Hayatın İçindeki Yalan

Hayatın İçindeki Yalan
KÖŞE YAZISI

Bir yalanla başlar her şey. Bir yalan...Anında yazılır senaryo. İstemesen de içindesindir yalanın. Korkarsın ve susmayı tercih edersin. Ama konuşman gerektiğinde ne yapacağını bilemezsin ve bir anlık heyecanla yanlış bir şey söylersin. İşte o an senaryo bozulmuştur. Suçlu sensindir. Sen ortaya atılırsın. Ve senin üzerine yeni bir senaryo yazılır.

Küçümsenirsin, aşağılanırsın ama susarsın sen. Belki bir köşede, belki bir arabada, belki bir odada; kimsenin seni göremeyeceği bir yerde ağlarsın sessizce. Nefes alırken bile yavaşlarsın. Ağladığın hissedilmesin diye. Düşünürsün, diğerleri de senin gibi mi diye. Niye ben dersin kendi kendine. Çünkü senaryoyu bozan sensindir. Hissedersin...Ağlarken birçok duyguyu aynı anda hissedersin. Ama hepsi kötüdür. Umutsuzluk, korku, nefret, kin ve bir sürü duygu üstündedir senin. Kurtulmak istersin. Bunun için yemin edersin. Güzel şeyler olmasını istersin. Ama olmaz. Bu yalanın senin geleceğinde bir iz olacağını bilirsin. Sadece susar ve ağlarsın.

Suskunluğun yalnızlığı körükler. Etrafında birçok kişi olsa bile yalnız hissedersin. Ve seni yok olmaya iter. Hayalet biri gibi dolanırsın etrafta. İşte bir yalan, ufacık bir yalan... Sana tüm bunları getirir. Yalanın büyüğü küçüğü yoktur. YALAN YALANDIR. HER ZAMAN DÜRÜSTLÜKTEN YANA OLUN.

Evet toplumu ve her kesimi dürüst ve samimi olmaya davet ediyorum. Dünyanın geçici boş ve yalan olduğuna kendimizi inandıralım. Hayatın kendisi yalan.

EVET GELELİM ASIL MESELEYE;

1.) Barış ve çözüm süreci

2.) PKK'nın silah bırakması ve çekilmesi

3.) Akil adamların çalışmaları ve diyalogları

4.) Anayasa'nın değişmesi ve yeni anayasa çalışmaları

5.) Başkanlık sistemi ve referandum

6.) Mahalli seçimler

7.) Cumhurbaşkanı seçimi

8.) Genel seçimler

9.) İstanbul gezi parkı ve olayları

10.) Suriye çıkmazı

Bütün bu süreci alt alta sıraladığımızda anlaşılıyorki ülkemizi ve milletimizi zor bir süreç bekliyor. Bunlara çözüm bulmak ve bu süreci olumlu yönde sekteğe uğratmadan olumlu çözümler bulmak her vatandaşın muhalefetin ve iktidarın görevidir. Tabiki bunların hepsini iktidardan yada birkaç insandan beklemek ne kadar doğru olur ona siz karar verin. Gelin burada birazda kendimizi hesaba çekelim. Birşeyleri düzeltmeye kalkarsak tabiki ilk önce kendimizi düzeltmemiz lazım. Ülkemizde ve coğrafyamızda zeki adam derdi yok hatta çok zeki insanlarımız fazlasıyla var. Ülkemizde ve coğrafyamızda dürüst ve güvenilir insanlara ihtiyaç var.

Çünkü akıllı olan insan yapabildiğini değil, yapması gerekenini yapar. Millet ve vatandaşlar olarak hepimizin niyeti üzüm yemek tabiki bağcıyı dövmek değil. Yıllardır öyküler, senaryolar ve çok filmler gördük. Millet olarak söylemde çok şeyler söyleriz ama eyleme gelince ???

Ülkemiz ve milletimiz güzel bir fırsat yakalamış durumdadır. İktidarı, muhalefeti, sivil toplum kuruluşları kısacası devlet ve millet el ele verip bu tarihi fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. İnsanlık adına bu tarihi fırsatı ve sürecini değerlendirmeliyiz. Yaşanılabilir bir dünya için ülkemizin ve milletimizin menfaati için millet olarak el ele verelim. Tek yürek ve tek yumruk olalım. Daha önceki yazımdada yazmıştım içimizdeki kini ve nefsimizi yenelim. Nefsimize uymayalım. Birbirimize samimi ve gerçekçi olalım. Yarınlarımıza, gelecek nesillerimize insan gibi bir yaşam kalitesi sunalım. Hep beraber yaşanılabilir bir dünya kuralım. Bazı şeyleri uzun vadede düşünelim. Evet ülkemizi ve milletimizi zor günler bekliyor. Ama Allah'ın izniyle milletimiz bunların üstesinden gelecek. Çünkü bu millet bir çınar ağacı kadar sağlam kökü toprağa oturmuş bir millettir. Sarsılır ama yıkılmaz. Çünkü bu millet tarihte destanlar yazmış asil, inançlı ve kanaatkar bir millettir. Bu millet gerçeği ve güvendiği bir ışığı görünce güvendiği yeri vezirde eder, gerekir ise rezilde eder.

