Ene 'Sus Ey Nefsim' - Fatih Duman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Ene 'Sus Ey Nefsim' kimin eseri? Ene 'Sus Ey Nefsim' kitabının yazarı kimdir? Ene 'Sus Ey Nefsim' konusu ve anafikri nedir? Ene 'Sus Ey Nefsim' kitabı ne anlatıyor? Ene 'Sus Ey Nefsim' PDF indirme linki var mı? Ene 'Sus Ey Nefsim' kitabının yazarı Fatih Duman kimdir? İşte Ene 'Sus Ey Nefsim' kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Fatih Duman

Yayın Evi: Nesil Yayınları

İSBN: 9786051622606

Sayfa Sayısı: 254

Ene 'Sus Ey Nefsim' Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir ses var insanın içinde... Hiç susmayan, hep konuşan... Şimdi sus ve kendini dinle kâri. Dinle ki hâlâ sesler geliyor içinden. Sussan da susamıyorsun. Durduramıyorsun içinden gelen bu sesi. İsmine "nefs" diyorlar. Diler misin bu kez biz konuşalım o içimizdeki nefsle? Aşk diyarına Hüdâyî kapısından girip nefs ile cenk edelim ister misin? Şimdi nefsinle konuşacağın bir hikâye anlatacağım sana kâri. Nefsinin konuşacağı bir hikâye... Sen de ki "hayal," ben diyeyim ki "muhal, imkânsız." Lakin şunu bil; ben inandım ki içimize bunları düşüren dahi nefsimizdir. Bizi durduran ve kandıran da nefsimizdir. Ve hatta şu anda içinde bir ses varsa ve "Okuma bu kitabı, bırak" diyorsa sana, inan ki o da nefsinin sesidir. Hem her kitap bir kişi için yazılır kâri. Belki de bu kitap yalnızca senin için yazılmıştır...

Ene 'Sus Ey Nefsim' Alıntıları - Sözleri

  • “Ben öleni değil ölümsüz olanı istiyorum, tükenip biteni değil tükenmeyeni diliyorum...”
  • Senin için yine dualar ediyorum. Ağlayasın istiyorum, ağlayabilesin. Zira insan ağladığı zaman insan. Ve ağlarsan anlarsın biliyorum, anlarsan ağlarsın.
  • “Nefsine zor gelen hakkında hayırlı olandır..”
  • Bu kapı yokluk kapısıdır varlıkla girilmez.
  • "Bazen" diyor " İnsan aradığı için bulamaz. Aradığı en yakınında olsa da göremez onu."
  • Dünyada ne yapıyorsan bil ki; ya Allah içindir ya nefsin için. Allah için yapmak letafet ama nefs için yapmak felakettir.
  • ❝ "Hüzünlenme" dedi, "Allâh isterse her şey olur." ❝
  • "Hüzünlenen insan Allah’ı hatırlar"

Ene 'Sus Ey Nefsim' İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Anlatmaya meyl etsem, mutmain olmayacaksın "Oku" desem, "listem kabarık" diyeceksin. Ama bu kitabı okumadan evvel kendimi "hür" bilirdim. Üstelik en büyük tahakkümün altında ezilirken. Bu kitap bana; "nefsin seni esir almış, gözünü bağlamış, ayaklarından prangalamış, kefenleyip sarmalamış" dercesine haykırdı. Ve şu an yeni bir yolculuğa çıkıyorum. Nefsimi tanımak için, onun sesini ayırt edebilmek için; kendi içime seyahat ediyorum. Dipnot: Bu kitabı okurken "nefesiniz" okuduktan sonra "nefsiniz" kesilecek. (Oğuzhan Âsım Güneş)

Biz ne yapacağız!: Bursa kadısı iken kadılığı bırakıp Üftade Hazretlerine talebe olan, kibrini kırmak için hocasının emri üzere sırtındaki işlemeli kaftanıyla Bursa sokaklarında ciğer satan, ahalinin garipseyen bakışlarına, çocukların "deli, deli" diye eğlenmelerine büyük bir sabırla tahammül gösteren Aziz Mahmud Hüdayi.. "ENE" kitabı Allah'a dost olmak için nefsinin sesini dinlemeyen, azıcık dahi nefsine meyledecek olsa nefsini ezecek ameller yapıp, en nihayetinde de yaşarken nefsini zapturapt altına almayı başarabilmiş olan Aziz Mahmud Hüdayi'nin nefsiyle mücadelesini anlatıyor ama ne mücadele.. Hocası Üftade Hazretlerine "Çok zor, çok zor..." demesi buna binaen Üftade Hazretlerinin "Bilirim zor, bilirim çok zor" demesi. Bu iki kahraman insanın, bu iki mübarek evliya zatların bu mertebeye gelmeden önce nefsleriyle ne denli cenk ettiğini ne denli büyük bir mücadele verdiklerini ortaya koyuyor. Ah, biz insanların çoğu bunlardan habersiziz. Kitabı okuduktan sonra insan düşünmeden edemiyor; benim haberim var mı, ben ne yapıyorum? "Bilmek ayrı imiş yapmak ayrı!" diyor kitapta. Biz ne yapacağız. Bizim Üftade Hazretlerimizde yok kapıdan çıkarken bizi yakalayıp karşımızda duracak.Hergün belki de kendimize sormamız gereken soru bu: Biz ne yapacağız! Spoiler İnsanlar ömür denen şeyi ne de uzun sanıyorlar. Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hiç ölmeyeceklermiş gibi dolaşıyorlar. Oysa etraflarında o kadar ölüm var ki! O kadar çok ölen var ki etraflarında. Yine de ibret almıyorlar. Ölüm denen mecburiyetin bir gün onlara da geleceğini hiç getirmiyorlar akıllarına. Sanki ölenler hep diğerleri olacakmış zannediyorlar. İnsan ne kadar nisyana meyilli, unutmaya ne kadar da alışık! (Harun)

Ene 'Sus Ey Nefsim' PDF indirme linki var mı?

