Düne Kadar Dünya - Jared Diamond Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Düne Kadar Dünya kimin eseri? Düne Kadar Dünya kitabının yazarı kimdir? Düne Kadar Dünya konusu ve anafikri nedir? Düne Kadar Dünya kitabı ne anlatıyor? Düne Kadar Dünya PDF indirme linki var mı? Düne Kadar Dünya kitabının yazarı Jared Diamond kimdir? İşte Düne Kadar Dünya kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Jared Diamond

Orijinal Adı: The World Until Yesterday

Yayın Evi: Akılçelen Kitaplar

İSBN: 9786055381554

Sayfa Sayısı: 696

Düne Kadar Dünya Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çöküş ve Tüfek, Mikrop ve Çelik gibi kitaplarıyla çok satanlar listelerinin gediklisi hâline gelen, Pulitzer ödüllü Jared Diamond, bu sefer yeni bir soruya yanıt arıyor: Dünyayı daha yaşanabilir bir yer hâline getirmek için eski toplumlardan öğrenebileceğimiz ne olabilir?

Modern dünyanın havayoluyla seyahatten telekomünikasyona, okuryazarlıktan obeziteye varıncaya kadar pek çok özelliğini değişmez şeyler olarak görüyoruz. Oysa yaklaşık altı milyon yıllık varoluşunun neredeyse tamamında, insanoğlu bunların hiçbirine sahip değildi. Bizi ilkel atalarımızdan ayıran uçurum asla aşılamayacak kadar derin görünüyor olsa da, geleneksel yaşam biçimlerini büyük anlamda koruyan toplumlara bakarak geçmişimiz hakkında yeni şeyler öğrenebiliriz. Yeni Gine'nin dağlık kesimlerinde yaşantısını sürdüren bu tür toplumları incelediğimizde, evrim süreciyle kıyaslandığında tüm bu değişikliklerin ancak dün yaşanmış olduğunu ve biz modernlerin çoğu zaman modern durumlardan ziyade geleneksele daha kolay uyum sağlayan bedenlere ve sosyal uygulamalara sahip olduğumuzu görebiliyoruz. Düne Kadar Dünya, milyonlarca yıllık insan geçmişinin büyüleyici görünümünü ilk elden ortaya koyuyor ve geçmişimizle günümüz arasındaki farklılıkların bugünkü hayatlarımız için ne gibi bir anlam taşıyor olabileceğini irdeliyor.

Düne Kadar Dünya, Pasifik Adalarının yanı sıra Amazon yerlileri, İnuitler, Kalahari San halkları ve diğer eski toplumlar üzerindeki on yıllarca yıllık saha çalışmalarından yola çıkan Jared Diamond'ın bugüne kadar yazdığı en kişisel kitap hiç şüphe yok ki. Geleneksel yaşam tarzını benimseyen halkları romantik bir bakış açısıyla ele almaktan kaçınan Diamond, bu toplumları insanoğlunun karşılaştığı çocuk yetiştirme, yaşlı bakımı, anlaşmazlıkların çözümü, risk yönetimi ve fiziksel sağlık gibi evrensel sorunlara getirdikleri çözümler açısından inceliyor.

Kışkırtıcı, aydınlatıcı ve eğlenceli... Düne Kadar Dünya, her okurun elinin altında bulunması gereken etkileyici bir inceleme

