Aykırı bir Yazı

KÖŞE YAZISI

Hz. Peygamber’in vefat haberini alan Hz. Ebubekir, Ashab’a yönelerek: “Kim Resulullah’a inanıyorsa bilsin ki O şu an öldü, Rabbine kavuştu. Kim de Allah’a inanıyorsa iyi bilsin ki Allah ölmez, O her zaman diridir.” Şeklinde konuşmuştu.

Bugün 10 kasım..

Anma programları hüzünlümü hüzünsüz mü olsun tartışmalarını yaptık uzun bir süre..

Gün oldu,  Atatürk’ün kargaları kovalamasından bahsettik..

Gün oldu, matematik öğretmeninin ona olan sevgisini ve sarı saçlarını anlattık durduk..

Gün oldu, hitabeyi ezberlettik gençlerimizin hepsine..

Sevmiş mi sevmemiş mi, anlamış mı anlamamış mı önemsemedik..

Rozetini taktıysak, arkamıza da posterini astıysak işi tamam belledik..

Gün oldu, Atatürk’ten geçindik, onu geçim kaynağımız yaptık..

Gün oldu, Atatürkçü geçindik, sağa sola boş tafralar attık..

Oysa şunu bir türlü anlayamadık. Kim Atatürk’e inanıyorsa bilsin ki O; 1938’de öldü, Kim Atatürk'ü günlük siyasete, ideolojik tartışmaların ortasına atıyorsa iyi bilsin ki Ona zarar veriyor.”

Ve “Kim Onun istismarından besleniyorsa bilsin ki, istismarın son kullanma tarihi geçmiş ve kullananın midesine oturacaktır.”

Sevdasını yüreğinde yaşatan gerçek Atatürkçülere sözüm olmaz.

Çağdaş medeniyet ülküsünü, mimsiz medeniyet anlamadıkları müddetçe..

Yakın tarihin sayfaları teker teker açılıyor..

Mübarek Cuma günü dua ve namaz eşliğinde açılan TBMM’ye şimdilerde başörtülü vekillerin girememe nedeninin Atatürk mü, yoksa Atatürk ismini kullananların mı sebep olduğunu öğreneceğiz belki de…

Çok şey var yazılacak çizilecek ama..!.

Deprem acısını tekrar yaşayan Vanlı kardeşlerimize geçmiş olsun diyor, vefat edenleri rahmetle anıyorum.

Sağlıcakla kalın..