Fatih Duman - Ene 'Sus Ey Nefsim' kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ene 'Sus Ey Nefsim' PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Fatih Duman Kimdir?

1987 yılında Sivas'ın Şarkışla ilçesinde doğdu. Çatalca İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra 2006 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesine başladı. Bir dönem Ürdün Devlet Üniversitesi'nde de öğrencilik yapan Fatih Duman Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dördüncü sınıfında öğrenimine devam etmektedir.

Buruciye Edebiyat, Dikili Ekin ve Ferda gibi dergilerde yazı ve şiirleri yayınlanan Fatih Duman pek çok kurumun düzenlediği şiir ve makale yarışmalarına katılmış ve ödüler almıştır. 2007 yılından beri de Ferda Edebiyat ve Kültür Dergisinin editörlüğünü yapmaktadır.

Fatih Duman Kitapları - Eserleri

  • Yandık Elhamdülillah
  • Pir-i Türkistan
  • İsimsiz Kitap
  • Ah
  • İlm-i Aşk
  • Doğuda Aşk Böyle Yazılır
  • Ene 'Sus Ey Nefsim'
  • Sır: Aşıklar Ölmez
  • Düş Yanığı
  • Aşk Varsa Kusur Yoktur
  • Miftah
  • Çanakkale'den Cennete Bir Yol Gider
  • İkra
  • Dem
  • Kızılelma 1 - Anadolu
  • Kızılelma
  • Âmâ
  • Dağıldık Allah’ım Sen Topla Bizi
  • Lâl
  • O Balonda Babamın Nefesi Var
  • Cenazene Mahalle Bakkalı Gelir

Fatih Duman Alıntıları - Sözleri

  • RİVAYET EDERLER Kİ Ayasofya'nın inşası bitip de tamam olduğu vakit o ulu mabedi görenler gözlerini hayretle açmış ve böyle bir mabedin insan gücüyle yapılamayacağına inanmışlardır. (Miftah)
  • Yapmayıp merak edeceğime, yapar pişman olurum.. (Âmâ)
  • "Allah" dedi birden, "dünyayı insan için var etti doğru, lakin insanı dünya için değil. Dünyaya sahip olmak için değil Allah'ın kudretine şahit olmak için geldik." (Âmâ)
  • İnsan dediğin derdi kadardır. (O Balonda Babamın Nefesi Var)
  • DERLER Kİ KONSTANTİNİYYE ahalisi kendi dindaşlarından bunca zulmü gördükleri günden sonra başlarına gelecek her bir felaketi düşünmüş ve bunca zulümden kurtuluşu elbet bir gün geleceklerini bildikleri Türklerde görmüşlerdir. (Miftah)
  • İnsan ölür, lakin dava ölmez oğul. (Kızılelma 1 - Anadolu)
  • İnsan "Allah'a imanım var" diye kendine bir an bile olsa güvenmesin. Zira içinde iman vardır sahi lakin nefsi de vardır. Kendine, kendi nefsine güvenmek Müslümanlık alemeti değildir. Müslüman olan kişi kendine değil Allah'a güvenir. (O Balonda Babamın Nefesi Var)
  • “Gönlüme girdin” demişti bana. “Gönlüme girdin...” Oysa ben birinin gönlünde yer edecek biri olduğuma inanmamıştım hiç. (Âmâ)
  • Kendi ölümümü kendim taşıyorum her an yanımda. (Sır: Aşıklar Ölmez)
  • Ölümü anlatmak köre güneşi anlatmak gibi... (Sır: Aşıklar Ölmez)
  • Köre nedir köre ne? Görenedir görene... (Cenazene Mahalle Bakkalı Gelir)
  • "Tarih bana aslında bir tek şey öğretti: büyük insanların, imtihanlarıda büyük olur. " (Ah)
  • Bunlar birer hikâye değil, efsane değil olsa olsa toprağa kanla yazılmış destandır bu. (Çanakkale'den Cennete Bir Yol Gider)
  • " İyiyim" diyordu. Gerçi insan böyleydi kötü olsa bile "Nasılsın" diye sorulduğunda "İyiyim" derdi. (Âmâ)
  • Allah isterse olmaz da olur. (Sır: Aşıklar Ölmez)
  • Ve anlatmaya devam etti Hüseyin Efendi: " İşte o an anladım her şeyi. Biz mukaddesat için, Allah için, vatan için savaşıyorduk. Onlar ise zulüm içib ölüm için ve Allah'a düşmanlık için geliyorlardı. Ve Allah bizimleydi. Öyle inanıyor, öyle hissediyor ve hatta görüyorduk gözlerimizle.." (Çanakkale'den Cennete Bir Yol Gider)
  • Bazı insanlar ne kadar çok direniyorlar anlamamak için... (Dağıldık Allah’ım Sen Topla Bizi)
  • ... Meydanı doldurup Ayasofya'ya hayretle bakan ahalinin kimi gördüğünü bir rüyaya yoruyor kimi inanamıyor kimi inansa da aklı almıyordu. Zira öyle ulu bir mabet, böyle büyük bir kubbe nasıl oluyor da ayakta duruyor diye düşünüyorlardı. Zira sanki YER DEĞİL DE GÖK TUTUYORDU mabedi. (Miftah)
  • Allah şehirleri fethedenleri değil gönülleri fethedenleri unutturmaz (Pir-i Türkistan)
  • Lakin zaman bir garip derviş, bir lahza olsun yerinde duramıyor. Her an bir nehir gibi akıp gidiyor işte. (İsimsiz Kitap)