Zamanın Kokusu - Byung-Chul Han Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Zamanın Kokusu kimin eseri? Zamanın Kokusu kitabının yazarı kimdir? Zamanın Kokusu konusu ve anafikri nedir? Zamanın Kokusu kitabı ne anlatıyor? Zamanın Kokusu PDF indirme linki var mı? Zamanın Kokusu kitabının yazarı Byung-Chul Han kimdir? İşte Zamanın Kokusu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Byung-Chul Han

Çevirmen: Şeyda Öztürk

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9786053161394

Sayfa Sayısı: 136

Zamanın Kokusu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bugünün zaman krizi hızlanma olarak nitelendirilemez. Hızlanma çağı çoktan bitti. Bugün hızlanma olarak duyumsadığımız şey, zamansal dağılmanın semptomlarından sadece biri. Günümüzün zaman krizi, zamanda çeşitli aksaklıklara ve yanlış duyumlara yol açan bir diskroniden kaynaklanıyor. Zaman, düzenleyici bir ritmin eksikliğini çekiyor. Bu yüzden de ölçüsünü kaçırıyor. Diskroni, bu zamansal bozulma, zamanın adeta dönüp durmasına yol açıyor. Hayatın hızlandığı hissi, amaçsızca dönüp duran zamanın yol açtığı bir duygu aslında...

“Geleceğin temposu nasıl olacak? Hacılık veya uygun adım ilerleme çağı kesinlikle sona erdi. İnsanoğlu, kısa bir dolanıp durma döneminden sonra, bir yürüyüşçü olarak dönecek mi yeryüzüne? Yoksa yerçekimini ve çalışmanın bütün ağırlığını ardında bırakarak süzülmenin hafifliğini, boş zamanda süzülerek gezinmenin, bir başka deyişle, süzülen zamanın kokusunu keşfedecek mi?”

Byung-Chul Han

Zamanın Kokusu Alıntıları - Sözleri

  • "Zamanı anlamlı kılan şey Aynının sonsuz tekerrürü değil, değişim olasılığıdır. Her şey ya ilerleme ya da çökme anlamına gelen bir süreç teşkil eder."
  • "Bizi özgür kılan şey bağların yokluğu değil, bağlı olmaktır."
  • "Neyin önemli olduğunu kararlaştırmak artık mümkün olmadığında her şey önemini kaybeder."
  • "Zamanın sonsuzluğu karşısında, kısacık insan yaşamı bir hiçtir."
  • "İnsan dışarıdan bakıldığında hiçbir şey yapmıyormuş gibi göründüğünde zaman en etkin halindedir, tek başınalığı içinde kendiyle yalnız olduğu zaman, en az yalnız olduğu zamandır."
  • İnsan hep vaktinden önce, hep uygunsuz bir zamanda ölür.
  • "Hızlanma dünyanın semantik açıdan kısırlaşmasına yol açar. Mekân ve zaman artık çok da anlamlı değildir."
  • "Günün telaşı içi boş bir form olarak geceye hükmeder."
  • "Çalışma öyle bir mutlaklaştırılır ki, çalışma saatleri dışında geriye kalan tek zaman "öldürülecek" zaman olur.."

