Yeşil Renkli Namus Gazı - Aziz Nesin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yeşil Renkli Namus Gazı kimin eseri? Yeşil Renkli Namus Gazı kitabının yazarı kimdir? Yeşil Renkli Namus Gazı konusu ve anafikri nedir? Yeşil Renkli Namus Gazı kitabı ne anlatıyor? Yeşil Renkli Namus Gazı kitabının yazarı Aziz Nesin kimdir? İşte Yeşil Renkli Namus Gazı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Aziz Nesin
Yayın Evi: Nesin Yayınları
İSBN: 9789759038151
Sayfa Sayısı: 160
Yeşil Renkli Namus Gazı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Namus gazı yarım litrelik, bir litrelik, iki litrelik şişelerde, beş litrelik binliklerde ve onbeş litrelik damacanalarda, yani norm üzerine beş boy kap içinde standardize edilmişti.
Dediğimiz gibi, çok duyarlı ve korunması pek zor olduğundan, birazcık ışık alıp Namus’larının rengi attığı için üzüntülerinden intihar edenler çok oluyordu. Gazetelerde sık sık, "Sahip olduğu iki damacana Namus’unun ışık alarak rengi attığı için bir tüccar intihar etti” gibi haberler çıkmaktaydı. Namus yüzünden cinayetler de oluyordu: "Şişenin tıpasını açık bırakarak Namus’unu uçurduğu için bir adam karısını öldürdü.”
"Tıpasındaki aralıktan şişede sızma sonucu havaya değinerek Namus’u yanan bir genç kız, babasından korkarak, on gün önce ayrıldığı evine bir daha dönmemiştir.”
Gazetelerde şu türlü ilanlar da sık sık görülüyordu:
"Sevgili eşim, yirmibir dereceden yüksek ısıya bıraktığı ikibinlik Namus’umuzu bozmuş olduğu için kendisine darılacağım korkusuyla mutlu yuvamızı ve iki yavrumuzu bırakarak gitmiştir. Sevgili eşim! Yavrularım, ‘Anne, anne!’ diye ağlıyorlar. Seni, ben affettim, Tanrı da affetsin! Dön gel mutlu yuvamıza. Elbirliğiyle çalışarak, bozulan Namus’umuzdan daha çoğunu kazanırız.
Yeşil Renkli Namus Gazı Alıntıları - Sözleri
- Kitaba adını veren «Yeşil Renkli Namus Gazı Operası»nı, rahmetli Hasan Ali Yücel, vaktiyle, yazardan, piyes yapmasını istemiş. Aziz Nesin, hikâyeyi onun anısına adamış.
- Eşek gibi çalışılmaz, Sen eşek misin? Eşekler çalışır eşek gibi... Katır gibi de çalışılmaz! Seri katır mısın? Katırlar çalışır, katır gibi!... Öküz gibi de çalışılmaz! Sen öküz müsün? Öküzler çalışır öküz gibi... Sen insansın ulan!... İnsan gibi... Değil. Gibi değil... İnsanca çalışacaksın, İnsan olarak...
- Fakirlik ayıp değil...
- Hepimizin başına gelmiştir: Kimi tip insanlar vardır, onları daha ilk görüşte bir soğukluk duyarız; ya çirkin görünüşlerinden, ya kabalıklarından, ya bayağıca davranışlarından, yada hiç açıklayamadığımız bir nedenle sevemeyiz öylelerini... Böyle kişiler, sonra konuşmaya başlayınca, konuştukça konuştukça, ilk duygulanınız değişir, sözlerinden iç dünyalarının güzellikleri önümüze serilir. 0 sevimsiz, soğuk dış görünüşlerinin içinde saklı güzel, sıcak bir iç dünyaları olduğu ortaya çıkar.
- Bu dünyada insaniyetlik kalmamış...
- «Namus Hukuku» ikiye ayrılır: 1 —Devletlerarası Namus Hukuku, 2 — Sokaklararası Namus Hukuku.
- İnsan yalan söylemeli ama yakışığınca söylemeli.
- Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük.
- Çok kötü oluyor şu insanlar...
- insan, şartlarını yakından bildiği bir ortamın gerçeklerine karşı zor beğenir oluyor.
- dünyada herkesin Namuslu olması, herkesin Namus'suz olması kadar tehlikelidir.
- İnsanoğlunun en verimli, en güçlü çağı, yirmibeş, otuz yaş arasıdır. İnsanoğlunun en verimsiz, en güçsüz, en işe yaramaz çağı altmışbeşten sonraki yaşıdır.
- En değerli madde Namus'tu. Yeryüzünde Namus'tan daha değerli hiç, ama hiçbişey yoktu. Onun için bütün insanlar Namus'a sahip olmak için çalışır, çabalar, didinirlerdi
- En çok sever görünenler, ilkönce bırakırlar bizi.
