği fikri, eleştirel mantığı esas alan Marksizm’i kapsam dışı bırakan yaklaşımı, İran’daki Ali Şeriati, Mutahhari gibi muhalif entelektüelleri hafife alması ve birçok ülkedeki modernleşme gayretlerini yüzeyselliğe mahkûm etmesi gibi tartışmaya açık birçok konu barındırıyor. Bir yanıyla da Yazar; Doğunun modernleşme yolundaki samimiyetsiz veya temelsiz hallerini de çok iyi betimliyor. Okurken, “Evet bu tespite aynen katılıyorum, diyorsunuz”. Etkileyen ve okuru sorgulamaya yönlendiren cümleler sıkça karşınıza çıkabiliyor. Etkileyici tespitlere rağmen, yine de; teşhis ve çözüm yollarının irdelenmemesi, kitabı felsefi bir boşlukta asılı bırakıyor. Coğrafyanın, tarihin, siyaset biliminin, sosyolojinin toplumlara olan etkisinin yok sayılması ise; kitabın bilimsel objektifliğe değil, tepkiselliğe dayandığını düşündürüyor. Sonuç olarak; Prof. Daryush Shayegan’ın “Yaralı Bilinç” adlı kitabı; “Batı’ya ulaşmaya çalışırken Doğu’nun karşılaştığı açmazların ve derin çukurların" felsefi olarak anlatıldığı, geleneğin bütün unsurlarının pozitivist bir yaklaşımla tümden eleştirildiği bir denemedir. Doğu - Batı ilişkileri üzerine çalışanların inceleyebileceği bir kitaptır. (KİTAPBUCH)
Yaralı bilinç, İranlı yazar Daryush Shayegan'ın tarihte geri kalmış, değişimler şenliğine katılamamış, modernleşmeyi sindirememiş uygarlıklardaki zihin çarpıklıklarını dile getirdiği kitabıdır. Daha önce İran İslam Devrimini hiç merak etmediğimi, araştırma gereği duymadığımı farkettim. Oysa ki hemen yanıbaşımızdaki bir ülkenin tarihinin akışını değiştiren böylesi büyük bir olayı çok daha önce araştırmalıydım. Kitabı okurken zaman zaman irkildiğimi itiraf etmeliyim. Çünkü İslam devrimine giden süreci yaşayan İran değil de bizmişiz gibi geldi. Süreç çok benziyor sanki. Felsefik bir kitap olduğundan okunması biraz zor ve sıkıcı idi. Bazen tekrar tekrar başa dönmek zorunda kaldım daha iyi anlayabilmek için. Ancak islâm devrimine giden sürecin anlatıldığı bölümleri ilgiyle ve sıkılmadan okudum. Zaman zaman zorlasa da bana birşeyler katan, öğreten bir kitap oldu. (Caner Toptaş)
Yaralı Bilinç PDF indirme linki var mı?
Daryush Shayegan - Yaralı Bilinç kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaralı Bilinç PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Daryush Shayegan Kimdir?
Tahran Üniversitesinde, karşılaştırmalı felsefe ve Hint çalışmaları alanında profesör olarak çalışmıştır. İran Medeniyet Çalışmaları’nın başkanlığını yapmıştır. Yapıtları arasında, Yaralı Bilinç, Geleneksel Toplumlarda Kültürel Şizofreni (Metis, 1997) Kültürel Şizofreni: İslam Batıya Karşı (1997) ve Rose İssa ve Rujin Pakbaz ile beraber hazırladıkları Modern İran Sanatı (2001) gibi çalışmalar bulunmaktadır.
Daryush Shayegan Kitapları - Eserleri
- Yaralı Bilinç
- Melez Bilinç
- Batı Karşısında Asya
- Din Devrimi Nedir?