Zamanın Kokusu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Zamanın Kokusu ve Geç kalmışlığın Tadı: Neden kimse bir yavaşlık tanrısı icat etmedi? PETER HANDKE ‘’Yeryüzünde geç kalmışlığın ilacı yoktur’’ bir kitaptan altını çizdiğim bu cümleyi ilk okuduğum günden bu yana düşünüyorum ve ara ara beni kaygılandırsa da bir yerlere kapı araladığını söylemeliyim. Telafisi mümkün olmadığını söylediğimiz bu çetrefili hastalık tam olarak nedir? Ben bu eğilip bükülebilen, hızlanan bazen yavaşlayan zamanın içinde bir şeyleri kaçırıyor muyum? Bu soruyu muhtemelen yirmili yaşlarındaki herkes sormuştur. Bir cevaba ihtiyaç duyuyor gibiyiz bu konuda. Biz bu soruyu Byung- Chul Han, Zamanın Kokusu kitabıyla inceleyelim. Zaman kavramı çağlar boyunca gizemini korumuştur. Mısırlılar gök cisimlerinin hareketine bakarak bir takvimi buluyor, zamanı kristal bir çizelge yapıyor ve biz bir döngünün içine düşüyoruz. Ocak, şubat mart…. Pazartesi, Salı, Çarşamba tekrar pazartesi….. Bir başa dönüş var fakat şairin dediği gibi ‘’burada kalamazsın başa dönemezsin’’ hep ilerlemek zorundayız ki sen dursan da seni omuzlarıyla ittiren bir zaman çizelgesi, akış, yaşayış, hız ve gelişim var. Bir gelecek var hepsinin bir adım ötesinde. Geleceğin bir kaçan ayna olması muhtemelken bizim onun peşinde sürekli koşturmamız da kaçınılmaz oluyor. Kendi kendimizin peşinde koştuğumuz ama kendi kendimizi kaybettiğimiz bu hızlanma çağında azığımız ise geç kaldım korkusu oluyor. Geç kaldığımızı hissettikçe daha hızlandığımız hızlandıkça da uzaklaştığımız bu yolda bir süre durup etrafınıza bakmalısınız. Hızlandıkça deneyim oranını arttırdık, peki nitelik? Yaşadığınız onca şeyin arasında durup ne hissettiğimizin farkına varmaya zaman yoktur. Geldiği gibi gönderdiğimiz bu yaşantıların ardından yenisini istiyoruz çünkü, daha fazlası daha çok yaşadım hissini vermek zorundadır(!). Burada modernite aleyhtarlığı ya da teknolojinin en büyük nimeti olan mekânsal aralığı kısaltarak hızı hayatımızın merkezine sokmasını eleştirmiyoruz. Olay tamamen değişen durumlara verilen tepkide yatıyor. Kendimizi sürekli uyarıcılara maruz bırakmak, bir an olsun düşünmemek bir eksiklik doğuruyor. Eksikliği kapatmaya çalıştıkça daha fazla uzaklaşıyoruz uzaklaştıkça geç kaldığımızı düşünüyoruz daha fazla tüketip daha fazla kaçırıyoruz.Kaçırma hissinin ardından gelen o tüketme dürtüsü bizi saldırganlaştırıyor ve ardından hızlanma geliyor. Hızlıca almaya çalışıyoruz her şeyi çünkü telafi edemeyeceğimiz bir şeyin riskini alamayız. Kitapta bunun alakalı bir pasajı paylaşmak istiyorum: Acele ettirilme hissinin ‘kaçırma korkusunun’ bir sonucu olduğu varsayımı yanlıştır; (değerli) şeyleri kaçırma korkusu ve bunun sonucunda hayatın temposunu arttırma arzusu erken modern dönemde gelişmeye başlayan ve kişinin ‘ dünyevi seçeneklerin tadını çıkaran’ bir hızlanma – yani deneyim oranını yükseltme-sayesinde hayatın daha tam ve zengin bir deneyim haline getireceğini ve böylece‘ iyi hayatı’ gerçekleştireceğini varsayan kültürel programın sonucudur. Bütün bu karmaşanın içinde yani kaçırma- telafi etme, hız- yavaşlık gibi kavramlar arasında savrulurken kitapta Hannah Arendt’ın üzerinde durduğu üç terimden bahsediliyor. Bu biraz kafamızı toparlayacak cinsten bir ayrıma götürüyor bizi. Kısaca bahsetmek gerekirse: Vita Contemplativa: Derin düşünce demektir, eylemsizlik hali durum ve olaylar üzerine tefekkür etme diyebiliriz. Vita Activa: Eylem hali, hareketlilik, aktif yaşam Vita Melancholia: İlk çağlardan beri üzerine düşünülen bir konu olan melankoli kimi düşünürlerce yaşam karşısında güçsüzlük hissetme hali olarak tanımlanmıştır. İlk çağlarda Vita Contemplativa yaşam için vazgeçilmez bir durum hali olarak tanımlanmış, mutluluk için vazgeçilmez bir koşul olarak düşünmek ve bir hakikati aramak olarak kanıksanmıştır. Hannah Arendt ise bu durum üzerine eylem halinin ayırt edici bir alan, vazgeçilmez bir parça olduğunu belirten bir karşıt görüş ileri sürse de zamanla içene düştüğü Vita Melancholia durumundan sonra bir ortak alana ulaşmıştır. İlk Çağ filozoflarının insan odaklı felsefelerini Vita Contemplativadan çıkarıp Vita Activa seviyesine getiremedikleri için gelenekselleştiğini vurgulamış, bu geçişin bir kabuk kırmak olduğunu söylemiştir. Sonuç olarak bu hızlanma çağında en büyük kaygı unsuru olan bir şeyleri kaçırma kaygısının temelinde belki de Vita Contemplativa ve Vita Activa arasındaki derin uçurumdur. Tefekkürsüz eylem ve eylemsiz tefekkür bizi kaçan aynanın peşinde bir çıkmaza sokacaktır. (Büşra H.)