Yeşil Renkli Namus Gazı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ustaya Saygı Duruşu: Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki bu bir inceleme değil ustaya / ustama saygı duruşudur. Bugün -kendi çapımda- öykü yazabiliyorsam bunun ilk ateşleyicisi üstat Aziz Nesin'dir. Çocukken oyuncaklarım evin kütüphanesinde sıra sıra duran ansiklopedilerdi. Okumayı söktükten sonra çocukluğum ayrılmaz bir parçasıydı. Onlar varken evin dışında oynamaya hiç ihtiyaç duymayan kendi kendime yeten bir çocuktum. Gel zaman git zaman hayatın bana yeni yollar sunduğu, "cep delik cepken delik, kol delik mintan delik" asgari ücretle çalışıp süründüğüm zamanlarda çocukluğumda kalan okuma aşkım yeniden alevlendi. Yaş 22, yakın tarihe meraklı, siyaseti anlamaya, Dünyada olup bitenlerin idrakına varmaya çalışan bir gençtim. Kısıtlı paramla siyaset tarihi ve ülkenin yakın zamanı üzerine pek çok okuma yaptım. Yaklaşık bir, bir buçuk yıl süren bu yoğun okuma ve anlama zamanında sonra evimize her gün giren gazetenin yaptığı sürprizle Aziz Nesin'in öyküleriyle tanıştım. Yıl 2006, okuma alışkanlığımın artık oturduğu, elime bir şekilde geçen her kitabı yutarcasına okuduğum zamanlar. Şimdi Avrupa, Gerçeğin Masalı, İstanbul'un Halleri, Memurlar Memurlar ve Şehirden İndim Köye adlı Nesin Yayınevi tarafından oluşturulmuş öykü seçkileri gazete alanlara hediye olarak veriliyordu. Aziz Nesin'den sonra aynı gazete bir de Rıfat Ilgaz gibi değerli bir başka toplumcu gerçekçi mizah yazarımızın kitaplarını vermeye başladı. Bir de onları okuyunca edebiyatın adeta müptelası oldum. Bu kitapları okuduktan sonra tam manasıyla edebiyatla tanıştım ve bu öyle bir tanışmaydı ki o gün bugündür aralıksız her gün edebi eser okuyorum. Peki bu iki yazarı bana sevdiren unsurlar nelerdi? Bu soruya şimdiki aklımla cevabım, toplumun aksaklıklarını ve politikacıların, bürokratların zaaflarını, eksik yönlerini çok iyi gözlemlemeleri, bunları gayet akıcı, mizahi bir dille dile getirmeleriydi. O tarihten sonra hayatımın her döneminde Aziz Nesin kitapları yer aldı. Cep delik cepken deliklik nedeniyle sahaflardan Adam Yayınları baskılarını (O zamanlar Nesin Yayınevi'nin sıfır kitaplarına param yetişmiyordu) toplayıp okuyordum. Bu öyle bir okumaydı ki bazen bir gün içinde 150 sayfalık kitabı okuyup yutuyordum. Okudukça daha çok Aziz Nesin öyküleri okumak istiyordum. Sonra onun romanları olduğunu da keşfettim, bu sefer onları da bir şekilde sahaflardan alıp okumaya başladım. Bu böyle yıllardır devam ediyor. Hala arada sahaflarda denk geldiğimde eski baskısından bir Aziz Nesin öykü kitabı satın alırım. Nesin Yayınevi'nin Aziz Nesin kitapları setlerinden (yedi kitaplık roman seti gibi) alırım. Yani yaklaşık 15 senedir Aziz Nesin, edebiyat yolculuğumun tam orta noktasında duruyor. Peki kimdir bu Aziz Nesin? Edebiyatı hakkında söylenecek çok söz var ama kendi Youtube kanalımda hem bu kitap hakkında hem de öykücülüğü, romancılığı ve onun sinema-tiyatroyla olan ilişkisi üzerine çeşitli videolar çektim. (Buraya linklerini koymayacağım, arzu eden olursa kanaldan arattırıp bulabilir.) Onu hep siyasi yönüyle, din ve toplum hakkındaki sözleriyle yorumlarız. Tabii ki Aziz Nesin gibi bir şahsiyet düşüncelerinden ayırt edilemez belki ama ona önyargıyla bakan arkadaşlarımız muazzam bir yazarı kaçırıyorlar. Aziz Nesin’in problemi inananla, inançla değil başta din tüccarları ve onları kullanan siyasetçiler olmak üzere sistemdeki aksaklıkların kaynağı olan gruplarladır. O, toplumumuzun olumlu, olumsuz tüm yanlarını adeta kılcal damarlarına kadar gözlemlemiş ve damıttıklarından öykülerini çıkarmıştır. Onun öykülerini her yaşta okuyabilirsiniz. Yazdıkları yerel değil pek çok topluma uygulayabileceğiniz evrenselliktedir. Hayatının bir