Yeşil - İnci Aral Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yeşil kimin eseri? Yeşil kitabının yazarı kimdir? Yeşil konusu ve anafikri nedir? Yeşil kitabı ne anlatıyor? Yeşil kitabının yazarı İnci Aral kimdir? İşte Yeşil kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: İnci Aral
Yayın Evi: Turkuaz Kitapçılık Ve Yayıncılık
İSBN: 9786054069057
Sayfa Sayısı: 368
Yeşil Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir dostluk nasıl tarazlana tarazlana incelir, kopma noktasına gelir, ya da üstündeki lekeler genişler, yayılır? Güvensizlikler, kazık atmalar onu nasıl epritip yok eder, bir evlilik nasıl eskir, derinliğini yitirip yüzeyselleşerek te boyutluluğa indirgenir de insan yanılmışlığın acısını duyar; ayrılık göründüğünde bir sevi nasıl da parıltısını yitirir, koflaşır, yaşananlar unutulmuş, değerler değersizmiş gibi yoksanır; yaşam biterken bilinenler bilinmiyormuş gibi yapılır, dayanılamayan şeylere dayanılır? Yeni Yalan Zamanlar bunları, yaşamımızı dolduran yalanların öyküsünü anlatıyor ve bunun için hem insanları hem de onların kurdukları, yaşadıkları bütün kurumları, duyguları ve dürtüleri inceliyor İnci Aral...
Özellikle aile içi şiddetin ve ensestin anlatıldığı bölümler acının yürekteki el izleri gibi paralayıcı. Çarpıcı, şaşırtıcı, güçlü ve yeniliklerle dolu bir kitap, Yeni Yalan Zamanlar. Yazarın siyasal kimliği en yoğun olan romanı bu.
-Ayla Kutlu-
(Tanıtım Bülteninden)
Yeşil Alıntıları - Sözleri
- İğne ucu kadar, kum tanesi büyüklüğünde bir işaret bırakmalı dünyaya insan çekip gitmeden. Bir kapıyı aralamalı. Evet, bir kapı, bir anahtar, biraz ışık. Hepsi bu.
- Hoşgörü ve bağışlamadır o insanı günahtan arındıran duygu.
- Zaten bütün evler birbirine benzer, kokuları değişik olur yalnızca. Koku... kitap, yağlıboya, sabun, güneşte kalmış yün kokusu karışımı.
- Sanatın özü ise karşıtlıktır
- Mutluluk kendi tarihini oluşturabilecek bir süreç değil. İnsan asıl acılarını anlatmaya yatkın bu yüzden. Acı çekme güdüsü, bir bakıma insanın var olduğu günden bu yana katlanmak zorunda kaldığı her şey yüzünden kalıtsal olarak genlerine yerleşmiş olabilir.
- Derin bir çukur kazıp bana acı veren her şeyi-ve onu - gömmek, üstünü örtmek ve bu mezara işaret koymamak demekti unutmak. Gerisi boşluk
- Sevgidir yaratığı insan kılan.
- Sevgi ,evet sevgidir yaratığı insan kılan
- "Dunya'da çok incindim, Jüpiter'e gidiyorum, acıyla kal.....
- Ama ruhun teninin altında güdük kalmış bir bitki.
- Bütün trafik lambalarını parçalıyorum. Kırmızı, yeşil, sarı boyalar dolduruyorum kovalarıma. Sonra fırçamı batırıp batırıp kentin tüm duvarlarını çiçekliyorum. Tüm kaldırımlarını tüm vitrinlerini.
- Ben sürekli gönlünü almam gereken birini değil, bana kolaylıkla sevecenlik gösterebilecek insanı aradım..
- Dünyanın sevgiyle güzelleştiğine inanır
- Köpekler havlardı uzak uzak. Kadınlar ağlardı derin derin.
