Zıkkımın Kökü - Muzaffer İzgü Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Zıkkımın Kökü kimin eseri? Zıkkımın Kökü kitabının yazarı kimdir? Zıkkımın Kökü konusu ve anafikri nedir? Zıkkımın Kökü kitabı ne anlatıyor? Zıkkımın Kökü PDF indirme linki var mı? Zıkkımın Kökü kitabının yazarı Muzaffer İzgü kimdir? İşte Zıkkımın Kökü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Muzaffer İzgü
Yayın Evi: Bilgi Yayınları
İSBN: 9789754940480
Sayfa Sayısı: 304
Zıkkımın Kökü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Zıkkımın Kökü, Muzaffer İzgü'nün kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı bir roman, “Muzo” karakteri ise yazarın ta kendisi. Romanında; Adana'da, kiralık bir arsanın ortasına kurdukları derme çatma gecekonduda ailesiyle birlikte verdiği yaşam mücadelesini anlatıyor.
Daha ilkokula giderken yaz tatillerinde çalışmaya başlayan Muzo bir çok iş yapmak zorunda kalır.Yazlık sinemalarda gazoz, sokaklarda darı, su, şeker satar, karpuz yükler, babasıyla seyyar satıcılık yapar. Bazen gazoz şişelerini yıkar, bazen lokantada bulaşıkları. Vestiyere bakar, muavin olup bir kamyonla yollara düşer. Sokak aralarında annesinin pişirdiği kuru patlıcan dolmalarını satar. Kahvede çırak olur, çay-kahve dağıtır, sevdiği kızın peşinden pamuk toplamaya gider.
Adana'nın gecekondu mahallelerinde geçen bu zorlu hayat, Muzo'nun bakış açısından anlatılır. Harcanan emek, para kazanıp aileye destek olmanın sevinci, yardımlaşma ve dayanışma, kimi zaman boşa giden çabalar, hayal kırıklığı… Her türlü zorluğa karşın, inadına direnmek, yılmadan karşı koymak, hep yeniden başlamak…Ve mutluluğun tarifi:“Bizim mutluluğumuz çok basitti. Tencerede yemeğimiz olsun, çıkında ekmeğimiz, lambada gazımız, ocakta çaydanlığımız, yeterde artardı bile...”
Muzaffer İzgü'nün, 'yaşamöyküsü'nü anlattığı Zıkkımın Kökü, aynı adla sinemaya da uyarlandı. Memduh Ün ile Macit Koper'in senaryolaştırdığı, yönetmenliğini Memduh Ün'ün yaptığı; Menderes Samancılar, Meriç Başaran, Günay Girik, Elif İnci, Sırrı Elitaş ve Emre Akyıldız'ın rol aldığı Zıkkımın Kökü filmi, Hindistan Udaipur Film Festivali'nde Altın Film, Tokyo Film Festivali'nde Asya'nın En İyileri, İspanya'da En İyi Yönetmen ödüllerine değer görülürken; Adana'da Altın Koza'da beş ödül birden, Kültür Bakanlığı Ödülü, Paris'te 1994'te Cine Junior en büyük ödülünü de aldı.
Zıkkımın Kökü Alıntıları - Sözleri
- Baloncuyu da, çok balonu olduğu için dünyanın en mutlu insanı sanırdım.
- Bizim mutluluğumuz çok basitti. Tencerede yemeğimiz olsun, çıkında ekmeğimiz, lambada gazımız, ocakta çaydanlığımız, yeter de artardı bile...
- Ne hoştur bir bezelyenin içini çıkarmak, iki bezelyenin içini çıkarmak, amma önünde yarım çuval bezelye olursa, basarsın küfrü, yiyene de, yetiştirene de, sulayana da...
- Bilmem, belki de uyku kurtuluş oluyordu acılardan…
- Ne hoştur bir bezelyenin içini çıkarmak, iki bezelyenin içini çıkarmak, amma önünde yarım çuval bezelye olursa, basarsın küfrü, yiyene de, yetiştirene de, sulayana da...
- Şunu bil ki, hangi avrat yoldan çıkmışsa, adamı layıktır bu işe. Çok kez avradı orusbu yapan heriftir.Kadin sudur erkek ise yatak, su yatagina göre akar.
- Ah düş kurmak, o düşün içinde yaşamak!..
- Ulan, diyordu babam, siz olmasaydınız var ya, o Tahir denen herifi temizlerdim namussuzum. Bir dikildiniz karşıma, git ulan şeytan dedim... Babamın hapishane sigortaları biziz... Ya bizim sigortamız kimdi? Yaşam sigortamız... Aş isterdik, ekmek isterdik, kitap isterdik, defter isterdik...
