İster “Sayın” İster Saymayın..
Bu ülkede yanlış politikalar yüzünden 30 yıldır acı çekiliyor mu?
Çekiliyor..
30 yıldır, İstiklal Savaşında verdiğimiz şehit sayısından daha fazla can verdik mi?
Verdik..
Çekilen bu acılar ve verilen şehitlerin haricinde, terörün ülkeye faturası 400 milyar doları buldu mu?
Buldu..
Bu 400 milyar dolarla 7-8 tane Güneydoğu daha, yeni baştan inşa edilebilir miydi?
Edilebilirdi..
Çiçeği burnunda binlerce genç, kutsal vatani görevini yaparken şehit gitmedi mi?
Gitti..
Yüz binlerce bölge insanı, acımasız dişlinin arasında kalmamak için evini yurdunu terk etmedi mi?
Etti..
Neymiş efendim PKK-MİT görüşmesi ortaya çıkmış..
Böyle bir görüşme, CIA veya MOSSAD tarafından yapılsaydı nasıl bir tepki verecektik peki?
“Vay bilmem neler vay” mı?
Yoksa “Helal olsun adamlara” mı?
Niye?
Bu ülkenin içişlerine karışıyorlar da, kışkırtıcı faaliyetler yürütüyorlar diye..
Neymiş Efendim “Sayın” denmiş…
Valla ister “Sayın” ister saymayın..!
Görüşen, benim ülkemin istihbaratı...
Görüşen kişi, İsrail’in en başından beri linç etmeye çalıştığı MİT müsteşarı Hakan Fidan.....
Ne yani?
Altını çizerek söylüyorum: “Bir hahambaşının taziye defterine “Aziz Hahambaşım.. Senin öğretilerin ışığında … “ şeklinde yazı yazacak bir İstihbarat üst düzey yetkilisi, bu görüşmeleri yürütseydi daha mı meşru olacaktı?
Kendini bilen, dinini bilen hiçbir insan, cana kıymanın meşruiyetini kabul etmez..
Bu ülkede birileri bir diğeriyle uzun zamandır görüşmeler yapıyordu zaten…
Başka başka ülkelerin parlamentolarından olayları yerinde görmek için bölgeye teşrif edenlere ne demeli?
Son yıllarda umulmadık dinlemelere şahit olduk..
Sorun şu ki; MİT’in bu görüşmesi nasıl oldu da sızdı, kimler sızdırdı, niye bu vakitte sızdırıldı?
Doğal olarak, bu konu da bizim işimiz değil..
MİT’in çözmesi ve köstebeği bir an önce ortaya çıkartması gereken bir konu..
Sağlıcakla kalın..