Ankaralılaşmamak
Geçen hafta içi bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Ankara’daydım.
Siyasetin ve bürokrasinin nabzının attığı, Türkiye’nin ikinci büyük şehri Ankara..
Lise yıllarından beri gidip geldiğim bu şehirde, hep var olan puslu hava, bir nebze de olsa yerini açık bir havaya bırakmış görünüyor.
Resmiyeti devam etmekle birlikte, ağır ağabeylerin havasından sivilleşmeye doğru yönelen bir başkent görünce sevinmedim değil..
Resmi olarak 13 Ekim 1923’ten beri tüm Türkiye’nin başkenti olan Ankara’nın, pratikte ağır ağabeylerin kurumlar arası karşılıklı paslaşmalarını yapa geldikleri bir ortam olmaktan kurtarılması ve sivilleşmesi demek, Anadolu’nun her köşesine eşit gönül mesafesinde olması ve herkesi, herkesimi aynı sıcaklıkla kucaklaması anlamına da gelecektir.
Ankara’nın hüzün değil, huzur dağıtan bir başkent olmaya başlaması güzel bir gelişme..
Geçtiğimiz günlerde Ankaralılaşmak veya Türkiyelileşmek üzerine bir takım tartışmalar yaşanmıştı.
Tüm Türkiye’yi kucaklayan havasıyla yeni Ankara, Türkiyeleşeceği için bu tartışmalar da rafa kaldırılır diye umuyorum.
Söz Ankaralılaşmaktan açılmışken, sadece yukarıda zikrettiğim manada değil, taşradan seçilmişleri veya atanmışları da Ankaralılaşanlarımız vardı.
USTAD’ın çalışmaları ile ilgili temaslarda bulunmak üzere yaptığım ziyaretlerde bununla ilgili izlenimlerim de bir değişiklik olduğunu söyleyebilirim.
TBMM’de çeşitli illerin vekilleri ile birlikte orada bulunan Mardin vekillerimizi ziyaret imkanı buldum. Sayın Gönül Bekin Şahkulubey ve Sayın Abdurrahim Akdağ’ın yaptıkları hummalı çalışmalarına şahit oldum. Özellikle geçmiş yıllarda vekil olarak Ankara’ya gönderilen bazı isimler gibi Ankaralılaşmadıklarını, nasıl ve hangi hasletleriyle seçilmişlerse o saf ve duru çizgilerini sürdürdüklerini ve nerden seçildiklerini unutmadıklarını gördüm.
Burada, aynı çizgiyi sürdüreceklerine olan inancımı yinelemek istiyor, Mardin adına atılacak her olumlu adımın destekçisi olacaklarına dair ifadelerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum.
Ankaralılaşmadan Türkiyelileşmeye doğru atılan yeni adımlardan bir tanesi de Bakan yardımcılıkları olmuş..
Anayasa mahkemesine iptali için dava açıldığı söylense de, Müsteşarın ulaşılmaz konumundan, halkla birebir iletişimde olacak Bakan yardımcılıkları fikrini destekliyorum.
Zira, millete hizmet makamında olan müsteşarlara ulaşmayı başarmak deveye hendek geçirtmek gibi bir şey iken, yetkilerin belki de daha fazlasına sahip bir bakan yardımcısına ulaşmak daha kolay geldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Sayın Halil Etyemez’le verimli bir görüşme gerçekleştirdik.
Hem de arada birkaç milletvekili veya randevu vermekte direnen özel kalem müdürleri olmaksızın gerçekleşebilen bir görüşme..
USTAD adına Ankara’da çeşitli kurum ve kuruluşlara yaptığımız ziyaretlerde edindiğim en güzel izlenim: uğradığımız pek çok yerde USTAD’dan az veya çok haberdar olmaları..
Doğu ve Güneydoğunun ilk düşünce kuruluşu USTAD için bize en fazla sorulan soru ise: USTAD’ı İzliyoruz, biliyoruz ama gerçekten Mardin merkezli mi?
Evet Mardin merkezli..
“Saddam’ın Scut füzesini fırlattıktan hemen sonra diğer odaya koşup CNN’i açıp İsrail’in neresine isabet ettiğini öğrenmeye çalışması” gibi bir şey olmasın istedik. Bölgemizde gelişen olayları TV’leri açıp kavramaya çalışmaktansa bölgeden seslerle yorumlayalım istedik.
Sağlıcakla kalın
USTAD'dan alıntılanmıştır. www.ustad.org.tr