Gökyüzünü Renklere Büründüren Uçurtmaların Ustası: Zahit Mungan
Gökyüzünü rengarenk uçurtmalarla süsleyerek hem yurtiçinde hem de yurtdışında adından söz ettiren Zahit Mungan’ın atölyesindeyiz. Uçurtmalarıyla kültürel değerleri, mitolojik hikâyeleri ve Mardin’in eşsiz atmosferini gökyüzüne taşıyan Mungan, hikâyesini ve çalışmalarını bizimle paylaştı.
Gökyüzünü rengârenk uçurtmalarla donatan Zahit Mungan, Mardin’in kültürel mirasını sanatına taşıyan bir isim. Şahmeran’dan Melek Tavus’a, taklacı güvercinlerden mitolojik hikâyelere kadar birçok simgeyi uçurtmalarına işliyor.
Bugüne kadar 30 binden fazla öğrenciyle atölye çalışması gerçekleştiren Mungan, çocuklara hayallerin peşinden koşmayı öğretirken aynı zamanda Mardin’i uluslararası alanda tanıtıyor. Onun için uçurtmalar yalnızca bir oyun değil; kültürün, hayallerin ve özgürlüğün gökyüzündeki yansıması. İŞTE detaylar...
Hikâyeniz nasıl başladı?
“Burası benim doğup büyüdüğüm yer. Mardin, konumu gereği tepede kurulmuş bir şehir ve uçurtma uçurmak için çok elverişli. Mardin’e ne zaman gelirseniz mutlaka bir uçurtma görürsünüz. Bu da benim ilham kaynağımdır. Eski Mardin’de büyüyen çocukların hayal dünyası çok güçlüdür. Çünkü gökyüzüne daha çok bağlıdır, yıldızlarla daha kolay bağ kurar. Hayal kurmayı bilmeyen insan hayallerinin peşinden koşamaz.”
Mardin kültürü uçurtmalarınıza nasıl yansıyor?
“Mardin, efsaneleri ve mitolojik hikâyeleriyle çok güçlü bir şehir. Medeniyetlerin ve dinlerin buluşma noktasıdır. Dünyadaki birçok medeniyet buradan yayılmış. Ben de bu kültürü uçurtmalarıma yansıtıyorum.”
Yaptığınız uçurtmalar bir anlam taşıyor mu?
“Elbette. Her uçurtmamın bir hikâyesi var. Örneğin Şahmeran uçurtması, Mardin’in kültürel bir simgesidir. Taklacı güvercinleri de işledim, çünkü Mardin’de çok yaygındır. Ayrıca Yezidilerin inancında önemli olan Melek Tavus’u da uçurtmalarıma taşıdım. Her biri kültürel bir anlam barındırıyor.”
Geleneksel ve modern uçurtmalar arasındaki fark nedir?
“Geleneksel uçurtmalar genelde altıgen ve sabit şekillerden oluşur. Benim yaptığım modern uçurtmalar ise paraşüt kumaşından, aylarca süren emekle hazırlanıyor. Geleneksel ve modern uçurtmalar kendi özgünlüklerini koruyor.”
Atölyenizi ziyaret edenler oluyor mu?
“Evet, çok sık. Atölyem Mardin’in tarihi merkezinde yer alıyor. Yerli ve yabancı turistler gelip hikâyemi dinliyor. Sinema salonunda uçurtma belgeseli izletiyorum. Ardından birlikte aşamalı olarak uçurtma yapıyoruz. Sonra da damda uçuruyoruz. Bu süreç insanlara büyük keyif veriyor.”
Etkinliklerinizden bahseder misiniz?
“Ben ve Mardin halkı uçurtmaları çok seviyoruz. Tamamen bağımsız olarak düzenlediğim etkinliklere yaklaşık 7 bin kişi katılıyor. Bu da ilginin ne kadar yoğun olduğunu gösteriyor. Uçurtma, artık kültürümüzün bir parçası oldu.”
Uçurtma sanatını gelecek nesillere nasıl aktarıyorsunuz?
“Gönüllü olarak köy okullarına gidiyorum. Şu ana kadar 30 binden fazla öğrenciyle atölye çalışması yaptık. Sadece Mardinli öğrenciler değil, farklı yerlerden gelenlerle de kültürel bir etkileşim sağlıyoruz. Bu anlamda kendimi ‘uçurtma kültürünün elçisi’ olarak görüyorum.”
Son olarak, Mardin’e gelen turistlere neler söylemek istersiniz?
“Mardin’e gelindiğinde kilise, medrese, cami gibi pek çok tarihi mekân gezilebilir. Ama uçurtma atölyesi de mutlaka görülmeli. Burada kendi uçurtmanızı tasarlayıp yapabilir ve damda uçurabilirsiniz. Bu deneyim, Mardin’in kültürel ruhunu gökyüzünde hissetmenizi sağlar.”
Zahit Mungan’ın anlattıkları, sadece bir sanatçının kişisel hikâyesi değil; aynı zamanda Mardin’in kültürel zenginliklerinin gökyüzünde hayat bulmuş hali.
Renkli uçurtmaların ardındaki ilhamı, emeği ve kültürel derinliği bizlerle paylaştığı için Zahit Mungan’a bu keyifli sohbet için teşekkür ediyoruz.
Betül Fırat ve Gülten Akgül