Yeniçeriler - Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Yeniçeriler kimin eseri? Yeniçeriler kitabının yazarı kimdir? Yeniçeriler konusu ve anafikri nedir? Yeniçeriler kitabı ne anlatıyor? Yeniçeriler PDF indirme linki var mı? Yeniçeriler kitabının yazarı Reşad Ekrem Koçu kimdir? İşte Yeniçeriler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Reşad Ekrem Koçu

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786050928891

Sayfa Sayısı: 400

Yeniçeriler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Reşad Ekrem, Yeniçeri Ocağı’nı, kuruluşundan “şehir eşkıyası”na dönüp kaldırılışına kadar, bütün tarihi içinde ele alıyor.

Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…

“Yeniçeri Ocağı kimler tarafından ve niçin kuruldu? Nasıl gelişti? Bu asker ocağının teşkilatı, ananeleri, âdetleri nelerdi? Kışlalarında nasıl yaşadılar, gazalara nasıl gittiler, ihtilalleri nasıl çıkardılar, neler yaptılar? Ocaktan yetişmiş iyi ve kötü şöhretleri kimler oldu ve bir gün nasıl yok oldular?”

Popüler tarih yazıcılığının efsane ismi Reşad Ekrem, Osmanlı’nın “güzide asker”i Yeniçeri Ocağı’nı, kuruluşundan “şehir eşkıyası”na dönüp kaldırılışına kadar, bütün tarihi içinde ele alıyor: Yeniçeri Ocağı, “bıyığını balta kesmez” Yeniçeri ağaları, kazan kaldırmayla başlayan kanlı isyanlar, Yeniçeri şairler, Yeniçeri kahvehaneleri ve daha nicesi…

“Uzun yıllar öncesine dönüyorum ve Murat Reis’in Oğlu’nu okumaya başlıyorum. Büyük bir hayranlıkla okuduğum bu roman uçsuz bucaksız denizlerden geçip giderek bana Osmanlı tarihini sevdiriyor. Yazarı Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı tarihini ‘bugünde yaşatan’ mucizevi, görkemli bir yazar! Reşad Ekrem’in eşsiz eseriyle dostluğum artık hep sürecek,herhalde ölünceye kadar…” Selim İleri

“20. yüzyılın başında şehrin hüzünle yaraladığı ve şehrin hüzünlü ama tamamlanmamış bir imgesini yaratan o özel ruhlardan biridir Reşad Ekrem Koçu

