Bize Ne Oldu?
UZLAŞMA MI ? ÇATIŞMA MI ?
BARIŞMA MI ? AYRIŞMA MI ?
MÜZAKERE Mİ ? MÜNAKAŞA MI ?
MİLLET Mİ ? YOKSA DEVLET Mİ ?
Değerli Okurlarım evvela sizi saygı ve muhabbet ile selamlıyorum.
Bu soruları gelin beraber teşhis edelim ve tedavi edelim.
Güneydoğuda büyüklerimizin bir atasözü vardır; ''Kürme dare nejdarebi dar ışk na bı.'' Türkçe karşılığı ''Bir ağacın gövdesinde eğer kurtlar varsa o ağaç kurumaya mahkum ve mutlaka o kurtçuklar ağacı kemire kemire ağacı kuruturlar.''
Dışarıdan ağaca bir başkasının zarar vermesine gerek kalmaz çünkü ağacın kendi içinde barındırdığı kurtçuklar vardır.
Demek istediğim önce kötülüğü kendi içimizde arayalım. Yeterki toplum ve birey olarak içimizdeki nefisi yenelim ve içinmizdeki kurtçukları atalım. Çünkü nefis insanın en büyük düşmanıdır. Özür dilemek ve yüzleşmek birer erdemliktir.
Her müslümana farz olan hac farizasında malumunuz her hacı şeytan taşlar. Bu taşlamada sırasıyla küçük, orta ve büyük şeytan olmak üzere hacılar şeytana taş atarlar. Elhamdülillah bende bu hac farizasında bu şerefe nail oldum. Ama en önemlisi kişi veya kişiler önce içindeki şeytanı atmalı ona yenik düşmemeli.
Yunus Emre şöyle buyurur; ''Yıllarca derdime derman aradım meğer benim derdim bana dermanmış.'' ne de güzel şöylemiş. Allah rahmet eylesin.
Toplum uzlaşma yerine ayrışmaya gerek var mı ?
Münakaşa yerine müzakere daha güzel olmaz mı ?
Çatışma yerine barış daha daha güzel olmaz mı ?
Devlet, millet yerine ümmet olmak çok daha güzel olmaz mı ?
Şu kocaman dünyada bir damla sudan yaratılan insan kocaman dünyaya sığamıyor. Yoksa bir damla sudan yaratılan insan dünyaya sığamıyor mu ? Dünya ona dar mı geliyor ? İnsanların ve toplumun bu dünyada paylaşamadıkları nedir ? Oysa dünya hepimize ve her canlıya yeter. Kendimiz için istediğimiz herşeyi başkası içinde istemek zorundayız. Bencil olmamalıyız.
Toplum ve insan önce kendisi ile barışık olmalı, kendisi ile yüzleşmeli. Aileler kendi içinde, komşular komşuları ile, amirler memurları ile, ve siyasi partiler birbirleri ile farklı dilden ve dinden olan insanlar birbirleri ile uzlaşmalı ve barışmalı.
Kısacası insan olmanın gereği insanlar birbirleri ile iyi geçinmeli.
Bize Ne Oldu ? Toplum ve insanlar ne yapmaya çalışıyor ? İnsanlar farklı dinden, farklı kültürden ve farklı yaşam tarzları olabilir. Örf, adet, gelenek ve görenekleri farklı olabilir. Hepsine saygı duymak lazım ve hoşgörülü olmak lazım. İnsani ve islami ölçüyü esas alırsa insanlar, sorunlar kendinden hal olur. Çünkü bütün insanlar ALLAH CC. katında eşittir. Bir nusibet bin nasihattan iyidir. Olup bitenlerden bizlerinde bir ders çıkarması lazım. Şöyle bir etrafımıza ve komşularımıza bakalım. Suriye,Irak,Libya,Ürdün vs. vs. Bunlardan hiç ama hiç mi ders almadık ? Bugün onlara, yarın Allah muhafaza bizlerede olabilir. İnsanın insandan üstünlüğü yok. Üstünlük takva iledir. İnsanlar: Kürt,Arap,Laz,Sunni, Alevi,Türk,Çerkez olabilir. Ama hepside insan. Diller ve dinler dünyamızın ve coğrafyamızın güzellikleri ve çiçekleridir. Hepsi aynı bahçenin gülleridir.
