Dada Manifestoları ve Diğer Metinler - Tristan Tzara Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dada Manifestoları ve Diğer Metinler kimin eseri? Dada Manifestoları ve Diğer Metinler kitabının yazarı kimdir? Dada Manifestoları ve Diğer Metinler konusu ve anafikri nedir? Dada Manifestoları ve Diğer Metinler kitabı ne anlatıyor? Dada Manifestoları ve Diğer Metinler PDF indirme linki var mı? Dada Manifestoları ve Diğer Metinler kitabının yazarı Tristan Tzara kimdir? İşte Dada Manifestoları ve Diğer Metinler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Tristan Tzara
Çevirmen: Elif Gökteke
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755709116
Sayfa Sayısı: 126
Dada Manifestoları ve Diğer Metinler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yirminci yüzyılın ilk avangard sanat hareketlerinden biri olan Dada akımının, kurumsallığa, konformizmin her çeşidine reddiye niteliği taşıyan, burjuva düzenin her alanına dönük radikal bir yıkıcılık ve mücadele azmi içeren bu oyunbaz manifestoları aynı zamanda büyük bir sevinç ve coşkunun da taşıyıcısıydı.
Dayatılan tüm kuralları reddederken “hayat”ı savunan ve yepyeni bir şiirsel deneyimi yaşam deneyimiyle, öfke ve kahkahanın buluşmasıyla harmanlayan, anlam ve mantık kurallarını hiçe sayarak sanatı zincirlerinden kurtarıp bir şenlik alanına dönüştüren bu kısa ömürlü avangard hareket çağın tükenmişliğini absürdle ifşa ediyor.
I. Dünya Savaşı yıllarında, ilk büyük insan kıyımının ve burjuva dünyanın ilk büyük çöküşünün ortasında kamuoyunu şaşırtıp sarsmayı, böylece kitlesel bir farkındalık yaratmayı amaçlayan Dada Manifestoları, Francis Picabia’nın çizimleri ve Türkçeye ilk kez çevrilen Diğer Metinler (Lampisteries) ile birlikte, okunduğu salonların yankısını taşıyor.
Dada Manifestoları ve Diğer Metinler Alıntıları - Sözleri
- Her edim beynin sıktığı bir kurşundur.
- Sözcüklerin de bir ağırlığı var ve soyut bir yapı kurmaya yarıyorlar.
- Sonsuzluk ölçeğine vurulunca, her eylem boşunadır.
- Her seyirci entrikacıdır.
- Dada yaşamdaki her şey gibi gereksizdir.
- Yazılan şeyin düşünce açısından usa yatkın biçimde açıklanabilir olduğuna inanılıyor. Ancak çok görece bir şeydir bu. Düşünce felsefe için iyidir, ama görelidir. Tehlikeli bir hastalıktır psikanaliz, insanın gerçek-karşıtı eğilimlerini uyuşturur ve burjuvaziyi sistemleştirir. Nihai gerçeklik yoktur. Diyalektik, sıradan bir biçimde/her halükarda edineceğimiz görüşlere bizi yönlendiren eğlendirici bir makinedir. Mantığın aşırı titiz inceliğiyle, gerçeği sergilemiş olduğumuzu ve bu gerçeklere ilişkin görüşlerin doğruluğunu sağladığımızı mı sanıyoruz? Duyular tarafından sıkıştırılmış mantık, organik bir hastalıktır. Düşünürler, bu öğeye gözlem gücünü eklemekten pek hoşlanırlar. Ama düşünmenin tam da bu muhteşem niteliği, onun güçsüzlüğünün de kanıtıdır. Gözlem yapılır, bir ya da birçok görüş açısından bakılır, var olan milyonlarcası arasından seçilir bu bakış açıları. Deneyim de, sonuç olarak rastlantının ve bireysel yetilerin bir sonucudur.
- Yası ortadan kaldırma hazırlığındayız, ve gözyaşlarının yerine, bir kıtadan öbürüne uzatılmış sirenleri koyuyoruz. 