Düne Kadar Dünya Alıntıları - Sözleri

  • "Bulaşıcı hastalıklar sadece son ikiyüz yıl içinde Birinci Dünya'daki insan ölümlerinin bir nedeni olarak önemini yitirmiştir. Temizliğin öneminin anlaşılması, devletlerin halkın temiz su kaynaklarına erişimini sağlaması, aşının geliştirilmesi ve diğer kamu sağlığı önlemleri bunun nedenleri arasındadır. Bulaşıcı hastalıkların nedeni olan mikroplar hakkındaki bilgilerin gelişmesi, diğer akılcı karşı-önlem ve yöntemlerin de gelişmesine neden olmuştur. Antibiyotiklerin keşfi ve kullanılmaya başlanması bu gelişmelerden biridir. Yetersiz hijyen, geleneksel toplumlarda bulaşıcı hastalıkların hızlı yayılmasına neden olur. Onlar, yakınlarına dışkılarını yaptıkları su kaynaklarını içerler, yemek, banyo ve çamaşırda kullanırlar ve yemek yemeden önce ellerini yılamanın önemini bilmezler."
  • Bütün insan toplumları özgündür (tekildir). Bununla birlikte, yine de bazı genelleştirmeler yapabilmemizi sağlayacak birtakım örtüşen kültürlerarası nitelikler de vardır. Toplumların, en az dört özelliği içinde birbiriyle ilişkili eğilimler vardır; nüfus büyüklüğü, geçim tarzları, siyasi gücün merkezileşmesi ve sosyal katmanlaş­ma. Nüfus büyüklüğü ve yoğunluğundaki artışla birlikte gıda ve diğer gereksinimler şiddetlenmeye başlar. Köylerde yaşayan çiftçi­lerin dönüm başına elde ettikleri gıda, avcı-toplayıcı göçebe kabilelerin elde ettiğinden fazladır. Diğer yandan modern devletlerde makineleşmiş çiftlikler ve daha yoğun nüfus tarafından yoğun bir şekilde sulanan arazilerden dönüm başına elde edilen ürün bun­dan da fazladır. Siyasi karar mekanizmaları, avcı-toplayıcı kabile­lerin yüz yüze gruplarından siyasi hiyerarşilere ve modern devle­tin karar alıcı liderlerine doğru, artan bir şekilde merkezileşmeye başlar. Küçük avcı-toplayıcı grupların eşitlikçi yapısından büyük merkezileşmiş toplumlara geçtikçe insanlar arasındaki eşitsizlikler ve sosyal katmanlaşmada artar
  • “Beyaz adam geldiğinde... Öyle korkmuştum ki, düzgün bir şekilde düşünemedim ve kontrolsüzce ağlamaya başladım. Babam beni elimden çekerek sürükledi ve bir kunai çalısının arkasına saklandık. Sonra o ayağa kalkarak beyaz adama kendini gösterdi... Onlar gidince insanlar [biz Yeni Gineliler] oturup hikayeler uydurmaya başladılar. Beyaz derili adamlar hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı. Uzak yerleri görmüş değildik. Biz sadece dağların bu taraflarını biliyorduk ve yaşayan tek insanların biz olduğumuzu sanıyorduk. Biz bir insan öldüğünde, derisinin beyazlaştığına ve oraya “doğru —ölüler diyarına— sınırı aşarak gittiğine inanıyorduk. O yüzden yabancılar geldiğinde şöyle dedik: ‘Bu adamlar dünyadan değiller. Onları öldürmeyelim —onlar bizim kendi akrabalarımız. Ölüp de beyazlaşan ve geri dönen kişiler.”
  • ...dinin işlevlerini yitirmekte olan modası geçmiş bir şey mi, yoksa varlığını sürdürmeye devam edecek olan bir olgu mu olduğu sorularının yanıtlarını arayacağım.
  • “Geleneksel toplumlarda büyüyen erkekler çocukluktan itibaren öldürmeye cesaretlendirilirler ya da en azından nasıl öldüreceklerini öğrenirler, fakat modern devlette yetişen vatandaşların çoğu sürekli olarak öldürmenin ne kadar kötü bir şey olduğu konusunda eğitilirler. Sonra da 18 yaşında aniden askere alınıp orduya katılırlar, ellerine bir tüfek verilip düşmana ateş etmeleri ve vurmaları istenir. I. ve Il. Dünya Savaşlarına katılan askerlerin büyük çoğunluğunun —bazı tahminler yarı yarıya kadar çıkar— bir düşmana ateş ederken onu hiç görmemiş olmaları şaşırtıcı değildir. Dolayısıyla, geleneksel toplumlarda bir düşmanı yüz yüzeyken öldürmeye karşı ahlaki kısıtlamalar ve bu tür kısıtlamaları kaldırabilmek için gerekli düşmanı görmeden öldürebilecek teknolojiler yokken, modern devletli toplumlar hem bu tür kısıtlamaları yaratma, hem de onları bypass edecek teknolojileri geliştirme eğilimindedir.”
