Yerdeniz Öyküleri - Ursula K. Le Guin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Yerdeniz Öyküleri kimin eseri? Yerdeniz Öyküleri kitabının yazarı kimdir? Yerdeniz Öyküleri konusu ve anafikri nedir? Yerdeniz Öyküleri kitabı ne anlatıyor? Yerdeniz Öyküleri kitabının yazarı Ursula K. Le Guin kimdir? İşte Yerdeniz Öyküleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ursula K. Le Guin

Çevirmen: Çiğdem Erkal İpek

Orijinal Adı: Tales From Earthsea

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9789753423274

Sayfa Sayısı: 288

Yerdeniz Öyküleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ursula Le Guin' in kılavuzluğunda, Yerdeniz Takımadaları'nda yeni bir geziye çıkıyoruz. Yerdeniz dizisinin son kitabı olan Tehanu'dan on iki yıl sonra yayımlanan bu beş öykü, takımadaların dört bir yanında dolaştırıyor bizi; Roke'taki Büyücülük Okulu'nun kurulmasından başlayıp, Ged'in gidişinden sonra Okul'da gerçekleşen değişimlere kadar geniş bir zaman yelpazesinde, Yerdeniz' in erkekleri, kadınları ve ejderhalarına dair, isimlere ve büyülere dair yepyeni masallar okuyoruz bu kitapta...

Yerdeniz Öyküleri Alıntıları - Sözleri

  • Dünyadaki bütün ümit, hiç hesaba katılamayan insanlardadır.
  • "Cehalet içindeki güç felakettir!"
  • "Erkeklerden daha ufak tefek oldukları ve dar yerlerde daha rahat hareket edebildikleri ya da toprağa daha ait oldukları için, ya da daha büyük bir ihtimalle âdet olduğu için Yerdeniz'de madenlerde her zaman kadınları çalıştırırlardı."
  • "Artık ne bir ulus kalmıştı, ne de adalet; sadece zenginlerin iradesi vardı."
  • Galiba bizde, insanlıkta bir kötülük var. Güven bunu inkâr ediyor. Bunun üzerinden atlıyor. Bu derin uçurumdan atlıyor. Ama uçurum orada. Ve yaptığımız her şey sonunda kötülüğe hizmet ediyor çünkü biz kötüyüz. Açgözlülük ve zulüm. Dünyaya bakıyorum, buradaki ormanlara ve dağa, gökyüzüne, her şey yerli yerinde, olması gerektiği gibi. Ama biz öyle değiliz. İnsanlar değil. Biz hatalıyız. Yanlış yapıyoruz. Hiç yanlış yapan hayvan yok. Nasıl yapsınlar? Ama biz yapabiliriz ve yapıyoruz. Ve hiç durmuyoruz.
  • İsmim ben demektir, kendimdir. Doğru. Ama o zaman isim ne demek? İsim, bir başkasının bana seslendiği şeydir. Eğer başkası olmasaydı, sırf ben olsaydım, o zaman isme ne ihtiyacım olacaktı?
  • Biz, birbirimiz olmadan hiçbir şey yapamayız. Ama bir araya gelip birbirini güçlendirenler açgözlü olanlar, zalim olanlar. Ve onlara katılmayanlar ise tek başlarına ayrı ayrı duruyor.
  • Erkekler, diğer erkeklere, kadınlar ve çocuklardan daha çok önem veriyorlar.
  • "Susmak hem her şeye hem hiçbir şeye cevaptır."
  • "Cehalet içindeki güç, felakettir!"
  • "Yaşamların çoğunda güzel veya değerli olan o kadar az şey var ki."
  • Cehalet içindeki güç felakettir!
  • “ İyi bir şey yapmanın tehlikesi, aklın iyi niyeti ile işleri doğru dürüst yapma eylemini karıştırmasında yatar. ”
  • Sanat bu, öyle değil mi? Neyi, ne zaman söyleyeceğini bilmek. Geri kalan da sükunet.