- Kübizm, nesneye basit bir bakıştan doğmuştu: Cézanne, bir fincanı, gözlerinden yirmi santimetre aşağıda tutarak çizerdi, kübistler fincana yukardan bakarak onun resmini yapıyorlar, kimileri de nesneden aldığı dikey bir kesiti bir kenara akıllıca yerleştirerek onun görünüşünü karmaşık hale getiriyor. (Burada, ne yaratıcı sanatçıları unutuyorum, ne de kesin form verdikleri malzemenin büyük amaçlarını.) Fütürist ise, aynı fincanı, birkaç güçlü çizgiyle, muzipçe süslenmiş ve yan yana dizilmiş bir nesneler dizisi olarak, devinim halinde görür. Entelektüel sermaye yatırımına yönelik iyi ya da kötü bir resim olmasına engel değildir bu tür bakış. Yeni ressam bir dünya yaratır, bu dünyanın öğeleri, aynı zamanda onun kullandığı araç gereçlerdir, herhangi bir kanıta gerek duymaksızın, yalın ve kesin bir yapıttır onun çizdiği. Yeni sanatçı karşı çıkar: Artık resim (simgesel ve yanılsama ürünü bir çoğaltım) yapmaz o, doğrudan doğruya taş, ahşap, demir ve kalaydan kayalar, anlık duygulanımın duru rüzgarıyla her yöne döndürülebilen öncü organizmalar yaratır.
- Her burjuva küçük bir oyun yazarıdır
- Eğer yıldızların katına hızla yükselmenin zevkini tatmışsa, ölülerin ya da doğurgan kasılmaların çiçekleriyle süslü madenlere inebilmişse. Sarkıtlar: onları her yerde aramalı, acıyla büyümüş yuvalarda, meleklerin tavşanlarınki kadar beyaz gözlerinde. Böyle doğdu DADA, bağımsız olma ve topluluğun içyüzüne güvensizlik ihtiyacından. Bizimle birlikte çalışanlar, özgürlüklerini korur. Hiçbir kuramdan yana değiliz. Kübist ve fütürist akademilerden gına geldi artık: bu akademiler, biçimsel düşünce laboratuarlarından başka bir şey değiller bize göre.
- Bir manifesto yazıyorum (…) Hem ben de ilkesel olarak manifestolara karşıyım, tıpkı ilkelere de karşı olduğum gibi.
- DADA çılgınlık değildir, ne bilgeliktir ne de ironi, bak bana, kibar burjuva!
- Düzen, evrensel yetilerin, sadeliğin, katıksız kesinliğin yönettiği bir birliğin temsilidir.
Dada Manifestoları ve Diğer Metinler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ameliyat: Dadaizmi tanımlamak için hiçbir şeye gerek yoktur çünkü tanımlanması veya tanımlanabilmesi mümkün değildir. I. Dünya Savaşı'nın yansıması ve bıraktığı tahribât sebebiyle 1916 yılında ortaya çıkan bir akım olmakla beraber isyan niteliği de taşımaktadır. Tristan Tzara önderliğinde dünyada sea getiren dadaizm, nihlizmden de zaman zaman etkilenerek yıkıcı hâle gelmiştir. Eserde bütün bildiriler toplanmış ve orijinallikleri korunmuştur. "Tahta at" anlamına gelen dada kelimesi bile rastgele konulmuştur. İddiasız Bildiri'de "sanatın uykuya daldırılması" sonucunda asıl sanatın ortaya çıkacağı tahmin edilmiştir. Dünyadaki her şey yıkım ve savaş getirirken böyle bir anlayışın ortaya çıkması bir paradoks mu yoksa alenen ortada olan bir şey midir? İşte, Tzara'nın da yapmak istediği tam da budur: "Anlamsız olanı dışarı çıkarmak." Tzara'nın "Dadaist Bir Şiir Yazmak İçin" adlı şiirinde de görüldüğü gibi ne yaparsak yapalım en sonunda şiir bize benzeyecektir. Dünya da öyle değil midir? Ne yapsak yapalım yine bize benziyor. Bu inceleme, dadasit bir tutumla ele alınmamış veya yazılmamış olabilir ama yazılaydı şu şekilde olurdu: H E R K E S T E R S İ N İ s ö y l ü y o r s a H a K l I d I R da o N d A n (Egemen Dağ)