- Boynunu tuttum, sarı saçlarını parmaklarımla karıştırdım, öptüm. -Artis gibi öpüyorsun. -Kaç artis öptü kız seni? -Deli... Sinamada gördüm. -Ee kızım, biz bi yaz sinamada gazoz satmış adamız. Öpüşleri göre göre usta olduk. Sen de artistler gibi öpüşüyorsun.
- " Bizim mutluluğumuz çok basitti. Tencerede yemeğimiz olsun, çıkında ekmeğimiz, lambada gazımız, ocakta çaydanlığımız, yeter de artardı bile...
- Bizim mutluluğumuz çok basitti. Tencerede yemeğimiz olsun, çıkında ekmeğimiz, lambada gazımız, ocakta çaydanlığımız, yeter de artardı bile...
- -Boşuna düş kurma! +Bizim bi de düşümüz olmasa n'ederiz be! Çok şükür Allaha, düş kurmaya para almıyorlar.
Zıkkımın Kökü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Trajikomik bir kitap. Resmen hem düşürdüp hem de acı bir tebessüm bırakıp sonra da güldüren bir eser. Tam bir Çukurova tam bir yoksulluk. Filmini izlerim kafasıyla okumamak saçma olur. Çünkü kitabı okurken gerçekten olayı bir çocuktan dinliyor gibisiniz. Zaten Hiciv ve Mizah gibi akademik dersler için de okutulan kitaplar arasında. Tavsiye ederim. (Çalıkuşu)
Ah be Muzo! Yoksullukla ne de güzel dalga geçtin Rahatlığın beni benden aldın Seni okurken kendi çocukluğumu hatırladım. Keşke sevgine, sevdiğine sahip çıksaydın be Ama olsun keyifliydi seni okumak (Dudu EKİCİ)
SICAK VE ACI: Adana deyince akla sıcak ve acı gelir. Adana’nın şalgamı ve kebabı acıdır, havası ve insanı ise sıcak... Kitap hayatın acılarını, yokluğu ve yoksulluğu, Adana'nın havası gibi sıcak insanları etrafında anlatan, insanın içine işleyen bir anlatı. Mizahının güçlü yönüyle bilinen Muzaffer İzgü’nün kendi hayat hikayesinden önemli izler de taşıyan bu kitap, yazarın samimiyetini ve kaleminin güçlü yanlarını, hayatın aslında dram yüklü yönlerini mizahı başarıyla kullanarak yansıtıyor. Kitap sıcak anlatımıyla sizi hayatın zorluklarından çıkarıp, küçük bir çocuğun her türlü zorluğa rağmen mutlu bir ailede nasıl büyüyüp olgunlaştığını gözler önüne seriyor. Kitabı okuduktan sonra filmini, özellikle de balon sahnesini izlemenizi öneririm. Balon sahnesi bile tek başına çok anlamlı ve etkili bir kısa film tadında… (23:45-27:40) https://www.youtube.com/watch?v=FuKVCIx1_e8 (Mehmet İkinci)
Zıkkımın Kökü PDF indirme linki var mı?
Muzaffer İzgü - Zıkkımın Kökü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Zıkkımın Kökü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Muzaffer İzgü Kimdir?
Muzaffer İzgü (d. 29 Ekim 1933, Adana). Türk yazar, öğretmen.
Türkiye'nin en çok okunan gülmece ve çocuk kitapları yazarlarındandır. 107 kitap, 200'e yakın radyo oyunu yazmıştır.
Hayatı
29 Ekim 1933 günü Adana'da doğdu, yoksul bir çocukluk geçirdi. Elazığ'ın Dişidi köyünden çalışmak üzere Adana'ya gelen ve Adana Kız Lisesi'nde hademelik yapan babasının adı Ahmet, Şam doğumlu olup Antakya'dan Adana'ya gelen annesinin adı ise Havva'dır. İzgü'nün ifadesine göre babası Adana'da ilk gecekonduyu yapan kişidir.
Muzaffer İzgü; bulaşıkçılık, garsonluk, sinemalarda gazoz satıcılığı gibi işlerde çalışarak eğitimine devam etti. Üç yıllık İnönü İlkokulu'ndan sonra dördüncü sınıfı Gazipaşa İlkokulu'nda, bu okulun depremde zarar görmesi üzerine beşinci sınıfı İstiklal İlkokulu'nda okuyarak ilköğrenimini tamamladı. Öğrenimini Tepebağ Ortaokulu'nda sürdürdü. 3 yıllık ortaokulu bitirdikten sonra yatılı olarak Diyarbakır Öğretmenokulu'nda okudu. Bu okulda tanıştığı Günsel Hanım ile evlendi. İlk görev yerleri olan Silvan'da oğulları Bülent Şahin dünyaya geldi.
