Metinan Aşireti BDP'de haberine yalanlama
Bazı haber kuruluşlarında ve gazetemizde de yayınlanan “Metinan Aşireti Lideri M.Şerif Temelli beş bin kişiyle BDP’ye katıldı.” haberi Şerif Temelli'nin yeğeni Abdurrahman Temelli'den bir açıklama geldi.
Metinan Aşireti Lideri olarak haberlerde ismi geçen M.Şerif Temelli'nin yeğeni Abdurrahman Temelli'nin gazetemize gönderdiği açıklama metni:"Bugün ulusal medyada çıkan ve her zaman ki gibi satın alınmış yalan haberlerle dolu haberlere istinaden..
Derik (Mardin), Çınar (Diyarbakır) arasında yerleşik olan Metinan’ın Aşireti’nin liderliğini on yıllardır sürdüren Temelli Ailesi, siyasi olarak bu aşirete mensup insanlar için her zaman lokomotif bir rol oynamıştır.
Bugün (05.03.2014)medyada yayımlanan “Metinan Aşireti Lideri m.şerif Temelli beş bin kişiyle BDP’ye katıldı.” Haberi tamamen yalandır. Bu aşiretin bir ferdi ve bahsi geçen şahsın maalesef öz yeğeni olarak, bu durum hakkında gösterilmeyen doğruları yazmayı bir şeref meselesi olarak görüyorum.
Bölgede PKK yapılanması ortaya çıktığı an, bu yapılanma tarafından öldürülen ilk insanlar alçakça bir pusuya düşürülerek öldürüldüler. Ölen kişiler bahsi geçen şahsın yeğenleri benim de kuzenlerimdir ve her biri henüz 19-23 yaşları arasında 4 genç insandı. Böylece PKK ile başlayan ve bir kan davası şeklinde süren mücadelemiz tam olarak 1980 ilk baharına denk gelmektedir.
O günün aşiret yapıları, başında bulunan kişinin attığı adımlar doğrultusunda hareket eder ve bu döneme denk gelen tüm liderler maalesef gerek ekonomik gerek güç uğruna şahsi çıkarları doğrultusunda toplumu şekilendirmişlerdir. Çünkü onlardan önce yaşayan ve halkıyla iç içe insan odaklı adımlar atan tüm iyi Kürt liderler, kötü Kürt çapulcular tarafından öldürülmüşlerdir. Bölge halkı arasında yapacağınız araştırmalar bu yazdığım kısmı fazlasıyla doğrulayacaktır.
2010 Eylül ayında, Temelli Ailesi ile Türk Ailesi(Ahmet Türk’ünailesi), PKK üzerinden başlayan yaklaşık 30 yıl süren ve bu süreçte bir çok insanın hayatına mal olan kan davalarını, nihayet barışla süsledir ve bu Derik bölge halkı adına çok önemli ve güzel bir adım olmuştur.
Aşiretleri yöneten ailelerin iç dinamikleri sürekli değişim geçirir çünkü bahsi geçen Amcamız gibi liderler bir yerden sonra kendi çıkarları uğruna, bir topluma mal olmuş davasını satınca, Metinan Aşireti’nin lokomotifi olan Temelli Ailesi, ve Aşiret, kendisine itibar etmeyi bırakmış ve kendisi, büyük oğluyla şöyle biryola girmiştir:
Yıllarca Devletin kudretli gücüne alışan lakin asıl gücü önce ailesi sonra da aşiretinden almış olan bu şahıs, bu güç kaybını şimdi telafi etmek için şöyle bir yola giriyor; Örgütün ve BDP’nin ideolojik gücünü arkasına alarak, itibarını bu sefer diğer güç dengesiyle geri getirmeye ve yine yeniden zulüm siyasetine adım atmaya çalışıyor. Tabii şunu da atlamamak lazım; Biz Adalet Partisi kökenliyiz. DYP’den sonra tamamen iktidar ve çıkar siyasetine giren bu şahıs sırasyla; MHP,Genç Parti, Sarıgül hareketi ve finalde BDP. Korucu aşiretini davamıza kazandırdık demek uğruna, halkın algısıyla oynayan BDP (BDP’yiyönetenler), aslında bu adımla, feodal çıkarlar üzerine kurdukları siyasetlerini de deşifre etmişlerdir bir yerde.
