Oruç Reis öldü mü, nasıl ölecek? Engin Altan Düzyatan Barbaroslar dizisinden ayrılıyor mu?
TRT'nin sevilen dizisi barbaroslar Akdeniz'in kılıcı bölümünde reis oruç ölüyor mu? Engin Altan Düzyatan Barbaroslar'dan ayrıldı mı? Her bölümü soluksuz takip edilen dizi Barbaroslar Oruç Reis öldü mü, Barbaroslar Oruç Reis gerçekte ne zaman ölüyor sorusu gündem oldu.
ENGİN ALTAN DÜZYATAN DİZİDEN AYRILIYOR MU?
Barbaroslar dizisinin 16. bölümünde Oruç Reis yani Kızıl Sakal, Pietro'nun tuzağı sonucu ağır yaralanır. Dizinin son sahnelerinde hareketsiz kalan Oruç Reis'i akıbeti seyircide soru işareti bıraktı. Öte yandan yayımlanan 17. bölüm fragmanında ise 'Oruç Reis'i kaybettik' sözleri öne çıkıyor. Fragmanda hilallerle bezeli örtüye sarılı tabut da yer aldı. Engin Altan Düzyatan'ın diziden ayrılıp ayrılmadığı 27 Ocak günü yayımlanacak bölümle netlik kazanacak.
Fragmanda Hüma Hatun, ''Ben iki oğul verdiğim toprağa, Oruç üçüncüsü oldu. Nasıl ki Oruç'u toprağın altına gömeceksek, içimizdeki acıyı da bağrımıza gömmek bizim vazifemiz.'' sözlerini sarf etti.
BARBAROSLAR ORUÇ REİS GERÇEKTE NE ZAMAN ÖLDÜ?
Cezayir’in doğusunda, İspanya’nın hakimiyeti altında bulunan Tlemsan’ı müdaafa eden Oruç Reis, yanındaki son levendin de öldüğünü gördükten sonra aldığı mızrak yarası sonucu öldü.
Oruç Reis'in 1518’de tahmini olarak 48 yaşında hayatını kaybetti.
BARBAROS HAYREDDİN PAŞA – HIZIR REİS (YAŞAMI VE TARİHTEKİ YERİ)
Hayreddin Paşa, Selanik Vardar Ağalarından ve Midilli fatihlerinden Türk veya Arnavut bir sipahi olan babası Vardari Yakup Ağa ile ada halkından Rum Katerina'nın dört oğlundan biri olarak 1470'li yıllarda Midilli adasında doğdu. Kendisine verilen "Barbaros" lakabı, İtalyanca "kızıl sakal" anlamındaki "barba rossa"dan gelir.
Oruç Reis, genç yaşta kardeşi İlyas ile birlikte deniz ticareti yaparken, Ege Denizi'nde Rodos Şövalyelerine tutsak düştü. Serbest kaldıktan sonra, yaşadığı olayın etkisiyle tüccar yerine korsan olmaya karar verdi. Bir süre sonra kardeşi Hızır Reis de ticareti bırakıp ona katıldı. Akdeniz kıyılarına akınlar düzenleyip ganimetler elde ettiler. Cerbe adasını üs olarak kullanan Hızır Reis ve ağabeyi Oruç Reis'in ünü bütün Akdeniz'e yayıldı. İki kardeş Tunus Sultanı Muhammed ile anlaşarak Tunus'taki Halkü'l-Vaâd (La Gaulette) liman kalesini kullanmaya başladı. Hızır ve Oruç, ele geçirdiği ganimetin beşte birini Tunus sultanına veriyor, kalan malları Tunus pazarında satıyorlardı.
Hızır ve Oruç, 1516'da ele geçirdikleri yüklü bir gemiyi armağan olarak Piri Reis himayesinde Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim'e gönderdi. Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim de onlara, verdiği desteğin bir ifadesi olarak armağanlar yolladı. Oruç Reis ve Hızır Reisi'in, ağabeyleri İshak'ın da kendilerine katılmasından sonra korsanlıkla yetinmeyip Kuzey Afrika'da toprak edinmeye başladılar. 1516'da İspanyol karşıtı bir klik tarafından Cezayir'e yerleştiler ve şehrin idarecilerini kanlı bir darbe ile elimine ettiler. Ancak, İspanyollar ile olan savaşlarında Oruç Reis'in ölmesi, Hızır'ı de zor durumda bırakmıştı.
Gönüllü kuvvetleriyle merkezî bir devletin desteği olmadan tutunamayacağını anlayan Hızır tekrar İstanbul'a elçiler yollayarak başkentin tâbiyetine girdi. Ancak, Cezayir halkının aleyhine dönmesi, Hayreddin'i şehri terk edip Jijel'e çekilmeye zorlayacaktı. Burada üslenerek korsanlığa devam edecek ve güçlendikten sonra 1525'te Cezayir'i yeniden ele geçirmeyi başaracaktı. Ertesi yıl Jijel'e baskın düzenleyen Cenevizli Amiral Andrea Doria'yı yenilgiye uğrattı.
1529 yılında gerçekleşen iki olay Hızır ve arkadaşları için çok önemli sonuçlar doğuracaktı. Bunlardan biri Aydın Reis'in Habsburg amirali Portuondo'yu mağlup etmesi, bir diğeri ise Cezayir'in karşısındaki Habsburg hisarının (Penon de Argel) ele geçirilmesiydi ki bu hem şehri Habsburg toplarının hedefi olmaktan çıkarmış, hem de bir dalgakıran yapılarak kötü bir liman olan Cezayir'in geliştirilmesine olanak sağlamıştır.
Bu esnada Kanuni Sultan Süleyman'ın Alman seferi (1532) sırasında Andrea Doria'nın Mora kıyılarına saldırması Osmanlıları güç duruma düşürdü. Bunun üzerine Kanuni, Hızır Reis'i İstanbul'a çağırdı ve 1533'te "Hayreddin" adını verdiği Hızır Reis'i Osmanlı donanmasının başına (kaptan-ı derya) atadı.