  • “Aka pigmeleri arasında bir ebeveyn bebeğine vuracak olursa, diğer ebeveyn bunu boşanma nedeni sayar.”
  • “Çin’de hemen hemen bütün yaşlılar ve Japonya'da da tüm yaşlıların nerdeyse dörtte üçü, çocuklarının evlerinde yaşamaktadır.”
  • Devletlerin geriye kalan, herkes için çok bilindik bir özelliğide en eşitlikçi İskandinav demokrasilerinde bile vatandaşların siyasi, ekonomik ve sosyal açılardan eşit olmamalarıdır. Herhangi bir devlet kaçınılmaz olarak emirleri verecek, yasaları yapacak bir­ kaç siyasi lidere ve bunlara uyacak olan çok sayıda sıradan insana ihtiyaç duyar.
  • Bir yanda uzayan yaşam süresi, yaşlıların fiziksel sağlıklarının daha iyi olması ve toplumun geri kalanının insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar onlara bakma im­kânları var. Diğer yanda ise, yaşlı insanlar geleneksel zamanlarda­ ki topluma olası katkıları ve yeteneklerini hızla ve büyük oranda yitirdiler. Onlar fiziksel olarak daha sağlıklıyken sosyal olarak ge­ nellikle daha kötü bir duruma düşüyorlar.
  • Dünyada bilinen farklı dil sayısı 7 bin civarındadır... Bu 7 bin dilden dokuzu "büyük" dillerdir ve her biri en az yüz milyon ve daha fazlası insan tarafından konuşulmakta...
  • “Kunglar çocukları cezalandırmama politikalarına çocukların akli melekeleri olmadığı için davranışlarından sorumlu tutulamayacaklarını söyleyerek açıklama getirirler. Hatta Kung ve Aka çocuklarının ebeveynlerine tokat atmaları ve hakaret etmeleri hoşgörüyle karşılanır. Sirionolar çocukların pislik ya da yasak hayvanları yemesi durumunda, onları sert bir şekilde çekiştirip hafif dozda bir cezalandırma uygulasalar da asla vurmazlar.”
  • “Modern toplumlardaki emzirmekte olan anneler avcı-toplayıcı akranlarından farklı olarak, cinsel yaşamlarına geri döndüklerinde bu iki nedenden dolayı hamile kalabilirler (buna şaşırsalar da): emzirme sıklığı geçici kısırlığa yol açmaya yetecek kadar sık değildir ve beslenme rejimleri nedeniyle yağ seviyeleri, süt üretimine harcanan kalorilere rağmen yumurtlamanın olamayacağı kritik eşiğin altına düşmemektedir. Eğitimli Batılı annelerin birçoğu, süt üretimine bağlı geçici kısırlığı duymuştur, fakat çok azı bu olgunun sık emzirmeyle ilişkisinden haberdardır. Bir arkadaşım, doğum yaptıktan sadece birkaç ay sonra hamile kalmış ve korku içinde endişesini dile getiren modern kadınlar kervanına katılmıştı, “Ama ben emzirirken hamile kalamayacağımı zannediyordum!”
  • “Modern devletli toplumlarda sevgi, öfke, acı ve korku duygularının ifade edilmesi makul görülüp teşvik edilir, ama intikam duygusuna karşı bu hoşgörü yoktur. Bizler intikam duygularının ilkel duygular olduğu öğretisiyle yetiştiriliriz. Bunlar utanç duymamız ve aşmamız gereken duygulardır. Toplumlarımız kişisel intikamların peşine düşmekten bizi alıkoymak için bu inançlara karşı telkinlerde bulunur.”
  • Dilsel farklılık­lar gerginlikterin temel nedeni değildir. İnsanlar, din, siyaset, et­nisite ve giyimle ilgili önyargılarını terk edip diğer insanlara kötü gözle bakmayı bırakmalıdırlar. II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa ' daki en berbat kitlesel katliam, Ortodoks Sırptarla Kara­ dağlılar (sonradan birbirlerinden ayrıldılar), Katalik Hırvatlar ve Bosnalı Müslümanlar arasında yaşanmış ve bu halklar birbirlerini kadetmişlerdir. Halbuki onların hepsi de aynı dili konuşuyorlar­ dı,
  • İnsanlar dilde, dinde, etnisitede ve siyasi görüşlerde farklılaşırken, baskıcı yönetimlerin ya da katliamların tek alternatifi , insan­ların karşılıklı hoşgörü içinde birlikte yaşamayı öğrenmeleridir.

