Ignazio Silone kimdir? Ignazio Silone kitapları ve sözleri
Yazar Ignazio Silone hayatı araştırılıyor. Peki Ignazio Silone kimdir? Ignazio Silone aslen nerelidir? Ignazio Silone ne zaman, nerede doğdu? Ignazio Silone hayatta mı? İşte Ignazio Silone hayatı... Ignazio Silone yaşıyor mu? Ignazio Silone ne zaman, nerede öldü?

Tam / Gerçek Adı: Secondo Tranquilli
Doğum Tarihi: 1 Mayıs 1900
Doğum Yeri: Italya
Ölüm Tarihi: 22 Ağustos 1978
Ölüm Yeri: Cenevre
Ignazio Silone kimdir?
Ignazio Silone (d. 1 Mayıs 1900 - ö. 22 Ağustos 1978) İtalyan yazar. Asıl adı Secondo Tranquilli olan yazar Ignazio Silone takma adıyla eserlerini yayınlamıştır. Toplumcu Gerçekçilik akımına yönelik yazdığı romanları Mussolini İtalyasında özellikle güneyli fakir köylülerin hayatını anlatır. Abruzzo bölgesinin kurak coğrafyası, köylülerin batıl inançları ve faşist polisin baskıları sıkça kullandığı ana temalardır. Kendisi de aktif olarak komünist olan yazar, romanlarında komünizmin idealleri ve başarısızlığını da irdelemiştir. Ayrıca yazar, komünizmi savunduğu dönemlerde Mussolini için bilgi taşıyıp muhbirlik yaptığı iddia edilmiştir. Sonraları ise sert bir anti-komüniste dönüşmüştür.
Eserlerinden Ekmek ve Şarap ile Fontamara dilimize çevrilmiştir. Fontamara romanı savaş sırasındaAmerikalılar tarafından İtalyan halkına dağıtılmıştır.
1978 yılında Cenevre'de ölmüştür.
Eserleri
Fontamara (1931)
Ekmek ve Şarap (1937) -- Vino e Pane (Çev. Ahmet Hisarlı, Yay. Remzi Kitabevi)
Il Fascismo, le sue origini e il suo sviluppo (1934)
Un viaggio a Parigi (1935)
La scuola dei dittatori (1938)
Il seme sotto la neve (1942)
Egli si nascose (1944)
Una manciata di more (1952)
Il segreto di Luca (1956)
La volpe e le camelie (1960)
Uscita di sicurezza (1965)
L'avventura di un povero cristiano (1968)
Severina (1981)
Ignazio Silone Kitapları - Eserleri
- Fontamara
- Ekmek ve Şarap
- Luca'nın Sırrı
- Bir Avuç Böğürtlen
Ignazio Silone Alıntıları - Sözleri
- Beni ilgilendiren hiçbir şey değişmedi. Taşlar gene eskisi gibi sert. Yağmur ise her zamanki gibi ıslak. (Bir Avuç Böğürtlen)
- Senin sevda yüzünden kendini bu derece kaybedebilecek bir insan olduğunu hiç sanmazdım doğrusu. Ne söyliyeyim istiyorsun sana? Hem acıyorum, hem hayranlık duyuyorum bu haline. (Bir Avuç Böğürtlen)
- Çalışmayan bu mekanizmayı harekete geçirtip üstelik aksi yönde işletmek bir insanın işi değilse, o halde doğaüstü bir kuvvetin eseri demektir. Böylelikle saat kurtuluşun sembolü iken, geçmişe duyulan özlemin ifadesi haline gelmiş oluyor. (Bir Avuç Böğürtlen)
- Toprağın altında karıncaların yürüyüşünde ve kuşların bir kıtadan ötekine uçuşunda, yol gösteren bir şeyin bulunduğunu hiç düşünmedin mi? (Bir Avuç Böğürtlen)
- Sahte sağırların kulakları açıldığı ve sahte dilsizlerin dilleri çözüldüğü zaman, evet işte o zaman korkunç saatler çalacak. Senin böyle bir günü görmeni istemem. (Ekmek ve Şarap)
- Hâkimler fukaraların sözüne hiçbir zaman inanmazlar… (Fontamara)
- Saçma bir hayat, görünüşe dayanır. Sadece şöyle ya da böyle görünmek ister ilgi çekici görünmek, güzel görünmek, bilgili görünmek ve hatta bazen iyi kalpli, yardımseverve cesur görünmek ister. Aptallar için "olmak" önemli değildir;görünmek önemlidir. (Ekmek ve Şarap)
- Hükümetin bir kolu çok uzun, bir kolu da çok kısadır. Uzun kol almak içindir, herşeye yetişir; kısa kol vermek içindir, ama ancak yakında olanlara yetişir sadece. (Ekmek ve Şarap)
- “Hiç kimse kendi yurdunda peygamber olamaz!” (Fontamara)
- Sanki biz neden dünyaya geldik? diye soruyordu. Bu sözüne ne cevap verilebilirdi? İnsanların neden dünyaya geldiğini bilen var mıydı? (Fontamara)
- " Saçma bir hayat, görünüşe dayanır. Sadece şöyle ya da böyle görünmek ister ilgi çekici görünmek, güzel görünmek, bilgili görünmek ve hatta bazen iyi kalpli, yardımseverve cesur görünmek ister. Aptallar için "olmak" önemli değildir;görünmek önemlidir. " (Ekmek ve Şarap)
- Rüyaları alaya alanlar çoktur. Birçokları da bunlarda istikbali görürler. Bence rüyalar uyumak içindir. (Fontamara)
- Yaşam ve okul başka başka şeylerdir. Okuldayken düş kurulur, fakat yaşamda yoksulluk vardır. Yaşamda, kendimizden daha yaşlı, daha eski olan bir gerçekle karşılaşır ve ona uymak zorunda kalırız. İnsan, olmaya can attığı gibi olamaz. (Ekmek ve Şarap)
- "Sevişmek o kadar güzel bir şey ki, insanların başka şeyler yapmaya kalkışmalarını aklım almıyor. Siz de böyle düşünmüyor musunuz?" (Ekmek ve Şarap)
- Ne düşünüyorsun? — Toprağa dikilmiş büyük bir ağaç gibi uzun bir düşünce bu. Bütün köklerini bulmaya vakit ister. (Bir Avuç Böğürtlen)
- Yüksek yerlerde arkaları olmayan insanların, bu çağda, namusluca çalışıp didinmeleri neye yarardı! (Ekmek ve Şarap)
- “Hakikat mi? Hakikati bilen kim?” dedi. Michelle: “Bilmiyoruz ama, arayacağız!” diye cevap verdi. (Fontamara)
- Para, hep para! (Fontamara)
- Kanunlar ne kadar çoğalırsa sefalet de o kadar artıyor. Sefalet ne kadar çoğalırsa kanunlar da o kadar artıyor. (Fontamara)
- Hiçbir ihtiyaç duymuyorum. Hiçbir isteğim yok. Kendimi bomboş hissediyorum. Boş bir valiz gibi, terkedilmiş bir ev gibi. Yaşamak iradem yok, yaşamamak iradem de yok. (Bir Avuç Böğürtlen)