Orhan Pamuk

Yeniçeriler Alıntıları - Sözleri

  • Gidenler devlet hazinesini soymuştu, gelenler hazinede bir şey bulamadıkları için gidenlerin terekesini yağmaladılar.
  • Son yeniçerilerin büyük çoğunluğu Türk'tür. Devşirme nesli yok olmuş gibidir. Bu feci tecellinin tek sebebi kapkara katran gibi yağlı kara cehildir.
  • Ocağın kaldırılmasından sonra yeniçerilik ve Bektaşilik, pek çok garazkâr kimselerin elinde pek çok namuslu adamın adına kara çalmak için bir damga oldu, ayaktakımından ise "yeniçeri" dediler, içtimai bir mevki sahibi ise "Bektaşi" dediler. Devrin en seçkin hekimi ve müverrihi Şanizade Ataullah Efendi, kendisini hiç çekemeyen hekimbaşı Behçet Efendi'nin garazına uğradı ve Bektaşidir diye sürgüne gönderildi, perişan olup öldü gitti.
  • Padişahım, şunu bil ki, devleti ayakta tutan din değil adalettir.
  • Ortaçağ artık kapanıyordu. Kalkacak derebeylik rejimi yerine Yeniçağ'ın yeni bir devlet sistemi olacaktı. Bu yeni sistemin, yeni hanedanların kuracakları merkezi mutlakiyetler olacağını Osmanoğulları gösterdi.
  • “Bir yeniçeriye de bir gün, - Nizamıcedid olur musun? diye sormuşlar. - Vallah billah Moskof olurum, Nizamıcedid olmam!.. demiş.”
  • Odun ateş pahasına, udağacı gibi satılıyor, kömürün tozunu bulsak sürme diye gözümüze çekeceğiz; arpa bulamıyoruz, bir adamın gözünde arpacık çıksa kendini arpa torbasında sanacak, fukaranın gece yakacak yağı, mumu bile yok. İstanbul zürafası kahveyi meşrebine uydurdu, nohut kavurup içiyor, geviş getiren deve gibi, sabun anılsa ağzımız köpürüyor, Bu kıtlığa sebep nedir?
  • Sır Kâtibi Ahmed Efendi, Sultan Selim’in gayetle makbulü bir gençti, padişah, “Seni sarayda saklayamam, benden alırlar, başının çaresine bak" deyiverince Bozdoğan Kemeri yanında bir hizmetkârının evine saklandı, yeri öğrenilip ev sarıldı, Ahmed Efendi dama çıkıp damdan dama atlayarak kaçmak istedi, muvaffak olamadı, sokağa düştü, yerde perişan ve baygın yatarken bir acemi oğlanı, “Mundar gitmesin!..” diyerek bıçakla başını gövdesinden ayırdı.
  • “Son yeniçeriler hakkında, hayta, baldırı çıplak, it, hazele, hatta şehir eşkıyası gibi ağır sıfatları tereddüt etmeden kullandık. Her türlü melanet ve şenaati alameleinnas irtikap eden şerirler olduğunu yazdık. Şurasını da ehemmiyetle kaydedelim ki Sultan Selim tarafından Nizamıcedid’in kurulup tutunmasına ve yürütülmesine memur ettiği devletliler temiz insanlar çıksaydı ne 1807 ihtilali, ne de onu takip eden hazin vakalar ve ne de tarihimize “Vakai Hayriye” adıyla geçen facia olurdu.”
  • İşte efendim, İbrahim Paşa on iki sene süren sadaretinde, halk duasını alamadı, kulakları halk derdi ve şikayeti duymadı. Kömür tozunu gözüne sürme yapan İstanbul halkı bugün bizim gözlerimizi kamaştıran Lale Devri yadigarı eşsiz sanat eseri 3.Ahmet çeşmesini elbette göremezdi. Sabunsuz ve mumsuz halk elbet ki İbrahim Müteferrika Matbaası'nda basılan Vankulu Lügati ile Naima Tarihi'ni okuyacak değildi. Bu halk Sadabad, Asafabad, Şarefabaf gibi mamureleri uzaktan uzağa kinle seyredecekti. Yalın ayaklı Patrona ile yalın ayaklı avanesi halkı elbet ki kolaylıkla ikna edecekti.

Yeniçeriler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yeniçeriler & Reşad Ekrem Koçu I. Murat zamanında kurulan Yeniçeri Ocağı'nın Sultan II. Mahmud tarafından kaldırılana kadar geçen sürede gelişimini, teşkilat yapısını, âdetlerini ve yaptıkları ihtilalleri detaylarla anlatan harika bir kitap. Tarih yazarları arasında çok değerli bir yeri olan Reşad Ekrem Koçu'nun birçok kaynak aracılığıyla aktardığı olayları sıralaması, konunun aslını kaybetmeden açıklayıcı tarzı ve diğer kaynakların hatalı yanlarını tatlı üslûbuyla eleştirmesi kitapla olan bağınızı artırıyor. Böylece çoğu padişahın hayatları, özel yaşamları, karekterleri, seferleri ve o dönemin önemli anlarını da bilgi dağarcığınıza katıyorsunuz. Yeniçerilerin Osmanlı Imparatorluğu'nun en kritik dönemlerinde olumlu ya da olumsuz (1500'lü yıllardan sonra ne yazık ki devletin yönetici kadrosunun taht oyunları nedeniyle olumsuz olmuştur) çokca etkili olduğunu görüyorsunuz. Sonunda Vaka-i Hayriyye ile ortadan kaldırılan Yeniçerilerin yaşam süreci günümüzde de birçok dersi çıkarmamız gereken gelişmeleri barındırmaktadır. O halde. Hadi okuyun. #kitap #kitapokumakgüzeldir #kitapönerisi #yeniceriler #yeniçeriler #reşadekremkoçu #dogankitap #doğankitap #hadiokuyun (Nuri Bülent Aytemiz)

