Yaz - Kürşat Başar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Yaz kimin eseri? Yaz kitabının yazarı kimdir? Yaz konusu ve anafikri nedir? Yaz kitabı ne anlatıyor? Yaz kitabının yazarı Kürşat Başar kimdir? İşte Yaz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Kürşat Başar

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051417455

Sayfa Sayısı: 328

Yaz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Onu gördüm ve yaz geldi.

Sanki kapı çalınıp çocukluk arkadaşınız yıllar sonra tekrar çıkagelmiş gibi… Unuttuğunuz bir anıyı bulmak gibi…

Çok eskide kalmış, yıllar sonra yeniden duyduğunuz anda geçmiş bir zamanı size taşıyan bir şarkı gibi…

Dağ yollarında kaybolduktan sonra birdenbire, bir dönemeçte denizle karşılaşmak gibi…

Yaz… bitmesini hiç istemediğim eşsiz anlar ve hiçbir şeyin, hiç kimsenin sonsuza dek benimle kalmayacağını anladığım ayrılıklar mevsimi…

İlk kitabıyla edebiyatımıza benzersiz bir giriş yapan ve yıllar yılı insan yüreğinin, özlemin, aşkın, geçmişi geleceğe bağlayan o narin bağların izini süren Kürşat Başar, 11 yıl aradan sonra kaleme aldığı yeni romanı Yaz'la okurlarıyla buluşuyor.

Yakın tarihimizin kritik bir döneminde dünyaya gelen, birbiri ardına yaşadığı kayıplara rağmen hayata tutunan bir gencin büyüme serüvenini, yüzleşmelerini ve bir yaz mevsimi yaşadığı sarsıcı aşkı, arka plana hızla yitip giden İstanbul'u yerleştirerek anlatıyor.

Bir karşılaşmayla değişen hayatın, küçük bir rastlantıyla uyanan arzuların, birdenbire gittiğiniz yolu değiştiriveren olayların ve her şartta, her yerde insana devam etme, hatta yeniden, yeniden başlama gücü veren o ele gelmez sırrın peşine takılarak...

(Tanıtım Bülteninden)

Yaz Alıntıları - Sözleri

  • Bazen insanların hayatını en çok sevdikleri altüst eder.
  • Kendimi bildim bileli bulunduğum yerde değil,başka bir yerdeydim ve yaşadığım zamanda değil,başka bir zamandaydım.
  • Herkes biraz ülkesine benzer…
  • Hayatın yarım kalmış parçalardan oluşuyor.Başlanıp da bitirilmemiş romanlar gibi
  • Sanki içimde kimsenin bilmediği bir başkası var.
  • Ama her kitap benim evim gibi oldu.
  • Zamanla kitapların da kendilerine özgü bir varlığı olduğunu farkettim.
  • Herkesin başka bir yüzü daha olduğunu sonradan öğrendim...
  • Artık kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya...
  • Çünkü herşey yasaklanabilir ama hayaller yasaklanamaz
  • İçinizdeki birini, düşünmemeye çalışarak unutamıyorsunuz
  • İnsan birine aşık olup onun peşinden gidecekse, yani hayatta yapmak istediği buysa neden gidemiyordu da bunun yerine en kötüsünü yapıp intihar ediyordu, anlamakta güçlük çekiyordum. Aynı şekilde, çok sevdiği birini kıskanarak ya da gitmesine katlanamayacağını düşünerek onu öldürmesini ve bu kez artık sonsuza dek kaybetmesini anlamak da benim için imkansızdı.
  • Akıl gerçeği görür de, kalbin gözü yoktur.
  • Hayatın yarım kalmış parçalardan oluşuyor. Başlanıp da bitirilmemiş romanlar gibi...
  • Verilen bir öpücük asla kaybolmaz.

Yaz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

-KİTAP YORUMU:: “Yaz” kitabı, içerisinde çok anlamlı cümleler bulunduran, ders nitelikli öğütler olan bir kitap. Aslında esas konusu bir yaz aşkı. Emel ve Murat’ın sırlarla dolu yıllar süren, bazen kopan bazen de hiç kopmamış gibi devam eden hem mutlu hem hüzünlü bir sonu olan aşklarını anlatıyor. Kitabın dili çok akıcı, bir solukta okunabilir. Fakat gereksiz anlatımlarla uzatılmış buldum. Ayrıca yazım hataları bazen beni çileden çıkardı diyebilirim: özellikle de sürekli olarak “herşey” in böyle bitişik yazılması.! Dikkat edilmesi gerekirdi diye düşünüyorum. Onun dışında genel olarak güzel, zaman geçirmek için okunabilir çok bir şey beklememek lazım. Biraz klasik. Not: Benim 26 günde okuduğuma bakmayın gerçekten akıcı aslında :) (Şeyma Karaca)

