Mescid-i Dırar'ın Şifreleri
Da Vinci'nin ünlü Mona Lisa’sını inceleyen sanat tarihçileri ünlü eserin göz bebeklerini kaplayan koyu boyada minik harf ve rakamların gizlendiği ortaya çıkardı.
Oysa İslam tarihinin her safhası yüzyıllara ışık tutacak şifrelerle dolu..
Üstelik her zaman ve mekanda kullanılabilir şifreler..
Hz. Peygamber, hicret esnasında Medine’ye beş kilometre mesafede bulunan Kuba mevkiinde birkaç gün kaldığı sırada namazlarını eda etmek üzere daha sonra Küba mescidi diye anılacak bir mescit yeri çevirtmişti. Küba sakinleri, Bunun anısına Hz. Peygamber’den müsaade ile namaz kıldığı yerde bir mescit yaptırmış mescidi nebevi’ye hava şartlarından dolayı gidemedikleri zamanlarda ibadetlerini yerine getiriyorlardı.
Küba bölgesinin diğer bir mahallesinde ise ikiyüzlülükleri ile meşhur ibn Avf sülalesi oturmaktaydı. Hazrec kabilesi ile iyi ilişkileri bulunan ve İslam peygamberi zamanında Hıristiyan olup rahiplik makamına yükselen Ebu Amir’in İbn Avf sülalesinin yanındaki itibarı da yüksekti.
Hz. Peygamber’in Medine’ye hicreti ile birlikte dini otoritesini kaybedeceğini anlayan Ebu Amr er-Râhib, (Hz. Peygamber, onun er-Râhib lakabını daha sonra el-Fâsık şeklinde değiştirmiştir) Kureyşlileri İslam peygamberine karşı kışkırtmakla kalmıyor, Medine ahalisini de organize etmek sureti ile Hz. Peygamber’e karşı azılı düşmanlık yapmaktan çekinmiyordu.
Ebu Amr er-Râhib, her ne kadar Huneyn savaşından sonra Müslüman olduğuna dair rivayetler var ise de, Küba’daki tebaasına gönderdiği mektupta “Elinizden geldiği kadar kuvvet ve silah hazırlayın, benim için de bir mescit yapın. Ben Kayser’e gidiyorum. Onun yanından asker getirip Muhammed’i ve arkadaşlarını Medine’den çıkaracağım” diye bir mektup yazdığı da gelen rivayetler arasındadır.
Bu olayın ardından ikiyüzlülük gösteren mahalle sakinleri Küba mescidinin uzak kaldığını, yaşlı ve hastaların mescide gidemediklerini öne sürerek Küba mescidinden ayrı bir mescit inşa etmiş ve iyi niyetlerini göstermek için Hz. Peygamber’den burada namaz kıldırmasını talep etmişlerdi.
Hz. Peygamber de Tebük seferi hazırlığında olduklarını söylemiş, sefer dönüşü Medine yakınlarında ise münafıkların tüm kirli planlarını deşifre edecek Tevbe Suresinin 107-110. ayetleri nazil olmuştu.
