Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek ne demek? Atasözü ve deyim ne anlama geliyor?

TDK Sözlük

Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek nedir? TDK Sözlükte Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek sözünün anlamı nedir? TDK'ya göre Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek atasözü ve deyimi ne demektir? İşte Türk Dil Kurumu sözlüğünde Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek ile ilgili bilgiler

Türkçe anlamı bilinmeyen veya ilk defa duyulan kelimelerin anlamı genellikle Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde aranmaktadır. TDK'da binlerce kelimenin yanı sıra Türkçede önemli atasözleri ve deyimleri de bulunmaktadır. Peki Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek sözü TDK’ya göre doğru anlamı nedir? Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek sözünün doğru kullanımı ve yazılışı nasıldır? Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek sözünün kökeni nedir? Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek doğru kullanımı ve yazılışı nasıldır? Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek sözüne dair Türk Dil Kurumu sözlüğünde yer alan bilgiler...

Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek ne demek? Sözlük anlamı nedir?

1. aşırı bir biçimde döverek perişan duruma getirmek

Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek doğru yazılışı ve kullanımı nasıl?

Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek

İçinde Ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek geçen atasözü ve deyimler:

  • ağız (veya ağzını) açmak
  • ağız (veya ağzını) büzmek
  • ağız açtırmamak
  • ağız aramak (veya yoklamak)
  • ağız burun birbirine karışmak
  • ağızda dağılmak
  • ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın
  • ağızda sakız gibi çiğnemek
  • ağız değiştirmek
  • ağız dil vermemek
  • ağız eğmemek
  • ağız etmek
  • ağız kullanmak
  • ağız satmak
  • ağız tamburası çalmak
  • ağız yapmak
  • ağız yaymak
  • ağız yer, yüz utanır
  • ağza (veya ağızlara) düşmek
  • ağza alınmaz (veya alınmayacak)
  • ağza almamak
  • ağza tat, boğaza feryat
  • ağzı (veya ağzı dili) kurumak
  • ağzı burnu yerinde
  • ağzı çirişçi çanağı
  • ağzı çirişçi çanağına dönmek
  • ağzı dili bağlanmak
  • ağzı dili tutulmak
  • ağzı dolu dolu konuşmak
  • ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur
  • ağzı kilitlenmek
  • ağzı köpürmek
  • ağzı kulaklarına varmak
  • ağzı kurusun
  • ağzı laf (veya lakırtı) yapmak
  • ağzına ... koymamak
  • ağzına almak
  • ağzına atmak
  • ağzına bakakalmak
  • ağzına baktırmak
  • ağzına biber sürerim (veya çalarım)
  • ağzına bir kemik atmak
  • ağzına bir lokma koymamak
  • ağzına bir parmak bal çalmak
  • ağzına bir zeytin verir, altına (veya ardına) tulum tutar
  • ağzına burnuna bulaştırmak
  • ağzına düşmek
  • ağzına etmek
  • ağzına geldiği gibi
  • ağzına geleni söylemek
  • ağzına gem vurmak
  • ağzına kadar
  • ağzına kilit takmak (veya vurmak)
  • ağzına kira istemek
  • ağzına layık
  • ağzına sağlık
  • ağzına sakız olmak
  • ağzına sıçmak
  • ağzına sürmemek
  • ağzına takılmak
  • ağzına taş almak
  • ağzına tıkmak
  • ağzına tükürmek
  • ağzına verilmesini beklemek (veya istemek)
  • ağzına volta almak
  • ağzına vur, lokmasını al
  • ağzına yakışmamak
  • ağzına yüzüne bulaştırmak
  • ağzında bakla ıslanmamak
  • ağzında büyümek
  • ağzında çalkalanmak
  • ağzında gevelemek
  • ağzından
  • ağzından (söz veya lakırtı) dirhemle çıkmak
  • ağzından baklayı çıkarmak
  • ağzından bal damlamak (veya akmak)
  • ağzından burnundan getirmek
  • ağzından çıkanı (veya çıkan sözü) kulağı duymamak (veya işitmemek)
  • ağzından çıkmak
  • ağzından çıt çıkmamak
  • ağzından dökülmek
  • ağzından düşmemek (veya düşürmemek)
  • ağzından girip burnundan çıkmak
  • ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme
  • ağzından inci saçmak
  • ağzından kaçırmak
  • ağzından kapmak
  • ağzından lakırtı (veya laf) almak (veya çekmek)
  • ağzından lokmasını almak
  • ağzından söz (veya laf veya lakırtı) eksik etmemek
  • ağzından yel alsın!
  • ağzında yaş kalmamak
  • ağzını açacağına gözünü aç
  • ağzını açıp gözünü yummak
  • ağzını aramak (veya yoklamak)
  • ağzını bağlamak
  • ağzını bıçak açmamak
  • ağzını bırakıp kıçıyla (veya bir tarafıyla) gülmek
  • ağzını bozmak
  • ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak)
  • ağzını dilini bağlamak
  • ağzını havaya (veya poyraza) açmak
  • ağzını hayra aç!
  • ağzını kapamak
  • ağzını kapamak (veya kilitlemek)
  • ağzını kiraya vermek
  • ağzını koklamak
  • ağzını kullanmak (veya satmak)
  • ağzını mühürlemek
  • ağzının içine bakmak
  • ağzının içine baktırmak
  • ağzının içine girmek
  • ağzının içi yangın yerine dönmek
  • ağzının kâhyası olmak
  • ağzının kaşığı (veya kalıbı veya lokması) olmamak
  • ağzının kokusunu çekmek
  • ağzının mührü ile
  • ağzının payını (veya ölçüsünü) almak
  • ağzının payını (veya ölçüsünü veya kayarını) vermek
  • ağzının perhizi yok
  • ağzının suyu akmak
  • ağzının tadını bilmek
  • ağzını öpeyim (veya seveyim)
  • ağzını sıkı (veya pek) tutmak
  • ağzını tıkamak
  • ağzını toplamak
  • ağzını tutmak
  • ağzı olan konuşuyor
  • ağzı oynamak
  • ağzı sulanmak
  • ağzı süt kokmak
  • ağzı teneke kaplı
  • ağzı torba değil ki büzesin
  • ağzı var dili yok
  • ağzı varmamak
  • ağzı yanmak
  • ağzıyla içmesini bilmek
  • ağzıyla kuş tutsa...