Yeşil İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Daha çok Zkuşagı kitaplarını andıran fazlaca da derine inmeyen denememi romanmı diye düşündüren kitap.Yazarın emeği var ortada fakat donanımlı bir eser değil konudan konuya geçişleri insana hep yarım kalmış hissi veriyor. (fadimental)
"ağladım her ölüm anlaşılmaz ve boşunadır ardında sokaklar kalır kirli bir gömlek eski bir mektup yayları göçmüş bir koltuk kalır kaldığın yer işaretlemeyi unuttuğun bir kitap anahtarlığın korkuların kalır kucaklaşmaların öpüşlerin kokun soruların kalır yalanların çocukluğun senden çalınanlar kalır gerisini alır götürürsün sürükler götürürsün" Yazılmış kitaplar arasında bir tane kitabın yazarı olmayı dileyecek olsam o kitap kesinlikle bu olurdu. "Yeni Yalan Zamanlar", İnci Aral'ın bu müthiş üçlemesinden ilki olan "Yeşil"i okumaya başladığınızda "Safran Sarı" ve "Mor" sıradaki okuyacaklarınız olarak listedeki yerini kendiliğinden alıyor. Kitap 1994 yılında yayımlanmış olmasına rağmen sanki bu günlerin hikayesini anlatıyor gibi. Siyasal iklim, baskı, sansür, korku, muhafazakarlığın riyakarlığı, ensest gibi bu coğrafyada kendini her dönem var etmiş problemlerden ziyade bireysel anlamda bir ilişki kurmanın, o ilişkiyi yürütmenin ve bitirmenin zorlukları, ayrılık sonrası sancı ve insana dair daha birçok ikilem... Okurken karakterlerden biri belki siz belki de çok yakından tanıdığınız biri gibi gelecek. Kitaplığınızda mutlaka yerini alması gereken gerçekçi ve bir o o kadar da içten bir dille yazılmış harika bir roman. (s)
Kitap bir romanın yazılış sürecini romanın kahramanlarını yazarın bu kahramanlara müdahale etme sürecini anlatıyor. Yazarı zorla alıkonulan bir yerde görüyoruz. Daha sonra oranın yetenekli sanatçıları zorla alıp eserlerini tamamlamaya zorladıkları bir kurum gibi bir yer olduğunu öğreniyoruz. Aslında kitap çok karmaşık. Bir yandan romanı yazarın kahramanları yönlendirmesini okuyorsunuz. Bir yandan kahramanları kendi ağzından okuyorsunuz. Gerçekten okurken zorlandığım bir roman oldu. Kitapta aile içi cinsel istismarı yozlaşan toplum değerlerini kadınların bir şeye zorlandığı gibi bir çok okuyoruz. Her şey çok karmaşık. Sanki böyle oturulmuş ve aniden yazılmaya karar verilmiş gibi. Olaylar kurgular arası belirli bir bütünlük yok. Okurken yoruluyorsunuz. Özellikle son sayfalara doğru kitap geçip kitap bilmiyor. Seri romanı olduğu için ümidim diğer iki romanda. Umarım bir şeyler devam kitaplarında yoluna girer. (Çağla Taşdemir)
Kitabın Yazarı İnci Aral Kimdir?
1944 yılında Denizli'de doğdu. Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü bitirdi.
Altı öykü kitabı, altı romanı yayımlanmıştır. Yazar, 1992 yılında Ölü Erkek Kuşlar adlı romanı ile Yunus Nadi Ödülü'nü kazandı, 2002 yılında yayınlanan romanı Mor ile de Orhan Kemal Roman Armağanı'nı aldı.
1994'te yayımladığı Yeni Yalan Zamanlar, 2002'de yayımlanan Mor ve 2007'de yayımlanan Safran Sarı romanını Yeni Yalan Zamanlar başlıklı bir üçleme haline getirdi.
Eserlerinde, bireylerin ekonomik, kültürel olgu ve değişimlerin etkisiyle biçimlenen ruh hallerini, toplumsal savrulma ve çözülmeleri, kadın erkek sorunlarını, iletişimsizliği, aşkın imkansızlığını anlatıyor ve sancılı varoluş durumlarını irdeliyor. Öykü ve Romanları; Fransa, Makedonya, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelerde yayımlandı.
İnci Aral Kitapları - Eserleri
- Mor
- Şarkını Söylediğin Zaman
- Sevgili
- Ölü Erkek Kuşlar
- Safran Sarı
- Sadakat
- İçimden Kuşlar Göçüyor
- Kendi Gecesinde
- Yeşil
- Taş ve Ten
- Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm
- Kıran Resimleri
- Ruhumu Öpmeyi Unuttun
- Ağda Zamanı
- Gölgede Kırk Derece
- Unutmak
- Sevginin Eşsiz Kışı
- Uykusuzlar
- Yazma Büyüsü
- Anlar İzler Tutkular
- Yeni Yalan Zamanlar
- Aşkın Güzelliği
- Kan Günleri ve Nar Ağrısı
- Yukarlarda En Uzaklarda
- Toplu Öyküler 1 - Sevginin Eşsiz Kışı / Uykusuzlar / Gölgede Kırk Derece
- Zahit Büyükişleyen
- Mozaik
- İnci Aral Küçükken Ne Olmak İstiyordu?