• Dadaizm dengesini yitirmiş bir kuşağın isyanını ve ümitsizliğini ifade eden akım. • Adını Romanyalı T. Tzara'nın “Laurousse” sözlüğünü rastgele açarak bulduğu, çocukların binerek oynadıkları 'ağaç parçası, tahta at' anlamına gelen “dada” sözcüğünden almış • Akımın oluşmasında Avrupa'yı ve dünyayı sarsan 1. Dünya Savaşı etkileri • Kuralsızlığı kural edinen bir akım oldugu • Hiçbir dini, ahlaki, toplumsal değeri tanımayan ve hepsiyle alay eden bir anlayış • Tüm geleneklere ve edebi akımlara karşı çıkmışlardı (Nurtaş ulaşoglu)
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaptı. Ve bu güne kadar okumadığım için pişmanım bugüne kadar sitede 9 kişi okumuş üzüldüm doğrusu hepinizin kafanıza dada tüküresim var. Hele benim gibi anarşizm ve nihilizmin kıskaçları altındaysanız ama yine de hiçbir düşünceden yeteri kadar tatmin olamıyorsanız dada size iyi gelecektir. Gelelim dadayla olan serüvenime lisedeydim. Yaklaşık 10 yıl olmuş edebiyat öğretmeni ilgiyle coşkuyla anlatmıştı dadaizmi ve ilgimi çekmişti o zamanlar. “1. Dünya Savaşı sırasında oluşmuş protest ve kuralsız bir hareket demişti hatta o kadar kuralsız ki kendi isimlerini bile seçerken sözlükten kelimeleri kesip bir poşete koymuşlar ve poşeti rastgele sallayıp ilk seçtikleri kelime kendi izm’ini oluşturacakmış ve o kelime dada olmuş”. Ben çok boş yapmayım şurada baya güzel bir dada incelemesi buldum ve onu da şuna bırakayım: https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya-forum/2019/11/17/dunya-forum-dada-otorite-dusmani-devrimci-bir-karnaval/ Son söz olarak Dadaya günümüzde ihtiyaç olmadığına, ömrünü doldurmuş bir düşünce olduğuna katılmıyorum. Savaş karşıtı sanat hareketi olan dada günümüzde tam da ihtiyaç duyulan bir tavırdır. İnsanların bu kadar keskin ve ölümcül kurallarının, doğrularının, ahlaki değerlerinin bulunduğu günümüzde; ancak doğrusuzluk, ahlaksızlık ve kuralsızlık düşüncesi insanlığı ve sanatı ayakta tutabilir. Bu yüzden bence yıkımsal etkiye sahip dada ya da başka bir düşünce en güzel yapımdır. Nitekim akla dayalı ideolojilerin insanların başına ördüğü çoraplar ortadadır ve burada izlenmesi gereken tavır akılsızlık, anlamsızlık ve absürtlük olmalıdır. Yaşamdaki her şeyi gereksiz bulur kendisini bile. Dada bu yüzden eylemin ve her hareketin karşısına kuşkuyu koyar. Kendisine dahi. Madem anlamlı akıl yürütmelerim karşısındadır öyleyse kendisine karşı bir harekettir ve bildiğimiz izm’lerden epey farklıdır Dadaizm. Dada karşıtlığı hastalıktır ama gerçek dadalar, dadaya karşıdır. Ve kendisini mikrop, budala ve ölü olarak nitelendirir. Ve dadadın hiçbir kazanç getirmeyeceğini söyler. Ve bir sanat akımı olmasına rağmen sanatın aslında yüceltildiği kadar matah bir şey olmadığını söylerler. Tanrı olsun, peygamber olsun, değer olsun, sanat olsun, özgürlük olsun, hakikat olsun tüm yüceltmelerin karşısında bir tavırdır dada. Her şey aynı ve her şey ahmak bu yüzden dada budalalığı lazımdır insana. Ayrıca şu iki kitabı da okumak istiyorum ama satışları yok umarım bulabilirim kafama fırlatmak isteyen varsa yazarsa mutlu olurum kitap/dada-bakire-bir-mikroptur--71601 kitap/dada-bir-armadillodur--202061 (Enes)
Dada Manifestoları ve Diğer Metinler PDF indirme linki var mı?
Tristan Tzara - Dada Manifestoları ve Diğer Metinler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dada Manifestoları ve Diğer Metinler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Tristan Tzara Kimdir?
