Ekmek ve Şarap - Ignazio Silone Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Ekmek ve Şarap kimin eseri? Ekmek ve Şarap kitabının yazarı kimdir? Ekmek ve Şarap konusu ve anafikri nedir? Ekmek ve Şarap kitabı ne anlatıyor? Ekmek ve Şarap PDF indirme linki var mı? Ekmek ve Şarap kitabının yazarı Ignazio Silone kimdir? İşte Ekmek ve Şarap kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ignazio Silone

Çevirmen: Burhan Arpad

Yayın Evi: Evrensel Basım Yayın

İSBN: 9789756865262

Sayfa Sayısı: 328

Ekmek ve Şarap Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Elinizdeki kitap, Güney İtalyalı köylülerin faşist diktatörlüğe ve kilise bağnazlığına karşı olumsuz doğa koşullarında verdikleri yaşama mücadelesini anlatıyor. Bir yanda dünya çapında bir emperyalist savaş, diğer yanda içe kapanık yaşamlarını süren uzak İtalya köyleri. Ve köylülerin ilk kez karşılaştıkları bir rejim: Faşizm. Romanda iç içe geçen konulardan biri de sosyalist partisinin örgütlenme çabaları, devrimcilerin köylülere bilinç taşımaya çalışırken karşılaştıkları güçlüklerdir. Başkarakter Pietro Spina da bu devrimcilerden biri. İtalyan köylülerinin gelenekleri, dünyaya bakışları, üretim süreçlerinde çektikleri sıkıntılar ve buldukları çözümler, eğlence anlayışları Silone'nin edebi yeteneklerinden yansıyarak ulaşıyor bize. Üzemden şarap, buğdaydan ekmek yapanların daha neler yapabileceklerini gösteriyor bu kitap.

Ekmek ve Şarap Alıntıları - Sözleri

  • Yüksek yerlerde arkaları olmayan insanların, bu çağda, namusluca çalışıp didinmeleri neye yarardı!
  • Tilkinin bir mağarası, gökyüzündeki kuşların yuvaları var, fakat insanoğlunun, başını koyacak hiçbir yeri yok.
  • Sahte sağırların kulakları açıldığı ve sahte dilsizlerin dilleri çözüldüğü zaman, evet işte o zaman korkunç saatler çalacak. Senin böyle bir günü görmeni istemem.
  • " Saçma bir hayat, görünüşe dayanır. Sadece şöyle ya da böyle görünmek ister ilgi çekici görünmek, güzel görünmek, bilgili görünmek ve hatta bazen iyi kalpli, yardımseverve cesur görünmek ister. Aptallar için "olmak" önemli değildir;görünmek önemlidir. "
  • Sevişmek o kadar güzel bir şey ki, insanların başka şeyler yapmaya kalkışmalarını aklım almıyor. Siz de böyle düşünmüyor musunuz?
  • Saçma bir hayat, görünüşe dayanır. Sadece şöyle ya da böyle görünmek ister ilgi çekici görünmek, güzel görünmek, bilgili görünmek ve hatta bazen iyi kalpli, yardımseverve cesur görünmek ister. Aptallar için "olmak" önemli değildir;görünmek önemlidir.
  • Çağımızın felaketi, insanla insan arasındaki samimiyetsizliktir; insanla insan arasındaki güven duygusunun bulunmayışıdır. Yehuda nın o iğrenç tutumunun genelleşmesidir. Bu tutum hem kamu hayatını hem de özel hayatı zehirliyor...
  • Hükümetin bir kolu çok uzun, bir kolu da çok kısadır. Uzun kol almak içindir, herşeye yetişir; kısa kol vermek içindir, ama ancak yakında olanlara yetişir sadece.
  • Yaşam ve okul başka başka şeylerdir. Okuldayken düş kurulur, fakat yaşamda yoksulluk vardır. Yaşamda, kendimizden daha yaşlı, daha eski olan bir gerçekle karşılaşır ve ona uymak zorunda kalırız. İnsan, olmaya can attığı gibi olamaz.
  • "Sevişmek o kadar güzel bir şey ki, insanların başka şeyler yapmaya kalkışmalarını aklım almıyor. Siz de böyle düşünmüyor musunuz?"

