Zamansız Yağmur Başlıyor - Cenk Enes Özer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

18 Nisan 2022 Pazartesi Saat 12:00 Kitap

Zamansız Yağmur Başlıyor kimin eseri? Zamansız Yağmur Başlıyor kitabının yazarı kimdir? Zamansız Yağmur Başlıyor konusu ve anafikri nedir? Zamansız Yağmur Başlıyor kitabı ne anlatıyor? Zamansız Yağmur Başlıyor PDF indirme linki var mı? Zamansız Yağmur Başlıyor kitabının yazarı Cenk Enes Özer kimdir? İşte Zamansız Yağmur Başlıyor kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yayın Evi: Elhamra Yayınevi

İSBN: 9786059820202

Sayfa Sayısı: 280

Zamansız Yağmur Başlıyor Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hayat serüveninde figüran değil, kendi senaryonuz dâhilinde bir başrol oyuncusu olmanızın sırrı bu kitapta. Bir ahir zaman hikâyesi olan Zamansız-Yağmur Başlıyor, insanın, hayatın anlamını ve kendini keşfetmesi adına bir ilk basamak… Kitap, ölüm/hayat gerçeğini, fantastik çerçevede, asli hakikatle irtibatlı, günümüz insanı perspektifinden bir hikâye ile ele alıyor. Hayır-şer ordularının meydan muharebelerine, sırlı ayetlerle açılan tılsımlara kadar bizi farklı sürprizlerle örülü bir maceraya davet eden kitabında yazar, roman üslubuyla Doğu klasiklerinin temsil/alegori tarzını da birleştirerek edebiyata yeni bir soluk getirmeyi başarıyor. Zamansız-Yağmur Başlıyor’un başkahramanı, gayb erenlerinin ceyşü’l-şer ile varlığın metafizik boyutundaki savaşında kendi rolünü keşfedecek, ama ilk önce kendi iç âlemine dokunacak! O zaman buyurun, kalp sarayının fethine davetlisiniz.

(Tanıtım Bülteninden)