Diyarbakır İlköğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra Silvan'da, Aydın'ın Akçakoca Köyü'nde, Cincin Köyü'nde, Aydın merkezindeki yetiştirme yurdunda, Güzelhisar İlkokulku'nda öğretmenlik yaptı. Aydın'da görev yaparken ikiz kızları Nevin ve Sevin doğdu. 11 yıllık ilkokul öğretmenliğinin ardından ortaokul öğretmenliğine geçti, Aydın Gazipaşa Ortaokulu'nda Türkçe öğretmenliği yaptı ve 1978 yılında emekli olarak öğretmenliği bıraktı, İzmir'e yerleşti.
İlk yazılarını 1959 yılında Aydın'da yayımlanan Hüraydın Gazetesi'nde yayımladı. Küçük öykü ve röportajlar derleyen İzgü, 1964 yılından itibaren yazarlığını Demokrat İzmir Gazetesi'nde sürdürdü. Bu gazetedeki köşesinde her hafta bir öykü yayımladığı gibi gülmece dergisi Akbaba'da da öykülerini yayımladı. İstanbul'da çıkan Milliyet ve Akşam gazetelerinde röportajları yayınlandı.
Zamanla, röportaj ve öykülerin yanı sıra tiyatro oyunu yazmaya yönelen İzgü, özel tiyatrolarda oynanan, radyolarda yayınlanan oyun ve skeçleriyle ün yaptı. Yazdığı ilk oyun, Nejat Uygur için yazdığı İnsaniyettin'dir.
İlk kitabı Gecekondu, 1970 yılında Remzi Kitabevi tarafından yayımlandı, bunu 1971 yılında İlyas Efendi, 1972 yılında Halo Dayı adlı kitabı izledi. Attilâ İlhan ile tanıştıktan sonra kitaplarını Bilgi Yayınevi'nde yayımlayan İzgü'nün bu yayınevi tarafından basılan ilk kitabı Donumdaki Para (1977 ) idi. Bilgi Yayınevi, İzgü'nün 42 roman ve öykü kitabını, 73 çocuk kitabını yayımladı. Zıkkımın Kökü ile Ekmek Parası adlı eserlerinde kendi yaşam öyküsünü ortaya koydu. Zıkkımın Kökü, 1992'de filme aktarıldı.
Muzaffer İzgü Kitapları - Eserleri
- Zıkkımın Kökü
- Ekmek Parası
- Dayak Birincisi
- Deliye Hergün Bayram
- Donumdaki Para
- Ökkeş Denizde
- Ökkeş Lunaparkta
- Gecekondu
- Halo Dayı ve İki Öküz
- Ökkeş Kapıcı
- Ökkeş İşportacı
- Çanak Çömlek Patladı
- Devletin Malı Deniz
- Ökkeş Balık Avında
- Anneannem Askere Gidiyor
- Ökkeş Otoparkta
- Ökkeş Dolmuşçu
- Ökkeş Maçta
- Ökkeş Bahçıvan
- Anneannemin Gramofonu
- Bir Namussuz Aranıyor
- Anneannemin Apartman Kuzusu
- Ökkeş Kurt Avında
- Kaçak Kız
- Anneannem Gelin Oldu
- Bizim Ayılar Amerikalıları Çok Sever
- Azrail Nasıl Rüşvet Yedi
- Lüp Lüp Makinesi
- Her Eve Bir Karakol
- Orta Direği Yıkan Ayı
- İlyas Efendi
- Sıpa
- Devlet Babanın Tonton Çocuğu
- Hayri Potur Harry Potter'a Karşı
- Ökkeş Dizisi (Takım 10 Kitap)
- İçimde Çiçekler Açınca
- Anneannem Cankurtaran
- Kasabanın Yarısı
- Anneannemin Erikli Bahçesi
- Sen Kim Hovardalık Kim?
- Bulutlara Simit Satan Çocuk
- Yumurtadan Çıkan Öğretmen
- Anneannem Dans Kraliçesi
- Anneannem Süsleniyor
- Anneannemin Kuyrukluyıldızı
- Bando Takımı
- Yaşasın Anneannespor
- Çapulcu Musun? Vay Vay
- Yaşasın Kanal Anneanne
- Anneannemin Cep Telefonu
- Anneannemin Bebeği
- Anneannemin Konuk Kedisi
- Bütün Sabahlarım Senin Olsun
- Atatürk'ü Gördüm
- Hamdolsun Açız
- İt Adası
- Demokrasimiz Kaç Para Eder
- Üç Halka Yirmi Beş
- Bir Mayıs Polis Bayramı
- Bülbül Düdük
- Anneannem Sihirbaz
- Can Dayım
- Siz Bilirsiniz Paşam!..