kısmını hapislerde geçirmiş yazarın yaşadığı belki de en acı olaylardan biri olan Sivas Katliamı’nı atlamamak gerek. (Olayları değil. Olayları denilerek hafife alınacak bir konu değildir bir yaz günü Sivas’ta yaşananlar. Yakılan, boğularak ölen 35 can ve yaşama son anda tutunan diğer canlar.) Burada yaşananlar 90’lı yılların kara bir lekesi olarak ne yazık ki tarihte yerini aldı. Üstüne ne söylense az gelecek bu katliamda yitip giden canlardan biri olan Hasret Gültekin’in o güzel sesi ve bağlamasından bir türkü bırakayım buraya: https://www.youtube.com/watch?v=_fNu6jgqUN8 Tarihimizin bu kara lekesinden sonra yeniden geri döneyim onun edebi yaşamına. Aziz Nesin edebiyatı derken acaba kaç sayıda ve türde eserden bahsediyoruz kısmını Yeşil Renkli Namus Gazı kitabının arka sayfaları bize cevap versin. https://eksiup.com/p/z5475213kgmu https://eksiup.com/p/hz4752143okp Görsellerden de bakabileceğiniz üzere ömrünün sonuna kadar pek çok türde eser üretmiş bir üstattan bahsediyoruz. Onun düşünce yazıları bir yana, öykü, roman, şiir ve oyun türünde eserleri edebi açıdan oldukça kıymetlidir. Sadece mizahın veya toplumcu gerçekçiliğin içinde değerlendirilemeyecek büyük bir kalemdir Aziz Nesin. Bu kadar anlattıktan sonra şimdi geçelim kitabımıza. 13 öyküden oluşan bu güzel kitap ilk olarak 1964 yılında Düşün Yayınevi tarafından Yeşil Renkli Namus Gazı adıyla yayımlanmıştır. Fakat daha sonra zaman içinde farklı yayınevlerine geçtikçe “Yeşil” ifadesi atılmış ve kitap Namus Gazı adıyla basılmıştır. Daha sonra Nesin Yayınevi’nin kurulmasıyla yeniden ilk ismine geri döndürülmüştür. Aslında kitaba ismini veren öyküdeki “Yeşil” ifadesi metin için önemlidir. Bu nedenle kitabın yeniden ilk ismine geri döndürülmesi gayet yerinde bir karar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hatta buna öyküden örnek vereyim: “Yitik uygarlığı bağrında saklayan yeraltında gömülü kentte, adına “Namus” denilen yeşil renkli bir gaz vardı. Çok tatlı yeşil renkte olan bu gaz, bütün öteki gazlardan çok daha uçucuydu. Şişeler içinde saklanır, ışıksız yerlerde korunur ve ancak artı yirmibir derece ısıda tutulurdu.” s. 53 (Alıntıda geçen birleşik kelime kullanımı yazarın edebi üslubundan kaynaklıdır.) Hazır bu alıntıyla giriş yapmışken kitabımızı da ona adını veren öyküden yani “Yeşil Renkli Namus Gazı Operası”ndan başlayalım. Bu öykü yazarın değerli siyaset adamı ve eğitimci Hasan Âli Yücel’i anarak başlar. “Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel’in anısına adıyorum.” s.52 Kitabını bu beşinci öyküsünde geçen “opera” kelimesi kendinden önceki öyküleri tamamlar niteliktedir. İlkinden başlayarak öykü isimleri sonlarında “senfoni”, “romans”, “balad”, “konçerto” ve son olarak “opera” ifadeleri kullanılmıştır. Kitabın yirmi dört sayfalık bu en uzun öyküsünde, yeşil renkli namus gazı ve yaşamının sonuna kadar çalışıp didinmesine rağmen bir şişecik olsun bu gaza sahip olamayan Tabalahura’nın hikâyesi yer almaktadır. Namusun kavramdan çıkarılıp somutlaştırılarak yeşil renkli bir gaza çevrilmesi, tipik bir Aziz Nesin ironisi örneğidir. Kitaba ismini veren bu hacimli öyküden bahsettikten sonra kalan on iki öyküden de kısa kısa bahsetmek istiyorum. “Potinbağı Senfonisi” öyküsünde gözaltında hiç konuşmayan bir adamla onu konuşturmak zorunda olan genç bir polis memurunun hikâyesi anlatılmıştır. “İçip İçip Ağlama Romansı”nda ise yıllardır tiyatrolarda ağlayan bir adam rolünü üstlenen oyuncunun meyhanedeki hikâyesinin bir genç üzerinden anlatımıdır. “Bizim Köyün Delileri Baladı”nda evini, eşini, ailesini köyde ona inanmayan deliler yüzünden terk eden bir adamın gezdi onca köydeki delileri görmesinden sonra kendi delilerini özlemesi kaleme alınmıştır. “Gebe Kadın İçin Ağlama Konçertosu”nda köyünü bırakıp