Sırası ile ;

1.) Akil adamlar ve çalışmaları : Hepsine saygı duymak lazım. İl il dolaşıp toplumun içine karıştılar. İnsanlar ile tek tek konuştular. Ama kimlerle konuşup neyi görüştüler ? Bence akil adamlar yerine her ilde ikamet eden itibar gören, o bölgenin yapısını bilen bölgede ikamet eden şahıslardan oluşan bir heyet kurulmuş olsaydı o ilin sorunlarını bire bir yaşayanlar bu konu üzerinde bir rapor tespiti yapılsa idi daha olumlu ve yararlı olacak idi. Çünkü ateş düştüğü yeri yakar.

2.) Yeni Anayasa çalışmaları : T.B.M.M çatısı altında kurulan anayasa komisyonu yeni anayasa çalışmalarını yapmak üzere bir komisyon kuruldu. Bu komisyon yeni anayasayı çıkarmamak üzere kuruldu sanki. Bu komisyon ile yeni anayasa çıkmıyacak. Çünkü her kafadan bir ses, her kafadan bir öneri çıkıyor. Oysa ki anayasa hukukçuları ve sivil toplum kuruluşlarının önde gelen kanaat önderleri ile bir rapor hazırlansa idi çok daha olumlu ve verimli olur idi.

3.) Mahalli seçimler : Çok çok önemli bir seçim ve önemli bir hizmet. Seçilecek olan adayın şahsi çıkarlar peşinde koşan, fakir fukaranın, yetimin hakkını yiyen birinin olmaması. Üstleneceği görevin bilincinde olup işini eşi olarak bilen mazisi ve geçmişi çok temiz olmalı. Adil ve dürüst olmalı.

4.) Cumhurbaşkanı seçimi : Kamuoyuna ve referanduma gidilmeli. Her partiden bir aday belirlenmeli.

5.) Başkanlık sistemi : Ülkemiz ve milletimiz başkanlık sistemine henüz hazır değil.

6.) PKK'nın silah bırakması ve çekilme süreci : Toplumun arzu ettiği bir süreç hatta bu süreç için geç bile kalındı. Kardeş kanının akması son olur. Toplum ve ülkemiz nefes almıştır. Bu süreçte herkes sağduyulu olmalı, üzerine düşenide yapmalı.

7.) Suriye bataklığı : Yüzyıllardır beraber yaşadığımız bir komşumuz. Kız alıp kız vermişiz. Keşke Suriye bunları kendi içinde yaşamasaydı. Örneği Irak, Libya, Ürdün. Sonuçta hepsi müslüman kardeşlerimiz. Gerçeği bir kimlik ve bir nesil yok edilmeye çalışılıyor.

8.) Genel seçimler : Türkiye'nin ve dünyanın kaderini belirleyen bir seçim. Bu seçim 75-80 milyon insan içinden sadece 500 insan seçiyorsunuz. Bu seçimde seçilecek olan adayın kriteri emin bir insan olması, insan ve hizmet sevdalısı olması, toplumun sevgisini ve terbiyesini kazanmış olması. Yani iş ve hizmet yolunda hayat merdivenlerini tek tek çıkmış olması, tepeden veya asansör ile zirveye çıkmamış olması. Milletin vekili değil, milletin kendisi olarak görev yapması.

9.) Barış süreci : Bu süreçte devlet milletiyle, iktidar muhalefetiyle, sivil toplum kuruluşları çalışanlarıyla, bürokratlar memurlarıyla, komşu komşusuyla, akraba akrabalarıyla kısacası insan kendisi ile barışmalı.

10.) İstanbul gezi parkı ve olayları : Bazı dış güçler ülkemizin ve milletimizin hızla büyüyen bir ülke olmamızı hazmedemeyenlerin planlı ve bilinçli bir oyunudur. Çünkü barış sürecinde kötü niyetli insanların milletimizi ve ülkemizi karşı karşıya getirip gerginlik, provakatif olayları yapmak için yaptıkları bilinçli bir oyun.

Yaşanılabilir bir dünya için huzurlu ve sağlıklı yarınlara yeterki nereye ve ne yapmaya çalıştığımızı bilelim. Nereye gideceğini bilmiyorsan hangi yolda gittiğinin bir önemi yok.

Çünkü sahip olduğunuz tek şey çekiç ise herşeyi çivi olarak görürsünüz. Toplumu yönetenler ve topluma yön verenler yeterki çekiç olmasınlar.

İnsanlarda çivi değildir.

Hayat üç dakika :

Yelkovanla akrep buluşmadan önce

Son yıldız kaymadan önce

Ve şafak kendisini göstermeden

Sevgili çevirmeden yüzünü sabaha

Genç adam istasyonda bekliyor iken treni

Daha üç dakika var aydınlığa

Son üç dakika var, aslında sonsuzluğa

Ve üç, iki, bir

Yeniden doğan güne, ve yeniden doğan güneşe

MERHABA

Bu duygu ve düşüncelerlen tüm müslümanlığın, tüm ülkemin ve Kadim ve Kıymetli Mardin'li Hemşerilerimin Mübarek Ramazanını Tebrik Eder, Hayırlara Vesile Olmasını Temenni Ederim. Allah şimdiden oruçlarımızı kabul etsin.

Selam ve dua ile...