İnci Aral Alıntıları - Sözleri
- Yaşamak, şimdi var şimdi yok bir hiçlik, bir karşı koyuş, bir büyük direnmeydi. (Kıran Resimleri)
- İyi biliyorum, dünyaya duyduğu korkuyu bastırmaya çalışan, çözemediği her şeyi hafife alan yanı bu onun. (Uykusuzlar)
- Bütün trafik lambalarını parçalıyorum. Kırmızı, yeşil, sarı boyalar dolduruyorum kovalarıma. Sonra fırçamı batırıp batırıp kentin tüm duvarlarını çiçekliyorum. Tüm kaldırımlarını tüm vitrinlerini. (Yeşil)
- yanlış programlanmış bir bilgisayar gibi çalışıyor senin kafan, her şeye karşın sevildiğine inandırmak olanaksız artık seni. hiçbir zaman anlayamadın benim için bir hazine değerinde olduğunu. (Sevginin Eşsiz Kışı)
- Kişi ne geçmişini silmeyi ne de olası geleceğine isyan etmeyi becerebiliyor. (Kendi Gecesinde)
- Araya ayrılık girince de her şey bitecekti. Tabi bazen de ayrılık sevgiyi güçlendiriyordu. Şimdiden bilemezdim nereye varacağımızı. (Yukarlarda En Uzaklarda)
- Belki de zaman bütün acılarıyla ve bıraktığı izlerle uzun, güzel bir mevsimdir. (Anlar İzler Tutkular)
- Yüzüme yansımış iç yorgunluklar, zor aşklar, ayrılıklar, kederler. (İçimden Kuşlar Göçüyor)
- Bir yığın insan yorgunluklar, acılar içinde yaşıyor. Binlerce insan doğuyor, ölüyor. Pazarlıklar yapılıyor. (Ölü Erkek Kuşlar)
- Ben yaşamıma karışmış bütün erkekleri sevdim.Sevgiler yordu beni. Bir yaz yağmurunun altında gökyüzüyle yıkanan ağaçları sevdim. Kelebek kanatlarındaki benekleri. Güne açılan pencereleri. Bütün hayvanları ve en çok kedileri. (Şarkını Söylediğin Zaman)
- Yazdığı bir cümleyi anımsadı: Bazen kötü, çok kötü yollara sapmayı düşünüyorum! Bu yolların neler olabileceğini kestiremiyordu şimdiden. Kötülük görece bir kavramdı çünkü. Bazen aşın uysallık, bazen asilik olarak adlandırılabilirdi. Önemli olan bilinmez yollarda kimliğini yitirirse insanın kendini yeniden nerde bulacağını biliyor olmasıydı.. (Safran Sarı)
- Bakışlarındaki soğuk iklimlere dayanamıyorum. Gitmek istiyorum... Özlediğim bir geçmiş, istediğim bir gelecek; artık yok. Yalnızca gitmek istiyorum. Kendim olabileceğim bir yere ve zamana gitmek istiyorum.. (Anlar İzler Tutkular)
- Bu ülkenin bir yerlerinde sinemaya giden kızlar kasaba meydanlarında boğazlanıyorsa hâlâ, dayak yiyen kadınlar çocuklarıyla birlikte ölmeyi seçiyorsa, öğretmensiz, okulsuz binlerce köydeki kız çocukları parayla alınıp satılıyorsa, insan nasıl olup da çağın gereklerinden ve gerçeklerinden payına düşeni almayı bu biçimde savunabilir? Ben hâlâ bunlara şaşıyorum işte. Bir yerlerde takılıp kalmışım anlaşılan. (İçimden Kuşlar Göçüyor)
- Umuttan uzak ama gerçeğe yakın. (Ağda Zamanı)
- Eş, insanın güvenli bir limanda, olasılıkla candan bir hayat arkadaşıyla ve çocuklarla, çoğalarak, huzur içinde, sorumlulukları bölüşerek yaşadığı kişidir. Ya da böyle olması arzu edilir. Bu arzu, doğaldır, açıktır. Ama aşk başka bir şeydir. (Aşkın Güzelliği)
- Öyle darmadağın oldum ki kimse toplayamaz kırıklarımı artık... (Ölü Erkek Kuşlar)
- Gideceğin yerin önemi yok, gitmek önemli yalnızca... (Gölgede Kırk Derece)
- Yok hayır, ölümü düşünmüyorum, yaşamayı beceremeyenlerin intiharları da bir işe yaramaz.. (Toplu Öyküler 1 - Sevginin Eşsiz Kışı / Uykusuzlar / Gölgede Kırk Derece)
- "Ülkenin bütün aklı başında yazarları aynı duygular içinde.Yazmanın açıkça ve resmi biçimde suç sayıldığı bir yerde,hele son seçimlerden bu yana,yani açıkçası başımıza gelen bunca şeyden sonra...." (Yeni Yalan Zamanlar)
- Birbirimizin hayatından çıktık, beni içinden kovdu ve hâlâ güvenmiyor. Kimseye güveni yok aslında. Böyle uzakta oluşumuz ikimiz için de daha iyi. (Yukarlarda En Uzaklarda)