Yaşarken Açılan Miras - Robert Musil Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yaşarken Açılan Miras kimin eseri? Yaşarken Açılan Miras kitabının yazarı kimdir? Yaşarken Açılan Miras konusu ve anafikri nedir? Yaşarken Açılan Miras kitabı ne anlatıyor? Yaşarken Açılan Miras PDF indirme linki var mı? Yaşarken Açılan Miras kitabının yazarı Robert Musil kimdir? İşte Yaşarken Açılan Miras kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Robert Musil
Çevirmen: Ahmet Cemal
Orijinal Adı: Nachlass zu Lebzeiten
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789753639422
Sayfa Sayısı: 150
Yaşarken Açılan Miras Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sinek Kağıdı'na, Enflasyon'a, Uykudan Uyandırılan'a, Koyunlar'a, Genç Kızlar ve Kahramanlar'a, Kara Büyü'ye, Kapılar'a, Kulağı Delik Olanlar'a ve Sanat Jübilesi'ne, tüm bu "tuhaf" ve "olağan" şeylere bakan olağan-dışı bir göz...
"Gümbürtülerle ve gıcırtılarla sarsılan bir dünyada yalnızca kısa öyküler ve gözlemler yayınlamak; onca önemli konu varken ayrıntılardan söz etmek..." belki de ancak, adı tüm dünya roman tarihinin en önemli başyapıtlarından sayılan Niteliksiz Adam'dan ayrı düşünülemeyecek bir yazarın, Robert Musil'in prizmasından süzülmüşse bunca çarpıcı olabiliyor.
Yazarın da özellikle vurguladığı gibi Niteliksiz Adam'ını sürdürebilmesi için bir araya getirdiği bu sıradışı toplam, o büyük meyvenin tam bir çekirdeği olma özelliğini de taşıyor.
Yaşarken Açılan Miras Alıntıları - Sözleri
- Bugün karakter denen şeyi herhalde mumla aramak gerekiyor; üstelik güpedündüz elinde bir mumla gezmenin insanı gülünç düşüreceği de kesin.
- ...Yaşam, yaşamdır: Onu bilmeyene tanımlanamaz. Yaşam, dostluk ve düşmanlıktır, coşku ve soğukkanlılıktır, boşluk ve ideolojidir. Düşünmenin, başkaca amaçlarının yanı sıra, yaşamda tinsel düzenler kurmak -ve yıkmak- gibi 1amacı da vardır...
- ...İnsan değiştiğinde, 1zamanlar olmuş olanlar da uçup gider; ve bence değişim ne açıdan söz konusu olursa olsun, geçmişte bıraktıkları gerçekten onca kusursuz olsaydı, derim ki insanoğlu değişmeye kalkışmazdı...
- ~~~Ruh, yaşamın karşısında tutunabildiği ölçüde iyidir.~~~
- ...Eğer insanlar, anıtlar bağlamında ruh körlüğü çekmeselerdi ve yukarda neler olup bittiğinin ayırdına varabilselerdi, bu anıtların yanından geçerken, tıpkı 1akıl hastanesinin duvarlarının dibinden geçerken olduğu gibi, tüylerinin ürpermesi gerekirdi...
- Normalde 1aşkın başlangıç evresinde görülen ve sevgi kokan takma adlardan hangisinin kullanılacağı konusunda ortaya çıkan kararsızlık ortadan kalktıktan sonra, kahramanımıza: "benim sincabım", demişti.
- Evet, anlatacağım, savaştan önceydi; çünkü atlar, o zamandan beri artık gülmüyor olabilirler...
- ... ve insan, en sıradan yaşantılarında bile nelere alışmak zorunda kalmıyor ki!
- ~~~Uygarlığın başlangıçları, gerçekten de karanlıktır.~~~
- Sanat, yaşamı kesit kesit ortaya çıkarır. Sanat soyutlaştığı ölçüde, hava da saydamlaşır. Peki sanatın yaşamdan uzaklaştığı ölçüde açıklık kazandığı söylenebilir mi? Yaşamın sanattan daha önemli olduğunu ileri sürmek, ne biçim 1tersliktir? ...Yaşam, sanatın karşısında tutunabildiği ölçüde iyidir...