Düne Kadar Dünya İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Çöküş ve Tüfek, Mikrop ve Çelik gibi kitaplarıyla çok satanlar listelerinin gediklisi hâline gelen, Pulitzer ödüllü Jared Diamond, bu sefer yeni bir soruya yanıt arıyor: Dünyayı daha yaşanabilir bir yer hâline getirmek için eski toplumlardan öğrenebileceğimiz ne olabilir? Modern dünyanın havayoluyla seyahatten telekomünikasyona, okuryazarlıktan obeziteye varıncaya kadar pek çok özelliğini değişmez şeyler olarak görüyoruz. Oysa yaklaşık altı milyon yıllık varoluşunun neredeyse tamamında, insanoğlu bunların hiçbirine sahip değildi. Bizi ilkel atalarımızdan ayıran uçurum asla aşılamayacak kadar derin görünüyor olsa da, geleneksel yaşam biçimlerini büyük anlamda koruyan toplumlara bakarak geçmişimiz hakkında yeni şeyler öğrenebiliriz. Yeni Gine'nin dağlık kesimlerinde yaşantısını sürdüren bu tür toplumları incelediğimizde, evrim süreciyle kıyaslandığında tüm bu değişikliklerin ancak dün yaşanmış olduğunu ve biz modernlerin çoğu zaman modern durumlardan ziyade geleneksele daha kolay uyum sağlayan bedenlere ve sosyal uygulamalara sahip olduğumuzu görebiliyoruz. Düne Kadar Dünya, milyonlarca yıllık insan geçmişinin büyüleyici görünümünü ilk elden ortaya koyuyor ve geçmişimizle günümüz arasındaki farklılıkların bugünkü hayatlarımız için ne gibi bir anlam taşıyor olabileceğini irdeliyor. Düne Kadar Dünya, Pasifik Adalarının yanı sıra Amazon yerlileri, İnuitler, Kalahari San halkları ve diğer eski toplumlar üzerindeki on yıllarca yıllık saha çalışmalarından yola çıkan Jared Diamond'ın bugüne kadar yazdığı en kişisel kitap hiç şüphe yok ki. Geleneksel yaşam tarzını benimseyen halkları romantik bir bakış açısıyla ele almaktan kaçınan Diamond, bu toplumları insanoğlunun karşılaştığı çocuk yetiştirme, yaşlı bakımı, anlaşmazlıkların çözümü, risk yönetimi ve fiziksel sağlık gibi evrensel sorunlara getirdikleri çözümler açısından inceliyor. Kışkırtıcı, aydınlatıcı ve eğlenceli... Düne Kadar Dünya, her okurun elinin altında bulunması gereken etkileyici bir inceleme (celal çelik)