Yerdeniz Öyküleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ursula'nın büyülü bir kalemi var. Ne zaman bir kitabını okusam şiir okumuş gibi hissediyorum. Kelimelerle öyle ustalıkla oynuyor ki zaman algımı yitiriyorum okuma sırasında. Yeni başladım sanarken saatlerin geçtiğini fark ediyorum. Yine muhteşem bir Yerdeniz kitabıydı. İçindeki her öykü birbirinden güzeldi. Belki Yerdeniz evrenini çok sevdiğim için böyle geliyordur ama yine beni aldı bilinmez diyarlara götürdü. Susamuru'nun öyküsüne bayıldım. Kazandıkları, kaybettikleri... Yaşamını okumak bir bakıma öğreticiydi. Hiçken hep oldu. Belki herkes benimle aynı düşünmez fakat öyle huzurlu bir sonu vardı ki... Mütevazi ve tatmin ediciydi. Okulun kuruluşuna tanıklık etmek çok hoştu. Koru ve işlevi muazzam bir şekilde anlatılmıştı. Elin Kadınları ise hüzünlü olduğu kadar güçlüydü. Anieb ise en buruk hatıra oldu. Onu ve yaşamını okumayı çok isterdim. Karagül ile Pırlanta ise yetenek ile ilgi ayrışmasının en güzel örneklerinden birini sundu. Yapabildiğimiz her şeyi yapmak zorunda değiliz. Yaptığımız şeyi sevmek başarının en büyük yordayıcısıdır. O yüzden çal Pırlanta, oyna Karagül! Yerin Kemikleri birey mi toplum mu ikileminde özgeciliği seçen büyük bir büyücünün hikayesiydi. Gerçek hayatta da hak ettiği değeri göremeyen fakat yine de büyük fedakarlıklar yapan insanlar vardır. Enhemon da bu insanlardan biriydi. Ogion'u ve gençliğini okumak da benim için çok hoş bir sürpriz oldu. Keçileri onu bekliyordu. Bataklık Yayla ise bana yin yang felsefesini hatırlattı. Her iyinin içindeki kötü, her kötünün içindeki iyi... Merhaba Irioth. Gri karakterler her zaman en sevdiklerim olur. Ama Irioth grilikten de ziyade bana bir mücadele okuma fırsatı sundu. Değişmek için çabalayan bir adam önünde sonunda aradığını bulur. Geçmişini ve bugününü farklı şekillerde ama içten içe hep kendi gücünü ispatlayarak yönetti. Birinde büyük bir büyücü, birinde şifacı oldu. Yalnız ve mutsuz bir hayatın sonunda yuva diyebileceği bir yere kavuştu. Tüm bunların yanında kitapta "Adım Atmaca" cümlesini olduğum anda yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. İnsan gerçekten kitap karakterlerini özleyebiliyormuş. Ve Ejderböceği. İlk olarak beni ismiyle tavladı. Uzun zamandır okuduğum en güzel isimdi. Çok kendine özgü ve eşsiz bir hissiyat uyandırdı bende. Ejderböceği çok güçlü, çok sebat eden bir kadın. Belki dünyanın en zeki insanı değil ama içgüdüleri, önsezileri ve cesareti öyle güçlü ki onu dünyada biricik kılıyor. Yapraklar onu boşu boşuna çağırmıyor. O çağının en büyük insanlarından biri olacak. Ged'den sonra okulu okumak ilginçti. Her şey alt üst olduktan sonra akıl oyunları sahneyi ele geçirmişti. Ustaların çekişmesi sanki tarihteki gerçek bir olayı okuyormuş gibi hissettirdi. Güç arzusu ve toplumun yararını gözetmek arasında büyük bir savaş başlamıştı ve son noktayı bir kadının koymasını kimse beklemiyordu. Bu seride Tenar'ı ve Tehanu'yu en çok seviyordum. İrialı'nın da dahil olmasıyla beraber okuduğum tüm yazarlar içinde en muhteşem kadın karakterler yaratanın Ursula K. Le Guin olduğuna kesin kanaat getirmiş oldum. (Selen)

Yerdeniz serisinin beşinci kitabı önceki kitapların karakterlerinin başrolde olduğu minik hikayeleri anlatıyor. Hikayeyi okurken hangi karakter olduğunu bilmeden okuyorsunuz ve hangi karakter olduğunu öğrendiğinizde sizi çok şaşırtıyor çünkü karakterler ve onların gecmisleri hakkında çarpıcı olaylar (bana göre) anlatılıyor hep, kitaba alışmam biraz zaman aldı ama severek okudum, Ogion’un içinde olduğu hikaye ve Susamuru hikayesi favorimdi. (Şafak Baş)

Yerdeniz Dünyası beşinci kitap Diğer 4 kitapta genellikle olaylar Ged'in etrafında oluşurdu. Bu kitapta Ged yok ve birbirinden bağımsız 5 farklı hikaye anlatılıyor. Birinci hikayede Roke Adasındaki büyücü okulu nasıl oluşturulduğunu anlatıyordu. Büyücü okulunu kadınlar kurmuştu. Ged zamanında ise büyücü okulundan sadece erkekler eğitim alır ve büyücü olurdu. Kadınlar sadece Cadı olurlar. Dördüncü hikayede Ged çıkıyor, Roke'tan kaçan usta ve onu takip edip buluyor sonra da Semel'de bırakıyor onu Ged. En beğendiğim öykü ise son öyküydü. (Vedat)

Yerdeniz Öyküleri PDF indirme linki var mı?