İstanbul’a göçen fakir aileden bir kadının çalıştığı evlerdeki zengin kadınların çocuklarına sütannesi olabilmek için ardı ardına doğum yapması konu edinilmiştir. “Altı Bekçi Atlıkarıncada” öyküsündeyse çocukluklarını geçiremeyen altı bekçinin içlerinde lunaparkta görev yapan bir arkadaşlarıyla birlikte atlıkarıncada yaşadıkları trajikomik macera anlatılmaktadır. “Aile Mezarlığı”nda trende aile mezarlığıyla başkalarına hava atmaya çalışan kadının trajikomik öyküsüne tanık oluruz. Kitabın en kısa öyküsü olan “Kiralık Kat”, isim benzerliğinden yanlışlıkla tutuklanan bir adamın hazin hikâyesi anlatılmaktadır. “Devletlerarası Dostluk İlişkileri” ndeyse aslında dostlukla yakından uzaktan ilgisi olmayan kurmaca iki devletin riyâkar diplomatik ilişkisi gözler önüne serilmektedir. “Sekiz Ayaklı Sisiphus” öyküsünde hafta sonunu ailesiyle birlikte parasız geçirmemek için öykü yazmak zorunda olan bir yazarın tiksindiği örümcekle yaşadığı olay anlatılmaktadır. “Bir Şaheser Doğuyor” öyküsünde şaheseri için büyük bir olay bekleyen şairin normalde pek alakası olamayacak avukat, doktor, gazeteci ve baş komiser ile olan enteresan ilişkisi konu edilmiştir. “Bir Yılbaşı Anısı”nda Paşakapısı Cezaevi siyasi koğuşta yatan arkadaşların hapisten çıktıktan sonra yılbaşı gecesi buluşacakları mekanda içlerinden birinin yaşadıkları anlatılmaktadır. “Bir Maaşla” öyküsündeyse ilk maaşını alan birinin parayla olan imtihanını bize aktarmaktadır Aziz Nesin. Toplumun neredeyse her kesiminden öyküler kaleme alan yazarın en güzel öykü kitaplarından biridir Yeşil Renkli Namus Gazı. Siz siz olun, ne bu güzel kitabı ne de yazarın kıymetli diğer öykülerini, romanlarını boş geçmeyin. Aziz Nesin, bir zamanlar bu toplumun nabzını en iyi tutan yazarlarımızdan biri. Kimi zaman efkarlanacağınız, kimi zaman tebessüm edeceğiniz ve kimi zaman da öfkeleneceğiniz metinlerin yazarı Aziz Nesin’in Nesin’ce öykülerini her dem okumak üzere kalın. (Turhan Yıldırım)
"Sevgili babacıģım" Bilki "kütüphanen "deki tüm kitaplarla hayatımın bir dönemecinde buluşuyoruz Bu kez Aziz Nesin ile karşılaştık yola devam ederken ...dedi ki bana "ben babanın eski bir dostuyum " _o babana selam söyle sağda solda haytalık yapmasın...biz onunla yasaklı /yasaksız yıllarımızda ..pek çok kez konuştuk _tartıştık ...kadrimizi kiymetimizi bilirdi ,okumuş adamdı vesselam ...baktık ki ortalarda görünmüyor .. kızına bir selam verelim ... tanıyalım istedik .. dedi Gülümsedi .. Ben gülmedim .. Ben sadece.. Baktım. . pamuk saçlı bir adamdı ..yorgun yıllar senin gibi onunda göz altlarında birikmişti. .sertmiydi bakışı, yumuşak mı onu bilemedim ama anladim ki "aptallığâ tahammülü" yoktu .. Baktım. .yüzüne dik dik. . Hani gözlerim büyür "canım yanınca"_ "arnavut damarım tutunca" ya da ağlamamak icin açarım ya gözlerimi kocaman kocaman ..ışte öyle baktım. Beş saniye baktım .. On saniye baktım .. Bir dakika baktım .. Konuşmak zorunda olmamak için bir asır da bakardım inadımdan. ..nefesimi ciğerlerimde topladım dedim ki ... "benim .. "babam. " öldü "... Ama ben sizi tanıyorum ..sizi annemin arka bahçede.toprağa gömdük dediği "yasak kitap" sandığından tanıyorum .. Aklımda kalan üstünde iki adet "zar" resmi olan beyaz bir kapak .. sanırım seksen iki ya da seksen üç yılları Aziz Nesin yazısını görüyorum ama kitabın ismi belleğimde yok . .zaten artık BABAM'da yok .. Yani sizi okuyan "yok" bende ... .........hoş -ça kalın ... hoş -kalın "Yeşil renkli namus gazını "sahafım canım _ciğerim Mustafa hocam verdi ..yüzünde şaşkın bir ifade "sana uymaz " bakışıyla ..ama madem okuyayım "mecbur" dedin. ..buyur al burdan başla. . 