İlk kitabı "tüfek mikrop ve çelik" kitabını okurken de aynı hislerdeydim. Bu kitabı okurken de sanki belgesel seyrediyorum gibi hissettim. Araştırmacı kimliğe sahip ve genelde fotoğraflama sanatı üzerine bir geçmişi olan yazarın bu kadar güçlü bir kalemide olması, yarına daha sağlıklı (belkide endişeli) bakmaya çalışan bizim gibi naçizane okurlar için büyük şans. kitap/dune-kadar-dunya--50727 (Bünyamin Çambel)

Biraz uzun süren bir yolculuk olsa da sonunda bitti ve dolu dolu bir kitap olması sebebiyle harcanan bütün zamanın hakkını tastamam verdi. Geleneksel toplumlar ve modern diye tabir ettiğimiz günümüz toplumlarının belli başlı konular çerçevesinde kıyasları, birbirlerine göre artıları ve eksileri güzel bir şekilde ele alınmış, modern toplumların mensubu olarak şükretmemiz gereken durumlar ile geleneksel toplumlarda olup bizim yitirdiğimiz ve bundan hayıflanmamız gereken değerler ortaya konmuş. Özellikle çocuk yetiştirme tarzları ve yaşlılara karşı takınılan tavırlar ilgimi çekmişti lakin kitap, savaş ve uzlaşı, beslenme tipleri, tehlikelere karşı duyarlılık gibi konularda da günlük hayatımıza ışık tutacak örnekler içermekte. Sosyoloji, antropoloji gibi bilimlere ilgi duyanların özellikle okuması gereken bir kitap ve yazarı da takip etmenizi tavsiye ederim. (Post Mortem)

Düne Kadar Dünya PDF indirme linki var mı?

Jared Diamond - Düne Kadar Dünya kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Düne Kadar Dünya PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jared Diamond Kimdir?

Jared Mason Diamond (d. 10 Eylül 1937). ABD'li evrim biyoloğu ve popüler bilim yazarı.

Pulitzer ödüllü Tüfek, Mikrop ve Çelik adlı kitabıyla tanınmıştır.

Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 9., 2008 yılında 31. sırada yer almıştır.

Jared Diamond Kitapları - Eserleri

  • Tüfek, Mikrop ve Çelik
  • Üçüncü Şempanze
  • Çöküş
  • Seks Neden Keyiflidir?
  • Düne Kadar Dünya
  • Yükseliş
  • Tarihin Doğal Deneyleri
  • Gençler İçin Üçüncü Şempanze
  • Silahlar, Mikroblar və Polad