Yaz. Başından sonuna klasik bir aşk hikayesidir heralde diye elime aldığım ama kitabın yarısına kadar güzel bir dille kaleme alınmış hayat hikayesi okudum. Aşk kitabın yarısından sonra başladı. Tıpkı karakterin hayatının yarısında olduğu gibi. Yer yer duygusal yazılmış film tadında bir kitaptı. Sonu da film gibi bitti zaten. Bazı yerlerde fazla betimleme var gibi geldi ama süslü olmadığı için dikkat çekmiyor. Sonuna doğru gelince "vay be böyle mi bitti gerçekten" dediğim noktada yazar beni duymuş gibi bir U dönüşü yapmış. Roman ve edebiyatın iç içe olduğu benimde iki günde bitirdiğim güzel bir hayat hikâyesi oldu. Keyifli okumalar. (İrem Şahin)

Beğenmediğim bir kitap. Kitabın yarısı sürekli olası benzetmelerle devam ediyor. Anlatılmak istenen her sayfada paragraf paragraf döndür dolaş aynı cümlelerle yazılmış. Roman mı okudum günlük mü? Pek hitap etmedi. (düşüncegücü)

Kitabın Yazarı Kürşat Başar Kimdir?

Kürşat Başar, 1963'te İstanbul'da doğdu. İstanbul, Ankara, Lefkoşa ve Ağrı - Doğubeyazıt'ta tamamladığı ilk ve orta öğreniminin ardından İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Çeşitli basın kuruluşlarında çalıştı.

1989 yılında yayımladığı Kış İkindisinin Evinde adlı ilk kitabıyla Haldun Taner Öykü Ödülü'nü kazandı.

Kürşat Başarr gazeteciliğe üniversitede felsefe okurken cep harçlığını kazanmak için Hürriyet Gazetesi'nde çalışmaya başlamıştır. Gösteri adlı edebiyat dergisini 1985'lerde zirveye taşıyan grubun as elemanıdır. Kürşat Başar gazete ve dergi yöneticiliği de yapmıstır. Tempo dergisi tiraj rekoru kırdığı yıllarda derginin genel yayın yönetmenidir. Yeni Yüzyıl, Star ve Akşam gazetelerinde yazıları arka kapaktan okuyucuyla buluşurdu. Yazıları mail ortamında gezmeye başlayan ilk gazetecilerdendir.

1990 yılında Konuştuğumuz Gibi Uzaklara, 1992'de Sen olsaydın yapmazdın, biliyorum, 1996'da Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları adlı romanları yayımlandı. Yazı ve denemelerinin bir bölümünü İğreti Yaşamlar adlı kitabında topladı. 2003 yılında Başucumda Müzik, 2006 yılındada yine yazı ve denemelerinden oluşan Çok Güldük Ağlamayalım adlı kitabı yayınlanmıştır

NTV'de "Siyaset Hakkında Her Şey" adlı televizyon programını Çiğdem Anat ile birlikte hazırlayıp sunmuştur.

Kanaltürk'te Kürşat Başar'la adlı televizyon programını sunmuştur.

Cnn Türk ve Fox Tv'de kendi adını taşıyan programlar yapmıştır.

Cumhuriyet Gazetesi'nde "Hayal ve Gerçek" adlı köşesinde yazmıştır.

İyi derecede saksafon çalan yazar önemli müzisyenlerle birçok konser vermektedir. 2014 yılında Turkmax Gurme kanalında her zamanki formatıyla program sunmaya başlamıştır.