- ...1insanın gençliğinde sevmiş olduğu ve aradan geçen yıllar içersinde daha güzelleşmemiş 1iyle yeniden karşılaşmasıyla 1tutulamaz. Gerçi insan böyle 1durumda da 1zamanlar kekeleyerek söylediklerini artık anlamaz olur, ama bu, hiç olmazsa insana özgü olan her şeyin o insanı içlendiren geçiciliğiyle ve aşkın herkesçe bilinen, süreklilikten yoksun karakteriyle bağıntılıdır...
- Aslında 1acı ifadesi olan, boğulmayi andıran o ah'lar ve oh'lar, ağızlardan böyle çıkar. Bu durumda insanın parmaklarını boğazına sokması, kolay değildir; ama öte yandan gerekli sözcükleri söyleyebilmenin daha iyi 1yolu da öğrenilmemiştir. Bu duruma gülmek, haksızlık olur. Çünkü sözü edilen sesler, acı 1tutukluğu dile getirmektedir.
- ...İnsanın özgürlüğünün her şeyden önce nerede ve ne zaman 1şeyler yaptığında bağımlı olduğunu sanırım sen de yadsımayacaksın, çünkü insanların yaptıkları, hemen her zaman aynı şeylerdir: Böyle 1durumda 1 de aynı şeylerin hep aynı plana göre yapılması, gerçekten kahredici...
- ~~~1haksızlığı çok derinden duyumsayan, artık onu değiştirmez.~~~
- ...1kültür tüketicisi olarak insan, 1kültür üreticisi olarak insana karşı dürüst diye nitelendirilemeyecek 1hoşnutsuzluk duyuyor...
Yaşarken Açılan Miras İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Robert MUSIL – Yaşarken Açılan Miras Kitabı bitireli yaklaşık bir hafta oldu. Fakat bu eseri yorumlamadan önce iyice sindirmek istedim. Eser Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkmış olup Ahmet CEMAL çevirisi ile biz okuyuculara sunulmuştur. Ahmet Cemal çevirisi ile okumak paha biçilemez idi. Esere gelecek olursak, 3 bölümden oluşan durum hikayeleri bütünü diyebiliriz. 2.bölüm oldukça zorladı beni çünkü betimlemeleri anlamak biraz zamanımı aldı. Sebebi ise olayları dolaylı yollar ile oldukça karışık betimlemesi. Derin mizah da cabası. Musil, yazarların özellikle her şeyin tüketici ve üretici kavramlarıyla etiketlendirildiği modern dönemde yalnızlıklarının hangi boyutlarda olduğunu anlatıyor. Söylemek istediği birçok yazarın hala anlaşılmayı bekleyen “bilge-ölüler” olarak yerini aldığı ve ölüden geriye kalan mirasın bu sürekli eskiyen yeni zamanlarda açılamayacak kadar kilitli oluşu. Bu yazarların dünyasına sızmak isteyen bireylerin daha çok çalışması gerekecek ona göre. Robert MUSIL hayranı bir okuyucu olarak ‘’Keşke’’ dediğim tek nokta; ‘’Niteliksiz Adam’’ kitabını KEŞKE ‘’Yaşarken Açılan Miras’’ kitabından sonra okusaydım. Çok daha keyifli olur ve taşlar yerine otururdu. Çünkü bu kitabında Musil resmen ‘’Niteliksiz Adam’’ kitabına hazırlanmış. Ne diyor Musil; ‘’Bir yazarın meşhur olmadan yaşaması normaldir; yaşamını sürdürmeye yetecek kadar okurunun olmaması ise utanç vericidir." Kitapta altı çizilmeyen tek satır kalmadı galiba. Yine büyüledi beni Musil. Eğer bu kalemin sihri ile tanışmadıysanız daha fazla geç kalmayınız. Herkese rahatsız okumalar dilerim edebiyat sever güzel insanlar. (DESTİNA ÖYKÜ)