Jared Diamond Alıntıları - Sözleri

  • Ortak ideoloji ya da din, birbiriyle akraba olmayan insanların birbirlerini öldürmeden bir arada yaşayabilmesi sorununu çözer ve insanların başka insanlar adına hayatlarını feda etmeleri için kendi genetik öz çıkarları dışında gerekli güdüyü sağlar. (Tüfek, Mikrop ve Çelik)
  • 19.yy başları ABD'sinde Lewis ve Clark kıtalar arası seferini ve Batı'nın Beyaz Avrupalılar tarafından keşfini ve fethini vurgulayan ama Amerikan yerlilerinin katli ve yerinden edilmesini ve Afrika kökenli Amerikalıların köleleştirilmesini görmezden gelen anlatılar; Endonezya bağımsızlık mücadelesinde Endonezya Cumhuriyeti' nin Hollandalılara karşı savaşlarını vurgulayan ama geniş Endonezyalı grupların cumhuriyete karşı savaşlarından bahsetmeyen anlatılar; 20.yy başları Avustralya'sında sadece Gelibolu'dan bahseden ama Aborijinlerin katli ve yerlerinden edilmesinden hiç söz etmeyen anlatılar bulunuyor. (Yükseliş)
  • Algıladığınız bir şey sizde acı dolu bir duyguya yol açarsa, katlanamayacağınız acıyı önlemek için algılarınızı bilinçdışı bir şekilde bastırıyor ya da inkar ediyorsunuz... (Çöküş)
  • Kibirli varlığımızdaki dramatik değişimleri bilime borçluyuz. (Üçüncü Şempanze)
  • Bilgi güç demektir. (Tüfek, Mikrop ve Çelik)
  • Küçümsemenin neredeyse evrensel bir hiyerarşisi mevcuttur. (Üçüncü Şempanze)
  • Beynimizdeki genişlemenin büyük bir kısmı gerçekleştikten sonra, tas aletler yüz binlerce yıl boyunca ilkel halleriyle kalmıştır. Kırk bin yıl kadar yakın bir zaman önce Neandertaller, modern insanininkinden daha büyük bir beyne sahipti ama aletleri henüz yenilik ve yaratıcılık izleri taşımıyordu. Neandertaller hâlâ büyük memelilerin sıradan bir türüydü. Diğer bazı insan gruplarının, hemen hemen modern iskelet anatomisine sahip olduktan on binlerce yıl sonra bile kullandıkları aletler Neandertallerinki kadar basitti. (Üçüncü Şempanze)
  • Ormanlar, su döngüsü konusunda temel rol üstlenirler ve o yoğun ormansızlaşma yağış miktarını azaltmak ihtimalini doğurur. (Çöküş)
  • "Bir ülkenin bağımsızlığı genelde mutlak değildir... Tarihsel kaçınılmazlıklara boyun eğmek zorunda kalmamış tek bir devlet bile yoktur." Kekkonen (Yükseliş)
  • Bütün insan toplumları özgündür (tekildir). Bununla birlikte, yine de bazı genelleştirmeler yapabilmemizi sağlayacak birtakım örtüşen kültürlerarası nitelikler de vardır. Toplumların, en az dört özelliği içinde birbiriyle ilişkili eğilimler vardır; nüfus büyüklüğü, geçim tarzları, siyasi gücün merkezileşmesi ve sosyal katmanlaş­ma. Nüfus büyüklüğü ve yoğunluğundaki artışla birlikte gıda ve diğer gereksinimler şiddetlenmeye başlar. Köylerde yaşayan çiftçi­lerin dönüm başına elde ettikleri gıda, avcı-toplayıcı göçebe kabilelerin elde ettiğinden fazladır. Diğer yandan modern devletlerde makineleşmiş çiftlikler ve daha yoğun nüfus tarafından yoğun bir şekilde sulanan arazilerden dönüm başına elde edilen ürün bun­dan da fazladır. Siyasi karar mekanizmaları, avcı-toplayıcı kabile­lerin yüz yüze gruplarından siyasi hiyerarşilere ve modern devle­tin karar alıcı liderlerine doğru, artan bir şekilde merkezileşmeye başlar. Küçük avcı-toplayıcı grupların eşitlikçi yapısından büyük merkezileşmiş toplumlara geçtikçe insanlar arasındaki eşitsizlikler ve sosyal katmanlaşmada artar (Düne Kadar Dünya)
  • "Evet problemim var ama problemim bir başkasının hatasından kaynaklanıyor. Diğer insanlar ve dış güçler hayatımı katlanılmaz hale getiriyor." Bu türden acındırma ve kurban rolü oynama eğilimleri, insanların kişisel problemleri ele almaktan kaçınmak için kullandıkları en yaygın bahaneler arasındadır. (Yükseliş)