Ursula K. Le Guin - Yerdeniz Öyküleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yerdeniz Öyküleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ursula K. Le Guin Kimdir?

Ursula Kroeber Le Guin (d. 21 Ekim 1929) ABD'li yazar. Bilim kurgu ve fantezi edebiyatının en önemli yazarlarından kabul edilen Le Guin, bu alanlardaki eserlerinin yanı sıra şiir, tiyatro, çocuk ve genç edebiyatı alanlarında da yazar ve çevirmen olarak katkıda bulunmaktadır. İlk romanı 1966 yılında yayımlanan Le Guin'in eserlerinde ağırlıklı olarak Jung'un, taoizimin, varoluşçuluğun ve yunan mitolojisinin etkileri görülmektedir. Yazar, başta Hugo ve Nebula olmak üzere pek çok ödülün sahibidir.

Yaşamı

Ursula Kroeber, ABD'nin Kaliforniya eyaletinde 1929 yılında dünyaya geldi. Antropolog bir babayla (Alfred Kroeber) psikolog ve yazar bir annenin (Theodora Kroeber) kızıdır. İsmini doğum tarihi olan Azize Ursula Günü'nden aldı. Ebeveynleri tarafından üç erkek kardeşi ile beraber kültürel çeşitlilik fikrinin hakim olduğu bir ev ortamında yetiştirildi. Massachusetts-Radcliffe College’da lisans eğitimini tamamladıktan sonra Columbia Üniversitesi'ni bitirdi ve yüksek lisansını “Fransa ve İtalya’da Orta Çağ ve Rönesans Dönemi Edebiyatı” üzerine yaptı. 1951’de tarihçi Charles A. Le Guin ile evlendi. Üç çocuk ve dört torun sahibi oldu. Le Guin 22 Ocak 2018'de Portland'daki evinde 88 yaşında öldü.

Edebiyat hayatı

Bilimkurgu türünde yazmaya 1960'li yıllarda başladı. İlk öyküsü 1962’de yayınlandı. Pek çok üniversitede ders verdi, çeviri, derleme ve makaleleri yayınlandı. Le Guin, 1969'da yazmış olduğu "Karanlığın Sol Eli" adlı romanıyla bilimkurgu dünyasının iki büyük ödülü olan Hugo ve Nebula ödüllerini aldıktan sonra ün kazanmıştır. Ayrıca, 1974'te yazmış olduğu ütopik bilimkurgu romanı Mülksüzler ile 1975'de yine Hugo ve Nebula ödüllerini almıştır. Bilimkurgu ve fantastik kurgunun yanı sıra şiir ve çocuk kitapları da bulunmaktadır.

LeGuin, teknolojik gelişmelerin değil, politika, toplumbilim ve psikolojinin öne çıktığı ve alternatif toplum biçimlerinin sorgulandığı bilimkurgu yaklaşımının en önemli temsilcilerindendir.

Eserleri arasında özellikle Yerdeniz Üçlemesi ve buna sonradan eklenen dördüncü, beşinci ve altıncı kitapla çok ciddi hayran kitlesine ulaşmıştır. Bu serinin 3. romanı olan "En Uzak Sahil" (The Farthest Shore) kitabıyla 1973 yılında Çocuk Kitapları için verilen ABD milli ödülü (National Book Award) kazanmıştır. 1990 yılında yeniden Nebula ödülünü Tehanu ile kazanmıştır.