- Anamı da Aldım Geldim
- Anneannemin Güllü Yorganı
- Anneannem Bulutları Boyuyor
- Pazar Kuşları
- Dandini Vatandaş Dandini
- Çizmeli Osman
- Kabakçı Amca
- Bisikletim Vız Vız
- Ayvayı Yedik
- Süpermen İstanbul’a Düştü
- Anneannemin Anı Defteri
- Anneannemin Kar Kızı
- Yedi Renkli Saat
- Okula Giden Robot
- Kahkahacı Sınıf
- Güldüren Uçurtma
- Uçtu Uçtu Ali Uçtu
- İşte Mühür işte Sen
- Hayri Potur ve Pempirik
- Her Şeye Ağlayan Kız
- Duyduk Duymadık Demeyin
- Uzay Karpuzu
- Canım Öğretmenim
- Lütfen Kızımla Evlenir misiniz?
- Dilber
- Anneannem Hayvanlar Arasında
- Karlı Yollarda
- Şikâyetçi Şakir
- Konuşan Kedi
- Padişahım Çok Yaşa
- Nasıl Baba Oldum?
- Bizim Sınıfın Ormanı Var
- Ben Cumhuriyet Bayramında Doğdum
- Anneanneme Bilgisayar Öğretiyorum
- Uzay Dolmuşu Kalkıyor
- Hırsız Köpek
- Çıngıraklı Çoban
- Bizim Sınıf Kıra Gitti
- Ben Üzümüm
- Mum Bebek
- Al Yanaklı Hasan
- Soyma Beni Utanırım
- Kardelen
- Anne Dersim Bitmedi
- Kuşadalı Metin Kaptan
- Uçan Eşek
- Küçük Futbolcu
- Topum Bana Küstü
- Konuşan Balon
- Gözlüklü Köpek
- Sınır - Duvar
- İnci Minci Birinci
- Oturaklı Başkan
- Akrobat Pisicik
- Herkese Bir Yastık
- Bakkal Amca
- Ayıya Bak
- Anadolar
- Fulya'nın Bebekleri
- Hokus Pokus
- Milli Kahraman Matador Mahmut
- Yaramaz Kukla
- Kedicik Patileri Minicik
- Gökten Üç Elma Düştü
- Küçük Arı Büyük Arı
- Bir Çift Yün Çorap / Böyle Aşk Duydunuz mu?
- Bandocu Çocuk
- Armutçu Ayı
- Halo Dayı
- Süslü Kızlar
- Kara Pamuk
- Nasıl Şarlo Oldum
- Tom Baba'nın Tombalası
- Ninemin Bahçesi
- Çocukların Ormanı
- Boncuk
- Yıl Sıfır Darbe Hazır
- Kuklacı Çocuklar
- Eşeğin Türküsü
- Anneannemin Anı Defteri
- Kahraman Kuçu
- Altı Sepet Tek Bıyık
- Arıcık
- Radical Niyazi Bey
- Kızılderili Çocuklar
- Kiraz Kız
- Anneciğim Acıktım
- Çıplak Ayaklı Futbolcu
- Yıl Sıfır Darbe Hazır
- Hükümet Çiftetellisi
Muzaffer İzgü Alıntıları - Sözleri
- Hiç denedin mi, parasız git bir ay başı eve, veya ben bu ay hiç çalışmayacağım, yan gelip yatacağım de. Bak bakalım o zaman ne olacak, o seni çok seven karın bakacak mı yüzüne? Aslında o sana değil, paraya bakıyor. (Çanak Çömlek Patladı)
- Yokluk, insanı her bok yapar... (Halo Dayı ve İki Öküz)
- "Karnım aç.” Neee, "karnım aç" mı dedin? Yani sen şimdi "karnım aç" dedin ha? Yani midende bir şey olmadığını söyledin ha? Onu mu demek istedin? Yani, "karnım aç" demekle, bu ülkenin güzel yönetilmediğini söylemek istiyorsun, birilerinin karnı tokken, "benim aç" diyorsun ha? Bu doğrudan doğruya bölücülüğe girer. Bölen insan bölünür... Ulan! ALIN BUNU, BÖLÜN! (Anamı da Aldım Geldim)
- ... Öyledir kızım, bazı eşyalar, bazı hacetler vardır insanlsrdan daha değerlidir. (Gecekondu)
- Ve Adana hep Atatürk'ü konuşuyordu. Babam çalıştığı yerden öğrenmişti Atatürk'ün geleceğini. Hastaymış Atatürk, hasta hasta gelecekmiş. Atatürk doğa üstüydü, hiç hasta olur muydu? — Baba, Atatürk hasta olur mu? — Niye olmasın oğlum? O da bizim gibi insan... (Atatürk'ü Gördüm)