14 adet hikaye var "yeşil renkli namus gazı" nın içerisinde ... Arkadaş. .hikaye sevmem Yerli edebiyat bilmem .. Dost hatırına " çiğ tavuk " misali :) başladım okumaya ... Sadece"sekiz ayaklı Sisiphus" hikayesinin içine girebildim. ..e acemiyiz tabii olacak o kadar : ) SİSİPHUS hikayesi bir örümceğin dramıdır? Yoksa.Aziz Nesinin kendi dramı mıdır ? Küvetin kaygan kenarına tırmanıp tırmanıp aşağı düşen örümcek midir ? Kendi midir. Aziz Nesin "komik midir? " "Bence" değildir .. Savaşta doğmuştur. . Askeriye mezunudur. . Bakkalıkttan ,fotoğrafçılığa kadar bir sürü iş te çalışmak zorunda kalmıştır. . Evlidir ..dört çocuğa bakmak yükümlülügüñdedir ... Yazıları sebebiyle hapiste yatmıştır. Aziz nesin aslında bir "Dram" adamıdır Yazdıklarının "mizah " sayılması belkide en büyük şanssızlığıdır..? Bir daha karşılaşırsak aklımdaki soru budur. . "Sevgili babacıģım" Şimdilik her şey bundan ibaret.. Seni çok özlüyorum biliyorsun .. Seni yaşarken de çok özledim. . Bundandır "sana"kızgınlığınım" Yanaklarından öperim .. Imza / senin küçük Jo'n (Ebru Ince)
Yazarın diğer kitaplarına nazaran, bu kitabı gülerek değil iç çekerek okudum. Şunu düşündüm, eğer hayatta paran yoksa ölüm bile sana masraf. "Aile Mezarlığı " hikayesi içlerinde en beğendiğimdi. İnsanı rahat rahat öldürmüyorlar bile şöyle yatağı başında:) Açgözlü insanoğlu hayattayken toprağı parayla parsellediği gibi öldüğünde de aile mezarlığı için yer kiralıyor. Tabi ki de fakirin buna gücü yetmiyor. DOĞRU CANIM, ÖLÜNCE AİLESİ İLE YAN YANA GÖMÜLMEK SADECE ZENGİNİN HAKKI ! FAKİR KİM Kİ? O HATTA ÖLMESİN SÜRÜNSÜN! BU DÜNYAYI PARSELLEYENLER, CENNETİ PARSELLEYENLER, MEZARI PARSELLEYENLER... Zenginle fakirin gülmesi, ağlaması bile farklıdır. Fakir rakıya su katar bir kere, sek içemez. Yüreği kaldırmadığı için değil rakı pahalıdır. (Radikalizmin Mistik Önderi)
Kitabın Yazarı Aziz Nesin Kimdir?
20 Aralık 1915’te İstanbul’da doğdu. İki yıl Darüşşafaka Lisesinde öğrenim gördü. Kuleli Askeri Lisesini bitirdi. Kara Harp Okulu ve Askeri Fen Okulundan mezun oldu. Üsteğmen rütbesindeyken "görev ve yetkisini kötüye kullanmak" suçlamasıyla yargılanıp ordudan uzaklaştırıldı. Bir süre bakkallık yaptı. Ardından gazeteciliğe başladı. Yedigün, Karagöz ve Tan Gazetesinde çalıştı. Cumhuriyet adlı bir magazin dergisi yayınladı. Sabahattin Ali ile birlikte, Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Alibaba mizah dergilerini çıkardı. 1951de bir kitapçı dükkanı, ardından bir fotoğraf stüdyosu açtı. 1954ten itibaren Akbaba mizah dergisinde takma isimlerle mizah öyküleri yazdı. Yazın yaşamı boyunda 100ün üzerinde takma isim kullandı. Kemal Tahirle birlikte Düşün Yayınevi’ni kurdu.Yeni Gazete, Akşam ve Taninde köşe yazıları yazdı. Yazarlığı, Öncü, Yeni Tanin ve "Ustura" isimli bir mizah eki de hazırladığı Günaydın gazetesinde sürdürdü. 1962de Zübük isimli mizah dergisini çıkardı. 1963te yayınevinin yanmasının ardından sadece yazmaya başladı. 1972de Çatalcada kimsesiz çocukların eğitimini gerçekleştirmeyi amaçlayan Nesin Vakfını kurdu. Kitaplarının tüm gelirini bu vakfa bağışladı. 1976-1980 arasında her dalda edebiyat ödülleri veren Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığını çıkardı. 1979da seçildiği Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanlığı görevini yıllarca sürdürdü. Sadece Türk edebiyatının değil dünya mizah edebiyatının da sayılı isimleri arasında yer alan Aziz Nesin, düşünceleri ve yazıları nedeniyle siyasi iktidarlardan sürekli baskı gördü, tutuklandı, yargılandı, sürgün edildi, cezaevlerinde kaldı. 6 Temmuz 1995 tarihinde yaşamını yitirdi. Öykülerinde Türk toplumunu ayrıntılarıyla yansıtır. Anlatımında halk edebiyatının ana öğelerinden yararlanır. Yer yer masal temasıyla ve mizah aracılığıyla günlük olayları, toplumsal aksaklıkları eleştirir. Türk edebiyatında çağdaş mizah yazarlığı tekniklerini geliştiren, genç mizah yazarlarının doğmasına yolaçan yazardır.