Eseri konuşuyor yine Koçu'nun!: Direk sonuç söylerek başlayayım harika bir kitaptı! Öyle kitabın adına bakıp yeniçerileri anlatıyor demek yazarın emeğine yazık etmek olur. Reşad Ekrem Koçu gerçekten Osmanlı tarihini yazan yazarlar arasında gözde ve değerli benim için; şundan ötürü kaynakçaları ve tarafsızlığı. Tarafsız olduğunu da şu kitaptan şu örnekle destekleyeyim; İsmail Hami Danişmend'in İzahlı Osmanlı Tarihi adlı eseri için: "Sayın Danişmend bu sabit fikrinde o kadar ileri gitmiştir ki, tarih kaynaklarımızda bir yeniçerinin ihanet vakasını coşarak naklederken, din vedevleti uğrunda canla başla dövüşerek şehit olmuş, kahramanlık kılıcını arşa asmış ve hatırası tarih kaynaklarımızda şanlı bir destan olarak nakledilen yeniçerilerin adını bile anmamıştır." Sanılmasın Danişmend'i kıskandığı onun çok değerli bir yazar, Osmanlı tarihi konusunda alim olduğunu da belirtir! Kitabın içeriği hakkında farklı bir şeyler yazayım; Siz biliyor muydunuz av seven padişamızın 35000'e kadar yeniçeriyle ava çıktığını? Yıllardan beri bize anlatılan Patrona Halil İsyanını bir hamam tellağının çıkardığını ve hikayesini? 40000 kişilik bir haçlı ordusuna karşı 8 cevval yeniçeri neferinin nasıl mücadele ettiklerini? Genç Osman'ın vefatına ağlayan destanlar yazan yeniçeri asıllı şairleri? Yeniçeri ocağı kurulmadan önce ölen Hacı Bektaşi Veli'yi neden benimsediklerini? ... vb Kitabın ilk elli sayfası sıkabilir bırakmayınız devam ediniz, yer yer sizi sıkabilir tarihi açıklamalara girmiş yazar size daha açıklayıcı olması için aslında. Osmanlı Tarihini okumayı sevenlere şiddetle öneririm , dil anlamında zorluk yaşamadan keyifle okuyacağınıza eminim. (Verda)

Osmanlı döneminde Yeniçeri askerini varoluş , kültürel gelişimi ve tarihimiz sayfasına unutlmaz padişah katliyle geçen ve akabinde acı bir ders ile yokoluşunu , başları biraz yorsada akabinde sürükleyici hoş bir eser sunmuş Koçu. (Nazım atagün)

Yeniçeriler PDF indirme linki var mı?

Reşad Ekrem Koçu - Yeniçeriler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yeniçeriler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Reşad Ekrem Koçu Kimdir?

Tarihi konularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en önemli yapıtı İstanbul Ansiklopedisi'yle tanınmaktadır. 1905'te İstanbul'da doğan Koçu, Bursa Erkek Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü'nü 1931 tarihinde bitirdi. Aynı fakültede asistan oldu, ancak, 1933 Üniversite Reformunda hocası Ahmet Refik Altınay'la beraber üniversiteden ayrıldı. Alman, Kuleli, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yaptı. Reşad Ekrem Koçu 6 Temmuz 1975'te İstanbul'da öldü.

Öğretmenliği sırasında Tarihten Sesler gibi çeşitli dergi ve gazetelerde şiir, hikâye ve çocuk romanları, Osmanlı döneminin ilginç olaylarını ve kişilerini öyküleştirdiği Forsa Halil (1962), Patrona Halil (1967), Erkek Kızlar (1962) ve Haşmetli Yosmalar (1962) gibi kitaplar yazdı. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin (1943-1967, 6 cilt) bazı bölümlerini bugünkü dile aktardı. Türk Giyim, Kuşam ve Süsleme Sözlüğü (1967) ise alanında yapılmış ilk önemli çalışmadır. Reşad Ekrem Koçu'nun en önemli ve büyük yapıtı, İstanbul'u her yönüyle ayrıntılı biçimde anlatan İstanbul Ansiklopedisi olarak kabul edilir. Bu ansiklopedinin ilk baskısı 1944-1951 Aba-Bahadir Sokağı maddeleri ve ikinci baskısı 1958-1971 yayımlandı ve 11'inci ciltte 7076 sayfaya ulaşarak "Gökçınar" makalesinde yarım kaldı. Koçu'nun diğer kitapları arasında Osmanlı Padişahları (1960) ile Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947) ve 2 ciltlik Kösem Sultan sayılabilir.

