Uzmanlardan uyarı: En sık görülen fıtık sorunlarına dikkat!

SAĞLIK

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır, toplumda oldukça yaygın olarak görülen bel ve boyun fıtığı hakkında önemli uyarılarda bulundu.

Fıtıkların doğru tanı ve tedavi yöntemleriyle büyük ölçüde ameliyatsız olarak kontrol altına alınabileceğini belirten İnanır, özellikle fazla kilo, ağır iş koşulları ve yanlış hareketlerin risk faktörü olduğunu söyledi.

Fıtık nasıl oluşur?

Omurlar arasında yer alan diskler, ani veya zamanla gelişen bozulmalar sonucu dış katmanları zedelenerek sinirler üzerinde baskıya yol açabiliyor. Bu baskı; ağrı, uyuşma, karıncalanma ve kas gücünde azalma gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Nadir durumlarda ise düşük ayak, idrar veya dışkı kaçırma gibi acil cerrahi müdahale gerektiren belirtiler de oluşabiliyor.

Kimler risk altında?

Aşırı kilo, fıtık gelişimini tetikleyen en önemli etkenlerden biri olarak öne çıkıyor. Vücut ağırlığı arttıkça omurgaya binen yük de katlanarak artıyor. Özellikle ağır yük taşıyanlar, uzun süre oturarak çalışanlar, uzun yol şoförleri, sürekli öne eğilenler, düşme veya trafik kazası geçirenler ve profesyonel sporcular risk grubunda yer alıyor.

İnanır’a göre, sadece 50 kilogram fazla ağırlık taşıyan bir kişinin eğilerek bir nesne alması bile beline 250 kiloya kadar ekstra yük bindirebiliyor. Bu da zamanla omurga yapısında kalıcı bozulmalara yol açabiliyor.

Fıtıkta tedaviye yaklaşım: Tek yöntem yeterli değil

Doç. Dr. Ahmet İnanır, her fıtık hastası için standart bir yöntem önerilmesinin yanlış olduğunu, başarılı sonuçlar için alanında uzman bir hekim tarafından detaylı değerlendirme yapılması gerektiğini ifade etti. Hastaların yalnızca ağrıyı geçirmeye odaklanan uygulamalardan uzak durması gerektiğini belirten İnanır, “Ağrının geçmesi, fıtığın geçtiği anlamına gelmez” uyarısında bulundu.

Yürüyüş herkese uygun değil

Bir dönem tüm fıtık hastalarına önerilen yürüyüşün, artık her vaka için uygun görülmediğini vurgulayan İnanır, egzersize dayalı kişisel tedavi programlarının daha etkili sonuç verdiğini belirtti. Özellikle ameliyat sonrası dönemde hastaların egzersizlere yönlendirilmesi gerektiğini ve kontrollü bir yaşam biçimi kazandırılmasının şart olduğunu söyledi.

Tedavi seçenekleri ve cerrahi gerekliliği

Bel ve boyun fıtıklarının çoğu zaman cerrahiye gerek kalmadan iyileşebildiğini ifade eden Doç. Dr. İnanır, tedavinin temelinde hastayı eğitmenin yattığını söyledi. Doğru duruş, oturma, yatış ve yük taşıma gibi günlük alışkanlıkların düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan İnanır, yalnızca güç kaybı ilerleme gösterdiğinde cerrahi seçeneğin düşünülmesi gerektiğini belirtti.

Ayrıca, bel ameliyatlarının omurganın taşıyıcı yapısını zayıflatabileceğini, boyun ameliyatlarının ise çoğu zaman yapay destek sistemleri gerektirdiğini belirten İnanır, cerrahi kararların titizlikle ve mümkünse uzmanlardan oluşan bir kurul tarafından verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.