Aziz Nesin Kitapları - Eserleri
- Zübük
- Şimdiki Çocuklar Harika
- Ölmüş Eşek
- Nazik Alet
- Gözüne Gözlük
- Biz Adam Olmayız
- Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
- Yol
- Yokuşun Başı
- Yokuş Yukarı
- Sizin Memlekette Eşek Yok mu
- Tatlı Betüş
- İt Kuyruğu
- Koltuk
- Toros Canavarı
- Pırtlatan Bal
- Geriye Kalan
- Memleketin Birinde
- Havadan Sudan
- Gıdıgıdı
- Aferin
- Surname
- Merhaba
- Az Gittik Uz Gittik
- Ben de Çocuktum
- Yüz Liraya Bir Deli
- Yedek Parça
- Aşkım Dinimdir
- Sivas Acısı
- Fil Hamdi
- Zübüklüğün Sonu Yok
- Adamı Zorla Deli Ederler
- Anıtı Dikilen Sinek
- Kördöğüşü
- Bir Sürgünün Anıları
- İstanbul'un Halleri
- Yurt Gezileri
- İhtilali Nasıl Yaptık
- Hayvan Deyip de Geçme
- Deliler Boşandı
- Şehirden İndim Köye
- Memurlar Memurlar
- Gerçeğin Masalı
- Bay Düdük
- Hoptirinam
- Gol Kralı
- Bu Yurdu Bize Verenler
- Mahmut ile Nigar
- Ah Biz Ödlek Aydınlar
- İnsanlar Uyanıyor
- Tek Yol
- Leyla ile Mecnun
- Gözünüz Aydın Efendim
- Bir Tutam Aydınlık
- Nutuk Makinesi
- Hangi Parti Kazanacak
- Ah Biz Eşekler
- Yeşil Renkli Namus Gazı
- İnsanlar Konuşa Konuşa
- Büyük Grev
- Benim Delilerim
- Nah Kalkınırız
- Poliste
- Damda Deli Var
- Şimdi Avrupa
- Sosyalizm Geliyor Savulun
- Rüyalarım Ziyan Olmasın
- Kalpazanlık Bile Yapılamıyor
- Okuma Güncesi
- En Masumlar İçerde
- Rıfat Bey Neden Kaşınıyor
- Mahallenin Kısmeti
- Yetmiş Yaşım Merhaba
- Bütün Oyunları - 1
- Bütün Oyunları 2
- Halimiz Hal Değil
- Borçlu Olduklarımız
- Aziz Nesin - Ali Nesin Mektuplaşmaları
- Aziz Nesin'den Sıra Dışı
- % Kaç Aptalız
- Yazarlık, Edebiyat ve Dil Üstüne
- Aşk Şiirleri
- Birlikte Yaşadıklarım Birlikte Öldüklerim
- Çuvala Doldurulmuş Kediler
- Kalem Yapın Beni Kalem!...