Robert Musil öldükten sonra kimseler dokunmasın istemiş galiba yazılarına ve yaşarken açmış mirasını. Üç bölümden oluşan kısa bir kitap ama öyle çabucak okuyacağınız bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Oldukça derin bir kalem. Geçen ay Aptallık Üzerine kitabını okumuştum. Bu ay Yaşarken Açılan Miras kitabı ile yazarla samimiyetimi arttırıyorum. Aslında Niteliksiz Adam ile adından oldukça söz ettiren Musil,bu kitap için çekirdeği diyor. Okumayı düşünenler önce Yaşarken Açılan Miras'ı okursa taşlar daha kolay oturacak sanıyorum. Betimlemeler güzel, anlatım derin, gizli bir mizah, sisli bi anlam, sihirli bi kalemle tanışmak isterseniz buyrun ancak belirtmeliyim ki öyle her okurun çok severek okuyacağını düşünmüyorum. Okuyakalın ️ (Canan)
"Gümbürtülerle ve gıcırtılarla sarsılan bir dünyada yalnızca kısa öyküler ve gözlemler yayınlamak; onca önemli konu varken ayrıntılardan söz etmek..." kitabın arka kapağında yazan bu cümle aslında kitabın içeriğini özetler nitelikte. 150 sayfa gibi kısa bir kitap olmasına rağmen çok kolay okunan bir kitap olduğunu söyleyemeyeceğim. Özellikle ilk bölümü bitirmek için epey zorladım diyebilirim. :) Kitabın ilk bölümünde muhteşem betimlemelerle,benzetmelerle süslenmiş ufak ayrıntılara dair öyküler var. Çok ilginç bulduğumu söylemek isterim. Örneğin adam otururken gözüne sinek kağıdı çarpmış,üzerindeki sineği izleyip bunu kağıda döküp hissettiklerini yazmış,ya da balıkçıları izlemiş ve gördüğü balıkçılar için rutin haline gelmiş,dışarıdan izleyen herhangi biri için önemsiz görünüp üzerinde durmadan geçip gideceği şeyi öyküye dönüştürmüş. İkinci bölümdeyse resim,tiyatro,edebiyat üzerine bir takım deneme tarzı yazılar vardı. Doğru tanımlayabildiğimden ya da bu kısımlar hakkında yorum yapacak birikime sahip olduğumdan emin değilim. Yazar nedir,yazmayı etkileyen unsurlar nedir? Kendini yazar sananlara ilgi gösterilirken,gerçek yazarların kıymetinin çok sonradan,artık hayatta olmadığı zamanlarda anlaşıldığından falan yakınmış.Bu kısımdan sonra kitabı okuması benim için daha kolaylaştı diyebilirim. Yazarın benzetmesiz hemen hemen hiç cümlesi yok diyebilirim,Okurken edebi şölen yaşatan teşbihler var. Betimlemeler,benzetmeler çok çok güzeldi. Yaşarken Açılan Miras işte Musil'in bu tüm gözlemlediklerini,aklından geçenleri,hissettiklerini döktüğü yazılarıdır. Kendisi öldükten sonra bir başkasının eli değsin istememiş,belki anlaşılamayacağından korkmuş ve ölmeden önce mirasını bize açıklamış. (NigRa)
Yaşarken Açılan Miras PDF indirme linki var mı?
Robert Musil - Yaşarken Açılan Miras kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yaşarken Açılan Miras PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Robert Musil Kimdir?
Tam adı Robert Edler Von Musil'dir. 1880 yılında Klagenfurt'da doğdu, 1942 de Cenevre'de öldü. Öğrenim hayatı, tıpkı Kafka'da olduğu gibi, babasının isteği doğrultusunda geçmiş, babasının istediği okullarda okumuş ve yine onun isteği üzerine makine mühendisi olmuştur. Daha sonra Berlin Üniversitesi'nde felsefe, psikoloji, matematik ve fizik okuyarak psikoloji alanında doktora yaptı.