Bulunma sanatı üzerine felsefi bir deneme: Bulunma sanatı üzerine felsefi bir deneme Hepimizin yaşadığı zaman krizi üzerine perspektif sunan bu harika eser, temelden başlayarak ilk önce zaman kavramını ele alıyor ve ardından oldukça farklı konulara değiniyor: Günümüz için zaman nedir? Zamandan kastımız sadece hızlanmak mı? Zamansal bozulma nedir? Geleceğin temposu nasıl olacak? ____ Günümüz insanı ne yazık ki anı yaşama konusundan muzdarip. Aslında bizler zamanın ritmini kaybetmiş bir şekilde hayata devam ediyoruz. Byung'a göre de ritmini kaybeden zaman, herhangi bir dayanağı olmadan açıklığa doğru akıp gider ve doğru veya iyi zaman da ortadan kaybolur. Bu yüzden de insanlar zamanını yaşayamadan zamansız bir anda ölürler. Deneyimlerin olmadığı hayatta zaman hızlı geçer ve hızlı geçen zamanda dönüm noktaları oluşmaz, zaman yine yaşanmış olmaz. Sizce de günümüz insanı zamanı boşa harcama konusunda fazla istikrarlı değil mi? En çok etkileyen kısım koku hafızası oldu. Geçmişin en derin köşelerine kadar uzanan kokular, insan öldükten sonra da zamanda sağ kalır. Zamanın azgın ırmağındaki sürem adacıkları onlar. ___ Zaman kavramını ele alıp inceleyen kitap tarihe, günümüze farklı bir bakış açısı sunuyor. Zamanı şu şekilde kullanın tarzında bir kişisel gelişim kitabı değil ama sizi öyle bir yönlendiriyor ki, zamanı nasıl kullanmanız gerektiğini yorumlamayı öğrenerek, kitabın son sayfasını okumuş oluyorsunuz. ____ Hayran kaldığım, üzerinde uzun uzun düşündüğüm bir alıntı bırakıyorum: Özgür olmak bağlanmamış olmak veya bağlayıcı olmamak anlamına gelmez. Bağlarını koparmak ve iliştirilmişlikten çıkmak değil, içerilmek ve iliştirilmek özgürleştirir. Tam bir ilişkisizlik kaygı ve huzursuzluğa yol açar. "Özgür", "barış", veya "huzur" ve "arkadaş" gibi sözcüklerin kökeni olan fri, "sevmek" anlamına gelir. Dolayısıyla "özgür"ün esas anlamı "arkadaşlara veya sevilen insanlara bağlı olmak"tır. yazar/i14933 kitap/kitap--125398 (Tuğba nur)

Atomlasan zamanin derinligine inemeyip, suremi bir koku gibi yavas yavas icimize cekemedegimiz icin bogulduk, belki… Teknolojik nimetlerle zamanin ve mekanin ortadan kaldirilmasiyla her animiz simdi de yasanir oldu. Bu sebeple anlamini vererek yasayamiyoruz, bizi yuzeysellik mahvediyor. Bir cicege bakip geciyoruz her seyimiz gorsel. Oysa; onun kokusundaki aromayi hissetmemiz gerekir, derinlerimizde. Yasamak cokca sindirmektir ama asla yuzeysellik degil… Bir yonuyle de yasamak hafizani yokladiktan sonra orada kalandir. Sonrasi bir tutku. Zamanin kokuyla iliskilendirilmesi oldukca etkiledi beni ozlemini cektigimiz gunlere dair bazi seylerin kokusu da kalir burnumuzda unutamadigimiz bir aniyi hatirlarken o gunlere dair bir koku da mutlaka carpar burnumuza. Agir agir, yavas yavas sindirerek taze ekmegin kokusunu icimize ceker gibi yasamali bu hayati. Zaten anlamli degerli kildigimiz seyler akan zamanin icinden cekip cikarabildiklerimiz hatrimizdan hic cikmayan acele etmeden bellegimize yerlestirmek icin bir koku misali icimeze derin derin cektigimiz anilardan ibaret degil midir? (Dilek)

Zamanın Kokusu PDF indirme linki var mı?

Byung-Chul Han - Zamanın Kokusu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Zamanın Kokusu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Byung-Chul Han Kimdir?

Byung-Chul Seul’da doğdu, 2012/13 kış sömesterinden beri Berlin Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde felsefe ve kültür bilimi dersleri veriyor. Han birçok kitap yayımladı, “Müdigkeitsgesellschaft” (Yorgunluk Toplumu), “Topologie der Gewalt” (Şiddetin Toplojisi), “Transparenzgesellschaft” (Şeffaflık Toplumu), “Im Schwarm” (Oğulda) ve “Agonie des Eros” (Erosun Can Çekişmesi) bunlardan birkaçı.