Zamansız Yağmur Başlıyor Alıntıları - Sözleri

Demek Allah ile kul arasındaki denge de bunun gibi bir şey! dedi. Allah bir takım kurallar koyacak, sonra bunlara uymak istemeyen bir hain yüzünden ben de ceza çekeceğim. Anlaşıldı. Yapılması gereken, bu casusu ortadan kaldırmak.
'Ey Allah'ım! Sen bize, ayıbımızı bilen, gerek kendisi gerekse kabilesi bizim tarafımızdan görülemediği halde bizi gören bir düşman musallat kılmişsin. Ey Allah'ım! Sen o şeytanı rahmetinden ümitsiz, affından nasipsiz kıldığın gibi, onu bizden de ümitsiz kil. Onunla rahmetinin arasını uzaklaştırdığın gibi, bizimle onun arasini da uzaklaştır. Muhakkak sen her şeye kadirsin.' Muhammed bin Väsi her gün bu duayı ederdi. Bir gün camiye giderken şeytan kendisine göründü ve dedi ki: 'Ey Vasi'nin oğlu! Beni tanır mısın?' 'Hayır, sen de kimsin?' 'Ben şeytanım.' 'Benden ne istiyorsun?' 'Senden tek isteğim, her gün sabah okuduğun şu duayı kimseye öğretmemendir. Karşılığında ben de seni rahat bırakırım' Bunun üzerine Muhammed bin Vâsi buyurdu: 'Vallahi bu duayı isteyene öğretirim. Sen de elinden geleni ardına koma!'
Bu durumun senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Ama şunu da biliyorum ki, zorluklarla uğ raşmayı seviyorsun. Şimdi de yapacaklarını severek ve sevdiğin için yapacaksın. Hålä kendinde nice eksiklikler gördüğünün farkındayım. Hatta böylesine zor bir görev için neden seçildiğini bile anlayabilmiş değilsin. Ancak şunu unutma: Yavru kuşu yuvadan itmezsen, iki ta rafındaki otüylü kolların ne işe yaradığını bilemez."
“Tabii, özellikle o yaş gurubu çocuklar ve gençler, hayatlarında bir modelleme yapmak isterler. Tüm toplumun, ama özellikle babalarının saygısını kazanmış birini örnek almalarından daha doğal ne olabilir ki? Çocuk babasının dikkatini çekmeye çalıştıkça babası Oğlum bir çekil! diyor. Oğlum bir çekil! Çocuk en sonunda dönüp bakıyor babasının en kıymetli varlığına; Beni bile aradan çıkaracak kadar değer verdiği şey de ne? diye. Nihayet kararını veriyor: Eğer orada gördüğü karakterler gibi giyinirse onlar gibi yürüyüp onlar gibi konuşursa hele bir de onlar gibi kaşlarını çatıp bakarsa babasınin ilgisini, saygısını kazanacağını; dahası karşısında herkesin titreyeceğini zannediyor. Fakat aynı şeyleri izleyip karşı karşıya gelen iki çocuk, tüm bunları yapmalarına rağmen sonuç alamayınca, bu sefer birbirlerini titretmenin başka yollarını arıyorlar. Ondan sonra gelsin üçüncü sayfa haberleri... Ve düşünün ki bunlar daha çocuklar. Şu an koca bir nesil bu dizilerle büyüyor,"
Eskiden beri Allah dostları, yeme içme konusunda mümkün oldukça azıyla iktifa etmeye çalışırlar. İşte zeytin de bu hususta en vazgeçilmez arkadaşları olmuş. Çünkü zeytin çekirdeği, midede en geç sürede sindirilen besinlerden. (10 ila 14 saat) Dolayısıyla yutana uzun süre tokluk hissi verir.
"Deden, adını neden Yağmur koydu biliyor musun?" "...." "Ben söyleyeyim: Nasıl ki yağmur insanlar için bir rahmet vesilesidir, sen de öyle bir rahmete vesile ol ki, insanlar kurtulsun."
Vallahi içimde yanan şu nefret ateşi olmasa çoktan bırakırdım bu işi
Avlu yine sıralı tabutlarla ve siyah gözlüklerle doluydu. Batıdan geldiğini düşündüğü bu moda, olsa olsa ölümü görmezlikten gelme güdüsüyle ortaya çıkmış olmalıydı ancak ölümün gözü, bu gözlüklerden de karaydı.
Duydum ki bir ateş yakmışlar, Hz.İbrahim'i de içine atacaklarmış. İşte o ateşi söndürmeye gidiyorum.
Bir keresinde bir tanıdığım, 'Herkesin bir fiyatı vardır' demişti. O kadar üzüldüğüm halde 'Benim de mi?' diyememiştim. Ancak tıpkı şimdi olduğu gibi o zaman da içten içe sorduğumu hatırlıyorum: 'Benim fiyatım ne?' Para mı, makam mı, şöhret ya da güç mü? Gerçekten, acaba benim de bir fiyatım olabilir mi? "Senin fiyatın yok Yağmur! Çünkü sende muhabbet var ve muhabbet satın alınır bir şey değildir."
Yirmisinde ölüp de sekseninde gömülenlerden olma!
Gelse Celal'inden cefa, Yahut Cemal'inden vefa, İkisi de cana sefa, Lütfunda hoş, kahrında hoş...
Nereye uçuyorsun böyle? Duydum ki bir ateş yakmışlar, İbrahim'i de içine atacaklarmış. İşte o ateşi söndürmeye gidiyorum. İyi de gagandaki bir damla suyla mı söndüreceksin o devasa ateşi? Ben de bilirim bir damla suyla sönmeyeceğini maksat tarafımız belli olsun...
Bugün bu meydanda iki ordu karşı karşıya gelecek. Bunlardan biri onur, hürriyet, iman ve zafer için; diğeri ise küfür, kibir, lanet ve zillet için savaşacak. Şu gördüğünüz güneş dahi, imanla küfür arasında yaşanacak mücadeleyi seyretmek için doğdu. Daha evvel adı, Nemrut ile İbrahim(a.s), Firavun ile Musa(a.s), Kureyş ile Hz. Muhammed(a.s) olan nice savaşlar, nice destanlar görse de; isimleri Hamza, Halid, Ali, Ömer, Selahattin, Fatih olan nice yiğitler tanısa da, bugün yeni bir destan görmek, yeni yiğitler tanımak için geldi. Size yemin ederim, akşam olduğunda bu güneş, İman Vadisi' nden boynu bükük ayrılmayacak. Beklediği destanı görmeden, destan yazacak yiğitleri tanımadan batmayacak!
Eûzu bi kelimâtillahît tâmmâti min şerri mâ halaka Yarattıklarının şerrinden, Allah'ın o eksiksiz kelimelerine sığınırım Unutmayın ki dua, edenin dilinde değil, Kabul Eden'in dergâhında anlam bulur.

