1960 Darbesi Asker Gibi Komutanlarla Tarihe Gömülmek Üzere..

KÖŞE YAZISI

Akşam üzeri Genel kurmay başkanı Orgeneral İşık Koşaner’in emeklilik talebinde bulunması ülke gündeminin ilk sırasına oturdu.

Medyada Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görülmemiş bir kriz olarak yansıtılan bu durum yeni olmadığı gibi krizde sayılamaz..

1990 yılında Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Musul ve Kerkük sorununun çözülmesi kararına uymak istemediği iddia edilen Orgeneral Necdet Torumtay, kendi isteği ile Genelkurmay Başkanlığı görevinden emekliye ayrılmıştı.

Orgeneral Koşaner ile birlikte Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay’da emeklilik talebinde bulundular.

Bu üç kuvvet komutanının istifasında çokta önemsenecek bir durum yok aslında..

Zira  iki gün sonra başlayacak YAŞ toplantısında görev süreleri zaten bitecek olan bu komutanlar, istemeseler de emekliye ayrılacaklardı.

Nasıl ki bu ülkede müsteşarlar, genel müdürler, başkanlar görevden alındıkları veya görevden azillerini talep ettiklerinde kaos olmuyor ise, aynı şekilde norm kadro fazlası generallerin emeklilik talebi de normal karşılanmalıdır.

Buradaki asıl soru: görevde 2 yıl daha kalacak olmasına rağmen Orgeneral Koşaner’in YAŞ toplantısına iki gün kala neden emeklilik talebinde bulunduğu ile ilgilidir.

Ergenekon tutuklamalarının ardından, geçen yıl yapılan YAŞ toplantısında, üst düzey komuta kademesinin kaleyi halka kaptırmamak adına müthiş satranç oyununa sahne olmuştu.

Irak’ta başına çuval geçirilen askerin komuta kademesi, ülke güvenliği adına askerlik hayatı boyunca yapmayı başaramadığı satranç hamlesini, halkın iktidarının muktedir olmasını hiçbir zaman hazmedemeyen 1960 ruhunu kaptırmamak adına yaptığına şahit olmuştuk.

Bu gün orta yaş yüzeri her insan, sınırları gözetlemedeki zafiyetini insanını fişlemedeki kararlılıkla örttüğünü bilir.

Yine Kandilde ne olup bittiğini bilmekten aciz bir teşkilatlanmanın, kendi bünyesinde görev yapan bir subayın hanımının başörtüsünü, memleketine giderken bile takıp takmadığı konusunda mahir olduğunu bilir.

Hala varlığı devam eden gayri resmi istihbarat birimiyle güneydoğuda binlerce şehit ve patlamya hazır bir bölgenin kendi eserleri olduğunu da bilir.

Tabi bütün bunlar darbelerin anası 1960’ın ürünü olarak taşına geldi bu güne kadar..

50 yıl sonrasının komuta kademesinin hiçbir sekmeye mahal bırakmayacak şekilde şekillendirildiği bu darbe, 51.yılında bir daha dirilmemelidir..Orgeneral Koşaner’in YAŞ toplantısına iki gün kala emeklilik talebinde bulunmasının ardında yatan birkaç neden olabilir.

Yada tamamen gömülmesi için tarihi bir fırsat ele geçmiştir.

            Komutanın alt kademesinden (43 general ve amiralin tutuklanmasına tepki olarak ) gelen baskılar bu emeklilik talebini beraberinde getirmiş olabilir.

YAŞ toplantısında yapılacak pazarlıklara daha güçlü bir isimle girme hesapları yapılmış olabilir.

Her ne düşünülmüşse düşünülsün, acemice yapılmış bu hamle, 1960 ruhunu matetmek için bir fırsat doğurmuştur Türkiye için…

“Eskiden 2,5 general bir araya gelince, rahatlıkla bir ihtilal yapabilirken, şimdilerde 4 general bir araya gelince ancak emekliye ayrılmayı düşünebiliyorlarsa bu, Türkiye için gerçekten çok önemli bir gelişme..

Emeklilik taleplerinden öyle bir tarihi fırsat çıktı ki, bunu değerlendirememekte tarihe geçecek bir durum olur.

Sadece  Jandarma Genel Komutanı Necdet Özel’in Kara kuvvetleri komutanlığına, hemen ardından Genelkurmay komutanlığına atanması ile bitecek bir oldu bitti ile kalmamalıdır.

Gelecekteki komuta kademesi öyle şekillendirilmelidir ki, Türkiye 2023 yılına kirli oyunlar yerine harp oyunlarında maharetli, karıştırıcı değil, toparlayıcı, , düşmana karşı onurlu ve dik, vatandaşına karşı devletin sıcaklığını hissettirecek bir komuta kademesi ile girmelidir.

1960 hesaplarını kökünden sökecek bir yapılanmaya gidilmelidir.

Bundan 10 yıl önce normalleşen bir Türkiye hayalini paylaştığüım bir dostum bana : “ Ben ölürümde göremem, ben ölürümde göremem” esprisini yapmıştı.

Evet sevgili dostum.. Ölmedin yaşamaktasın… Hala 40’larındasın ve demokrasinin en başındasın..

NOT: Başlıktaki “Asker gibi Komutan” deyimi yazılarını zevkle okumaya devam ettiğim sayın Emre Uslu’ya aittir.

Sağlıcakla Kalın