Daryush Shayegan Alıntıları - Sözleri
- Batılılaşma, Batı uygarlığının gerçek niteliğinden habersiz olmaktır. Bu bilgisizlik, durumun dış yüzünü özüyle karıştırmamıza, Batı uygarlığının görünümlerini onun teknolojik ürünlerinin şaşırtıcı kullanışlılığıyla sınırlamamıza ve bu ilerlemenin ardında cereyan eden düşünceden gafil olmamıza neden olmaktadır. Batı düşüncesinin itici kaynağına yol bulamayış hayranlığa yol açar, bu hayranlık da zihinsel felce... (Batı Karşısında Asya)
- İnsanın sonluluğu modernliğin özünü teşkil eder: "Sonluluk sonsuz bir şekilde kendine göndererek düşünüldüğü gün, kültürümüz modernliğimizi tanıyabilmemizi sağlayan eşiği aşmış oldu." (Yaralı Bilinç)
- Yüzyıllardır aynı şiirleri okuyorsunuz ...bunları ezberliyorsunuz, yüksek sesle okuyorsunuz, ha bire bunlara atıfta bulunuyorsunuz. Her durum için önceden tasarlanmış bir atasözünüz ya da atadan kalma taptaze dizeleriniz, her insani sefalet durumu için de mucizevi bir çareniz var. Netice itibariyle şaşkınlığa yol açan, kesinlikleri çökerten hiçbir şey, varlığın temellerini sarsan hiçbir şey yok. Ama bu zahiri sağlamlık bir karakter istikrarı mı, yoksa bir taşlaşma mı? Fikirlerdeki bu usanç verici devamlılık, bir bilgelik mi, yoksa ayinleştirilmiş bir can sıkıntısı mı? (Melez Bilinç)
- ...Böylesi kavramlarla uğraşıyor olmamızın nedeni, gafil avlanmış olmamızdır. Bu konudaki gafil avlanışımız, nereden kaynaklandığını ve neyle sonuçlandığını bilmediğimiz bir akıma yabancılığımızın, bir yıkıntı gibi başımıza çökmesi ve kültürel ölçülerimizle hiçbir yapısal bağlantısı bulunmayan kavramları papağan gibi bilinçsizce tekrar edişimiz yüzündendir... (Batı Karşısında Asya)
- Bütün toplumsal evrimler birer yabancılaşma sürecidir. (Yaralı Bilinç)
- Devleti ve toplumu örgütleyen bir yasa olarak belirdiği zaman her dinin gericileştiğini düşünüyorum. (Yaralı Bilinç)
- Ama insan erişilmez bir şeyler öngörmeksizin, onun özlemini çekmeksizin yaşayamaz. (Melez Bilinç)
- Kültürlü Müslüman, Avrupa dillerinden birini iyi bilmiyorsa Batı'nın yarattığı büyük eserlere kesinlikle güvenilir bir giriş yapamaz.Ona kendi dilinin sunduğu, genellikle klâsik dönemin büyük eserleriyle sınırlıdır. (Yaralı Bilinç)
- Gerek insan bilimleri, gerek doğa bilimleri alanında yüzyıllardan beri düşünülmüş, yazılmış ve keşfedilmiş her şey Müslüman'a ancak çeviriler aracılığıyla ulaşabilmektedir ve çeviriler de günümüzdeki haliyle gerçekten acınacak durumdadır. (Yaralı Bilinç)
- Zamanla halklar gençleşir, gayrimeşru iktidarlar da emecek taze kan bulamayınca yıkılırlar. (Melez Bilinç)
- Kendi üzerine kapanan varlık, açılmayı inatla reddeder; bütün insanlık tarihini parantez içine alarak kendi gerici fantazmalarından başka hiçbir yerde vuku bulmamış olan bir altın çağa kavuşmak isteyen Taliban militanları ya da Selefiler gibi dışarıya kapalı bir zihinsel gettoda yaşar. (Melez Bilinç)
- İran'ın durumu klasik Fransa örneğiyle karşılaştırılırsa, bunların yapısal olarak farklı oldukları görülür. Hükümdar Kacar, Fransız Mutlakiyetçi rejimindeki kralla eşdeğerde değildir, tıpkı Fars ülkesinde hafifçe beliren laik entelijansiyanın 18. yüzyıl Fransası'ndaki filozaflara benzer olmaması gibi. Fransız Devrimi'nin ardında koca bir kortej vardır: ansiklopediceler, Diderot'lar, Voltaire'ler, Rousseau'lar. Bizin hareketimizin ardındaysa bulanık hevesler ve 19.yüzyılda Tanzimat adı altında Osmanlılar'ın gerçekleştirdiği yenilik hareketinden ilham alan dilekler vardı. (Melez Bilinç)