Henüz 26 yaşındayken yayımladığı "Genç Törless" adlı romanı ile birden bire eleştirmenlerin dikkatini çekmiş, kendini tamamen yazarlığa vererek dönemin önemli üniversitelerinden gelen asistanlık tekliflerini geri çevirmiştir. Edebiyatta, özellikle biçimi ön plana çıkaran yazarları eleştirmiş "sanat sanat için değil, sanat hayat içindir" anlayışını savunmuştur. Tüm edebi yaşamı boyunca sosyal ve toplumsal sorunlarla uğraşmış, bunları romanına ustalıkla yerleştirmesini bilmiştir.
1930 yılında ilk cildi yayımlanan başyapıtı "Niteliksiz Adam" ile hayatı boyunca uğraşmasına rağmen çeşitli sebeplerden dolayı bir türlü bitirememiş, özellikle üsluba verdiği önem nedeniyle bazı bölümlerini defalarca yazmıştır. Bu eserinde, I. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasının kültürel uyuşmazlığını, güvensizliklerini, kırgınlıklarını büyük bir ustalıkla yansıtır.
Gerek eserlerinin derinliği, gerek sanata bakışı ve gerekse yapıtlarının sanatsal nitelikleriyle Robert Musil, 20.yüzyılın en büyük Alman romancılarından biri olmasının yanında, modern romanın da temel taşlarından biridir. Adı okurlar tarafından pek duyulmasa da eleştirmenlerce genellikle Franz Kafka, James Joyce, Marcel Proust ve Virginia Woolf gibi modern romanın önemli isimleriyle birlikte anılır. En önemli eseri olan "Niteliksiz Adam" yarım kalmış olmasına rağmen dünya edebiyatının anıt romanlarından biridir. Çağdaş romanın oluşumunda önemli katkıları vardır.
Robert Musil Kitapları - Eserleri
- Üç Kadın
- Hayalperestler
- Öğrenci Törless'in Bunalımları
- Yaşarken Açılan Miras
- Niteliksiz Adam 1
- Niteliksiz Adam 2
- Baltık'taki Balıkçılar
- Ahmaklık Üzerine
- Günlükler
- Niteliksiz Adam 3
- Niteliksiz Adam 4
Robert Musil Alıntıları - Sözleri
- Ara sıra da olsa hepimiz aptallaşırız. (Ahmaklık Üzerine)
- Çok alıntı yapıyor. Eski üstatları alıntılıyor. Elbette günümüzdekileri de alıntılıyor. (Niteliksiz Adam 3)
- Sadece bakıp koklamak bile dünyayı sevmek için yetmez mi? Ama sevemiyoruz, çünkü insanların akıllarından geçenlerden razı olmuyoruz. (Niteliksiz Adam 3)
- Sağdan soldan toparladığı iyisinden, kötüsünden türlü kitaplar okuyor ve sadece yemek yemek veya kestirmek için ara veriyordu. (Niteliksiz Adam 3)
- "Eğer ahmaklık; gelişime, yeteneğe, umuda ya da iyileşmeye tipatıp benzemeseydi, kimse ahmak olmak istemezdi." (Ahmaklık Üzerine)
- Artık uyumaktan ve bir sonraki sabahın geride kalmış güne benzeyen yeni bir gün getirmesinden başka beklentim yoktu. (Baltık'taki Balıkçılar)
- Kendi içinde sakin sakin kayıp giden bir yaşam duygusunu uyandırabilmesi gerekiyor insanın. Bu başarıldığı an, hayata olduğu kadar ölüme de yaklaşılır. (Öğrenci Törless'in Bunalımları)
- Sanat insanları harekete geçirmeli, sarsmalı, eğlendirmeli, şaşırtmalı, ona asil düşüncelerin kokusunu aldırmalı veya tek kelimeyle gerçekten de bir şeyler yaşatmalı ve bizzat kanlı canlı olmalı yahut bir tecrübe sunmalıdır. (Niteliksiz Adam 3)