Medyada çıkan haberde denildiği gibi, Metinan Aşireti BDP’ye katılmış değildir. m.şerif Temelli ve oğlu cengiz Temelli şahsi olarak daha önce BDP tarafından karşılıklı sözler verilerek (Cengiz Temelli BDP 2.sıra Encümen adayı) girdiği bir çıkarlar siyasetine adım atmışlardır. Metinan Aşireti’nin Ağa varislerinden biri olarak ben BDP’ye geçmedim. Sn. Ahmet Türk Ailesi ve BDP’li siyasetçilerden ricam, medyada bu tür gerçek dışı haberler yapmamaları ve toplumun hassasiyetlerine saygı göstermeleridir.
Aşağıda soracağım soruların cevaplarını, hem Türk hem de Kürt Halklarının artık ideolojilerini bir tarafa bırakıp biraz zekice ve insani boyutta düşünmelerini rica ediyorum.
Yıllardır bu bölgede iki güç var oldu; Birincisi devletin arka çıktığı, diğeri ise sırtına PKK Örgütüne dayayanlar. Biri sürekli diğerine belden aşağı vurdu;
1-) PKK’ya yardım yataklık ediliyor adı altında yıkılan onca köy ve memleketinden sürgün edilen insanlar arasından, kaç köy; Ağaların ya da görüşü ne olursa olsun siyasi liderlerin köyleriydi?
2-) Bu süreçte bir neslin yitip gitmesine, bir neslin eğitimden mahrum kalmasına rağmen çocuğu özel okullarda eğitim görmeyen kaç Ağa vardır?
3-) Bölgede düşmanız deyip bir halkı kendi benliğinden koparırken, Ankara’nın 3.sınıf pavyonlarında5. Sınıf fahişelerle eğlenip kadeh tokuşturan birbirine muhalif (?) bu halkın umutlarını o alem sofralarında bahşiş olarak bırakan toplumlarına liderlik edenler (?), eğitimsiz aç halkarının kalknması adına ne yapmıştır kaç kişinin istihdam olmasını sağlamış bölgeye ne gibi yenilikler getirmişlerdir?
Ve yazımın uzamaması için son olarak;
4-) KÜRT HAREKETİ OLARAK BAŞLAYIP KÜRTLERİN HAKLARI UĞRUNA BİR SAVAŞA GİREN ÖNDER ÖCALAN,YILLARCA SURİYEDE ESAD’IN BABASININ YATAKLIĞINDA VİLLADA YAŞARKEN, BİR NÜFUS CÜZDANI BİLE OLMAYAN SURİYELİ KÜRTLER İÇİN BİR VATANDAŞLIK HAKKI OLAN KİMLİKLERİNE SAHİP OLMALARI İÇİN, NEDEN BİR ADIM ATMAYIP DÜNYA ÜZERİNDE Kİ EN FAKİR KÜRTLERİ SURİYEDE KADERLERİYLE TERK ETMİŞTİR?
Sonuç; yaptığı hatalar ve kişisel menfaatleri uğruna, bırakın aşiretinde, kendi ailesi içinde bile itibarını kaybetmiş yukarıda bahsi geçen şahıs şimdi ne yapacak biliyormusunuz?
Örgüt gücünü kullanarak, halkı ve ailesi üzerinde kaybettiği saygınlığı (?) korku ve zulüm adımlarıyla geri getirecektir lakin gelin görün ki bu satırları değiştirmeye asla gücü yetmeyecektir!
Yazdığım bu kısa özetin detaylarını ve Kürt gerçeğini, çok yakında kitap olarak piyasaya çıkacak; “ZULÜM- BİR KÜRT’ÜN ANILARI” kitabımda çok daha detaylı olarak okuyabilirsiniz…
Yukarıda çıkan haberlerin çıktığı medya kanallarını, yaptıkları haberi düzeltmeye ve toplumu oluşturan bireylerin hassasiyetleri adına, haber yapmadan önce biraz araştırma yapmaya davet ediyorum.
Kamuoyuna duyurulur…
Saygılarımla"