Ana temaları

Temel feminist teoreme oldukça hakim olan Le Guin yazılarında teorisini gizlice vererek erkek okuru rahatsız etmez ve teoriyi okuyucuya gizlice zerk eder. Anarşist eğilimli ya da anaerkil toplumlar yaratmaktan çekinmez. Zaten hayatı boyunca asice hareket etmiştir. Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar adlı makale denemesinde, bir yazısında zamanında Playboy dergisinde bile yazdığını söylemektedir. Pek çok okuru için bilge bir kadın tiplemesi olan LeGuin Ged (Çevik Atmaca) karakteri ile de pek çok okurun kişiliğine etki etmiştir. Yüzüklerin Efendisindeki bilge ve ilk yaratılanGandalf'ın aksine (Gandalf Tolkien mitosunda ilk yaratılan ve kutsal olan maiardandır. Bkz. Güç Yüzüklerine Dair adlı Tolkien kitabı) LeGuin'in baş kahramanı Ged Gontlu bir keçi çobanı olarak başlayıp Roke adası büyücülerinin en büyüklerinden olmuştur. Yeraltı tanrılarının başrahibesi Tenar ise sıradan bir kadın olmayı tercih ederek kendini bulmuştur. LeGuin'in her kahramanı, her romanı bir süreç, bir değişim anlatır. Bilgeliği ve büyümeyi değişmekten korkmamakta bulur.

Le Guin'in karakterleri basma kalıp kahramanlardan uzaktır. Genç mükemmel kadın ve erkekler yaratmayan yazarın kahramaları genellikle yaşlı adamlar veya koca karılar, cılız, sakat veya tecavüze uğramış ve intikam peşinde koşamayacak kadar çaresiz çocuklardan oluşmaktadır. Bu haliyle Le Guin romanları çaresizliği, yaşama cesaretini vurgulayan mütevazi görünümlü gizli bir romantizim barındırmaktadır. Oldukça sık kölelikten bahseder. Öncelikle köleliği tüm şatafatlı sembollerinden arındırır. Köleleri, bir kölenin yalın ve itirazsız, itaatkar dünyasında her hangi bir şeyi sorgulama yeteneğinden yoksun insanlardır. İsyandan bahseder, ama yanlışlıkla köle sıfatı taşıyan soylu kurtarıcılardan yoksundur hikâyeleri. Kadınlık ve erkeklik, çocukluk ve erişkinlik, kölelik ve sahiplik gibi zıtlıklara vurgu yapmaktadır. Le Guin yalın ama şiddet dolu bir evreni yansıtır. Şiddeti adlandırmaktan çekinmez. Özgürlük ve cesaret dolu bir dili vardır.

Daha fazla bilgi için: https://tr.wikipedia.org/wiki/Ursula_K._Le_Guin

Ursula K. Le Guin Kitapları - Eserleri

  • Mülksüzler
  • Yerdeniz Büyücüsü
  • Atuan Mezarları
  • Sürgün Gezegeni
  • Karanlığın Sol Eli
  • En Uzak Sahil
  • Tehanu
  • Yerdeniz Öyküleri
  • Öteki Rüzgar
  • Her Yerden Çok Uzakta
  • Rüyanın Öte Yakası
  • Yaban Kızlar
  • Dünyaya Orman Denir
  • Yerdeniz
  • Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
  • Marifetler
  • Anlatış
  • Rocannon'un Dünyası
  • Lavinia
  • Lao Tzu: Tao Te Ching
  • Sesler
  • Başlama Yeri
  • Güçler
  • Devrimden Önceki Gün
  • Bağışlanmanın Dört Yolu
  • Dümeni Yaratıcılığa Kırmak
  • Rüzgargülü
  • Balıkçıl Gözü
  • İçdeniz Balıkçısı
  • Orsinya Öyküleri
  • Yanılsamalar Kenti
  • Dünyanın Kıyısında Dans
  • Yazma Üzerine Sohbetler
  • Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak
  • Uçuştan Uçuşa
  • Kanatlı Kediler Masalı 1 - Dört Yavru
  • Zihinde Bir Dalga
  • Rüzgarın On İki Köşesi
  • Aya Tırmanmak ve Diğer Öyküler
  • Malafrena
  • Hep Yuvaya Dönmek
  • Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler
  • Şimdilik Her Şey Yolunda
  • Günün Geç Vakitleri
  • Kanatlı Kediler Masalı 2 - Yuvaya Dönüş
  • Boşa Geçirecek Vakit Yok
  • Kanatlı Kediler Masalı 4 - Kentte Tek Başına
  • Balık Çorbası
  • Kanatlı Kediler Masalı 3 - Yeni Arkadaş
  • Uçsuz Bucaksız
  • The Ones Who Walk Away from Omelas
  • Sözcüklerdir Bütün Derdim
  • Başka Bir Yer
  • Denizyolu
  • Atmacanın Türküsü
  • The Daughter of Odren
  • Schrodinger’s Cat
  • The Stars Below
  • Direction of the Road
  • Things A Story
  • A Trip to the Head
  • The Field of Vision
  • Semley's Necklace
  • Vaster than Empires and More Slow
  • Why are Americans Afraid of Dragons?
  • Yerdeniz Büyücüsü
  • The Other Wind
  • Tales from Earthsea: The Fifth Book of Earthsea
  • Balina Süleyman’ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu
  • Tehanu
  • The Farthest Shore