- Eğitim Üstüne
- Batı'ya Giden Yoldayız
- Bir Koltuk Nasıl Devrilir
- Vatan Sağolsun
- Seyyahatname
- Türkiye Şarkısı Nazım
- Okuduğum Kitaplar
- Korkudan Korkmak
- Salkım Salkım Asılacak Adamlar
- Üçü Birden
- Bütün Şiirleri 1
- Kazan Töreni
- Bütün Şiirleri 2
- Seviye On Ölüme Beş Kala - Kendini Yakalamak
- Hayvanlar Takımı
- Maçinli Kız İçin Ev
- Sondan Başa
- Sora Sora Cennet Bulunur
- Uyusana Tosunum
- Aziz Nesin'den Çocuklara En Güzel Öyküler
- Hazret-i Dangalak
- Aziz Nesin'in Güncesi Mum Hala
- Mum Hala 1
- Aziz Nesin'den Darbeler Kitabı
- Sanat Yazıları
- Gülmekten Öldüren Öyküler-1
- Gülmekten Öldüren Öyküler 2
- Alamanya Alamanya Bizden Aptal Bulaman Ya
- Mum Hala 2
- Soruşturmada
- Aziz Nesin'in Anıları: Böyle Gelmiş Böyle Gitmez
- Herkesin İşi Gücü Var
- Suçlanan ve Aklanan Yazılar
- Arkadaşım Badem Ağacı
- Bir Dokun Bin Dinle
- Cumhuriyet Dönemi Türk Mizahı
- Unutulmayan Rüyalar
- Bekârlık Sultanlıktır
- Irak ve Mısır
- Taşlamalar
- Çocuklara En Güzel Masallar
- Aziz Dede'den Masallar
- Nasrettin Hoca Gülütler
- Okullar İçin Kısa Oyunlar
- Sporcu Milletiz Vesselam
- Bursaname - Aziz Nesin'in Bursası
- Laiklik, Dincilik ve Atatürkçülük
- Bayan Aynur ile Bay Buyur
- Bilmem Ne Adası
- Bir Vicdan Davası
- Onursal Doktor Olamamanın Büyük Onuru
- Bulgaristan'da Türkler Türkiye'de Kürtler
- Aşk Öyküleri
- Aydınlar Üstüne
- Büyüklere Masallar 1
- Büyüklere Masallar 2
- Türkiye Toplumu ve Demokrasi
- Bütün Oyunları - 3
- Bütün Oyunları 4
- Aziz Nesin - Klaus Liebe Harkort Mektuplaşmaları
- Aziz Nesin - Saliha Scheinhardt Mektuplaşmaları
- Aziz Nesin - Tahsin Saraç Mektuplaşmaları
- Tut Elimden Rovni
- Erkek Sabahat
- Çiçu
- Hadi Öldürsene Canikom
- Dört Kitap Tek Ciltte
- Ölümü Hak Eden Ölümsüz Aziz Nesin Cilt: 1
- Ölümü Hak Eden Ölümsüz Aziz Nesin Cilt: 2
- Azizname
- Saçkıran
- Gübre Kralı
- Şiirin Tam Zamanıdır
- Biraz Gelir misiniz?
- Bir Aşk Var Bir De Ölüm
- Hoşça Kalın
- Bişey Yap Met
- Qum Qalalar
- Hekayələr
- Azîz Nesin - Meral Çelen Mektuplaşmaları
- Gülmece Öyküleri 9
- Bizim Memleket
- Gülmece Öyküleri 5
- Gülmece Öyküleri 2
- Memleketin Birinde - Hoptirinam
- Deniz Aslanı
- Baba Mirası
- Berber Nonoş
- Gülmece Öyküleri 3
- Üç Kitap Birarada
- Nutuk Makinası, Az Gittik Uz Gittik
- Gülmece Öyküleri 8
- Aziz Nesin Bütün Kitapları
- Kendini Yakalamak
- Boyalı Tilki Masalı
- İstanbul'dan Ne Haber
- Aziz Nesin Ali Nesin Mektuplaşmaları 2
- Aziz Nesin Ali Nesin Mektuplaşmaları 1
- Seçilmiş Satırlar
- Aziz Nesin Ali Nesin Mektuplaşmaları 3
- Aziz Nesin Ali Nesin Mektuplaşmaları 4
- Sosyalizm Geliyor Savulun
Aziz Nesin Alıntıları - Sözleri
- İslamlıktan sonra da .. şimdi de kız çocukları pek makbul sayılmıyor, başlık parasını saymazsan. Müslümanlarca … (Bay Düdük)
- Sen insanların zahirine değil zamirine bak. (Toros Canavarı)
- Yoksular yaşamları boyunca yalnız bir kez kolaylık görürler, o da öldükten sonra; cenazeleri hemen kalkar, çabucak. (Ben de Çocuktum)
- Muayeneye giren çocuğu, içi kül dolu bir kaba yellendirirlermiş. Yel ne denli çok kül kaldırırsa o denli iyi, o denli yiğitlik sayılıyor. Yel hiç kül kaldırmazsa, çok kötü..." Mangalda kül bırakmaz" sözü, sonradan bir alay sözü olarak kullanılmış olsa bile, kabadayılığı, yiğitliği anlatmak için söylenir. (Yokuşun Başı)
- Sen artık bu kitapta: noktaları , virgülleri , satırları taşımıyorsun.. Sen artık bu kitapta : koşmuyor , bağırmıyor , alnını kaşımıyorsun.. Sen artık bu kitapta yaşamıyorsun. (Aşk Şiirleri)
- Ayağını sıcak tut, başını serin, Kendine bir iş bul, düşünme derin. (Nasrettin Hoca Gülütler)