Asıl adı Sami Rosenstock'dır. Dadacılık hareketinin adındaki "dada" kelimesini 1916 yılında arkadaşlarıyla birlikte Larousse sözlüğünün rastgele bir sayfasını açarak buldu.[1] Dadacı Manifesto aynı yıl Tristan Tzara tarafından yazıldı. Tamamen rastlantılara dayalı ve geleneksel yazın kurallarının dışında bir edebiyat anlayışı geliştiren Tzara, şiirlerini gazeteden kesilen sözcükleri bir şapkada karıştırıp rastgele çekerek oluşturmuştur. 1921'de Paris'e yerleşerek, André Breton, Philippe Soupault, Louis Aragon ve Paul Eluard gibi şair ve yazarlarla, dilin yapısında ve kullanımında yaptıkları değişik ve çarpıcı denemelerle kamuoyunu ve sanat çevrelerini sarstılar.
Dil ve estetik kurallarını, bunların denetlemesini, mantık dizgesini yok sayan ve sözcük anlamlarına değer vermeyen, alabildiğine bağımsız çağrışımlarla ilkel ve doğrudan anlatım biçimi arayan bir sanat akımı olan Dadacılık; dünyanın, insanlığın yaşadığı yıkımdan umutsuzluğa düşmüş, hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmayan anlayışa sahip bir felsefi yapıdan etkilenmiş, I. Dünya Savaşı'nın yarattığı umutsuzluktan, boğuntu ve dengesizlikten, burjuva değerleri karşısında duyduğu tiksintiden kaynaklanan protesto eylemleri yapan ve güvensizlik ve umutsuzluk içeren yıkıcı bir devinimdi.
André Breton'un Dadacılıktan sıyrılması ve bir grup yazarın da bu sıyrılmayı taşkınlıkla dönemin kamuoyuna taşımasından sonra Dadaizm her ne kadar yaşatılmaya devam edilse de, Breton'un kurduğu Gerçeküstücülük etkisini arttırdıkça, Dadacılık da giderek ortadan kaybolmuştur. Tzara Dadacılık sonrası şiirlerini gerçeküstücülüğe yakın bir tarzda yazmıştır.
Tzara 1937'de Fransız Komünist Partisi'ne katılmış ve II. Dünya Savaşı'nda Fransız direnişçileri arasında yer almıştır.
Nihilist ve asi tavrıyla edebiyata yeni bir bakış açısı getiren Tzara'nın en önemli eserleri, L'Homme Approximatif (Yaklaşık Adam) (1931), Le Coeur à Gaz (Gazlı Yürek) (1938), Midis Gagnés (Hakedilmiş Öğleler) (1939), Parler Seul (Yalnız Konuşmak) (1950), La Face Intérieure (İç Yüz) (1953)dür. Ayrıca yazarın Dada Manifestoları adında bir kitabı da bulunmaktadır.
Tristan Tzara Kitapları - Eserleri
- Dada Manifestoları ve Diğer Metinler
- Dada Şansonları
- Dada Manifestoları ve Seçme Şiirler
Tristan Tzara Alıntıları - Sözleri
- Her seyirci entrikacıdır. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- İnsan bırakmış yüceliğini Cehennemin ayaklarının dibine. (Dada Şansonları)
- Eğer yıldızların katına hızla yükselmenin zevkini tatmışsa, ölülerin ya da doğurgan kasılmaların çiçekleriyle süslü madenlere inebilmişse. Sarkıtlar: onları her yerde aramalı, acıyla büyümüş yuvalarda, meleklerin tavşanlarınki kadar beyaz gözlerinde. Böyle doğdu DADA, bağımsız olma ve topluluğun içyüzüne güvensizlik ihtiyacından. Bizimle birlikte çalışanlar, özgürlüklerini korur. Hiçbir kuramdan yana değiliz. Kübist ve fütürist akademilerden gına geldi artık: bu akademiler, biçimsel düşünce laboratuarlarından başka bir şey değiller bize göre. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Yası ortadan kaldırma hazırlığındayız, ve gözyaşlarının yerine, bir kıtadan öbürüne uzatılmış sirenleri koyuyoruz.  (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Kübizm, nesneye basit bir bakıştan doğmuştu: Cézanne, bir fincanı, gözlerinden yirmi santimetre aşağıda tutarak çizerdi, kübistler fincana yukardan bakarak onun resmini yapıyorlar, kimileri de nesneden aldığı dikey bir kesiti bir kenara akıllıca yerleştirerek onun görünüşünü karmaşık hale getiriyor. (Burada, ne yaratıcı sanatçıları unutuyorum, ne de kesin form verdikleri malzemenin büyük amaçlarını.) Fütürist ise, aynı fincanı, birkaç güçlü çizgiyle, muzipçe süslenmiş ve yan yana dizilmiş bir nesneler dizisi olarak, devinim halinde görür. Entelektüel sermaye yatırımına yönelik iyi ya da kötü bir resim olmasına engel değildir bu tür bakış. Yeni ressam bir dünya yaratır, bu dünyanın öğeleri, aynı zamanda onun kullandığı araç gereçlerdir, herhangi bir kanıta gerek duymaksızın, yalın ve kesin bir yapıttır onun çizdiği. Yeni sanatçı karşı çıkar: Artık resim (simgesel ve yanılsama ürünü bir çoğaltım) yapmaz o, doğrudan doğruya taş, ahşap, demir ve kalaydan kayalar, anlık duygulanımın duru rüzgarıyla her yöne döndürülebilen öncü organizmalar yaratır. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Dada yaşamdaki her şey gibi gereksizdir. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Ruhun engin ıssızlığında nice ziyan olmuş şans gördüm. (Dada Şansonları)
- Faniliğimizin nafileliğinde yalnızca düşleri biliriz nurun bereketli hasadını ise asla. (Dada Şansonları)
- Çiçekli rıhtımlardaki tatlı işkencem. (Dada Şansonları)
- Her burjuva küçük bir oyun yazarıdır (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Sözcüklerin de bir ağırlığı var ve soyut bir yapı kurmaya yarıyorlar. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- DADA çılgınlık değildir, ne bilgeliktir ne de ironi, bak bana, kibar burjuva! (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Sonsuzluk ölçeğine vurulunca, her eylem boşunadır. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Düzen, evrensel yetilerin, sadeliğin, katıksız kesinliğin yönettiği bir birliğin temsilidir. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Yazılan şeyin düşünce açısından usa yatkın biçimde açıklanabilir olduğuna inanılıyor. Ancak çok görece bir şeydir bu. Düşünce felsefe için iyidir, ama görelidir. Tehlikeli bir hastalıktır psikanaliz, insanın gerçek-karşıtı eğilimlerini uyuşturur ve burjuvaziyi sistemleştirir. Nihai gerçeklik yoktur. Diyalektik, sıradan bir biçimde/her halükarda edineceğimiz görüşlere bizi yönlendiren eğlendirici bir makinedir. Mantığın aşırı titiz inceliğiyle, gerçeği sergilemiş olduğumuzu ve bu gerçeklere ilişkin görüşlerin doğruluğunu sağladığımızı mı sanıyoruz? Duyular tarafından sıkıştırılmış mantık, organik bir hastalıktır. Düşünürler, bu öğeye gözlem gücünü eklemekten pek hoşlanırlar. Ama düşünmenin tam da bu muhteşem niteliği, onun güçsüzlüğünün de kanıtıdır. Gözlem yapılır, bir ya da birçok görüş açısından bakılır, var olan milyonlarcası arasından seçilir bu bakış açıları. Deneyim de, sonuç olarak rastlantının ve bireysel yetilerin bir sonucudur. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Körfez kalbin her şeyi öyle yükseğe uçuracak ki ürperen uçuşlarla bir ağaç gibi sıkışan ışıltı patlamaları arasında terk ediyorsun patikaları. (Dada Şansonları)
- Vaat edilmiş bin dille çevrelenmiş Sevinç öngörüyorum sana. (Dada Şansonları)
- Bir manifesto yazıyorum (…) Hem ben de ilkesel olarak manifestolara karşıyım, tıpkı ilkelere de karşı olduğum gibi. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Her edim beynin sıktığı bir kurşundur. (Dada Manifestoları ve Diğer Metinler)
- Bir gün sonsuz sıcaklığın pelerinini giyeceğim Üstüme. (Dada Şansonları)