“(Münâfıklar arasında) bir de (mü’minlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, mü’minlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allâh ve Rasûlü’ne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve; «(Bununla) iyilikten başka bir şey istemedik!» diye mutlakâ yemîn edecek olanlar vardır. Hâlbuki Allâh, onların kesinlikle yalancı olduklarına şâhitlik eder. (Ey Rasûlüm!) Onun içinde (Dırâr Mescidi’nde) aslâ namaz kılma! İlk günden takvâ üzerinde kurulan mescid içinde (Kubâ Mescidi’nde) namaz kılman elbette daha doğrudur. Onun içinde temizlenmeyi sevenler vardır. Allâh da temizlenenleri sever.” (et-Tevbe, 107-108)
Bu ayetlerden açıkça anlaşıldığı üzere İbn Avf bölgesinde yapılan mescitin inkar etme ve zarar (dırâr) amaçlı olduğu, Müslümanlar arasında kin ve tefrika çıkarmak, yeni bir alternatif oluşturmak, Allah ve Resulune karşı savaş halinde olanlara sığınak hazırlamak amacıyla yapıldığı, bu amaçlarını gizlemek için de Biz sadece iyilik yapmak niyetindeydik şeklinde yemin ettikleri, buna rağmen yalancı oldukları açıkça ifade ediliyor ve şu şekilde devam ediyordu:
"Ey Nebi! Bu mescitte asla namaza durma. Şüphesiz ki başlangıcından itibaren takva üzere kurulan mescitte namaz kılman daha hayırlıdır. O mescitte kendilerini maddi ve manevi kirlerden temizlemeyi seven adamlar vardır. Allah kendisini temizleyenleri sever. Binasının temelini Allah'tan korkma ve rızasını kazanma esası üzerine kuran mı, yoksa binasını bir uçurumun kenarına kurupta onunla Cehennemin ateşine göçen mi daha hayırlıdır! Allah zalimler güruhunu doğru yola sevketmez. Yürekleri paramparça oluncaya kadar yaptıkları o mescit daima bir şüphe kaynağı olarak kalblerinde kalacaktır. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir" (et-Tevbe, 9/107-110.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, görevlendirdiği birkaç sahabe vasıtasıyla Dırâr mescitini yaktırarak ortadan kaldırmış, böylelikle münafıkların belli bir üs veya merkezde faaliyette bulunmalarına fırsat vermemiştir.
Günümüzde Dırar mescidinin arsası, çöplük olarak kullanılmaktadır.
Mescid-i Dırar’ın yakılması, İslâm tarihinde bir ibadet mahalline yönelik ilk ve son eylem olmakla birlikte günümüze de oldukça ipuçları veren bir eylem olup, İslam düşmanlığı yapmasına rağmen İslam’ın içindenmiş gibi davranan herkese açık bir uyarı niteliğinde olmuştur.
İslami ibadetlerden ziyade İslam’ın özüne uymayan bidat ve hurafelerle dolu eylemlerin gerçekleştirildiği, veya 50 -100 vadeli hedefleri arasında büyük bir kesimi İslam’dan soğutup eylem ve davranışları ile farklı bir dine veya dinsizliğe sevk edecek tabiata sahip olan ve kendisini İslami bir ibadetgah olarak tanımlayan her mekan, İslam nazarında sorgulanmak zorundadır.
Bu ve buna benzer olayların laik bir sistemde “Senin dinin sana, benim dinim bana” anlayışı ile ele alınmak zorunda olunduğunu itiraz yoktur.
Ama mesele, İslami bir pencereden değerlendirildiğinde,
1- Anadolu Müslümanlarının zaman zaman ibadetgah olarak kullandıkları cami dışındaki her mekanın İslami kıstasları dikkate alarak yoluna devam etmesi
2- İbadetgah olarak tanımlanan her mekanın Cumhuriyetçi Eğitim Merkezi şeklinde çok yakın bir geçmişe sahip olmadığını,
3- “Alev” ehli olmayıp köklü bir kültürün devamı olduğunu tarihsel belgeleri ile ortaya koyması
4- Buradaki asıl amacın Küba mescidi ihtiyacını gidermek olduğu, Mescid-i Dırar hükmünde veya niyetinde inşa edilmediğinin İslam dünyasının genelinde uygulanan ibadet tarzını uygulamak suretiyle net bir şekilde ortaya konması
5- Bediuzzaman’ın “Bir Müslüman dinin bırakıp başka bir dine geçmez olsa olsa dinsiz olur” sözünden hareketle büyük bir topluluğun önce dinsizleştirilmek sureti ile nadasa çekilmesi, bir süre sonrada farklı dinlere kaydırılmasına dair tedirginliğin giderilmesi
6- Bunların dışındaki en harbi alternatif: laik bir yapı içerisinde İslam çatısını kullanmak istemediklerini ifade...
Da Vinci şifresine ulaşmak için Mona Lisa’da yüksek büyütme yöntemi kullanıldı.
Ne dersiniz?
Mescid-i Dırar’ın Şifrelerini okumak için mikroskoba ihtiyaç varmı dır?
Sağlıcakla kalın
Kaynak: http://www.ustad.org.tr/Ahmet-AKGUL-USTAD-Baskani-Mescid-i-Dirarin-Sifreleri-yazisi-266/