Zamansız Yağmur Başlıyor İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Spoiler Ahir zaman insanının yüzyüze olduğu sorunlar ve bir nevi çözümleri Hayır ve Şer orduları ve bu orduları oluşturanların ( hizmetkarlar, muharibun, murasilun birlikleri, azazil, dasim, zelember, aver ve daha niceleri) birbirleriyle bir insanı kurtarsak da kâr anlayışıyla mücadeleleri fantastik ve bilim kurgu çerçevede ele alınmış. Mesela kara kutu denen televizyonun insan ruhu üzerindeki etkilerini karakterlerin son moda teknolojik ayetler vasıtasıyla televizyonun içine girip insanları uyarma telaşlarını hem gerçekten derdiyle dertlendiğiniz bir deneme okur gibi hem de yüzüklerin efendisini (fantastik türün bence çıtası olduğu için bu örneği verdim) okuyormuş gibi hissedebilirsiniz. Bence gayet etkili bir sentez olmuş özellikle genç kuşak için. Keşke üniverste yıllarımda okumuş olsaydım dedim ama o zamanki Ayşe fantastik türe karşı katıydı. "Aman sende madem böyle bi konu edinmiş doğru dürüst yazsaymış ya" derdim kesin:) Neyse her kitabın zamanı olduğu tezini savunanlardanım. 30 lu yaşlarda okumam gerekiyormuş. Ama işin kötüsü bu bir seri ve devam kitaplarının baskıları yok hatta tüm serinin internette e kitapları da yok. Ne yapalım o zaman Hizmetkarın dediği gibi Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler. (Ayşe Tuğba Bulut)

Yazarın daha önce yazdığı 1. ve 2. kitabın birleşimi aslında. Diğer kitapların baskısı yok. Yeni kitap çıkacaktı sözde. Umarım devamı gelir. (Metin Kibar)

İslami açıdan fantastik roman ilk defa okudum. Bu kadar güzel yazılırdi gercekten. Kitabi okurken heyecanlanmaktan kendimi alamadım. Kitabı okumadım yaşadım. (Rumeysa Bulut)

Zamansız Yağmur Başlıyor PDF indirme linki var mı?

Cenk Enes Özer - Zamansız Yağmur Başlıyor kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Zamansız Yağmur Başlıyor PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Cenk Enes Özer Kimdir?

1978 yılının Aralık ayında Ankara’da dünyaya geldi.

İlk, orta ve lise eğitimini Cebeci İ.Ö.O., Cebeci Orta Okulu ve Ankara Lisesi’nde tamamladı.

1996 yılında Eskişehir’e gitti ve Anadolu Üni. İ.İ.B.F. Maliye bölümünden mezun olarak 2000 yılında Ankara’ya döndü.

Aynı yıl İlkay Tuğba Hanım’la evlendi ve Metro Turizm Ankara Böl. Md.’nde Muhasebe Müdürlüğü yapmaya başladı.2001 yılında ilk çocukları Ahmet Faruk dünyaya geldi.2003 yılında askerlik vazifesi için İzmir’e gitti ve dört aylık eğitiminin ardından Ankara’ya, Hava Loj. Kom.’na döndü.2004 ve 2007 yılları arasında, özel sektörde kurumsal gelişim uzmanlığı ve genel müdürlük yaptı.

2007 yılının başında, dünya hayatının ancak bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu ve çoktandır bu oyundan sıkıldığını fark edip aldığı ani bir kararla ilk kitabı “Hizmetkar Kim?”i kaleme aldı. Sonra da onu sırasıyla “Kara Kutu Operasyonu”, “Pindaros’un Kitabı”, “Kılıcın Bekçileri”, “Şeytan Severse” ve “Sinova” izledi.

Cenk Enes Özer Kitapları - Eserleri

Hizmetkar Kim
Şeytan Severse
Kara Kutu Operasyonu
Pindaros’un Kitabı
Kılıcın Bekçileri
Sinova
Adalia
Piyonun Yolu: Süley-man
Süley-man II - Oyunun Sonu
Zamansız Yağmur Başlıyor
The Servant