Reşad Ekrem Koçu Kitapları - Eserleri

  • Tarihimizde Garip Vakalar
  • Yeniçeriler
  • Kızlarağasının Piçi
  • Kösem Sultan
  • Fatih Sultan Mehmed
  • Osmanlı Padişahları
  • Aşk Yolunda İstanbul'da Neler Olmuş
  • Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri
  • Tarihimizde Kahramanlar
  • Topkapı Sarayı
  • Patrona Halil
  • Kabakçı Mustafa
  • Forsa Halil
  • Erkek Kızlar
  • Osmanlı Tarihinin Panoraması
  • Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar
  • Esircibaşı
  • Kafes Arkası Günahkarları
  • Cevahirli Hanım Sultan
  • Aşık Şair ve Padişahlar
  • Tarihte İstanbul Esnafı
  • Dağ Padişahları
  • Hatice Sultan ile Ressam Melling
  • Haydut Aşkları
  • Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü
  • Türk Zaferleri
  • İstanbul Tulumbacıları
  • Taçlı Fahişeler
  • Selçuk Tarihi
  • Ahmed Rasim - Ahmed Refik

Reşad Ekrem Koçu Alıntıları - Sözleri

  • Bir kere bir akıl çelindi mi üst yanı kolaydır. (Kafes Arkası Günahkarları)
  • Alemdar Mustafa Paşa'nın İstanbul'a girdikten sonra yaptığı işler Vaka-yi Selimiye denilen 1807 Mayıs İhtilali'ne kuvvetle bağlıdır. (Kabakçı Mustafa)
  • Bir gün yeni harp hazırlığının nereye karşı olduğunu soran bir ordu kadısına; "Efendi! Eğer sakalımın tellerinden bir tanesi tasavvurlarımı bilseydi onu koparır ve yakardır!" demişti.. (Fatih Sultan Mehmed)
  • Mayaları aynı çamurdan insanlar çabuk anlaşırlar, ilk tanıştıkları gün kırk yıllık dost kadar yaklaşırlar. (Cevahirli Hanım Sultan)
  • Bütün tebaasının malı ve canı iki dudağı arasında çıkacak emre bağlı padişahlar, askeri ihtilallerde öyle bir acze düşmüşlerdir ki, yüzlerine karşı pervasızca hitaptan ve hatta hakaretten çekinilmemiştir. (Topkapı Sarayı)
  • Abdülaziz'in horoz ve koç dövüştürme merakı ve galip gelen hayvanların boyunlarına elmas nişanlar taktığı rivayetleri saltanatının bu sonuncu devrine yakıştırılan şeylerdir. (Osmanlı Padişahları)
  • Gidenler devlet hazinesini soymuştu, gelenler hazinede bir şey bulamadıkları için gidenlerin terekesini yağmaladılar. (Yeniçeriler)
  • Eski berberler aynı zamanda sünnetçi, dişçi ve hacamatçıydı;kellik, uyuz, sıraca, egzama gibi cilt hastalıklarına da ilaçlar, merhemler yapardı,çeşitli ihtisas sahibi mütetabbiptiler. (Tarihte İstanbul Esnafı)
  • “Bir yeniçeriye de bir gün, - Nizamıcedid olur musun? diye sormuşlar. - Vallah billah Moskof olurum, Nizamıcedid olmam!.. demiş.” (Yeniçeriler)
  • "Şimâlden, cenuptan, şarktan ve garptan, İstanbul'a esen bütün rüzgârlar, fitne ve fesat tohumları saçıyordu." (Esircibaşı)
  • Sarayın odun ambarı 16. asırda bir cinayete sahne olmuştu. 17. asır ortasında ise tarihi bir idam fermanının tatbik edildiği yer oldu. Sultan IV. Murad zamanında asrın büyük şairi, Türk hiciv edebiyatının büyük üstadı Nef'î, bu padişahın gazabına uğrayarak burada idam olundu. ... Şairin cesedi Saray-ı Hümayun'un deniz kenarındaki Balıkhane Kapısı önünden denize atıldı. (Topkapı Sarayı)
