Madımak ve Başbağlar Katliamları

Madımak pişer oldu

Tencerem taşar oldu

Günde yediğim şamarlar

Bir iken beşer oldu

1993 Temmuzunda ülkeyi kaosa sürüklemek üzere peşpeşe yaşanan iki olay..

İlki; 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin yakılması olayı..

Madımak katliamı olarak hafızlarda kazınan bu olayda, 33 yazar ve ozan ile 2 otel çalışanı olmak üzere tam 35 can, yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetti.

İkincisi hemen ardından 5 Temmuz 1993'de, Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyü basılarak ateşe verildi.

Başbağlar katliamında, ezanın okunduğu sırada camiye giren örgüt mensupları cemaati zorla dışarı çıkarıp tüm erkekler kurşuna dizildi.

 Kurşuna dizilen 29 kişinin haricinde 214 ev, köy okulu, köy camii, halkevi yakıldı. Yakılan evlerde saklanan ve yanarak can veren 4 kişi ile birlikte toplamda 33 masum hayatını kaybetti.

Her iki olayında aynı ellerden tezgâhlandığını son günlerde yapılan operasyonlar ortaya koyacak gibi görünüyor.

Madımak olayının hemen ardından Başbağlar katliamını tezgahlayanların, olayı alevi-sünni çatışmasına dönüştürmenin yanı sıra, Türkiye’deki muhafazakar yapıyı kökünden sarsmak ve birtakım operasyonlara zemin hazırlamak gibi niyetleri olduğunu, sonrasında yapılan operasyonlardan anlamak mümkün.

Aradan tam 18 yıl geçti.

O günlerde muhafazakar Kürt yapısını öte yakaya sürüklemeye yönelik bölgede oynanan oyunlar, mütedeyyin bölge insanında köklü kültürel değişiklikler yapma noktasında  neticesini vermiş gibi görünse de, oynanan oyunların farkına varan halkın, özüne doğru tekrar şahlanacağını umut etmekteyim.

Şimdi sırada Ali ehli olan Alevileri, Alev ehli düşüncesiyle yoğurma çalışmaları da sürmekte...

Bölgedeki mütedeyyin yapıyı, oynanan oyunlarla özünden uzaklaştırmaya çalışan derin yapı, aynı inanç ve düşünce ile yola devam eden Alevileri de, özünden kopartmak için yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor.

Hasıli; her yıl Madımak ve Başbağlar için birtakım anma törenleri düzenlenmekte..

Madımak’ı anayım derken, tahrik edercesine yarayı kaşımanın bir fayda getirmeyeceği gibi, kaos unsurlarının ekmeğine yağ süreceğinin bilinmesinde yarar görüyorum.

Umudum odur ki, bu katliamlar sadece anma törenleri ile geçiştirilmesin ve o günkü acımasız katliamları gerçekleştiren yapı bir an önce ortaya çıkarılsın ki, bir daha böyle acılar yaşanmasın..

Sağlıcakla kalın.