Yunus Emre şöyle buyurur ; '' Nice insanlar gördüm, üzerlerinde elbiseler yok. Çok elbiseler gördüm, içlerinde insan yok.''
Boşver bir şey olmaz demiyelim. Önyargılı olmayalım. Sanane veya banane demiyelim. Birbirimize saygılı ve duyarlı olalım. İyi ve kötü insanları birbirinden ayıralım. Toplumun bir kesiminde riyakarlık, dedikodu, çekememezlik, açgözlülük, merhametsizlik, adaletsizlik, gösteriş, fiyaka,sen,ben, helal ve harama bakmaksızın bu sıfatı taşıyan insanlar kim olursa olsun bunlardan uzak duralım.
Hz.Mevlana şöyle buyurur; '' Bu ümmeti nazar ettiler, cumasını pazar ettiler, bu topluma ne ettilerse azar azar ettiler.''
Toplumun ve insanların değerleri yavaş yavaş günümüzde yok oluyor. Manevi değerlere saygı duyulmuyor.
Sayın Başbakanımızın dediği gibi artık çatışma zamanı değil, barışma ve uzlaşma zamanıdır.
Bu millet bu coğrafyada çok ağır bedeller ödedi. Bu coğrafyada artık insanlar insan gibi yaşamak istiyor. Millet olarak biz birbirimize yardımcı olmazsak kimsede bize yardımcı olmaz. Birbirimizi yeter ki hor görmeyelim ve birbirimizi ötekileştirmiyelim. Dili,dini,rengi ve ırkı kim olursa olsun insan gibi insan olsun.
İnsanlar: Milletvekili, doktor, eczacı, sanatçı, artist, futbolcu olabilirler. Türkçe,kürtçe,fransızca,ingilizce,arapça bilebilirler. Çeşitli alanlarda ve konularda belgeler, sertifikalar, diplomalar alabilirler. Bunların hepsi dünyada birer kimliktir.
Ama en önemli kimlik insanın insani ve islami kimliğidir. Bir insan insani ve islami kimliğinden yoksun ise yukarıda saymış olduğumuz vasıfların bana göre bir değeri yoktur. Çünkü ALLAH CC. buyuruyor: '' Kendini bilen rabbini bilir, kendini bilen insanları bilir.'' Mutlaka fani dünyada beden ölümü tadacaktır.
Hacı Bayram Veli Hz. şöyle buyuruyor; '' Dünyasına dünyasına, dünya benimdir diyenin daha dün gitmedikmi yasına.'' Şu fani dünyada insanlar bu barış sürecinde birbirimize yardımcı olalım. Yaşamanın ve kendi kıymetimizi bilelim. Bir insanın dünya gözü ile görmesi gereken üç yer vardır; haftada olmazsa ayda olmazsa yılda ,
1.) Hastaneler
2.) Hapishaneler
3.) Mezarlıklar
İnsan ibret almak istiyor ise buraları ziyaret etmeleri gerekir. O zaman hayatın kıymetini daha iyi anlamış oluruz.
Kıymetli Okurlarım gelelim gündemdeki asıl meseleye günlerden kamuoyunu meşgul eden gündemin bir numaralı konusu olan çok önemli barış sürecine, ve barış sürecine yön verecek hassas kararlar verip bu gündemin kaderini tayin edecek ve belirleyecek akil adamlar komisyonuna. Büyüklerimiz hep şöyle der; '' Akıl yaşta değil baştadır, ama her başa da bir yaş lazım.'' Bu süreçte işi ehline vermek lazım. Bir toplumun veya bir milletin kaderini tayin edecek veya etkileyecek akil adamlar komisyonu şahsi ve nefsi menfaat konularını bir kenara bırakıp adaletli ve ölçülü olmaları lazım.