- Önce bir sayımdöküm yapmalıyım Neleri götüreceğim Geri dönüp alamam Kendimden hiç bırakmamalıyım geride Gölgemi de gölgesizliğimi de Söyleyemediklerim yazamadıklarım Verilemeyen yanıtlarım Benimle olmalı üzünçlerim acılarım Utançlarım gözyaşlarım Söyletilmeyen şarkılarım Hiç bir kötülüğüm kalmamalı arkamda Aldatmaları sevdiğim kadınların Kurnazlıkları çıkarcıkları küçük küçük Zaman zaman kurnazlıklarım Düşlerimi hiç mi hiç bırakamam En değerli varlıklarım Hele sonsuz tasalarım ki yaşama sığmayan Ve hiç sönmeyen harlı tutkularım Ne kalır benden geriye Hiç O hiçi de kendimle almalıyım (Seviye On Ölüme Beş Kala - Kendini Yakalamak)
- Aslında Sayın Başkan Hoobert iyi insandı. Sayın Başkan iyiydi ama, ne yazık ki çevresindekiler kötüydü. Nedense bu iyi başkanların çevresini de hep kötü kişiler alıyordu. (Kalpazanlık Bile Yapılamıyor)
- Yabancı bir kentte insanın yalnızlığı daha bir katmerleniyor. (Sizin Memlekette Eşek Yok mu)
- "Zenginlik sermaye birikimidir; uygarlık kültür birikimidir.Bizde böyle birikimler olmadığı için de , toplumumuz tutarsızdır. Ulusal zenginliğin , uygarlığın birikim demek olduğu bizde , daha 19. yüzyıl sonunda anlaşılmıştır.Ama bu bir TERS anlamadır.Bizde bu birikim , devlet gücüyle zengin yetiştirmek diye anlaşılmıştır.TERS işleyen mantık şudur: 'Yurdun kalkınması için zenginlik gerekir. Bizde kendiliğinden zengin yetişmediğine göre , devlet yardımıyla zengin yetiştirmeli , sermaye birikimi saglanmalıdır.' ...Devlet zengin yetiştirmeye kalkarsa kimleri seçer? Elbet kendisini devlet yapanları, kendinden olanları... " (Suçlanan ve Aklanan Yazılar)
- Bakınız, neden olmaz, izah edeyim. Affedersiniz, ismiâliniz Beyfendi? Ulvi Bey... Müşerref olduk efendim. Benim adım Şâzi. Çok memnun oldum. Evet... ne diyorduk? Olmaz.. Katiyen olmaz. Çünkü efendim, herşeyden önce bir maarif plânımız yok. Bendiniz uzun yıllar maarifte hizmet ettiğimden bu işleri gayet iyi bilirim. Plânsız, programsız hiçbir iş olmaz efendim. Affedersiniz Beyfendi, ismiâlinizi öğrenebilir miyim? Ulvi Bey... Çok güzel, memnun oldum. Benim adım da Şâzi... Çünkü efendim bizde herşeyden ön ce bir tedrisat sistemi yok. Onun içindir ki, biri… (Kördöğüşü)
- Bu pis burjuvaların Allah bin türlü belalarını versin!.. (Aziz Nesin'in Güncesi Mum Hala)
- "Sarılmak neden güzeldir bilir misin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur, ve orası hep boştur. Sarılınca, sağ yanını onun kalbi doldurur..." | (Ah Biz Eşekler)
- Amerikada otuzaltı gazeteye birden yazan bir başyazar, — Sizde, dedi, bir başyazar, kaç gazeteye yazar? — Bizde, dedim, her gazetenin ayrı bir başyazarı vardır, ama, hepsi de aynı şeyleri yazar!.. — Ayrı ayrı insanlar nasıl aynı şeyi yazarlar? — Bizde ayrı gayrı yoktur. Birlik, beraberlik falan... İşte öyle... — Sizde demokrasi var mı? — Az bişey vardı, ama son zamanlarda yedek parçası kalmadığından kullanamıyoruz? (Yedek Parça)
- İnsan, sevebilir miyim diye düşünüyorsa sevemeyecek demektir. İyi ki sevide düşünce yok;yoksa kimse kimseyi sevmezdi. (Aşkım Dinimdir)
- Gece yatakta bir elimi attığım zaman, elimin tuttuğu yalnızlık... Korkudan öbür elimi atıyorum, kendimi tutuyorum, soğuk, ıslak, titreşik... (Çiçu)
- "Ben ölmüşüm baba, neden bana hiç demediniz?" (Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz)
- “İster altından olsun, ister demirden, kafes kafestir!” (Memleketin Birinde)
- Sizin sevdiğiniz her şeyi ben de severim. (Gol Kralı)
- İnsanın kendini olduğundan başka göstermek için harcadığı çabalar onu gülünç yapar. Hele bu para konusunda ise gülünçlüğün derecesi daha da artar. (Aziz Nesin'den Çocuklara En Güzel Öyküler)