Byung-Chul Han Kitapları - Eserleri

  • Şeffaflık Toplumu
  • Yorgunluk Toplumu
  • Zamanın Kokusu
  • Eros'un Istırabı
  • Psikopolitika
  • Güzeli Kurtarmak
  • Şiddetin Topolojisi
  • Kapitalizm ve Ölüm Dürtüsü
  • Yeryüzüne Övgü
  • İktidar Nedir?
  • Çakma
  • Zen Budizm Felsefesi

Byung-Chul Han Alıntıları - Sözleri

  • " Kişi kendini olumluluğun diktasına tümüyle bırakamaz. Olumsuzluk yoksa hayat solarak "ölü varlığa" dönüşür. Hayatı canlı kılan tam da olumsuzluktur. Acı, deneyimin varlığı için gereklidir. Sadece olumlu duygulardan ve akış deneyimlerinden oluşan bir hayat insan hayatı değildir. " (Psikopolitika)
  • Sakin, dingin, kendi kendine yeten ve kendisinin ötesine bakmadan aydınlanan bir fânilik, güzeldir. (Zen Budizm Felsefesi)
  • Güven, ancak bilmek ve bilmemek arasındaki bir durumda mümkündür. (Şeffaflık Toplumu)
  • Günümüzün güzellik ve hijyen takıntılı toplumu, negatifliğin her türünü iğrenç bulan bir pozitif toplumdur. (Güzeli Kurtarmak)
  • İnsan ruhu, görüldüğü kadarıyla, ötekinin bakışından uzak, kendi başına kalabileceği alanlara ihtiyaç duyar. (Şeffaflık Toplumu)
  • Bu arada, emirler üzerinde tesir eden güç ile özgürlüğe ve doğallığa dayalı güç, iki karşıt model değildir. Sadece görüntü/ tezahür itibariyle farklıdırlar. Soyut bir düzleme çıkarıldıkların­da, ortak yapılarını ele verirler. İktidar, Ego'nun, ötekinde ken­disi olmasına olanak verir (İktidar Nedir?)
  • (…) birçok Harry Potter sahtesi mevcuttur. Örneğin, (Harry Potter ve Porselen Bebek) hikâyeyi Çin'e özgü bir hale getirir. Harry Potter, Çinli arkadaşları Long ve Xing'le birlikte doğudaki düşmanı, Voldemort'un Çinli muadili Yandomort'u kutsal Taishan dağında yener. Harry Potter akıcı bir şekilde Çince konuşabilmektedir, ancak yemek çubuklarıyla yemekte zorlanmaktadır, vesaire. (Çakma)
  • "Günümüzde büyüme dediğimiz şey aslında kanseri andıran, nereye gittiği belli olmayan hızlı bir çoğalma." (Kapitalizm ve Ölüm Dürtüsü)
  • “Ben merkezli kendilikten uzaklaşmak, ancak fânilik fark edildiğinde mümkündür.” Eihei Dôgen (Zen Budizm Felsefesi)
  • Bir iktidar sahibinin gücü ne kadar fazla olursa, astların doğal görüşlerine ve iş birliğine o kadar bağımlıdır. (İktidar Nedir?)
  • Şiddete başvurmak, güçsüzlüğü çaresizce güce dönüştürme çabasıdır. (Şiddetin Topolojisi)
  • “Sosyal ağlardaki “arkadaşlar”ın başlıca işlevi, bir meta gibi sergilenen Ego’ya tüketici olarak dikkatlerini yönelterek, kişinin narsistik Ben duygusunu artırmaktır.” (Şiddetin Topolojisi)
  • Hayat kendini korumak değil, kendini kabul ettirmektir: "Hayat, Darwin'in dediği gibi, sadece kendini koruma dürtü­süne sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda kendini kabul ettirir. Koruma arzusu, sadece var olana yapışır, bunun üzerinde katı­laşır ve bunda kendini kaybeder, dolayısıyla kendi varlığına kar­şı körleşir. " (İktidar Nedir?)
  • "İnsan dışarıdan bakıldığında hiçbir şey yapmıyormuş gibi göründüğünde zaman en etkin halindedir, tek başınalığı içinde kendiyle yalnız olduğu zaman, en az yalnız olduğu zamandır." (Zamanın Kokusu)
  • Bu çağda, yaşamak için fazla ölüyüz ve ölmek için fazla diriyiz. (Güzeli Kurtarmak)
  • Güzellik endüstrisi, güzelliği cinselleştirerek ve tü­ketilebilir hale getirerek bundan faydalanmaktadır. (Güzeli Kurtarmak)
  • "Günün telaşı içi boş bir form olarak geceye hükmeder." (Zamanın Kokusu)
  • İnsan hep vaktinden önce, hep uygunsuz bir zamanda ölür. (Zamanın Kokusu)
  • İnsanlar, insan olamayanlar haline geldi. (Kapitalizm ve Ölüm Dürtüsü)
  • İktidar, bir süreklilik fenomenidir (olgusudur). İktidar, sahi­bine geniş bir kendilik alanı sağlar. Bu iktidar mantığı, genel ikti­dar kaybının neden mutlak bir alan kaybı olarak deneyimlendiği­ni açıklar. (İktidar Nedir?)