Cenk Enes Özer Alıntıları - Sözleri

Kur’an’da neden, “zina etmeyin” yerine “zinaya yaklaşmayın “ dendiğini düşündüğüm bir gün hizmetkar bana, “ her şey gözle başlar da ondan. Kişi gördüğünü ister. Ama baktığı o sahte güzelliğin ardında saklanan A’ver ‘in çirkinliğini bir görse değil istemek, köşe bucak kaçacak yer arardı.” demişti. (Kılıcın Bekçileri)
"Televizyon, sizin tek dostunuzdur. Sizi hiçbir zaman hiçbir yerde yalnız bırakmaz. Sabah kalktığınızda hemen onu açarsınız. Yemek yerken size eşlik eder. Bir misafiriniz geldiğinde onu ağarlar. Akşam, haberleri ondan öğrenirsiniz. Çocuklarınıza bakıcılık yapar. Canınız sıkkınsa sizi güldürür. Rahatlamak istediğinizde karşısına geçer ağlarsınız. Siz televizyonsuz yapamazsınız. Çünkü ona bağımlısınız. O kapalı olduğunda evinizde bir şey eksik gibidir. Hayatınız, onun ekranı gibi kararır. Halbuki onunlayken zamanın nasıl geçtiğini dahi anlamazsınız. Televizyon, sizin tek dostunuzdur. Sizi hiçbir zaman..." (Kara Kutu Operasyonu)
"İnsan bekaya, yani sonsuzluğa âşıktır. Sonsuza kadar yaşamak, var olmak ister. Zahiren yokluk gibi gördüğü ölümden korkması da bundandır. İşte burada da diyor ki, madem şu geçici dünya hayatında bir devamlılık, bir ölümsüzlük, yani sonsuzluk istiyorsun; o halde bilmelisin ki tüm beka, fenadan çıkar. Tıpkı toprağın bağrına düşen çekirdek gibi... Zahiren, yani görünüşte çürüyüp yok olan çekirdek; geniş gövdesi, uzun dalları, yeşil yaprakları ve renk renk meyveleriyle bir ağaç olarak hayat bulur, yüzünü fenadan bekaya döner. İşte sen de o çekirdek gibi fena bul, içindeki kötülüklerden kurtul; küçüklüğün büyüklüğe, aczin kuvvete, yokluğun varlığa tebdil olsun, dönüşsün!" (Piyonun Yolu: Süley-man)
Ama sen de haklısın be uyku! Yerinde olsam ben de gelmezdim... (Süley-man II - Oyunun Sonu)
- Peki hocam, vicdanın gıdası nedir? Neyle beslenir? - İki şeyle: Zikir ve fikir. Kişi, kendine Allah'ı hatırlatacak yollara, kitaplara, arkadaşlara ve Hizmetkarlara tevessül ettikçe, onlarla daha çok vakit geçirdikçe, öğrendiklerinin üzerinde kafa yorup içselleştirdikçe vicdanı kuvvetlenir, kendi ayakları üzerinde durabilir hâle gelir. (Pindaros’un Kitabı)
Yükselmen için önce alçalman gerek... (Pindaros’un Kitabı)
"Even he who owns the whole world, he will look at others who are breathing and say, 'You are consuming my oxygen,' and he will continue to oppress." (The Servant)
—Allah'ın Hz.Âdem ve eşi Hz.Havva'yı, "Ey Âdem, bu şeytan, senin ve eşinin kesin düşmanıdır. Binaenaleyh, sakın o sizi cennetten çıkarmasın. O zaman sıkıntıya düşersiniz." (Hizmetkar Kim)
Hem Allah'tan her şeyin hayırlısını isteyeceksiniz hem de başınıza gelen olaylar karşısında “Hayır bunun neresinde?" diyeceksiniz. Ben söyleyeyim: Hayır, o olayların ötesinde. Şayet sabredebilirseniz bunu gözlerinizle göreceksiniz! (Sinova)
"[...] hayatta tekrar diye bir şey yoktur. Her, gün batımı bir tekrarsa izlemekten niye bıkmıyoruz?" (Piyonun Yolu: Süley-man)
Hakk şerleri hayr eyler Zannetme ki gayr eyler Ârif ânı seyreyler Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Deme niçin şu şöyle Yerincedir o öyle Bak sonuna sabr eyle Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler ~İbrahim Hakkı Hz. (Kara Kutu Operasyonu)
İnsanın kalbinde içten içe sürekli yanan bir ateştir hased. Hem de orada güzellik adına ne varsa yakıp kül eden bir ateş... Dumanı gözleri kör eden bir ateş... Öyle bir körlük ki; Allah’ın bahşettiği onca nimetin birini bile görmez olur... Öyle bir göz ki; başkalarının sahip olduğu en ufak bir çöpü dahi kemirir durur... Değil çöpü dünyaları yalayıp yutsa ne fayda? Onu ancak toprak doyurur... (Kılıcın Bekçileri)
Ve aşk papatya falına başlarken cepte bir yaprağı hazırda bulundurmaktı. (Sinova)
"İmkansız diye bir şey yoktur Süleyman! Henüz bulunmamış bir yol vardır." (Piyonun Yolu: Süley-man)
Anlaşılan o ki aşık olunmuyor, aşka düşülüyordu. Çünkü aşk düşkünlüktü. Maşuka düşkünlüktü. (Şeytan Severse)
Kendini, bir masumu aç bir aslanın önünden kurtaran kahraman gibi görüyordu. (Hizmetkar Kim)
"Let's go! Our friends and enemies are waiting for us." (The Servant)
Bu his, İsmail Fakirullah Hazretlerinin bir sözünü hatırlatmıştı: “Yolumuzda olanlar, uzağımız dahi olsa yakınımızdır. Yolumuzda olmayanlar, yakınımız dahi olsa uzağımızdır. (Kılıcın Bekçileri)
Bana kalırsa aşk, 'Neden seviyorum?' sorusundan sonraki sessizlik halidir Regsua. (Adalia)
-[...] dua, mü'minin asıl silahıdır. (Kara Kutu Operasyonu)