Ekmek ve Şarap İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Proleterya, Propaganda, Faşist Dönem İtalya. Pastörize edilmiş halkların, harmanlanırken birbirlerini bir kez de kendilerinin ezdiğini, sistemin üç ayaklı çiğneyicileriyle de bu işi pekiştirdiğini gösterir kitaptır. Faşist devirde İtalyan köylülerinin hoşnutsuzluktan hoşnutluk duymaya geçiş evreleri anlatılırken, arada sesi klise tarafından kıstırılmış fakir köylülerin şaraba ekmek banışlarının hikayesi. Nitekim her ülke ve her yerde olduğu gibi sistemlerin ezici gidişine dur diyen, demek isteyen insanlar çıkıyor elbetteki. Don Paolo ya da gerçek adıyla Spina bu gençlerden biri, genç denebilirse... Tanınmamak için suratını yaşlandırıp devrim hareketlerine rahip elbisesiyle devam eden, bir bakıma kiliseyi de devrimin içine yerleştiren devrimci. Yazarın o kadar samimi bir anlatımı var ki kitabı bir an elinizden bırakırsanız bunun o devrimcilere ayıp olacağını düşünmeye başlıyorsunuz. Hele ki Burhan Arpad' a çeviri için hakkını teslim etmek şart. Savaşların her zaman bir yıkım barındırması kaçınılmaz ve yazar "" Savaş zamanlarinda evlenmek, dikenler arasına tohum ekmeye benzer "" (syf 11) diyor. Günümüze bunu uyarlarsak doğan her çocuk, dikenler arasında bir gül, bir çiçektir. Öyle ki ""tek dişi kalmış canavar" ülkelerin barış götürme adına gittikleri yerlerde o çocukların geleceğini çaldığı bilinmektedir. Emperyalizmin had sahfaya çıktığı tarih belki de şu AN yaşadığımız çağa gelmektedir. Her tarafta evrensel dilin sömürge fareleri varken ve onlar suçsuz coğrafyaların eksenlerini kemirirken o yerlerin çocuklarına bakıp nasıl gülebilir insan. Nitekim Mustafa Kemal Atatürk ne güzel sòylemiş: "Bir ulus kendi gücüne, yalnız kendi gücüne dayanmazsa, şunun bunun oyuncağı olur." Bugün içinde savaş barındıran tüm ülkeler ulusunun gücünden uzaktadır. Toplum olarak bir olunmadığı müddetçe de bu sömürülüş her zaman devam edecektir. Yarının ve bugünün çocukları adına, dünya savaşların olmadığı bir yer olsun. Bu nadir bulunabilecek güzellikteki kitabı herkese tavsiye edebilirim. Saygılarımla.... (Metin Pir)

Olay örgüsü gayet karışıktı ve akıcılığı zor oldu. :( ama yazarın dili de hoşuma gitti. Yağmurlu ve soğuk bir Ankara gününde bir kitabı daha bitirmenin sevinci içindeyim :") (Tuğbanur kurnaz)

Ekmek ve Şarap PDF indirme linki var mı?

Ignazio Silone - Ekmek ve Şarap kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ekmek ve Şarap PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ignazio Silone Kimdir?

Ignazio Silone (d. 1 Mayıs 1900 - ö. 22 Ağustos 1978) İtalyan yazar. Asıl adı Secondo Tranquilli olan yazar Ignazio Silone takma adıyla eserlerini yayınlamıştır. Toplumcu Gerçekçilik akımına yönelik yazdığı romanları Mussolini İtalyasında özellikle güneyli fakir köylülerin hayatını anlatır. Abruzzo bölgesinin kurak coğrafyası, köylülerin batıl inançları ve faşist polisin baskıları sıkça kullandığı ana temalardır. Kendisi de aktif olarak komünist olan yazar, romanlarında komünizmin idealleri ve başarısızlığını da irdelemiştir. Ayrıca yazar, komünizmi savunduğu dönemlerde Mussolini için bilgi taşıyıp muhbirlik yaptığı iddia edilmiştir. Sonraları ise sert bir anti-komüniste dönüşmüştür.

Eserlerinden Ekmek ve Şarap ile Fontamara dilimize çevrilmiştir. Fontamara romanı savaş sırasındaAmerikalılar tarafından İtalyan halkına dağıtılmıştır.

1978 yılında Cenevre'de ölmüştür.

Eserleri

Fontamara (1931)

Ekmek ve Şarap (1937) -- Vino e Pane (Çev. Ahmet Hisarlı, Yay. Remzi Kitabevi)

Il Fascismo, le sue origini e il suo sviluppo (1934)

Un viaggio a Parigi (1935)

La scuola dei dittatori (1938)

Il seme sotto la neve (1942)

Egli si nascose (1944)

Una manciata di more (1952)

Il segreto di Luca (1956)

La volpe e le camelie (1960)

Uscita di sicurezza (1965)

L'avventura di un povero cristiano (1968)

Severina (1981)