  • Bütün bu suları, merhemleri, tozları hazırlamak için bazen 14 yaşında bir erkek çocuğu beyni, bir küçük kızcağızın kalbi lazım geliyordu. Evinin fırınında ve bahçesinin muhtelif yerlerinde, 2.000'den fazla yakılarak öldürülmüş çocuk iskeleti buldular!.. (Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar)
  • Büyük İtalyan edibi Edmondo de Amicis de (1846-1908) İstanbul Seyahatnamesi'nde İstanbul esnafından bahsederken şunları yazıyor : Türklerle pazarlık etmeyin "Rum, müşteriyi seslenip çağırır, eliyle koluyla işaretler yaparak davet eder ;Ermeni, biraz daha temkinlidir;Yahudi, malının fiyatını kulağa fısıldayarak arz eder;Türk'e gelince, sessiz, müşterisini sadece bakışlarıyla çağırır. Bir Türk'e söylediği fiyat için, sakın, 'Biraz aşağı olmaz mı?' diye pazarlığa girişmeyin, bunu kendisine bir hakaret sayar ve 'Ben hırsız mıyım ki önce sizden hakkım olmayan fahiş bir para isteyeyim ve sonra pazarlığa girişeyim!..' der. " (Tarihte İstanbul Esnafı)
  • Halk denilen esrarengiz kitlenin içinde kulakların asla duyamayacağı ve gözlerin hiç göremeyeceği kim bilir ne garip ve acayip şeyler oluyordu? (Erkek Kızlar)
  • Sultan İbrahim'in devrinde hakikat olan yolsuzluk, makam temini için rüşvet toplama, hısım ve akrabayı bir mansıpa kaydırmada dalkavuk kadınların devlet işlerine karışmasıdır; sancakbeyleri, valiler ve kadılar dama taşları gibi durmadan değiştirilmiş, herkes makamından emin olmadığı için verdiği rüşveti gittiği yerde halktan fazlasıyla çıkarmaya çalışmış, bu suretle memleketi zulüm kaplamıştır. (Osmanlı Padişahları)
  • "Şu dünyada garip kaldım. " (Kafes Arkası Günahkarları)
  • "Bencillik gütme, *müstebit olma. Adalet tarlasını bilgi sapanı ile sür ve **meşveret tohumunu ek. Bir an evvel bitip yeşermesi içinde durmadan gözyaşlarınla sula" *zorba, baskıcı **danışma, istişare, görüş paylaşımı (Dağ Padişahları)
  • Abbasi halifelerinden Filozof Memun, "İnsan üç çeşittir" diyor, "Bir kısmı gıda gibi her zaman ve her yerde lazımdır. Bir kısmı deva gibidir, yerinde ve zamamnda lazımdır, bir kısmı da illet gibidir, Allah bizi onlardan korusun!.." (Patrona Halil)
  • Bu hezele guruhunun (Patrona Halil ve peşinden giden ayaktaşlar) kıyamını, Lale Devri'nde İbrahim Paşa ve yâranının sefahat ve lüksüne karşı toplum ıstırabından doğmuş bir hareket gibi göstermek, bizce çok hatalıdır. Patrona ile ayaktaşlarının acı hayat hikâyesini yazar ve onların hakiki simalarını göstermeye çalışırken yukarıdaki satırları, işte bunun için yazdık Halkın ve esnafın bin türlü şikâyeti, vergiler, para ayarsızlığı, toplumu kızdıran himayeler de, lale merakı ve helva sohbeti gibi, Lale Devri'nden evvel de vardı, sonra da devam etti. Kaldı ki, karşısında hırslı muhalifleri ve düşmanları bulunamayan bir iktidar, Türkiye tarihinde değil, cihan tarihinde görülmez. (Patrona Halil)
  • Oğullar ataya yürek yağıdır. Oğulun iyisi gamı dağıtır, Oğlu kim atanın hemsazı olsa Safalı bağı, bostan bağıdır. Oğlu kim dua alup makbul olsa Atanın devleti, yüzü akıdır. (Fatih Sultan Mehmed)