- Her şey çok gerçekdışı! Bugün artık ben de gerçek insanları ve eşyayı, hatta gerçekten bir şeyleri seviyor muyum, bilmiyorum! (Niteliksiz Adam 4)
- Başta küçük adımlar at ki ileride büyük sıçrayışlar yapabilesin! (Niteliksiz Adam 4)
- Bazen bir kitapta bir şey okuyorum, başka bir kitapta okuduklarımla çelişiyor ama ikisini de seviyorum. (Niteliksiz Adam 4)
- "Hepimizin iç dünyasında bazı çıbanlar var" diye düşündü bütün bunları kafasından kovmak istercesine. "İçimizde hastalıklı, tüyler ürpertici, yalnızlık kokan, kötü yanlar var." (Niteliksiz Adam 2)
- Bugün hala kitap yazıyorlar. Bu kitapların bir kıymeti olduğunu sanıyor musunuz? Ben sanmıyorum. (Niteliksiz Adam 3)
- ...1insanın gençliğinde sevmiş olduğu ve aradan geçen yıllar içersinde daha güzelleşmemiş 1iyle yeniden karşılaşmasıyla 1tutulamaz. Gerçi insan böyle 1durumda da 1zamanlar kekeleyerek söylediklerini artık anlamaz olur, ama bu, hiç olmazsa insana özgü olan her şeyin o insanı içlendiren geçiciliğiyle ve aşkın herkesçe bilinen, süreklilikten yoksun karakteriyle bağıntılıdır... (Yaşarken Açılan Miras)
- Benim kaybedip tekrar bulduğum kendime olan sevgimsin sen. (Niteliksiz Adam 4)
- Sağlam birini akıl hastasından ayıran şey sağlamda bütün akıl hastalıklarının, akıl hastasındaysa yalnızca birinin olmasıdır! (Niteliksiz Adam 3)
- Her yerde:insan yakınlarındayken koyunlar ürkek ve akılsızdır;koyunlar onu dayak ve taşlamalarıyla tanırlar.Ama eğer insan hareketsiz kalıpta uzaklara bakarsa,oradaki varlığını unuturlar.On ya da on beş tanesi kafa kafaya verirler ve kafalarının ortasıyla ya da kafalarının arkalarındaki renkli desenlerle bir çarkın dişlerini oluştururlar.Kafataslarını sıkıca birbirlerine yapıştırırlar.Öylece dururlar ve oluşturdukları tekerlek saatlerce kımıldamaz.Rüzgar ve Güneş dışında herhangi birşey hissetmek istiyormuş gibi görünmezler ve alınlarının arasında,sonsuzluğa uzayan saniyeler hapishane duvarlarında mahkumların çekiç sallayışı gibi kafadan kafaya akan sinyalleri bulup çıkarır. (Baltık'taki Balıkçılar)
- Eğer bu güven duygusu bizde olmasaydı, içimizde olmasaydı aklımızın zavallılığı karşısında duyacağımız umutsuzluktan kendi kendimizi öldürmemiz gerekirdi. (Öğrenci Törless'in Bunalımları)
- Ama yine de umutsuzluğa kapılmıyor, her şeye karşın kendimizi sağlam bir zemin üzerindeymişiz gibi güven içinde hissediyoruz. Eğer bu güven duygusu bizde olmasaydı, içimizde olmasaydı aklımızın zavallığı karşısında duyacağımız umutsuzluktan kendi kendimizi öldürmemiz gerekirdi. Bu güven duygusu sürekli eşlik ediyor bize, bizi aykata tutuyor, aklımızı her an küçük bir çocuk gibi koruyucu kollarına alıyor. (Öğrenci Törless'in Bunalımları)
- huzurun peşinde değildi, ruhunun dışına çıkmaya hasretti (Üç Kadın)