- Ah şu emekli kahveleri, ömür çürütmek için birebir. Hep aynı yüzler... (Herkese Bir Yastık)
- -İmamgızıı,dedi,düne kadar oğlan getsin diyordum,amma şindi ben gedecem.Halo dayının daha etinin okka ettiğini,sana da,oğlana da,garnı goruldayan şu köv eşşeklerine de gösterecem...Tel de furacam size,habar da salacam,bekleyin beni Kirman Yarığı’nda diyecem.Söyle o zaman,şu garnı gurtlu köv eşşeklerini de toplasınlar orya... (Halo Dayı)
- "Niye elektrik kullanmaz patron?" "İnsan emeği daha ucuzdur." (Orta Direği Yıkan Ayı)
- Beş cevizin vardı beşini yedin ne kaldı ? Kabukları öğretmenim :) (Ökkeş Lunaparkta)
- ... Bir gün kendisi de bir yığın balon alacaktı, balonu olmayan çocuklara bedava dağıtacaktı. (Ökkeş Otoparkta)
- Bu dünyada kimi parayla ısınır, kimi de yorganla. (Gecekondu)
- “Dünyanın en güzel gülen kızı,” (İçimde Çiçekler Açınca)
- Umutlar görünmez ama insanlar onu bekler... (Gecekondu)
- Köylüler, sevinçle bagrişmaya başladilar: "Geliyorlar, onlar." Hemen birkaç genç oradaki bir sandala atlayarak kürek çekmeye başladılar. Iki sandal birbirlerine yaklaşınca, köylülerden biri Ökkeşleri 'in sandalına atlayarak, babasının elinden kürekleri aldı: "Oh, çok şükür kurtuldunuz," dedi. Artık köylüler iyice anladılar, gelenler Ökkeş'le babasıydı. Sandalı bile tanımışlardı. Nine ne yapacağını bilemiyor, bu kez de sevinçten ağlıyor : Ökkeş' im, oğlum, " diyordu. (Ökkeş Balık Avında)
- Bu ülkede Anayasa yok mu? (Dayak Birincisi)
- -Dayıcığım, ne zaman uçurtmama mektup göndereceğiz. -Havaya baksana Akşam, hiç bu yağmurda uçurtma uçurulur mu? Aman şu hava da, sanki birisi gökyüzünü kurşuniye boyadı gitti, ama öyle bir boyayla boyadı ki, hiç gitmiyor bu boya. (Bulutlara Simit Satan Çocuk)
- "Ben sizden tıp fakültesi istedim mi ha, size doktor olacağım dedim mi ha? Nedir bu doktor tutkusu. Siz mi istediniz de doktor olamadınız, ha sen anne, ha sen baba, hep doktor olmayı mı düşündünüz? Niçin kendinizin olamadığı bir şeyi benden istediniz? Ben doktor olmak istemiyordum, tiyatro sanatçısı olmak istiyordum, o uzun saçlı kız gibi olmak istiyordum... Şayet doktor olmak istiyorsanız çok kolay anne, baba, siz de isterseniz doktor olabilirsiniz. Dershanelere gidersiniz, üniversite sınavlarına katılırsınız, tıp fakültesi kazanırsınız ve doktor olursunuz. O zaman tabelaya ikinizin adını birden yazdırırsınız. Kalp Uzmanları Doktor Süheylave Fuat diye! İsterseniz profesör bile olabilirsiniz, Profesör Doktor Süheyla ve Fuat diye... O zaman niçin ben? Ha niçin Ezgi?... Şimdiden onun da kafasına katıyorsunuz, hı baba?" (Kaçak Kız)
- Yarım ekmeğin arasına, koca bir balık parçası koydu. Bilmem artık ne balığıdır. Olsa olsa balinadır. [:)] (Sıpa)
- "Neyi bilirsin yahu?" "Yoksulluğun rezillik olduğunu." (Gecekondu)
- "—Kitap denen şey meğer ne güzelmiş. Okumak ne güzelmiş..." (Atatürk'ü Gördüm)