Bu süreç kıldan ince kılıçtan keskin bir süreç en ufak olumsuz bir kıvılcım bu sürece çok ama çok zarar verecek bedelide çok ama çok ağır olacak. Ben bir bölge insanı olarak bu barış sürecinin ülkemize, milletimize hayırlı olacağına inanıyorum.
Ben bu süreci ameliyat masasında olan bir hastaya benzetiyorum. Bu hasta kan kaybediyor ve ameliyat olması gerekiyor. Doktorlar hastaya serum veriyor, ağrı kesiciler yapıyor ve geçici bir tedavi ile hastaya yardımcı olmaya çalışıyorlar. Bence bu yanlış çünkü hasta kan kaybetmiş bir kere ve ameliyat olması lazım. Bunun için hastaya kan lazım. Eğer hastaya kendi kan grubundan kan vermezsen hasta ameliyat masasında kalır. Önce teşhis koyalım sonra tedavi edelim. Temennim Allahtan hastanın şifa ile hastaneden taburcu edilmesidir. Bu süreçte her insanın her mezhepten, her ırktan ve her renkten yaşanılabilir bir Türkiye ve yaşanılabilir bir dünya için akil adamların görüş belirtmesi gereklidir. Çünkü yetmiş beş milyon insan içinden seçilen bu adamlar bir güzellik yarışması finalini belirlemeyecekler. Bir ikramiye veya milli piyango çekilişini belirlemeyecekler. Bu barış sürecinin boyutu ve önemi yüzyıllardır can ve mal kaybına sebep olmuş, büyük bedeller ödenmiş insanlar evsiz ve yurtsuz kalmışlardır. Bu sürece kadar çok ama çok ağır bedeller vermişlerdir. Bu yüzden diyoruz ki artık yeter çatışma yerine uzlaşma, ayrışma yerine barışma, münakaşa yerine müzakere ve millet yerine devlet olsun. Ülkemizin insanı Güneydoğu insanı bu coğrafyada birbirleri ile kardeşçe birlik ve beraberlik içinde yaşamak istiyorlar. Örnek vereyim tarihin en canlı şahidi ve tanığı halen ayakta dimdik ve her insanın ibret alması ve ziyaret etmesi gereken yer ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİ'dir. Adeta bir cennet bahçesi Türk, Kürt, Laz, Çerkez,Doğudan Batıya, Batıdan Doğuya şehitler kucak kucağa yatıyor. Allah hepsinin mekanlarını cennet etsin. Bu süreçte çok konuşmak değil, neyi ve nasıl konuşmak önemli.
BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK
Özgürlük umutlar için yaşamaktır
Amaçları için ölmektir özgürlük
Barış ve özgürlük
Darağacında korkmadan sallanmaktır .
Özgürlük AMEDİN dağlarındaki
Şehitlerine sahip çıkmaktır
Merdine Diyaribekire yağmur olmaktır
Barış güvercini ve çözümün umudu olmaktır
Merdin kalesinden HEVLERE bakmaktır.
Özgürlük dediğin
Boynundaki kanlı ipleri koparmaktır
İnsan kanı emen vampirlerin gözlerine
KESKİN kılıç gibi düşmanın kalbine saplanmaktır
Nasırlı bir parmaktır özgürlük
Özgürlük ALLAH CC.' ye teslim olmaktır.
Selam ve Dua ile...
Not: Bu süreçte başta Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey'e, Ana Muhalefet Partisine, bu süreçte emeği geçecek akil adamlar komisyonuna ve milletimize şükranlarımı arz eder, hayırlara vesile olmasını yüce rabbimden dilerim.