“Zindandan Gazze’ye, Kurban Bayramı’nda Mektup”
Ey Gazze,
Sen şimdi bir zindansın.
Demir değil duvarların —
ateşten, enkazdan, korkudan örülmüş...
Ama ben o zindanın içinden
ışık sızdığını gördüm.
Senin gözlerinden,
senin çocuklarının ayakta kalışından.
Bugün bayram,
ama senin mahallende
sabah ezanına top sesleri karıştı.
Biz burada kurbanlar keserken
senin evlatların
bir damla suya kurban oldu.
Bayramlık elbiselerimiz tertemiz,
seninkiler ya kanla ya tozla örtülü.
Biz seccadeye seriyoruz alnımızı,
sen toprağa...
Ama senin secden daha yakın arşa,
çünkü toprak kanla sulanırken
yüreğin hâlâ “Elhamdülillah” diyor.
Ey Gazze,
Necip Fazıl der ki:
“Zindan iki hece Mehmed’im, lafta.”
Seninki iki heceden de kısa belki: “Gazze.”
Ama o heceyle titriyor vicdan.
O heceyle uyanıyor insan.
Burada çocuklar şeker peşinde, senin çocukların “şehadet” oyununu oynuyor. Biz kurban etini poşetlere koyarken sen her gün bir annenin gözyaşını yeryüzüne bırakıyorsun,
bir kurban gibi, sessiz ama asil...
Senin için dua ediyoruz Gazze.
Diyoruz ki:
“Allah’ım, kurban edilen her canın hatırına, Gazze’ye gerçek bir bayram nasip et.” Kan durmadan, göz kurulamadan, çocuklar doymadan bayram olmaz, olmasın da zaten.
Ey Gazze, sen sabrı öğrettin bize, sen şerefin susuşunu ve imanla ayağa kalkmayı... Zindan da olsan her dem doğan bir güneşsin artık.
Ve biz, senin alnından öpemediğimiz her bayramda kendimizden eksiliyoruz. Ama sen eksilmiyorsun Gazze. Çünkü senin yokluğun varlığın kadar güçlü!
Bayramın mübarek olsun Gazze. Olsun ki gözyaşının secdeye döndüğü, toprağın cennete açıldığı, bir milletin yeniden doğduğu o gün bu satırlar sadece hatıra olsun.
Mektubu yazan: Zindanı uzaktan izleyen, ama kalbi sende tutsak olan bir kardeşin.
Mehmet Halit Demir
23. Dönem Mardin milletvekili