Ignazio Silone Kitapları - Eserleri

  • Fontamara
  • Ekmek ve Şarap
  • Luca'nın Sırrı
  • Bir Avuç Böğürtlen

Ignazio Silone Alıntıları - Sözleri

  • Beni ilgilendiren hiçbir şey değişmedi. Taşlar gene eskisi gibi sert. Yağmur ise her zamanki gibi ıslak. (Bir Avuç Böğürtlen)
  • Senin sevda yüzünden kendini bu derece kaybedebilecek bir insan olduğunu hiç sanmazdım doğrusu. Ne söyliyeyim istiyorsun sana? Hem acıyorum, hem hayranlık duyuyorum bu haline. (Bir Avuç Böğürtlen)
  • Çalışmayan bu mekanizmayı harekete geçirtip üstelik aksi yönde işletmek bir insanın işi değilse, o halde doğaüstü bir kuvvetin eseri demektir. Böylelikle saat kurtuluşun sembolü iken, geçmişe duyulan özlemin ifadesi haline gelmiş oluyor. (Bir Avuç Böğürtlen)
  • Toprağın altında karıncaların yürüyüşünde ve kuşların bir kıtadan ötekine uçuşunda, yol gösteren bir şeyin bulunduğunu hiç düşünmedin mi? (Bir Avuç Böğürtlen)
  • Sahte sağırların kulakları açıldığı ve sahte dilsizlerin dilleri çözüldüğü zaman, evet işte o zaman korkunç saatler çalacak. Senin böyle bir günü görmeni istemem. (Ekmek ve Şarap)
  • Hâkimler fukaraların sözüne hiçbir zaman inanmazlar… (Fontamara)
  • Saçma bir hayat, görünüşe dayanır. Sadece şöyle ya da böyle görünmek ister ilgi çekici görünmek, güzel görünmek, bilgili görünmek ve hatta bazen iyi kalpli, yardımseverve cesur görünmek ister. Aptallar için "olmak" önemli değildir;görünmek önemlidir. (Ekmek ve Şarap)
  • Hükümetin bir kolu çok uzun, bir kolu da çok kısadır. Uzun kol almak içindir, herşeye yetişir; kısa kol vermek içindir, ama ancak yakında olanlara yetişir sadece. (Ekmek ve Şarap)
  • “Hiç kimse kendi yurdunda peygamber olamaz!” (Fontamara)
  • Sanki biz neden dünyaya geldik? diye soruyordu. Bu sözüne ne cevap verilebilirdi? İnsanların neden dünyaya geldiğini bilen var mıydı? (Fontamara)
  • " Saçma bir hayat, görünüşe dayanır. Sadece şöyle ya da böyle görünmek ister ilgi çekici görünmek, güzel görünmek, bilgili görünmek ve hatta bazen iyi kalpli, yardımseverve cesur görünmek ister. Aptallar için "olmak" önemli değildir;görünmek önemlidir. " (Ekmek ve Şarap)
  • Rüyaları alaya alanlar çoktur. Birçokları da bunlarda istikbali görürler. Bence rüyalar uyumak içindir. (Fontamara)
  • Yaşam ve okul başka başka şeylerdir. Okuldayken düş kurulur, fakat yaşamda yoksulluk vardır. Yaşamda, kendimizden daha yaşlı, daha eski olan bir gerçekle karşılaşır ve ona uymak zorunda kalırız. İnsan, olmaya can attığı gibi olamaz. (Ekmek ve Şarap)
  • "Sevişmek o kadar güzel bir şey ki, insanların başka şeyler yapmaya kalkışmalarını aklım almıyor. Siz de böyle düşünmüyor musunuz?" (Ekmek ve Şarap)
  • Ne düşünüyorsun? — Toprağa dikilmiş büyük bir ağaç gibi uzun bir düşünce bu. Bütün köklerini bulmaya vakit ister. (Bir Avuç Böğürtlen)
  • Yüksek yerlerde arkaları olmayan insanların, bu çağda, namusluca çalışıp didinmeleri neye yarardı! (Ekmek ve Şarap)
  • “Hakikat mi? Hakikati bilen kim?” dedi. Michelle: “Bilmiyoruz ama, arayacağız!” diye cevap verdi. (Fontamara)
  • Para, hep para! (Fontamara)
  • Kanunlar ne kadar çoğalırsa sefalet de o kadar artıyor. Sefalet ne kadar çoğalırsa kanunlar da o kadar artıyor. (Fontamara)
  • Hiçbir ihtiyaç duymuyorum. Hiçbir isteğim yok. Kendimi bomboş hissediyorum. Boş bir valiz gibi, terkedilmiş bir ev gibi. Yaşamak iradem yok, yaşamamak iradem de yok. (Bir Avuç Böğürtlen)