- "Bu neme lazımcılığın en belirgin nedenlerinden birisi, hiç kuşkusuz günümüzde dünyadaki bütün uygarlıkların arzularının Kâbe'sinin ve umut kapısının Batı olmasıdır. Asya uygarlıkları yalnızca Batılılaşmakla kalmamış, aynı zamanda kendilerine de yabancılaşmışlardır. Burada kendilerine yabancılaşmışlardır ifadesini kullanırken genel olarak hiçbir değeri ve önemi olmayan tarihin kıyısında yer alan ve bir bakıma henüz kendi ezoterik ve mitolojik dünyalarına gömülmüş olan geniş Asyalı insan kitlelerinden değil, bu uygarlıkların gerek entelektüel gerek egemen sınıfını içine alan modernist öğelerini kastediyoruz..." (Batı Karşısında Asya)
- "Bir olguya aşırı bağlılık her zaman başka bir olgudan kopuşu beraberinde getirir.." (Batı Karşısında Asya)
- Güneş tutulması güneş ile gözlerimiz arasında vuku bulan bir şeydir; güneşin kendisinde değil. (Melez Bilinç)
- "Yani biz fetret döneminin çocuklarıyız... Artık ne Mevlana' nın imanına sahibiz, ne Kafka' nın korkunç deneyimine, Ne Rıza Abbasînin renkli dünyasını tanıyoruz, ne Van Gogh' un cinnetli ruhunu. Ne kendimizle halvetimiz var, ne yapayalnızız. Ne Tanrı' ya tevekkül ediyoruz, ne de böyle bir şeyin iddiasındayız. Ne teslimiyetle donanmışız, ne de inkarın maddeci gücüyle silahlanmışız. Kimliksizlik artık bizim kimliğimizdir..." (Batı Karşısında Asya)
- Bir gerçeğe ya da bir hayale göndermesiz kendi kendilerini doğuran görüntülerin bulaşıcı salgınının kendisi de sanal bir biçimde sınırsızdır ve bu sınırsız doğurganlık 'felaket olarak bilgi'yi üretir. (Melez Bilinç)
- Bu dünyanın röntgenini çekmek için didinip durduğumuz vakit, ruhun kargacık burgacık yazılarla dolu parşömen kağıdında aslında hiçbir şeyin yok olmadığının farkına varırız. Eşzamanlılık art-ardalığın yerini almıştır. Kutsalın geçirdiği başkalaşımlar geleneklerin, bireylerin, kültürlerin keyfince çeşitlenir ve her kişi bir “ sınır geçirici " haline gelir. Hepimiz hacılaşmışızdır, fakat bu hac yolculuğu özel bir güzergahla sınırlı değildir. Arayışı korumuşuzdur, fakat aradığımız artık sadece Kutsal Kase değildir; üstelik bu arayış insanların manevi müdahalelerine göre değişikliğe uğrar :Kah Budizmdeki ruhun sınırsız göçler çemberi olan samsara, kah Vedanta'daki dünyanın kozmik yanılsaması olan maya, kah semazenlerin vecd içindeki dansları kılığına bürünür. Bir başka deyişle kültürlerin melezleşmesiyle büyüyen tercih yelpazemiz, zaman ve mekanın ötesinde serüvene çıkmak için yorumbilgisinin dar çemberini kırar. Bu yolculuklar her birimizi çok bireyselleşmiş ve çok özel bir Homo viator (seyyah insan) haline getirir. (Melez Bilinç)
- "Hep bir yerlerde karanlık kalan bir şeyler, doldurulması gereken bir boşluk vardır; ve bu boşluklar, bilgilerin dokusunda pot yapan delikler gibidirler." (Yaralı Bilinç)
- "Batılılaşmak yalnızca Batı'yı bilmemek ve kendi tarihi kaderimizden habersiz olmak demek değil; aynı zamanda kendimize yabancılaşmaktır..." (Batı Karşısında Asya)