Ursula K. Le Guin Alıntıları - Sözleri

  • "Sana ayrıldığım zamanki gibi geri geldim: Bir aptal olarak." (Yerdeniz Büyücüsü)
  • “Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.” (Marifetler)
  • Bu gece mavi bir ay doğacak güneş, rüzgarın ardında battığında. Hep yaptım. Hep yaptım doğru şeyi. Şimdi izin verin başlasın varoluşum şarkısına. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)
  • içine şeytanı saldılar mı, asla kurtulamazsın. Hamile olmak yerine onu taşırsın. (Denizyolu)
  • Bazı insanlar sanatın kontrolle ilişkili olduğunu düşünür. Ben daha çok kendini kontrolle ilgili olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir şey: İçimde anlatılmak isteyen bir hikaye var. O benim amacım. Ben onun aracıyım. Eğer kendimi, egomu, istek ve fikirlerimi, zihinsel çöpümü bir kenarda tutabilir, hikayenin odağını bulabilir ve hikayeyi takip edebilirsem, hikaye kendi kendini anlatacaktır. (Yazma Üzerine Sohbetler)
  • Domuzların üstünde dolaşan Şaşkın sinekler gibidir düşünceler. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)

  • Gitmek kolaydı. Gitmeyi sürdürmek zordu. (Balıkçıl Gözü)
  • “Bir kadına âşık bir adam mı? Ben sadece kadınların âşık olabildiklerini zannederdim.” “Bazen kadınlar bir erkeğe âşık olabiliyor ki bu da çok kötü” (Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler)
  • Belki de sevme isteği dışında tutunabileceği bir şey yoktu. Eğer o duyguyu da yitirirse kaybolurdu. (Başlama Yeri)
  • Sağır bir şiddet karşısında hangi söz bir anlam ifade eder ki? (Tehanu)
  • ...herkese karşı adil olma havamda değilim. Kendime karşı adil olma havamdayım. (Zihinde Bir Dalga)
  • To refuse death is to refuse life. (The Farthest Shore)
  • "Erkeklerden daha ufak tefek oldukları ve dar yerlerde daha rahat hareket edebildikleri ya da toprağa daha ait oldukları için, ya da daha büyük bir ihtimalle âdet olduğu için Yerdeniz'de madenlerde her zaman kadınları çalıştırırlardı." (Yerdeniz Öyküleri)

  • Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor.. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler. (Sesler)
  • “Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler.” (Sesler)
  • "Sanki bütün hayatımız boyunca kapıları kilitleyip duruyor gibiyiz. Yaşadığımız yer evin içi." (Tehanu)
  • BİR TOPLULUĞUN odak noktasıdır kütüphane, o topluluk için kutsal bir yerdir... (Zihinde Bir Dalga)
  • İnsanın kendi bedeni bir nesne değildir, bir aksesuar değildir, göz zevki vermekle yükümlü bir süs eşyası değildir, sensindir o, yalnızca sen, kendin. Ne zaman ki sen olmaktan çıkar, senin olmaya başlar, sahip olduğun bir şey olmaya başlar, sen de o zaman başlarsın işte onun için kaygılanmaya... (Devrimden Önceki Gün)
  • Bu sevişmelerin üzerinde tefler çalınsın, tutkunun görkemi gonglarla ilan edilsin. (The Ones Who Walk Away from Omelas)
  • Zihnimde, öykü ile roman arasındaki bağlantı oldukça ilginç. "Semley'in Kolyesi" kendi başına tam bir öykü ise de, aslında bir romanın tohumu. Öyküyü tamamladığımda Semley ile de işim bitmişti. Ama öyküde küçük bir role sahip, sadece yolu oradan geçen bir karakter vardı: Öykü bittiğinde yeniden gölgelere karışmaya itiraz eden biri. "Benim öykümü de yaz," diye başımın etini yiyip duran biri: "Ben Rocannon. Dünyamı keşfe çıkmak istiyorum ... " Ben de dediğini yaptım. İnanın, bu insanlarla tartışmaya giremiyorsunuz. (Rüzgarın On İki Köşesi)