  • “Modern devletli toplumlarda sevgi, öfke, acı ve korku duygularının ifade edilmesi makul görülüp teşvik edilir, ama intikam duygusuna karşı bu hoşgörü yoktur. Bizler intikam duygularının ilkel duygular olduğu öğretisiyle yetiştiriliriz. Bunlar utanç duymamız ve aşmamız gereken duygulardır. Toplumlarımız kişisel intikamların peşine düşmekten bizi alıkoymak için bu inançlara karşı telkinlerde bulunur.” (Düne Kadar Dünya)
  • İnsan cinselliği döllenmeden çok zevk almaya yöneliktir (Seks Neden Keyiflidir?)
  • Cinsellik en yoğun zevklerimizin kaynağıdır. Ama aynı zamanda, çoğunlukla kadınlarla erkeklerin evrimleşmiş rolleri arasındaki çatışmadan kaynaklanan acıların nedenidir. (Seks Neden Keyiflidir?)
  • "Neandertal" adı ilk iskeletlerinin keşfedildiği Almanya' daki Neander Vadisi'nden geliyor. Thal ya da Tal Almancada vadi anlamına gelir. (Üçüncü Şempanze)
  • Kimi örümcek ve peygamberdevesi türlerinde, dişi çiftleşmeden sonra, hatta çiftleşme esnasında erkeği yer. Erkeğin bu yamyamlığa karşı çıkmadığı bellidir; çünkü bu türlerde erkek dişiye yaklaşır, kaçmaya çalışmaz ve hatta, dişinin, sperma fışkırtma işinin tamamlanması için karnına dokunmadan bedeninin büyük bir kısmını yemesi için başını ve göğsünü dişinin ağzına doğru eğebilir. Doğal seçimi hayatta kalma şansının azamiye çıkarılması olarak görürsek, bu yamyamca intihar hiç anlamlı görünmez. Aslında doğal seçim gen aktarımını azamiye çıkarır ve çoğu durumda hayatta kalma, genleri aktarmak için tekrar tekrar fırsat sağlayan stratejilerden biridir. Gen aktarma fırsatlarının önceden tahmin edilemeyecek şekilde ve ender olarak doğduğunu ve bu fırsatlar sonucu oluşacak yeni döl sayısının dişinin beslenme durumuyla bağlantılı olarak arttığını varsayalım. Nüfus yoğunluğunun düşük olduğu kimi örümcek ve peygamberdevesi türlerinde bu durum geçerlidir. Erkeğin bir dişiye rastlaması bile büyük bir şanstır ve bu şansı bir kez daha bulması pek olası değildir. Erkek için en iyi strateji, bu şanslı rastlantıdan kendi genini taşıyan mümkün olduğunca çok yavru üremesini sağlamaktır. Dişinin besin deposu ne kadar geniş olursa, yumurtalara aktarabileceği kalori ve protein miktarı da o kadar artacaktır. Erkek çiftleşmeden sonra çekip gitseydi, büyük olasılıkla yeni bir dişi bulamayacaktı ve dolayısıyla, hayatta kalmasının da bir anlamı olmayacaktı. Oysa dişiyi kendisini yemeye teşvik ederek, onun, kendi genlerini taşıyan daha fazla yumurta üretmesini sağlamış olur. (Seks Neden Keyiflidir?)
  • "Endonezya'da gittiğim bazı yerlerde birbirlerine komşu Hristiyan ve Müslüman köyler gördüm ve bir cami ya da kilise görene değin içinde bulunduğum köyün hangi dine mensup olduğunu dahi anlamadım. (Yükseliş)
  • Bu soykırım, modern seçkinlerin bilerek ve isteyerek, iktidarda kalmak için nefret ve korkuyu körüklemesi sonucunda oluştu. Bu ufak ve ayrıcalıklı grup önce, Ruanda'da gelişmekte olan siyasal muhalefeti bastırmak için çoğunluğu azınlığa karşı kışkırttı. (Çöküş)
  • Almanya, geçmiş yenilgiler ve başarısızlıklara karşı sabır ve geçmiş başarılardan gelen güven için de bir örnektir. İki dünya savaşında aldığı yenilgileri atlatmahı başarmıştır. Sabır gerektiren başarıları arasında, 1871'de zirveye çıkan gerginliklere rağmen birleşme, yine 1990'da zirveye çıkan ağır itirazlara rağmen yeniden birleşme ve savaş sonrası ekonomik mucize vardır. (Yükseliş)
  • İnsan toplumları bir dizi sebeple feci kararlar alabiliyorlar: problemi öngörememe, ortaya çıkan problemi algılayamama, algılanan problemi çözmeye girişmeme, problemi çözmekte başarısız olma. (Çöküş)