2014 Haziran ayında 11 yıl aradan sonra yeni romanı "Yaz", Everest Yayınları'ndan çıkmıştır.

Kürşat Başar Kitapları - Eserleri

  • Başucumda Müzik
  • Sen Olsaydın Yapmazdın Biliyorum
  • Çok Güldük Ağlamayalım
  • Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları
  • Kış İkindisinin Evinde
  • İğreti Yaşamlar

  • Konuştuğumuz Gibi Uzaklara
  • Yaz
  • Sanki Bir Roman Kahramanı
  • Aslında Hayal
  • Alparslan Türkeş & Dokuz Işık
  • Bazen Unutmak İstersin
  • Aklımda Hep Sen

  • Gerek Yok, Hoş Değil
  • Dışarda Kötülük Vardı

Kürşat Başar Alıntıları - Sözleri

  • Belki de insan büyük acıları yaşadıktan sonra sımsıkı tutunduğunu sandığı şeyler avcundan kayıp gidiyor. (Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları)
  • Seni başka yüzlere benzetmeye, başka anlamlar vermeye çalışmıyorum artık.. (Konuştuğumuz Gibi Uzaklara)
  • Düşünce ve kadro üretemediğimizden, özgürlükleri yasalara koysak bile evlerimize sokamadığımızdan söz etmiyoruz da her felaketi 'dış mihrak'lara bağlıyoruz. (İğreti Yaşamlar)
  • "İnsan ne zaman geçmişi düşünür? Geleceği düşünmek istemediği zaman mı? An' da olmak acı verdiği zaman mı?" (Aklımda Hep Sen)
  • Ne yaparsam yapayım sanki coğrafya ve iklim hayatları da belirlermiş gibi bir parça hep eksik kalıyor. (Aslında Hayal)
  • Bazen, yazık ki biriyle yanlış bir yerde, yanlış bir zamanda tanışırsınız. (Bazen Unutmak İstersin)

  • "İlişkilerin sürekli yinelenmesine, başladığı an biraz sonra olacakların bilinmesine, bu kahrolası bilgiyle kendini asla bırakamayışın verdiği hüzne, yine yanıldığını bilmenin ve yine de sürdürmenin acısına artık dayanamıyorum." (Konuştuğumuz Gibi Uzaklara)
  • Yokluğun, artık karşı konulmaz yokluğun -bir kitabın son sayfasında, kurumuş bir çiçeğin­- 'kurumuş bir çiçek' ,diyorum. (Kış İkindisinin Evinde)
  • Cumhuriyet devrimleri bir yandan dini, yönetimden çıkartırken, öte yandan Batılılaşma denilen reformları gerçekleştiriyordu. Yüzünü Batı'ya dönen, kendini Avrupalı sayan ve ancak oradaki yarışa girerek büyüyebileceğini düşünenlerin ülkesi. (İğreti Yaşamlar)
  • Koskoca bir dünyada öylesine rastladığımız biriyle kuruyoruz bütün düşlerimizi, yaşamımızı insanların üstüne kurmamalıydık, insanlar bizi bırakıp giderdi. (Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları)
  • Zaman -neresinde olduğumu hiç belirleyemediğim zaman -çok hızlı, çok hızlı, çok hızlı geçecek, şu rüzgar gibi ve biz onu hep aynı sanacak, hep tutunduğumuz yerde kalmak isteyeceğiz. (Kış İkindisinin Evinde)
  • Ben kimseye göre bir hayat kurmadım, başka birine göre hayatını kurarsan mutsuz olursun. Ben kendim gibiyim. (Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları)
  • Dünyanın pek çok yerinde bir araya gelen topluluklar, kendilerinden olmayanları, kendilerine benzemeyenleri istemediğini haykırıyor, sonra onlara saldırıyor, yok etmek istiyordu. Hepimiz karşımızdakinden aynı şeyi istiyorduk: “Benim gibi ol!” (Aslında Hayal)

  • Bir gece sabaha kadar yazdım ve kitap bitti. (Bazen Unutmak İstersin)
  • Bana mı öyle geliyor yoksa inanılmaz bir aynılaşma dönemi ne mi girdik? (Gerek Yok, Hoş Değil)
  • Evet bazen bir müzik kutusu yalnızca bir eşyadır. Bazen de o kutunun içinden hayatınızı değiştirecek bir şarkı duyuluverir. Çok uzaktan, usulca... (Bazen Unutmak İstersin)
  • Evet artık estetik amleiyatlar var ama sözcükler hâlâ aynı gücü koruyor (İğreti Yaşamlar)
  • Herkes biraz ülkesine benzer… (Yaz)
  • Çünkü sanırım hayatında benim var olabileceğim bir zaman ve mekan yok. (Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları)
  • Bana kalsa dürüst olmak çok daha kolaydı. Asıl cesaret isteyen böyle gizli yaşamaktı. İki hayatı olmak, hayatını ikiye bölmek, parçalanmış bir ruhla, yırtılmış bir kalple, gelgitler içinde kalmaktı... (Başucumda Müzik)